22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
^Cumhuriyet • 5TON TELGRAFLAR Japonya Cemiyeti Akva »Halk mı terkederse ne olacak? [Fırkası kararları Uzlaşma teşbbüsü akamete uğradık* tan sonra hâsıl olan vaziyet Cenevre 23 (A.A.) 19 lar komi lesi, bugün M. Hymans'm riyaseti akmda toplanacaktff. Komite, fevkalâde meclise verflecek olan raporlar ve meclise tavsiye etmesi mukarrer baiunan bususat Oe mefgul olacaktır. Komite, doknz azadan mürekkep bir komisyon tefkO etmistir. Bu komisyon, raporun hangi usuHere göre tanzim edileceğmi tetkik edecektir. Bu komisyon, tngiUere, Fransa, AImanya, îtalya, tspanya, Isveç, Çeko» lovakya, tsviçre ve Belçika mümessillerinden mürekkeptir. Cenevre 23 (A.A.) Fevkalâde cnecHse yapılaeak vesayanın ana hat lannı tayin etanek üzere 19 lar komi testnm ba sabahki içtimaında yapüan müzakereler esnasmda komitede bun dan bir kaç hafta evvel tezahür etmiş olan mofatelif temayüller yeniden mS nakaşa edümistir. Devletler, uzlaşbrma teşebbüsunün akamete uğramış olduğunu Te misa • km yenî ahklmmin tatbikı zarurctiui kabul ve teslim etmis oMuklarndan yeni yolda pek ziyade ihtiyatla Oerlemekte ve mes'uliyetlerini nzun uzadıya tart • maktadırlar. Bazı kâçük devletler, tasavvurlarmı büyük bir kuvvetle beyan ebnekte ve vakayiden ieap eden netieeleri istihraçta tereddüde kapdmamaktadırlar. Bütün bu tezanürlerden yapılacak vesayanra bir senedenberi gerek konseym, gerek b&yük meclisin ve gerek 19 lar komttesinin icrasmı talep etmis olduklan vesayadan daha ieri gideceği sekEnde umumî bir intiba hasd ol maktadır. Berlm 23 (A.A.) Baa riyasî mehafflin mataleasma göre Mançuri ibti lâfına ait müzakereler dolayısfle Japonya, Mületler Cemiyetini terkeylediği takdirde, buyük Okyanos'taki eski Alman müatemlekeleri üzerindekt mandasmı kaybedecektir. Yenî dokumacıhk san'atları hak I kındaki düşüncelerimizden... Yazans Kastamom meb'um TAHSIN Bundan evvel yazmıs olduğum bir ya* zıda, dhanın dokumacılık tarihmde, Türk'ün erisümez bir varhğı olduğundan bahsetmistim. Bunlar isbat edümez sözîer degildir. Zira dünya, dokumacılık san'atı hakkmda müzeler en büyük sa hittirler. NHekhn Luvurun Asya'da Türk dokumacılık pavyonu, Moskova'da, Lenmgrad'm yasıyan çok canlı müzeleri birer misaldir. Geçen sene, Viyana'da Avusturya güzel san'atlar teşekkülünün, esiri Türk san'atlarma ait, açmış olduğu bir sergi vardı. Bu sergi hakkında, Avusturya, Alman hatta tsviçre gazetelerinin uzun ve kıymetli yazılarmı beöd de bir çok okuyuculanra okumuslardır, ben onlann bepsmi tekrarlıyacak değfliml Avusturya'nm güzel san'atlar tesekkülü Viyana'da Türk san'atlanna ait bir sergi açmak için hükumetimize müra • caat etmis, Maarif Vekâletimiz yirmi parça içinde Türk san'atlarma ait çeşitli esya vermiş, Güzel San'atlar te • şekkülü, Maearistan ve diğer komsu devletlerle kendi ü&elerinde, Türk'lerin Vmaya ve dvarlanna gittikleri ta • rihlerde bırakmış olduklan güzel eserieri, o devirlerin bugün yaştyan Kont Kontes torunlannm tarihî hatrra halinde sakladıklan esyayı, evlerinden ser • gide gösterUmek üzere istemisler, hahra sahipleri bir taraftan Türk'ün eriştknez esermi eedadmm nasıl muhafaza eylediklerini göstermek üzere cemiyete bunlan sevinçle vermişler, bu sureHe Türk'ün güzel san'atlarma ait eşyanm adedi 3 3 0 fi buunuş, iste yahnz bu kadarok bir esya fle güzel bir yerde bir kaç ay devam etmek üzere seıgiji açmıslar, ben o sergiyi sevinçle ziyaret edenlerden birisiyim. Avusturya güzel san'atlar teşek • kü'ünün, gayretüe garpte flk defa açf lan ba ufak sergmin Avrupa'da hâsıl ettiği tesirler çok büyüktür. Bu işten ddden anlıyan, gazetelerin hemen yazılan şuydu... Türk san'atlarma ak sergi... Bu ufak sergide gösterflen eşyanm manzara ve mahiyeti her ne olursa olsun ister b'ar yatağan, bir sflâh, be^kalkan veya isterse, ipekli bir kaftan ve sadece bir hah narcMi obun! Bu eser karşısmda hayret etmemek, bunu ya panlan, derin saygılarla anmamak elden gelmez. TSrk,e garo taribi barbar diye ad koymıntur... Yalancı ve aldaha, emperyalist tarih, Türk'ün su eserleri karşısmda utansmL. Türk bu esermi yarattığı, yapfağı tarihlerde şmdi müze lerde yasıyan o devrin Avruoa eserferi, Türk'Gn bu eseri karşısmda birer gol • gedir. Türk'ün dokuma san'atmda, bediî zevkı o kadar ince, o kadar yüksektir Id onun karşısmda hayran o'mamak, Türk'ün zekâsmı takdirle, saygıyla anmamak elden gelmez. Dokumacıl&ta, boya isi, zevkin ince ve en hassas noktasmı teskfl eder. Mubtelif boyalarm yanvana getirilisi bontmla renklerden bedif manalar çıkanlısı, ogiinün inc». hasMs mVanmn en büvük mivan değil midir? Yirmi parca eeskli Türk esya • «nm Avnsturya gibi güzel san'atlarla ddden yüksek mevkn olan bir mtllet gazetelennin bımitn takdirlerle anmıs ve ymzms olması bizim için nnutvlmaz bir dosduk habrası olacaktır. Türk'ün, dünya doktnnacdık halckmdaki vuksek eserinm de'iü ve sahidi yalnu Vivana sergisi degildir. MH^ttan tam dört hm küsur sene evvel, Çin'den ioeji, Türkis tan'm Kota Prensligîne getirerek orada ipek yetistiren, tpek san'ahm yaratan gene bir Türk hem de Türk kadmıdır. Orta Asya'da, Türk'ün, öz yurduTtda bînferce sene evvel yarattıgı. çogahtığı ve esya olarak kttllandifı ipegini, Roma hükümdarlan, Türk diyanndan gelen îpekleri, saraylarmda mucevherat gibi en ktymetS madde olarak saklamaktaydılar. Aziz okuyueulanm, Türk'ün dünya dokumacthk tarihindeki öimez eserie rini birer birer yazacak olursam sizi korkanm kı yoranm. Mevzuum, Tünc dokumaalık san'abna dair bir kitap yaz mak degil, Cumhuriyet Türkîye'sinm, Türk'ün esld ve oz san'afa olan bu ise nanl ehemmiyet verdigini ve ne yap mak istediğim anlatmakbr. Bundan sonraki yazüanm iste onlardan bahse decekür. Kastamonu meb'usu TAHSİN 1ürkçemiz... Türkçeleşmiş sözîer ( 13 Vüâ^tte daha Halkevleri açılacak Ankara 23 (A.A.) Cumhu • riyet Halk Fırkası Umtani Kâ • tipliğinden: Bugun toplana» Cunürariyet Halk Fırkası Umumî tdare Heyeti asagidaki kararları vermiştir: 1 Ankara, Kastamonu, Bilecik, Malatya, Zonguldak, Gaziantep Vilâyet kongrelerî netîceleri tetkik olunarak seçilen idare heyeti eri ve reisleri fle bu Vilâyet Iere bağlı kazaiann reisleri ve Kocaeli Vüâyeti reis vekili tasdik ediknisthr. 2 Maras Vilâyeti merkez Fırka teşkilâb fle Burdur kongre islerine bakilmıs ve vaziyetin tnahallermde tetkikine karar verflmiştir. 3 Malatya istasyonunda bir ocak açılmasi teklifi kabul edil miştir. 4 Halkevleri açılmasmın yıldönümü günü olan 19 subatta Adana, Aksaray, Bahkesir, Çan * kın, Çorum, tsparta, Kars, Manisa, Mersin, Muğla, Niğde, Sıvas ve Tokat Vilâyetlerile Bafra, Boyabat, Alâiye, tnebolu kazalannda ve tzmir Vilâyetine bağlı bazı kazalarda yetıiden Halkevleri açılmasma karar verilmistir. 19 subata kadar almacak ha strlık haberleri üzerine yeniden bir kaç Vilâyet ve kazada da Halkevleri açılmak karan verilmesi muhtemeldir. Bu suretle subat zarfmda m«mleket içinde çaUşraaya baslıyan Halkevleri elliyi geçt'cektîr. Dfl işme alâka gSsteren oktırlarmuz, yabaocı dillerden gelen sozlerin birdenbire dğilse de sırası geldikçe yerlerine yeni sözîer konularak yazı ve konu;ma düimzden çîkanlmasını doğru buluyorlar. Bir okmomuz şöyle yazıyor: « (Yeni lisan) rnes'elesi çıkmadmn önce Sç törlü düsünce akışı belirmişti: (1) Şarkçılar, yani muhtaç olduğumuz sözleri Arap ve Acem diüerinden a!mağı ütiyenler; ( 2 ) Garp<Qer, yan< bu sözleri frenkçeden almağı almağı iyi bulanlar; ( 3 ) Ariyetçiler, yani yabanct sözleri Türk dilinden büsbutün atıp yerlerine eski köklerden sos almak yolunu güdenler. «Bu fiç düsünce akişmra adamlari, birbirlerile anlasamıyorlardı. (Yeni lisan) cılar, Büyük Ziya Gök Alp'm gösterdiği yolu en doğru saydı'ar: «Dfl köklerinden değfl, konusuluşundan kurulur». Arapçaya, aeemceye yü« vermiyelim; iyi, yeni soz almak lâznnsa, arapcaya, aeemceye yüz dönratyelhn; bu da iyi. Ama dOimrze yerlesnus, oz malomz olraus sözleri atmak doğru değfl. Frenkçeye de yüz vermiyeKm; ama Universitat gibi milletler arasmda bir olan kelimeleri de kullanmaktan geri durmıyalım. Avrupa'da Şiddetli kış. Fransa ile Ingiltere'de grip salgmi var Paris 23 (A.A.) Bütün Fransa 8zerine bir soğuk dalgan çökmüstür. Paris'te hararet derecesi »ıfırm altınBa B n Auvergne'de 13 tflr. Marsfl ya'da senelerdenberi gorülmemiş dereeede fazla kar yagmnlır. JiHaiarda hararet derecesi srfnr atonda 21 dir. Paris 2 3 (A.A.) Fransa'da grip, tngütere'de olduğu kadar şkkletli ol • ynamakla beraber devam etmektedir. Bourgea, Nancy, Rebns ve Rennes liselerinm kapabhnasma lucdnaiyet hâtal olmustnr, Hava, hatta Cnubî Fraıua'da bfle çok soğuktur. Yunanistan'da Vaziyet karışık M. Çaldaris ihtilâl çıkaracağmı söylüyor Atina 2 3 (A.A.) Resstcumhur M. Zaimis, meclisin feshi kararmı imzala mıstn*. Atina 23 (A.A.) M. Vemzeios, âyan mecltsmi bugün içtonaa davet etmistir. Siyasf mehafîlde bu davet, nB • kumetin meclîsin feshini istiyecegi su retmde tefstr edilmektedir. Çünkü M. Venizeios ftyanda çok büyuk b v ekse riyete sahip bulanmaktadr. M. Çaldaris, bu hususte demtştir ki: * Höicumet, meclisle temasa gelmeden meclisi feshebnek düşüneesinde ise, bir cumhuriyet fırkası olan Halk Fırkası, cumhuriyet müesseselerim bütün vası talara muracaat ederek koruyacakbr.» Atina 23 Dün kabine meb'osan meclütni feshe ve yeni mtihabatra ilânına karar verdikten sonra M. Venirelof Reisicurohur M. Zaimîs'e Gçuncfi bir mektup gondemıiş ve yaptıgı hareketin kaaunî oldugunu isbat efan^tir. Atina 2 3 ( A p o y e . ) Halk fır kan lideri ba akşamki beyanatuıda meb'usan meclisinm feshi hakkmda M. Venizelos tarafından verüen karann kanunu esasiye muhalif oldugunu kaydefaniş ve M. Venizelot'u (n>dla1d) dfye tavsif eylemistir. M. Çaldarâ Vennelos kabmesmtn gayrSumunî harekâtma karsı mukabü bir mtflâl üân edecegini soyliyerek tehditlerde bulunmustur. "KüçükTtilâf Macaristan'ı Cemiyeti Akvama şikâyet etti » Cenevre 23 (A.A.) KBcufc îtilâf hükumetleri mümeMOIm, Avusturya vasttasile Macaristan'a gönderOen lilâh ve mühimmat mss'elesinj Milletler Cemiyeti medisine sevketmege karar vertnişlerdir. KSçük ttflâf mümessüleri M. Benes te hazır bulunduğu halde bir metm kaleme alnuşlardır. Bu metin alâkadar h8kumetlere gönderibnistir. Cenevre'deki Küçük itilâf raümessfllerme bu akşam bu hususU kat'î tahmat gebneai beUenroektednr. Tahlisiye Şirketi Kadir gecesi Yeni teşekkülün faaliye Dün akşam camilerde te geçmesi gecikecek gibi ibadetle geçirildi Tahlisiye şirketi müdürü ve Is • tanbul meb'usu Hamdi Beyin An ~ kara'ya gittigi yazılmısb. Ahnan malumata n&zaran sirketin teskiline mâ. • bazı vaziyetler hâdis obnustur. u Evvelâ ticaret kanunu bu kabil sirketlerin teşkili için beş kişilik bir heyeti idareye lüzum göstermek tedir. Tahlisiye sirketi kanunu ise sir ket heyeti idaresinin tamamile tah lisiyecilerden mürekkep olacağmi muhtevidir. Halbuki yeni yapılan şirket heyeti idaresine tahlUiyeci lerden Avundukzadeler almmamıs, yalnız bunların geraileri şirkete dahil edilmistir. Şimdi Avundukzade ler hükumete muracaat ederek ketıdileri de idare heyetine dahil edilmezlerse ştrkeie giremlyeceJderini bildtrmişlerdir. Bu takdirde şirketm heyeti idaresi dört kisiden ibaret kalmakta, birmetice şirket f aaliyete geçememektedir. Maliye Vekâleti k e ^ f iyeti tetkik edecektir. Diğer taraftan hükumet sirketin hissesine yüzde yetmis sahip ola cak buna mukabil 370,000 lira ve recekti. Bu paranm da bütçede karşılıgı mevcut olmadıgı anlaşilmış tn*. Binaenaleyh bu vaziyetler ıslah edilmezse şirket faaliyete geçe miyecektir. ~ Dün gece mübarek Kadir gecesi idi. Bu münasebetle basta Ayasof ya, Süleymaniye, Sultanahmet, Beyazıt ve Fatih camileri olduğu hal de bütün camilerde dinî ihtifaller yapılmış, güzel sesli hafızlar tara fından Kur'an okunmuş, tevhit ve tekbffler getirilmiştir. Bu mübarek gece şeref ine sabaha kadar açik o • lan camilerîmiz, halk ile tiklrm tıknm doImuştuT. Şenrhnizde bulunan ecnebî kolonileri ve sayyahlar da dün gece camilerimize giderek mslümanlıgın bu kutsî gecesine ait tezahüratı gonmislerdîr. Cezayir'deki feyetem Boe (Cezayir) 2 3 ( AA.) Fntı • nanm şiddeti flri mtsli arhmstrr. Feye • sandan şehrin alçak mahaUeleri so alfanda kalmışbr. Bone crvarmdald ova hakarî bir göl halini alnnşbr. Bühassa Bone fle Philippvfle arasmdald münakalât münkati ol muştur. Yolcularla dolu Sd otokar an! ola rak tasan Vadiikebirm «ulanna kapıl • mısbr. Fakat nüfusca zayiat olmamıs br. Denizin suUurî ySksebntstv. Bir çok gemfler Iimana fltica etmistir. «Bugün Şarkçılarla Garpçflere aldiran yok; her ne kadar frenkçe soziere çok sık rashyorsak ta, yerlerine öz tfirkçeleri buhradu mu, bunlar da ortadan kalkacak. Nasıl ki (verim) gelince rendement kayboldu. AriyetçOere gelince, bunlar kendflerini her zamankinden zoriu görüyorlar. Haklan da yok degO; ama çok ileri gittikleri için azhk kalıvorlar; sözlerini dinletemiyorlar. «Bana kalırsa gene en iyisi, Ziya Gök Alp'ın gösterdiği yoldur.» Okurumuzun hakkı var: Türkçeleşmiş sözîer, arbk türkçedir. Bununla beraber ileride bunlann öz türkçelerini arayıp bulmağa çalışmak, bulduktan sonra >öz kütük (lugat) ine koymak lâznndır. Bu yeni sözîer, kullamlmıyacak olsa bfle, bir gün bir ise yarayabflirler. Geçenki yazımızda miralay Seyfettin Beyin gönderdiği sözleri sıralamış, karşılıklannı bulmağı denemelerini okurlanmızdan istemiştik. Bir okurumuı. bunlardan bir takımınm öz türkçede karsıIıklan bulunduğunu büdiriyor. Meselâ (tamir) sözünün tam karşılıgı unar maktır. Anadolu'nun bir çok yerlerinde onarmak da derler. Ilk hecedeki o harfinin u ya doğru iğildiği görülüyor. Uğrasmak, oğraşmak gibi. Gözelin guzel obnası da böyledir. (Mevhum) yerine (belirsiz) sözü de çok uygundur. (Sehim) in karsılığı (ok) tur; bir de (pay) yerinde kullanüryor. (Kavis) için (yay) diyemez miyiz? (Makta) yerine (kesik) te uygundur. (Mukayese) ye (karşılaşarma) diyebiliriz. Yalnız (mazrubu ihtimalî) nin türkçe karsılığı buluna • bilecek mi? Biz, verdiğhniz kelimelerin liste halinde karşılıklannı beklemekteyiz. Okuriarnnızdan bir şey daha istiyoruz: Köklerin sonuna ek yahut ak ekinin takı'.masile neler yanılabilir? Ek yahut ekle biten sözîer, hangi köklerden yapümıştır? Meselâ yatak, yatmaktan yapıldtğına göre kulak, dudak, yanak, şakak, bacak, ayak, bilek, dirsek... sözleri de bu eklerle mi yapılmıştır? Böyle ise kul, dud, yan, sak, bac, ay, yahut aya, bfle, dirse gibi kökler karşısmda bulunuyoruz, demektir. Bütün eklerin, yannki türkçemizde, hele yeni sözîer yaratmakta çok büvük yeri vardır. Ekleri, kullandıkları sözlerdeki manalanna göre ince eleyip sık dokumak lâzımdır. Meselâ bataktaki ak yer gösteriyor da bıcaktaki ak alet gösteriyor; sonra da salak sözünde sıfat işini görüyor. Bunlardan başka manalar da ifade edip etmediğini bîze bu yoldaki araştırmalar öğretecektir. Onun için okurlanmızm bu araştırmalan yapmalannı dileriz. KÂ. NA. ' \ Silâhlan btrakma konferannnda Cenevre 23 (A.A.) Silâhlan btrakma konferansı dtvam saat 15 te toplamniftnr. Bu konferans, umumî komisyonun 31 kânunusani içtimama ait ruznamesmi tanzim edecektir. ilkmektep muallimleri Maarif Vekiline ziyafet verdiler Recep Bey geliyor Ankara 2 3 (Telefonla) Halk Fırkası Umumî Kâtfbi Recep Bey çar> şamba aksamı tstanbul'a hareket edecektir. Ankara 23 (Telefonla) Bugün •aat 17 de Ankara'daki flk mek iep muallimleri Karpiç lokantasında Maarif Vekili Resît Galip Bey şerefine bir ziyafet •ermişlerdir. Ziyafette Maarif Vekili, Vekâlet er kânı, Ankara Valisi, Belediye reisi hazır bulunmuşlardır. Vekil Bey muallimlerle nzun bir hasbibal yapmış, muallhnler bu ve•ile ile tekaüt kanunu hükümlerinin kendilerine teşmilmden dolayı te şekkür etmişlerdir. Yerli enfiye yapıldı Şimdiye kadar memleketimizde i» • tihlâk edilmekte olan enfiyeler hariçten bilhassa Fransa'dan getirtilmekte idi. Inhisar idaresi knnyagerlerinden olup evvelki gün Cibali fabrikasmda vuku bulan kaza neticesinde yaralanan Sabri Bey tarafından son defa bizan tütünlerunizden yerli bir nevi enfiye vücude getirflmistir. Mütehassıslar tarafından muayene ve tahlü edilen yerli enfiye • lerin maruf Fransa enfiyelerinden ildnci kalitenin aynî olduğu anlaşılrmştır. Yerli enfiyeler piyasaya çıkanbnakta • dir. Şimdiden sonra hariçten memleketimize ecnebi enfiyesi getirtflmesine lüzum kalmıyacaktır. yor, nefesim hkanıyor... Nasıl savacağım? Onda, kolay savulacak göz yokl Suyu çamaşn* kazanına boşaltb, boş tenekler elinde, karşnnda durdu, kanlı gözlerini devirerek bakıyor: Dün, dört teneke, kırk... Bu sabah ta iki teneke, yirmi... Ahmış ku* ruş vereceksin! Tavnnda, söyleyisinde, itiraz kabul etmiyen bir kat'iyet var. Büiyorom... Akşama gelmiyecek misin? Kanlı gözlerini, gözlerime dikti; kasketmin viziyerini sol elile daha enseye çekti: Sen, şimdi ver ahmış kuruşu. Vakit bulursam, ben akşama nğranm. Yukan sofada merdiven başmda çıplak ayak pıtırulan var. Niyazi, yatağma gir* memiş demek! Kapıyı, ya o, açsa imiş ?. Çocuk, büyük tehlike savuşturmus!» Efendi, isim var, gideceğun... Ver altmış kuruşu... Direniyor! Hiç bir şekflde idare edilemiyecek, altmış kunısunu abnadan gitmiyecek! Cebimde, tek bronz on kurus Borçlar itilâfı SırrîveCevat Beyler Parîs'e gidiyorlar Ankara 23 (Telefonla) Nakit isleri müdürü Sırn ve Hariçiye Ve kâleti daire müdiri unrumîlermden Cevat Beyler Düytmü Umumiye i • tilâfı için yarm Paris'e hareket e deceklerdir. Saracoglu Şükrü Bey de bir kaç güne kadar Rİdecektir. Her şeyi gözünde büyütüyorsun, Mach... Niyazi, seytan gibi çocuktur, sakayı savar... Kendimden iğrenîyorum. NryazTnin »hl^Vım bozduğuma o kadar eminim ki, artıt ona bel bağlayıp, rahat yatabili yorum! InceE, kalmh çanlar çalıyor, çahnıyor... Bu gece, «Urucu Esa yortusu» gecesi mi? Civarda kflise, manastn da yok... Çan seslerinin ardı anm kesilmiyor... Başım, beynhn uğulduyor... Kim bflir ne kadar sürecektir? Ağabey... Ağabey... Kulağımm bidinde Niyazi'nin korkak sesi çınhyor... Uyanryorum... Odanın içi, alacaka ranhk... Niyazi'nin beni böyle vakitsiz uyandınşmdan idme korku geliyor. Gece gelen telgraflan, bilhassa sabableyin henüz gün doğarken uyandmşlan sevmem. Çünkü bunlar, hayır alâmetİeri deffldtr. Ziraat mütehassısı Ankara 23 (Telefonla) Ziraat mütebassu profesor Falke aflesini alıp dömnek üzere bu aksam AI * manya'ya hareket etmistir. i Bakaya vergilerin tahsili Ankara 23 Mühlm bir yekun hıtan vergi bakayalannm tahsiline dair lâyiha bayramdan sonra He • yeti Vekileye verilecehtir. Baka • yamn kısmı azamı harp kazançlan vergisindendir, bunlara uzun vade ' li taksHIer gibi kolaylıklar goste rilmiştir. Telâsla doğruluyorum: Ne var, Niyazi? Kapı çahnıyor, ağabey! Uykuda duyduğum inceli kahnb çan seslerini anlıyorum!... Fakat bu kadar erken kapımızı çalan kim? Bir müddet susan kapınm çıngırağı, gene evin ve sokağın sessizliği içinde çmgır çmgır ötmeğe başladı. Bu, bir kara haber möjdedsi olamaz. Arbk bize, dışandan kara haber getirecek müjdeci kalmadı. Ancak bu müjdeyi, biz, dostlanmıza, ahbaplanrmza, bilhassa akrabalanmıza, komşularmuza biz verebiliriz. Niyazi'nin knalımş entarisinin altm* dan görünen çıplak bacaklan soğuktan ve korkudan titriyor... Ben de ürperdim: Ablan uyandı mı, Niyazi? Gözlerini açarak basuu saHıyor: Uyanmaz olur nm, ağabey? Ben, ne kadar yorgun, bitik bir halde yatağa kendimi atmışım ki bir şey duymamıs, uyanmamışun. Nivazi. ablana söyle, yatağmdan DflnkO Heyeti Vekile içtimaı Ankara 23 (Telefonla) Bugün Heyeti Vekile toplanarak bazi mühim ve müetacel işler üzermde müzakeratta bulunmustur. Devairde bayram tatili Bayram dolayuüe devair cumartesî ve pazar günleri kapalı bulunacaktır. sakm kaOnnasm... Ben, iner, bakanm.. Haydi, sen de yat... Saka geldi... Bu çalış, ter bıyıklı, ablak suratlı delikanlının çalışı... Kapıyı Niyazi açamaz... Bu saatte, bu kadar zorbaca kapıya dayanan alacaklıya Niyazi cevap veremez! Ceketimi omuzlaruna aldım, asağıya indim. Saka, su dolu iki tenekeyi kapmın önüne koymuş, bekliyor. Hem hiddet, hem isyan ettim: Rüyanda mı gördün be adam? Daha sabah olmadu iki teneke su için bir ev halkı uyandınlır, bütün mahalle ayağa kaldırdır mı? Saka, gayet durgun, soğuk kanlı: Başka yerlere de su götüreceğim! Gideceğin yerlere gider, oğleye doğru bize gelirdin! O, temkinini hiç bozmuyor: Sizin çocuk, erken gel! dedi. Bön duruşundan, bu yalan umulur mu? Dişlerimi sıkyorum: Peki, haydi gir, boşaltl % suyu boşaltnrken kalbim çarpı • Vatandaş! Bayramlıklann Yerli mailarımızdan; ikramların Yerli mahsullerlmizden olsun! MiIIi Iktuat ve Tasarruf Cemiyeti luk var. Oğleye doğru gelemez misin? Kanlı gözlerinde, hinayet görmüş adamlann gayzı yanıyor: Altmış kuruş için seksen defa gidip gelemem! Eğer kavga edersem, mahallede rezalet çıkacak... Bizi tefe koyup çal« mak için, ehemmiyetsiz bir vak'a, kü çücük bir işaret bekliyorlar! Fakat ben, bu rezaletten ziyade, Müzehher'in kork masmı, bu soğukta, bu sabah neminde, ncak yatağmdan terti terli kalkmasmt istemıyorum s Peki, peki... Şimdi paranı veri rira... Merdivenleri bir hamlede çıkfam. Niyazi'nin yüzü kireç gibi olmuş, benden ündat bekliyor: Ağabey, tucu gitmiyor mu? Bir şey yok, Niyazi... Yatağma yat... Hemen odama girmemle giyinip çıkmam bir oldu. Niyazi, hâlâ sofada: Neteye gidiyorsun, ağabey ? iMabadi var}, TipiJDindi! Yazan: MAHMUT YESARİ Odam soğuk... Buna rağmen üşü • m&yorum... Bazan ağznndan çıkan duy manlara gozüm dalıyor, sigara iayorum vehmine kapılıyorum. Süzgeçten dökülüyormuş gibi damla d#Tnl» yağmurun sesi, kaldınm kenar • larmdan akan, bozuk oraklardan tasan sulann şınlnsı, ıslak beze sanlmısnn gibi derime yapısıyor, damarlannn su • landınyor, kemiklerimi ıslahyor... Gozlerimhı onünde hep, kasketmin vizi yeri enseye kaynuş, ablak uratlı, ter bıyıklı, kanlı gözlü sakanın hayaü.., Evde bir kuyu, bir sarnıç olsaydı, fimdı bu ızurabi çekmezdım» Kökten yağan ve boşa akıp giden sulara, hmcun var. Biz, yann iki tene • lcesi için para vereceğu... Para bulmak İan çırpmacağul CUMHURtYErintefrikan: 57
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear