25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TIBBÎ BAHİSLER Alkolün tesirleri Alkol hakkındaki yanlış telâkkiler Az alkol alanlar hiç içmiyenlerden çok mu yaşıyor? Alkol kanser yapar mı? Zehir olan esanslardır H. W. Hoggarddan hulâsa: Bundan kırk sene evvel alkolün insan üzerindeki tesirati pek sade hw surette hal ve fasledüirdi. EH nize bir kadeh ahrsınız içine biraz daikol, «onra biraz da yumurtaıun beyazından koyarsınız. Yumurta • nın beyazı katılasır, tahassür eder. îşte alkol içen adatn da bu kadehle içindekine benzetilirdi. Onun dimağı, karaciğeri kadehin içindeki yumurta akı gibi taha*sür etmiş addolunurdu. Ditnağın sincabî kısmı tahassür etmiş, karaciğerinin höcereleri es • kimiş bir kunduraıun meydana çı • kan çivileri gibi dışarı fvlamıs te • lâkki edilirdi. Bu adam sersem ser*em yürür, karısmı döver farzedi • lirdi. İlâh. Alkol aleyhtarlarına yapacak çok iş kalmamıştı. Onlara, yalnız alkolün fiziyolojik, pisiko lojik ve zebir gibi olan tesiratinı göstermek için sıhhî müzeleri yanlıs teşrih levhalan, ve pis basılmış renkli karaciğer, beyin, kalp re simlerile süslemek kalıyordu. Her şeyi resimle, basit, mukni bk su • rette ispat edilivermişti. O zamandanberi ilim süratle ilerledi. tlmin mütecessis gözü önünde en kökleşmiş itikatlar bile yıkıldı. Evvelce, Japon ordusunda 50 bin askerin alkol yüzünden kötürüm olduğunu en ciddî tıp kitaplan yazmıştı. Halbuki bugün bunun beri • faeri denilen bir vitaminsizlikten ileri geldiği anlaşıldı. Şimdi de gözler alkolün bir gıda olup olmadı • ğına çevrildi. Alkol, tıpkı, yağ, protein ve şeker gibi enerji ve kalori veren bir cisimdir. Bir kokteyl kadehinde 40 kalori vardıc. Bir kadeh kokteylde bir bardak sütteki yağ kadar enerji doğurmak kabi • liyeti vardır. Fakat alkol, vücut • teki yıpranan höceceleri yenilemeye kadir değildir. tçinde vitamin, protein filân yoktur. Fakat bu, diğer gıda maddeleri için de vakidir. Protein de, yağ da yalnızbaşları • na tıpkı alkol gibi âciz cisimlerdir. 19 uncu asrın tıp kitaplanndaki eskimiş potin altına benziyen ci ğer nasıl sökülüp atıldıysa alko lün gıdaî kıymeti de öyle altüst oldu. O kadar ki Ametikada, az alkol kullananların, hiç kullanmayanlardan fazla yaşadığı bile iddia edilmeğe başlandı. Maalesef, bugünkü tetkikat uzun yaşamak için hıfıssıhha mütehassısınm tavsiye • lerine riayet etmekten ziyade insanın uzun yaşıyan aia, babadan doğması lâzım geldiğini gösterdi! tstatistikler az alkol içenlerin, hiç içmiyenlerden fazla yaşadığı • nı gösteriyor. Fakat bunun sebebi, bu adamlarm sıhhatli, gürbüz insanlar olması, hiç içmiye^lerin de zayıf, cılız, tahammül kabiliyeti az adamlardan ibaret bulunmasıdır. Esasen son senelerin gösterdiği gibi, hiç alkol içmiyen adam yok • tur. Bu, bir efsanedir. Hiç alkol almadıklannı söyliyenlecin çoğu da hakikatte müztnin bir sarhoştur. Alkol aleyhtarları arasında esasen, devri daim makinesi kâşifle • ri, altın yapanlar gibi eksanfarikler pek çoktur. Maruf Alman akıl hekimi Stekel bunlarm de'âleti tanesüliyeye müptelâ adamlar olduğunu yazıyor. İlim hali tabiide insan adalelerinde bir gramın on binde dcrdü nisbetinde* alkol bulunduğunu gösterdi. Dünyaya geldiğindenberi insan daima alkol ile tanışmıştır. Son senelerde bu meselenin kesbi kat'iyet etmesi, meseleyi aksine çevirdi. Evvelce alkolün insan üzerindeki tesiratı tetkik ediliyor • du. Şimdi insanın alkol üzerine olan tesiratı arastırılıyor. Birinci netice olarak anlaşıldı ki içilen her nevi içkide başlıca amil alkoldür. Evde yapılan şa rapla, marka tasıyan saraplar arasında bir fark yoktur. Tabiî içine ecnebi maddeleri karıştınlarak tağşiş edilenleri kasdetmiyorum. Sonra, müferrih denilen içkilerle aperetif denilenleri çıkarıyocum. Bunlarm içinde yalnız alkol değil, başka esanslar vardır. Zehirli olan da bu esanslardır. Bunlara doktorlar müferrih carminative derler. BuuIar, mideyi uıtır, gazi defeder, şiş. kinliği azaltır. Boğazina düşkün adam bir kadeh bu müferrihlerden ahr. Bir de sîgara tellendirdi mi keyfi yerine gelir. Eczacınıa naneH suyu da ayni işi görür. Alkolün mumî tedavisile ıslah edilerek vecaların ve avakıbının önüne geçilir. Şöylece arzetmek istediğim nokta şudur: Çocuklann bir tarafmın ağrıması mutlaka maddî sebeplere müstenittir. Bunları bulup tedavi • sini geciktirmemek hetn çocuğun ıatırabına karşı, hem de bilâhare hu»ule gelecek tehlikelere karsı ehcmu A 4S|iinnh»«lidâr. Matbuat kongresi Senelik içtimada hararetli müzakereler oldu IBirinci sahifeden maba'tl ba&ıslandı. İdare heyetinin senelik is raporun • da bahsi geçen meseleler üzennde müzakereler acıldı. Bu arada cemiyete yeni bir bin a bularak satm almak isüe geçen kurultayda vazifelendirPmis o lan heyetin raporu okundu. Cemiyete elverisli olabîlecek bir bina tedarik etmek işi üzerinde uzun müzakereler cereyan ettî. Ciddiyet havailik bahsi Biraz da şaka Yüksek Beden Terbiyesi Enstitüsü Bu sene ilk defa 22 genç mezun olacak Bir müddettenberi Ankarada bulu • nan Maarif Vekâ'eti B'den terbiyesi umumî müfettişi S'lim Sırn Bey dün şehrimize dönmüştür. Selim Sun Bey tstanbulda bir müddet kaldıktan sonra garp ve cenup vilâyetleri mizde yeni bir seyahate çıkacaktır. Beden terbiyesi üstadı dün ken • disile görüîen bir muharririmize Ankaradaki temaslan ve tetkikatı hakkında şu malumatı vermiştir: « Ankarada kaldığım on beş gün zarfmda yüksek beden terbi yesi enstitüsünü teftişle meşgul oldum. Enstitüde gördüğüm intizam ve değerli çalısmadan dolayı büyük bir memnuniyet duymaktayım. Enstitü bu sene ilk mezunlannı vereceh ve hepsi erkek olmak üzere 22 gen{ mezun olacaktır. Gelecek seneler de kadin mezunlar da bulunacaktır tlk mezunları tesisatı tamamlanmn olan liselerimize vereceğiz. Bu suretle bu kıymetli muallimlerden gençlik için azamî randıman temin olunacaktır. Maarif Vekili Zeynelâbidin Bey kendilerini ziyaretlerimde beden terbiyesi işlerine karşı büyük bir E lâka ve hassasiyet gösterdiler. Bu «ahada mevcut bazı tasavvurl.arın yakmda kuvveden file çıktığım da göreceksiniz.» KADRİ RAŞİT kendisi muharris değildir! Alkol haddi zatinde böbrekleri veya böbrekle münasebeti olan yolları tahriş etmez. Halbuki bazı içkilerin içinc konan kokulu esans yağları hem mideyi, hem barsakları tahriş eder. Şaraplardaki hamız da, eksilik te öyledir. Neticede bina isinin, alâkadar heyetYanlış olarak bunlarm midede Ie müstereken çahsmak üzere idare behamıziyet yaptığı söyleniyor. Halyeti tarafmdan bitirilmesi kararlaştı • buki şaraptaki hamız, sirke hatnınldı. Bıj münaseb"Üe cemiyetin vazi • zile, çayda da bulunan tanen ha • feleri etrafmda eoeyce hararetli mü mızindan ibarettir. Bunlar vücut • nakaşalar oldu. Cemiyet, tstanbul gata derhal yanar ve kalevileşirler. zeteleri ve gazetec*!eri hakkında ma • Mide yanması, geğirme, asabiyetten nasız tenkitlerde bulunan Neset Halü ileri gelir. Bu asabiyette, alkol kaBeve icap eden cevaplar verOdi. dar sigara, çay, kahve de methalBundan sonra, koruma sandığı teşdardır. Alkol kana karışmadan ev kili için bir nizamname projesi hazır vel tesirini göstermez. Alkol kesif lıyan heyetin faaliyeti mevzuu babse • miktarda alınırsa, ağzın, boğazın, dilerek heyetin bu is üzerinde çalışmamidenin gısayi muhatilerini tahriş ğa devam ve işi ikmal etmesi kararlaşeder. Tahriş etmiyecek bir mahlutınldı. Bundan sonra yeni sene bülçe • lün yüzde 15 veya 20 yi geçmeme si müzakere ve kabul edildi. si lâzımdır. Fazlası tahriş edicidir. Kongre, cemiyete ait meslekî uleri Fakat ne de olsa, halkın zannet • de RÖrüstükten sonra idaro heyeti in tiği gibi alkol içmek dil kanserine sebep olmaz. Esasen ağız ve boğaz tihabatma geçti. Neticede birinci reîsalkolden az müteessir oluclar. Çün liğe Giresun meb'usu ve Kurun gaze tesi sahiplerinden Hakkı Tarık Us. ikinkü alkol buralardan çabukça akar gider. Mideye geldi mi bir müddet ci reisliğe Milliyet gazetesinden Ah • met Şükrü Esmer Beyler seçfldiler. için orada kalır. Fakat mideyi de Vakit g'ciktiğinden umumî kâtîp zannolunduğu gibi tahrip etmez. le idare heyeti azalannm secim isi ö • Bahacath yemekler de alkol gibi nümüzdeki persennbe günü yapılatcak mideyi tahriş edebilir. Ister alkol içilmiş ister baharlı yemekler yen olan toplanhya bırakıldı. miş olsun, biraz sonra midenin ıç miktar, yani kesafett'r. Serhoşluk yüzü kızarır, kan hücum eder, mu iste bu kesafetin işidir. Serhoşluğu hat ifraz olunur. Işte sizde bir midc yapan da alkolün dimağdaki ke • nezlesi hasıl oldu demektir. safetidir. Dimağdaki alkolün kesafeti, damarlardaki kanda bulunan Alkol, mide kanseri yapmaz. alkolle mütenasiptir. Ekseriyet üDaha doğrusu bunu iddia edecck zece kan ve beyindeki azamî al • ilmî bir delil yok. Yalnız bazı hakol kesafetini bulmak için, içilen fif alkollü içkiler meselâ biıra alkolün miktarım, îçen adamın açok alınırsa, mideyi genisletir, fağırlığile taksim etmelidir. kat genişleten alkol değil, mayiin hacmidir. Mücrim, alkol değil, Takriben 85 kiiogram ağırlığ:nşahsın oburluğudur. Esasen ayni daki bir adamın dört kokteyl içtimide genişlemesi, çorba ve su ıle ğini farzedelim. Bu dört kokteyl, de husule gelebiliır. takriben 85 gram alkole muadU Alkol içilince vücude girmiş de dir. Bu adedi evvelki ağırlıkla takğildir. Vücude girmesi için mideden sltn edersek (yüzde birin onda bi kana kanşması lâzımdır. Bu me • ri) kesafetinde alkol var deme'c • selede alkolün bir hususiyeti var • tır. Sahsm viicudü yarıyarıya küçükdır» AlkoL.çabukça mide duva> ınse, dimağındaki alkolün kesafeti dan kana karısır. Halbuki diğer gıiki misli olacaktır. fste bu esas üdalar uzun müddet mide ve bar zecine Amerikan polis mahkeme • sakta kalmak mecburiyetindedir. lerinde tetkikat yapıldı. Eğer kanEğer alkol kolayca kana karışmada, yüzde birin onda btrinden az saydı (meselâ yağ gibi) yemek alkol varsa şahıs «asarı setir ve ihten evvel içilen bir kokteylin 3 4 fa edilemiyecek kadar serhos> tesaat sonra tesir etmesi lâzım ge • lâkki edilmiyordu. Eğer yüzde biHrdi. rin onda bi) inden fazla meselâ ontşte çabuk imtisas hassası alkoda iki kesafet bulunursa alkol mulü tehlikeli olmaktan çıkarıyor. ayyen serhoşluğa sebep olmuş te Tehlikeli bir miktarda alkolü bwlâkki edilirdi. Kesafet yüzde birin biri üstüne birkaç dakikada içmeonda dört veya besine çıkarsa şu • miş olmak şartile! ursuzluk hasıl olur. Süphesiz ki, nlAlkolün imtisası, içilen mikta kolün tesiratı şahıstan şahısa de • rın kesafetile mepsutan mütena • ğişir. Bu tesir, muhakemeden zi siptir. Alkolün içine esanslar, hayade tavır ve harekete tesir edi • tnızıkarbon filân konulursa, imti • yor. Alkolün şahsın mizacına gc>e sası artar. Bilâkis, midede yemeğin tesir ettiği iddia ediliyor. Meselâ, bulunması alkolün imtisasını azalalelumum lenfavî denilen bir adaın tır. Boş bir mideye, yüksek gra alkol tesirile, tabiî bir adam deredolu alkol süratle tesir eder. Dolu cesine yükseljr. Tabiî insan ise, mideye de, bi> a yavaş tesir eder. cemiyeti şenlendiı en keyifli "bir inÇorbadan sonra içilen bir koktey san olur. Asabî kadına alkol verilırIin tesirî sıfura dyşmüştür. Midede se o da başımıza belâ olur! bulunan maddeler, meselâ, yağ giAlkol meselesinde bir nokta dabi şeyler alkolü çektikle inden imtisası azaltırlar. Bundan istifade e ha kaldı. Bu da alışkanlıktır. Bu derek cen ahide makat tarikile eter aşikâr birşeydir. Alkole ahşkın o • lanlar, olmıyanlardan daha az müverorek hastayı uyutmak yolunu tessir oluyorlar. Lâkin ilim henüz buldular. Alkolün kntisası müd • bu alışkanhğın, tahammülün na deti şahıstan şahsa değisebilirse sıl husule geldiğini izah edemedi. de, denilebilir ki içki içildikten, yaLâkin muhakkak birşey vardır, o nm saat sonra, meselâ kokteyl içilda ahşkın olanlarla olmıyanlar, mişse, içilen alkolün yarısı imtisas dimağlanndaki alkol kesafetine etmiştir. Alkol imtisas edince kana karşı, ayni tarzda aksülâmel gös • geçer ve derhal nesiçlere girer ve teriyoclar. orada yerleşir. Kan tekrar mide deye dönetrek terkettiği nisbette Demek ki alışkanhk denilen şey, alkolle yüklenir. Nihayet nesiç • alkolün ya imtisası, ya yanması velecdeki alkol miktarı artar. Mide yahut ta bunun her ikisile alâkave barsaktaki miktar azalır. Fakat dar bir şeydir. Alkole ahşkın adam alkolün bu gidip gelmesi esnasındaha yavaş imtisas eder ve alkolü da, nesiçlerde yani vücudümüzü daha çabuk yakar deniliyor. Falrat teşkil eden küçük höcerelerde de bu henüz ilmî bir hüccet haline gkalkol aksi bir muameleye maruz medi. kalıc Orada yanar ve biter. (Bu söylediğim buğday alkolü içindir. İlim henüz alkolün dimağ üze • Odundan çıkan alkol vücutte yanrıcıdeki tesirini de halledememiştie. maz, çabukça birikir ve geç çıkar) Alkolün dimağdaki tesîrinin neti yanan alkol, su ve hamızı karbnn celerini görüyoruz. Fakat bu ne giolmuştur. Bumlar ise zara> sız şeybi bir mihanikiyetle meydana ge lerdir. Hayvanlar üzerinde yapı'an liyoı, acaba dimağda ne gibi tahavtecrübe bir saatte, içilen alkolün vülleı tahassül ediyor? Bunu bil yüzde 17 nisbetinde yandığını gös miyoruz. Maamafih bu, yalnız alteriyor. Fakat yanan alkolün mikkole mahsus birşey değildir. Bütıin tarı, vücude giren miktarla müteuyutucu ilâçlar hakkında da ayni nasiptir. Vücude giren alkolün yuz muamma ile karşılaşıyoruz. de 90 ı yanar; yüzde 7 si ciğerJer Alkol, tıpkı eter gibi bir aneslevasıtasile dışan çıkar, yüzde 3 kaziktj.. Hatta, insanı tehyiç eder dan da bobrekler vasıtasile ihraç gibi görünen tesirleri bile, bu anesolunur. Kan ve ensicedeki alkol miktan, imtisas eden alkol ile ya 1 tezi, uyuşturma hassasından neş'et eder. Manialar kalkar ve bilhassa nan alkol acasındaki nisbete bağ «aşağıhk hissis» denilen ruhî komlıdır. Alkolün içildikten bir saat pleks o tadan silinir. Eter serhos • sonra imtisası, yanmadan fazladır. luk husule getirmek için kullanıl 1624 saat sonra hetnen alkoiün mıştır. Alkol de anestezi tevlit et hepsi yanmış telâkki edilebilir. Emek için istimal edilmiştir. Fakat ğer arada bk miktar daha alınırsa asıl esas biyolojik muamma henüz bu evvelkilere zammolunur. Alkohalledilememiştir. Bu muamma da, l£ıı tesinu temin *den âmil; bir t»> nyuşturucu ilâçlaru nöronlar üz«raftan imtisas, diğer taraftan da rine olan tesirid'r... yanraı ve ifraz yolile sarfedilen Dr. Izzettin Şadan Bu münakasa, çok şirin, sevimli, bir esmer taze ile aramızda, az kalsın, bir anlaşamamazlığa vesile olmak istidadını gösterdiği için bence fevkalâde e • hemmiyeti haizdir. Çünku içünde öyle bir his var ki bu esmer, hayatımın sonuna kadar, beni sabah uykulanndan lüzumundan çok fazla erken uyandı racak kadar füsımkârdır. Füsunkâr tâbirini mazur görmenizi, bunun yerine isterseniz fransızca charmante kJime sini kullanabileceğimizi de ılâve etmsk isterinv. Çünkü bu taze esmerin insanda bıraktığı t «iri ifade etmek irin dil kayitlerinden âzade kalmak ihtiyacını hissediyorum. Onu siz de gorseniz e minim ayni hissi duyarsınız. Esmerle olsun, sanşınla olsun her kadınla aranızda geçen münakaşanm kendine göre, ehemmiyeti ayrıdır. Fakat ciddiyet, havaiUk münakaşasına giriştiğim esmer taz~, sizm bildiğiniz, tamdığmız esmerlerden değüdir. Umumiyet itîbari'e esmerleri çok iyi tanıdığınu iddia edemem, Sar'sınîarı da pek iyi anlamış değilim. Fakat bıldiğim, daha doğrusu bildiğimi z?nnetliğim bir • şey varsa, komşulann ihtıyar'arından, " >ma filimlerinden ve kulaktan dolbazı malnmattan s?nsınlann haşin, n. nakaşacı, esmerlrin daha yumu • şak, daha munis olduklannı sanırdım. Halbuki yanılmışım: Beni havailikle it!ı?m eden esmer, hiç süphesiz ki çok cidddî bir esmer dir. Çok güzel bir kadmm nasıl o!up ta ciddî olduğuna siz de şaşacaksınız. Fakat ne yapalım ki hakikat bu mer kezdedir. Maamafih çok parlak bir çift siyah gözün sihirkâr teiirıni çok yerlnde kullanmasmı bilen, tstanbulun en şirin esmer'erinden biri olduğuna be nim gibi herkesin süphesi olmıyan münakasa arkadasımın tezini, sonra da b'nim ciddi olamamaktaki mazeretle • rimi sayar dökersem, hükmü vermek te siz daha az müsküîât çekersiniz. Ciddiyet, havailik münakasasına sebep olan bir demet beyaz güldür. Simdi sakin l v basla düsündüğüm su anda bu gülleri ateşin al, yahut pembe olarak intihap etmek ihtimaüerini gö • zümün önüne getirerek biraz daha fe rah nefes alabilmekteyim. Beyaz güller bu kadar hararetli bir münakasa mevzuu olursa al güUerin ne mana ifade edeceğini siz düşünün. Bir esmerden, bir gül için bu kadar söz işiteceğimi bilseydim be'ki biraz daha ciddî olur, güll'ri değil, onlann ifade etmek istediği mânayı bir kâğı da y*£ar, postaya vrrir, gönderiHim. çiçeklere, t Fakat ne çare ki bende de bilhassa güllere karsı bir zâf var. Bu • nun için iyni esmerden türlü tür'ü serzenişe maruz kaldifim ha'de ona ciçek yollamaktan bir türlü vazgeçemi • yorum. Beyaz gülleri, esmere çok yakışmı • yacajı icin gönderdim. Pekâlâ farkmdayım ki onun çiçeği, kendi gibi ate şin, al güllerdir. Şimdi düsünüyomm da; kabahatin güllerde değil, onlann renginde olduğunun farkma varıyorum. Ah; bu gaflet! Hayatta bütün muvaf • fakiyetsizüğimin sırn bundsn ibaret. Ne o'urdu biraz daha uyanık olsaydıro da, çiçeklrin rengini daha isabetle la yin edebüseydim. Esmer hanımı, beyaz gülleri aldık tan üç dört gün sonra görebildim. Bütün cesaretini toplamış, bir fırtına koparmağa hazır bir tavn vardı. Bunu çok iyi sezdim. Çünkü iki gün evvel sokakta beni görünce başını çevirmisti. Size kaç defa tenbih etmedim mi efendim? Niçin menettığim seyleri yapmakU urar «diyorsunuz? Niçin hiç ciddî olamıyorsunuz, söyleyin baka hza; diye söze başladı. «Sukut altındır» sözu aklıma geldi ve sustum. Fakat o devam etti: Hem artık herkesin sizm hakkınızda söyledüderi sözlere inanacağım geliyor. Nekadar söz anlamaz şeysmiz; bir daha böyle istemediğim seyleri ya* parsanız vallahi bir daha vüzünüze bakmam; yemin edijorum; biraz ciddî olun efendim. Ben gene sustum. Bu şirin e;mer kadm, biraz daha hiddetlense yüzü kırmızı güllere benziyecekti ve güzelliğine birşeyler daha ilâve olunacaktı. Ah bu ciddi olamamak yok mu; ne fena birsey. En ciddî olmam lâzım geldiği bu dakikada bile gene şeytanlık aklıma geliyordu. Göriiyorum ki size söz'erim hiç tesir icra etmiyor. Ne di>eyim bilmsm ki! Bir kadını beyaz gü 1lerle bu kadar teşhir etm k cüretini gösteren bir a dama karsı söyliyece't söz bulamıyo rum, bir daha tekerrür ederse vallahi getirir, matbaanızın kapısı önünde yolar yo!ar yerîere atanm; anladınız mi? tste size böyle yapmak lâzım. Biraz ciddiyet efend'm. Bu tehdit üzerine de ciddî o'ama • dım. Çünkü ciddî olmak hususunda en ufak bir istidadım olsaydı: Yaptığım t<*rbiyesizlikten dolayı çok pisman o'dum, affınızı istirham ede • rim, bir daha yapmıyacağıma namu • sum üzerine söz veririm efendim, derdim. Halbuki: Kâşki gülleri bulup kapının önünde çiğneseydiniz. Sizi daha cok dü • sünmek ve öbür sefer kırmızı gül yol • lamak için b;r vesile olurdu, söz'eri • ni ağzımdan kaçırdım. Konservatuvarda bir tayin Şehir bando •u şefi Hulusi « Bey Konservatuarda solfej mu allimliğine ta* yin edilmiştir. Hulusi Bey yeni vazifesine baş lamıştır. Kendisi evvelce de Konserva tuarda muallimdi. Hulusi Bey letli aile erkekleri gibi tavırlar takı nacağım. Zararsız da olsa küçük ya > lanlar uydurmağa kalkışarak yüzüme gözüme bulaşhracağım. Başka bir sebep te ciddî olmağa henüz yaşım müsait değil. Be'ki hayal meyal batırlarsınız. Umumî Harpte ben askerken siz daha küçücuk bir kızdı • nız. Uzun siyah saçlannız, çift örğü Ve kalçalannızı döve döve Büyükadada koşar dururdunuz. tnsaf edin. Ben yaştaki bir genç ciddî tavırlarla, vaktin den evvel olgun bir efendi halini al'rsa, buna siz bile razı oimazsınız gibî ge'iyor. Sonra bendeniz, meselâ daha genç yastaki akarbamız evli çiftler gibi, saat on bire gelmce; uykum gelip esne meğe başlamıyorum. İyi bir orkestra olursa bir dansta; dansa kalkanîar a rasında sonuncu da olmuyorum. lyî dans ettiğimi siz söyledikten sonra; Esmer taze cok <tert bir bakı«la beşimdi kendimde sabaha kadar dans ni sÜ7^ü. Parlak gözîerinin içinde mütedebilecek kadar arzu duyuyorum. İshiş bir ates parlıyordu. Çok, pek çok tirham ederim hanunefendi, kendini kızdığı anlaşılıyordu. Biraz evvel söybu kadar g'nç hisseden bir a dama ledikîerinden daha acı, daha ağır sözler söy'emek istediği seziliyordu. V a r ı m ciddî olması için bu kadar urar reva mı? dakikahk bir sükuttan sonra bu acı Esmer kadm bu suale doğrudan sözl^r yerine, dudaklarınm ucunda badoğruya cevap vermek taraftan değil> fif, tath bir tebessümün belirdiğinf görür gibi oldum. Gözlerindeki hırçın mâ di. Güzel başını birkaç defa pencere • na biraz daha yunvışamışh. Sesinde, m ye doğru çevirdi; sonra tekrar bana cittieini kendi elüe, kendi arzusile iyi döndürdü. Gözlerrnin içinde hayretle etmek istiyen, affedici bir ihtizar varkanşık bir sevinç seziliyordu. Adeta içdı: leri gülüyordu. Bu kadar acı sözlerin bile size tstemiyerek fakat içt^n gelen bir i bir tesir yapmayışı, doğrusu tuhafıma tirafı şu cümle ile ifade etti: gitti. Demek şimdi bana hiç kızgın de Belki de hakhsınız. Ciddî olsa ğilsiniz, dedi ve bunu söylerken (sa • nız kimbilir ne çekilmez bir adam o kın bana danlmayın, bunlan hırçmlik hırdunuz ? icin söyledim) demek ister gibi biı haArfak ben de crsaret bulmuştum: li vardı ve: Son bir söz, diye kendisinde ge Demek bana hiç danlmadmız ? ne rica ettim: Diye sorarken azıcık pisman, azıcik Ciddiyet hakkmdaki telâkkim şunadimdi. Her zaman melek gibi ma • dur: Ciddiyeti, habasetini örtmek icin sum, yüzündeki ifade daha samimileş • kullanan insanlar kadar fena mahluk miş, daha genç kız halini almıştı. Ciddî yoktur. o!sun oîmasın artık bu, bu cana ya Atesin osmerin benim gibi sarışın, kın esmer tazeye senelerin (maalesef kırmızı yüzlü erkeklerden hoşlanma • ben hemen hemen onun yaşça bir misdığını pek iyi biliyorum. Bu kanaatimi li daha büyüğüm) verdiği tecrübelerden, hayattan ufak bir ders vermek sıkat'ileştirmek için kendisine veda ederrası geldiğini hissetttm. ken gözîerinin içine baktım. Hiç gitti ğimi istemiyor gibi geldi. Müsaadenizle, diye söze başladığım vakit artık büsbütün gülümsüyor; Döndüm, tekrar: ciddî olmıyacağına kani bulunduğu söz Allaha ısmarladık, dedım. lerimi isitmek için labırsızlanıyordu. Gene olduğu yerde: Müsaadenizle; gı'ze ciddiyet hak Sizi istemiyerek yolluyorum, di • kındaki düşüncelerimi çok açık ola yor gibi başını iğmiş duruyordu. Bu rak söyliyeceğim, dedim ve devam etkadar güzel bir tablo karşısmda az kaltim: sın gene ciddî olmak için aldığım emir Ciddî clamayışımm birkaç sebeleri unutacak, gene bir pot kıracaktun. bi var. Bun'ardan birisi, belki de en Bunun ytrine: mühimmi ciddilestığim anda ilk önce Bundan sonra gülleriniz! evini sizin gibi ciddî hanımefendilerin hak • kımdaki teveccühlerini kayb'tmek kor ze yollanm» diyebiidim. Taze esmer birşey söylemek istemekusudur. Hayatı ciddî telâkki ettirim gün büsbütün değışecek, inanamadı • di. Gözlerini kırptı. ğım bir sürii nrzariyelere inanmıs gi Peki, diyebildi. bi görüneceğim. Belki de mürailik yaYağmurda evime donerîcen ciddî pacağım. Bu takdirde kansım sevmeolamayışıma bin teşekkür ettim. diği halde t sever gibi görünen fazi •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear