25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 Mayıs ı . 3 i Çocuk Masalları jmerakh şeyler Zürafa yarışı Cenubî Afrikada Maferking şehri civarında, halihazırda dünyamn hiç bir tarafında mevcut olmıyan bir şey yapılmıştır: Zü rafaların yarışına mahsus mey • dan! Oralarda üzerine jokeylerin bağlanmış olduğu zürafalar tıpkı yarış atlan gibi birbirlerini geçmeğe çalışacaklar. Hem sü rat, hem de mukavemet yarışla • rı yapılacak. Şimdiden gerek koşacak zürafalar, gerekse bunların üstüne binecek jokeyler ye tiştirilmektedir. Zürafalar, pek zeki mahluklar olmamakla be raber bu iş için oldukça itaatli gorünmektedirler. Lâkin bilhassa dörtnala kalktıkları zaman bütün vücutlerile Bilmeceyi Halledenler Sabun nasıl icat edildi? Avrupamn en temiz halkı o larak tanınmış Holandalılaiın sabunun nasıl icat edildiğini araşhrmalan pek tabiidir. Lahey gazetelerinden biri bu mesele hakkmda uzun bir makale yazmıştır. Buna nazaran kül ve içyağile ilk defa sabun vücude getiren Gollülerdir. Onlardan Romalılara intikal eden sabun hnalâtı bilhassa bu memlekette çok inkişaf etmiştir. Pompeyi harabelerinde kolralu sabun imaline yarıvan gayet mütekâmil bir fabrika harabesi meydana çıkarılmıştır. Ücüncü asırda ise A Vaktile Avrupamn göbeğinde bir I Diye sordu. thliyar kadın: kralla bir kraliçe yasıyordu. Bunlar ço ' Ne yaphğımı görüyorsun kıziml cuklan olmadığmdan dolayı son dere • Tarzında bir cevap verdi. Prenses o ce meyustular. Nihayet kraliçe bir k u zamana kadar böyle birşey görmediği çocuğu dünyaya getirdi. için meraka dusmuştu: Tabü bükümdar, karuı ve bütün Aman ne güzel şey, bırak biraz memleket ahalisi mütbif «evindiler. Kırk da bu isi ben yapayun. gân kırk gece senlîk yaphlar. He • Bu hususta tecrübesi olmadığı için men bütün sehir balkı ziyafete davet şişin nasd kullamlacağmı bilmiyordu. olundu. Sarayda sofralarm biri kn Dikkatsizlik neticesi şisi eline bahrdı ve rulup biri kalkıyordn. Yemeklerde her o ande kendisinden geçti. kesm önüne özeri mucevher kakmah thb'yar kadm hiç beklemediği bu fealtın bıçak, çatal ve kaşık korruyordu. lâket karşısmda telâşa düşerek: Bir akfam yemek salonona ihtiyar tmdat, imdat! bir kocakan girdi. Belki senelerdenbeDiye haykırmağa başladı. GiirSHüye ri kulübesinden çıkmamıs olduğu için patonun diğer adamlarile birlikte kral birçoklan onu öldü zannediyorlardı. ve krab'çe de kosup geldiler. Tabiî derKral ona da bir takım verümesini hal vaktile ihtiyar kadmm inkisarüe emretti. Fakat altın takımlardan kal • birlikte, ötelri nur yüzKi kaduırn sözle • rini hahriadılar. Hmçkınklar içmde genç kızı şato • nun en guzel odalarmdan, ipekli çar şaflar dösenmis tnukeDef bir karyola ya yahrdılar. Kral, kızmm uyanma zamanı gelince olduğu gibi o yatakta bırakılmasmı emrettf. O anda vaktile ziyafette hazir bulunmuf olan nur yüzlü kadm da şatoya gelmişti. Prensesin üeride uyandığı vakit bu koskoea bmada kendini yalnız göriir • •e korkacagnn düsünerek orada kadm erkek, hizmetçi, usak, asker, muhafız, bahçrvan nekadar insan varsa hepsini üiç vererek uyuttu. Yalnız kralla kraliçeye doktmmamıstı. madığı için kendisinin önüne gümtiş • Bu suretle onlar da hanımlarile hirten olanlar kondu. Acuze buna kızdı ve Ekte bulunacaklar, o uyandiğt vakit, dudaklannm arasmdan anlasdmaz bir* Bteküer de uyanıp hemen hizmetine koşeyler mınldandı. •acaklardı. Pek yakininde oturanlar ne sSyledi • Kral ve kraliçe kızlannı son bir de • ğini biraz îşitmişlerdi. Kuçiik prensese inkisar ctmis, oıran hayatta fdâkete uğramasını temenni eüıityU. Derken orada hazn bulunanlardan bazılan prenses için hayır dualarda bulundular. Kimisi, dünyamn en guzel kızı olsun, kimisi ruhn bir meleğmkine benzesin, kimisi seytan gibi zekâ eser • leri göstersin, kimisi sesi bülbülünku • nü andırsm, kimisi keklik gibi sekip dans etsin, kimisi he* aleti çalacak bir mus:kis'nas olsun dedi. Sıra ibtiyar kadma gelmisti. O, tft reye threye besiğin yanına yaklaşh: tnşallah, dedi, bir tarafma bfefey batar da çabucak öliip gider. Bu haince temenni herkesle beraber tabiî kral ve kraliçeyi de son derece kızdjnnışh. Muhafızlar, flıtiyar kadmı yakalayıp dısan attılar. Bir ayağı çn • fa daha öpüp kucakladıktan sonra sakurda olan acuzeye bundan fazlasuu raylanna döndüler ve o satoya khn yanmak ta münasip değîldi. ohma olsun biçbir insanm yaklaşma • Yoksa kral hiç süphesiz o anda onun ması için her tarafa emirler gönderdi • boynunu vurdurabiürdi. kr. Tam o sırada nur yfizlö genç davetFakat bu emre hemen hiç te lüzum li hanımlardan biri üerledi: yok gibiydi. Çunkü kralla kraliçe ora • Korkmayın, krahm, kraliçem, dedan çıktıktan sonra gene nur yüzlü kadi, bu ihtiyarm fena duası tutmaz. Tu» dmm emrile şatonun etrafındaki ağaçtac?k olsa, prensesin eline ayağraa birlar birbirine yaklasıp o kadar sıkıstı sey batsa bile, emin olım ki ölmiyecek, lar ki aralarmdan değme insan, hay van değil, smek bile geçemezdL Arkası gelecek defa r raplar siyah bir sabun icat et mişlerdh* ki bunun adı hâlâ «Arap sabunu» diye yadolunmak ğulmak üzere olan maymunu Nasıl, insanlara en yakın hay • tadır. En son tarz sabun hnalâtı hareket ettikleri için jokeyler vanlar maymunlarsa, insanlar sudan çekip çıkardılar. ise 1461 den itibaren Italyada düşmek tehlikesine maruz kal daki gibi ana şefkatine de en ziGibbon denilen bir cins may vücude getirilmeğe başlanmış mışlardır. Binaenaleyh hususî eyade onların arasında tesadüf o • munun dişisi nehir kenarında yav tır ve sabun ismi de bu madde • ğerler yapılmıs ve jokeylerin onlunmaktadır. rusunun yüzünü yıkıyordu. Bu • ye imal olunduğu Savone kasa lara yukarıda da dediğimiz giMaamafih maymunlardan manu yaparken öyle ihtimam gos basına istinaden verilmiştir. Bi • bi bağlanmaları icap etmiştir. ada diğer hayvanlarda da ana, ev teriyordu ki sanki o ölürse ken zim sabun imalâtile meşhur ka • Bu garip yarışı görmek ister • sabalarîmiz bilhassa «Edremit» disi de yaşayamıyacak, arka diniz, değil mi? Ne yazık ki pek •e «Ayvalık» ve «Edirne» dir. .. sından ölecek hissini veriyordu. uzakta! . Edremit ve Ayvahğın çamaşir Şunu da söyliyelim ki dişl sabunları, Edirnenin. de kokulu sâ maymunlar, sade yavrularına bunlan hertarafta. armnmaktadır. muhabbet göstermekle iktifa etSorsan hiç fena etmezsin? mezler, onlan hayata bizzat a Ingilterede tellâllar Trende: hştırırlar, kendilerini korumalc, Eskiden bizde olduğu gibi ln Anne, bu demin geçtiğimiz gilterenin bazı yerlerinde de biryiyeceklerini bulma ve seçme istasyonun adı ne idi? kaç ay evveline gelinciye kadar usullerini de göslerirler. Eğer Hamadriyas denilen maymun bir takım tellâllar vardı. Bunlar Of aman bilmiyorum, bık yaramazlık ve itaatsizlik eder ve yavrusu kasabada olan mühim vak'alan, tım senin bu suallerinden.. lât arasındaki muhabbet teza lerse hadlerini bildirirler. yahut merkezden gelen ehemmi • Sorup öğrensen hiç fena etBir de şunu ilâve etmeliyiz ki yetli haberleri sokak sokak ge hürlerine rasgelinmekte ise de mezsin.. Çünkü orada çantan zerek ilân ederlerdi. tncriltere hüanne şefkati hususile vahşi hay bunlar bilerek ve istenerek göspencereden aşağı düstü. kumeti. 1934 senesi başlangıcın vanlar arasında daha fazla mevterilmiş hissiyat değil, ancak inDaha fena oîabilirdi 1 cuttur. Ehlileşen hayvanlar, ba dan itibaren bu tellâlları kaldırsiyakî yapılan hareketlerdir. mış, onun yerine her kasabaya lmtihandan sonra: lşte size birkaç misal: Iki maybirkaç tane hoparlör koymuştur. Oğlum 36 kisilik bir sînıfta mun bir vapurda oynuyorlardı, Hükumet konağından bir mermır, dümenci olmağa utanmadın mı?.. küçüğü denize düşünce büyüğü tellâlın birkaç saat içinde yaptı Biraz çahşsana! ği işi üç dört dakikada gorüve derhal ona bir ip uzatmak teşebrecektir. Aman babacığım, sen gene büsüne girişti. Fakat ipin kısa olşükret, bu iş daha fena olabilirdi? duğunu görünce bir taraf tan f er Daha fenası ne olacaktı? yadı basıyor, diğer taraftan da Sonuncudan daha aşağisî var mı? arkadaşını kurtarmak için deni* 5^.6^7 8* Bizim şubedeki 36 ya mu ze atılmaya hazırlanıyordu. O kabil öbür şubede 47 kişi var.. Ya sırada tayfalar yetiştiler ve bo Pekari denilen yabani domftz o şubede olaydım. ve yavmlart c Bilmeceyi dogru halledlp te bıze fotoğraf gondermiş, fakat hediye kazanamarru^ olanlarm reslnüerinl bu zahmetlerine mukabilhasıyoruz. Soldan itibaren sıra lle: 1 Balat llkmektep 78 Raşel Loya. 2 Galatasaray lisesi 750 numaraü Beşat. 3 Bostancı lstasyonu arfcasında 14 numarada Mariyariça. 4 Çekirge llkmelrtep Cenglz. 5 Beşiktaş Vidln eczanesl sahibi All Rıza B. ln kuı SeLna 6 Balat llkmektep 80 Ctl Loya. 7 Kadıkoy 10 nnciı Ukmektep 433 Berrin 8 Akçekoca llkmektep 11 numaralı Remzt. 9 KadikSy 13 ncl llkmektep 188 Tofral. 10 Beyoglu 20 ncl mektep 90 Mellha 11 Nlşantası ku ortamektebl 46S Bedka. 12 tncesu llkmektep 39 Kemalettln. Tabiati tetkik Hayvanlarda ana şefkati Fıkraiar C Mayıs bulmacası ) 1 Tayyare uçarken r~3S^ zı hassaları gibi bunu da kısmen kaybetmektedirler. Meselâ Fransada ehlî bir cins domuzlar canları sıkılınca ken di yavrulannı yerler. Halbuki pekari denen vahşi domuzlardan bir anne çocukları büyümeden ölecek olursa diğer anneler o yavruları alıp büyüt • mektedîrler. Bunlar avcılara karşı da yav rularını çok kuvvetle müdafaa 2 3 u gördiigunüz boş haadere öyle harfler doldurunuz ki, soldan saga uoğru okundugu valdt 1 inci hane: Bir mevıinı, 2 nci » j Ortada 3 fincu v : Et satıcı Yukandan aşagı okundugu vakit: 4 uncS » ı Seyret! 5ind » : Bh seyi bulmak isb'yea adama verilen emir. 6 nci * t Takltt değil 7 nci » : Etrafı su fle çevrili toprak, 8 inci » t Allah. Mânasına gelsin. Doğru halledenlerden birinciye S lî» ra, uonciye bir mSrekkepIi kalem, 0 cuncuye Foto Etemde resün çtkarmak hakkı takdhn ohmacaktır. Dördüncüden yiizüncüye kadar muh telif bediyeler. Bilmeceyi doğru halle • dip te bize fotoğraf gönderenlerin re • simleri de gazeteye basılır. Cevaplar gazetedeki cetvel üzerine yazüıp mayum sonuncu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi» adresi • ne gönderümelidir. Bu sarta riayet et • miyenler ve geç kalanlar mukâfat a lamazlar. uzun bir zaman uykuya dalacak, son • ra onu geüp bir kralm oğlu uyandjra • caktır. Fakat kral, ne olur ne olmaz, ibti • yaten o gunden hibaren memlekette »ivri uçlu seylerm kullanılmasınm ya «ak olduğunu to'lâllarla ilân */tirdi. • •• On on bea sene sonra kral ve krali • çe sayfiye yerlerinden birindeki sato'anna gitmislerdi. Genç prenses bir gün şatoyu gezerken, bîr odadan öbur o daya, bir koridordan obur koridora dolaşnken kulelerden brrine girdi. Orada üıtiyar bir kadm yfin eğiriyordu. Kralm sivri nçlu seylerm kullanılma • sını yasak ettiğinden nereden baberi o* lacaktı. Prenses: Hanım teyze burada ne yapıyorsun? Gel, çocuğum; dikkat et, göke ver kulağım, Yedi kat tanyerinden, dinle, bir set geliyor! Göke bak: Parçaltyor balutlann ağınt, Bir çift çelikten kanat havaya yukteliyor!.. * Bazt adam vardır ki yürüyemez sokakta, Bu, halbuki göklerde... tnsan buna şaşıyor! Tayyareci diyor ki: «Gezmek aytp toprakta...» Ufuklart aşıyor, bulutlarda yasıyor!.. Ytldızlart görürsun çıktıkça yükseklere, Ah; bihen ne guzeldir ak bulutların içi! Çocugum!.. Böyle bağtr iki kere, on kerei «Babaî.. Ben olacağım mutlaha tayyareci!..'» **Anne, tramvaym altında mı kalmamı, yoksa pantolonuma mn ytrtmamı isterdin! Tabii pantolonuna ytrtmanı! Anneciğim, öyleyse pantolonum yvrtdâu etmekte, onları alıp gidenleri takipten kendilerini ancak ölüm meneylemektedir. Keza kan^uronun disisi de anne çefkat ve muhabbeti hakkm da bize çok güzel bir misal vermektedir. Yaralandığı zaman yavrusunu torbasından çıkarıp bulunamıyacak bir yere sakla • makta, sonra avcıya doğru gelerek onu tamamiyle aksi bir is tikamete sevkeylemektedir. Doğrusu insanlığa lâvik bir fedakârlık değil mi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear