22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Bulgar Darülfünunu : AÜ NACİ Çar'ın sarayuıi geçtikten sonra, iki tarafına sefaretlerin sıralandığı caddeyi takip ederek Sobranya'nm önüne çıkarsuuz. Bu iki katlı, yayvan, san binamn arkasmda, Sofya'nm, Vitosa dagmdan sonra en hâkim, en güzel tepesi, Alek sandr Nevski katedralının heybetli, altın kaplanmıs kubbesi yükselir. Bulgar Meclisi Önündeki meydanda gözü üzerine çeken biri millî, biri dinî bu iki abideden sonra, karsınızda, geniş methali, mermer merdivenleri ve günese açümış yüksek pencerelerile, san'atkâr ya< pıcının tastan çıkarabiieceği güzel ve sade şekiller içinde, onlar kadar büyük bir binanın kat kat yükseldiğine dikkat edersiniz: Bulgar Darülfünunu! * # * Sofya denince, göz önüne, her şey den evvel, her çocuğu okuyan bir şe hir, sayısız mühendisler, doktorlar, mimarlar, kimvagerJer, h*>vkeltraslar. ressamlar, muharrirler, filozoflar, filo logfar ve bilhassa avukatlar sehri gel m*lidir. Tutulan bir istatistik gösterivor ki Bulgar miUetinin yüzde doksan altısı okur yazar halde, gerive kalan yüzde dördün îse insan mı. yoksa Baikan'Iarın henüz insan ayağı değmemis tenhalık lannda yasıvan baska cesit mahluk mu oMıı^u henüz tesbit edPmemistir. Bilgî d»£rerlerînin bu fevkalâde çokluğtı, bu mflleHn d?*lı gövdesi üzerine halis bir Avrupa'h Irafası veriestrrerek, Balkan'lı ve çarpli vasıfların birbirine kansmasmdan do^muş, hakikaten »l>tka uyandrran bir balita doiruruyor. tlme istTyvkm beyecan verici manzarasını rîvmek icîn, mese'â bir sabah erkendm k«1car, saat v*di ile sekiz arasmda, ana yo"*rd« kü<~ük bir gezinti yapar ssnu, bir cok sokaklardan on besle yirmi arasmda, vücutleri spor yapa yapa j frİKeiesmis, ynzlerinden sıhhat fıskıran, | sivah saten elbiseli, koyu kasketlermin } Ü7erine mektenTerinin isimleri yanlmış I binlerce ve binlerce Bulgar kınnın ve e^ki Rus Carlıçı askerlerinin üniformalennı andıran kıyafetlerde bir çok erkek çocuklarm, sayısız projimnazlara ve jimnazlara doğru aktıklannı seyredebilirsiniz. Gündüz sehir, içine ve isine çekilmis gibidir. Fakat aksam saat altadan sonra, Halâskâr Çar caddesine çı kmca, Kralm saraymdan şehrin nihayetindeki Boris bahçesine kadar, geniş yolun bütün uzvaluğu üzerînde, kırmua kasketlerini Jbaşlarına yan atmış bin lerce ve binlerce kız ve erkek talebenin Buîgar paytahbna bir Haydelberg manzarası verdiklerini görmek kabüdir. Bu cadde, denebilir ki, yaz ve kış, vaktini şasırmadan, her aksam albdan dokuza kadar kol kola dolasan bu talebenindir» Sofya'yı insana sevdiren başiıca hu susiyet ve bu şehrin diğer Balkan paytahtlan arasmdaki mümtaziyetini te min eden en asil güzelliğini, Bulgar gençliğinio darülfünuna ve operaya, flme ve san'ata karşı beslediği derin ve çok samimî alâkada bulmak kabüdir. Bütün gününü dershanede ve lâbora • tuvarda geçiren bu gençUk, geceleri «Narodni Teatr» ı veya diğer byatrolan, haftanın bir kaç günü senfonik konser verflen salonlan, konferanslan, pazar günü bütün spor meydanlarmı ve arasıra büyük talebe nümayişleri snasmda şehrin en işlek yollaruu dolduran ve münakalâb durduran, alâyissiz, fakat anh, suurlu bir gençliktir. Yazm, hararet, kızgm bir ateş dalgası halinde bu genç leri Sofya'dan etraftaki dağlara, Vama gibi serin sahil kasabalanna ve kışı, gene çoğunu Sen Moriç sporculannı andıbitirmiş klzlar olması yalnız tesadüfî bir hâdise midir? Çok defa, bunlarm, iş arasmda söyledikleri parçaların hangi operalara ait olduklanm, ev halkı bir buimize soruyor, bulamıyor ve nihayet kendilerinden öğreniyorduk. Bulgar milleti, bütün Slâv'lar gibi, son derece musiki sever bir mülettir. Bu suretle ilim, kraldan hizmetçiye kadar. içb'maâ merdivenin bütün basamak | lan üzerinde, derece derece. milletin her tabakasma yayılmu şeklile Sofya'mn havasını teneftii«ü ferahlık veren bir hale koyar, ve Bulgar'in tab'mda zaman zaman kendini gösteren huşuneti, tadil eder. *ki vüz ell» bin nüfıslü bir *»H;<le «Zora» ve «Utro» gibi dört *«Hife çıktıklan halde yehnis, seksen bin satan gazeteler olmasının, avnca muhtelif sıyasî ftrkalara mensuD daha yirmi otuz gazete cıkmasınm ve yasamasmın, valnız bir cadde üzerinde münhasıran fransızca, almanca, italyanca kitaplar satan alh, yedi kütüpanenin islek surette calısmasımn, savmz mecmualann senelerdenberi on binl«»»ce okuyucu bulmasmın esrannı. BnTerar Darülfünununun d«"rsanelerinde. kitaplar üzerine eğflmiş ka • falar içinde aramak lâzımdır. Rul^ar toDraklan üzerinde mantar gîbî biten Hmn''=ınn ve da^i'fninn lann vetıNHrdiği Bulsrar nesflieridir ki her gün' cikan vagonlar dolusu gazeteleri, türlü tü'n telîfleri istihlâk ediyor, hazmedivor. îlim. Sark'ta oldryn vîhi bîr safofat olmaktan cıkanlmıs. en dojriı ö'rülerden biri olan gazete sabsı yirmi bini bulmak ictn fıarikuiâde sansasvonlar» muhtac olm»k intidsîlis^nden kurtanlmıs ve bilgi tamamen sanayilettirilerek, her sahada, haküd ve mfll' kıymetini almıshr. Resim yapmak, keman çalmak, heykel yontmak, şiir vazmak, bunlan yapabilmek hünerine itibar ediidiği içhıdir ki, gecindirici bir meslek değerini kazanmısbr. Gene bunun içândir ki bir Bulgar tenörü Paris'te, meş hur «Çalyapin» in konserinde teganni edebilmek ve dolu bir salon tarafmdan alkulanmak, diğer bir Bulgar heykel traşı, Roma'da, maruf bir sergide tab lolannı asabOnvek ve bir Bulgar piyanisti hatta Londra'da takdirlere mazhar olarak mülednin ismini beynelmflel âlemin yüksek ufuklarma doğru yükselbnek îmkânlannı bulabiliyor. Sofya'da, bir ressam, bir musikişinas, bir heykeltraş, bir sair, cemiyeb'n za "' vallı insanlan gibi bir maskara damgasile damgalanarak gülünç ve istihzaya mahkum edilmis degildir. Büyük bir Bulgar münevveri, bir yere gHtigi zaman, bütün bir gençliğin şüurlu takdirile karşılanarak hürmet ve muhabbet göre ceğinden emin adımlarla yürüyebOiyor. Sokak ortalarından adamlar kalduran, davasma muztr gördüklerini haklıyan Makedonya komitesinin reisi meşhur tvan Mihailof bile, yalnız büyük bir ideali müdafaa eden bir komheci oldugu için değü, fakat daha yedi sekiz sene evvel «Çar Osvoboditel» caddesinde dolasan bir talebe, mümtaz bir Bulgar münevveri b'oi oldugu içindir ki Bul garistan'da bugün yüksek bir otorite ve muhabbetle ihata edilmiştir. CumhtLTİ vet' Niğde'de Hahcılığın himaye edil mesi isteniliyor Niğde ( H u s u s î ) Niğde halkı, umumiyetle bağçı vc bahçecidir. Bununla beraber ahali<;inin mühim bir kısmı halıcılıkla iştigal eder ve geçimleri de bu yüzd'endir. Çok güzel olan halılarını Türkiye'nin her köşesine sevkettikleri gibi, hariç memleketlere de ihraç etmektedir ler. Niğde d'ahilinde, Bor ve Ürgüp kazalarile bir çok köylerinde binlerce halı tezgâhları vardır. Halk becerikli ve çalışkandır. Bilhassa kadınlar çıkrık ve halı tezgâhlarmda hiç durmaksızm çalışırlar. «Cumhuriyet» in geçenlerd'i köylüler için neşrettiği ilâve burada büyük bir şükranla karşılanmıştır. Köylü vatandaşlarımız «Cumhuriyet» in bu temiz ve hayırhah alâkasından son derece memnun ve mütehassis olarak «halıcılığ» in da himayesini talep etmektedhler. Ecnebi memleketlere halı ihraç etmekle maruf olan Koyunlu (Adırmusun) köyüne '<adaı «ittim. Nasıl bh* himayeye ihtiyaçîarı olduğunu sordum. Aldığım cevapları hulâsa halinde yazıyorumBuracTa vaktile bir halı şirketi vardı. Yaptığı yolsuz işlerden dolayı dağılmağa mecbur kalan bu şirke tin tezgâhları bugün atıi bir halde dir. Köylüler; münferit faaliyetlerm artık bh* netice veremiyeceğini anlamış bulunuyorlar. Bu şirketin tekrar ihyasını, binnetice sermaye ve tezgâhların birleştirilmesini istiyorlar. Bugünkü Niğde halılarının ye gâne noksanı boyasındadır. Za . manla aolmakta olan şimdiki kul landıklan boyalann fennileştiril mesini arzu ediyorîar. Vaktile merkezi Irmir'd'e olan bir (Halı Sanayi Şirketi» nin burada şubesini açan bir Rum o vakit sabit bir boya kullanırmıs. Niğde'liler bu boyamn formülünü tecrübe ile keşfetraege çok çalışmışlar, fakat muvaffak olama mışlar. Bunun için de tktisat Vekâletinin bir boya mütehassuı göndermesini temenni ediyorîar. KEMAl HAYYAM Zafer Bayramının tes'idi intibaları tEdirne: 2» tayyartinr ~t konma mtrtuiminde, Edirnt meb'tua Şertf B*y nutak töylerken "• BgutroB zarer oayramınâ'B Mt*f*+ı her abidesi önünde, Ferik Muttafa Paşa nutuk MÖylüyor Zatcr bayramı gSnS Dmnlapmar^da yapdc bir intiba <X ifaretli zat, değerli kumandatdcavnvtdan Fcrih Mustafa Paşadvn Bursa'lılar iora muamelâtmdan mflşteki^ Bursa 2 (Hu.Mu.) Bursa icra dairesinin kadrosu da diğer ufak vılâyetler gibi itibar edilmis olduğundan halk; işlerin sür'atle yürütül mesinde sıkıntı çektiğinden şikâyet ediyor. Bursa'mn nüfusu ve mesahası diğer vilâyetlerden bir çoğu ile kıyas kabul etmiyecek miktar ve vüs'attedir. Bittabi muamelâtı da o nisbette çoktur. Halbuki 25 senesinde 13 süvari mübaşirle tebligat yapan icra dairesi bugün ancak ( 3 ) süvari mü* başhle bu mmtakayı idare ediyor muş. Şu vaziyete nazaran yeni ka ~ nunun tatbikatında daha ziyade miiskülâta maruz kalınacak demektir ki: tcra dairesile işi kücü olanlar gün lerce muamelelermin takibine bin netice kendi islerinden kalmağa mecbur olacaklardır. MUSA Arikarctda zafer bayramuutan bir intiSa trfanın itibannı anlamak için talebe nin yüksek bir hatibi nasıl candan ve anlıyarak alkışladığını, bir senfonik konseri nasıl derin bir ibadet hissile tattığnu, bir konferansta nasıl alâka ile bütün havassını canlandırdığmı görmek lâzun gelir. Çehre çizgilerinin ve kemik • lerin yaoılıs farklanm süince, bir Bulran~eSkieur» ler kıyafebnde Vitosa ve gar genci ile lâalettayin bir Avrupa'lı genç arasmda büyük bir fark ohnadığı çam koruya ormanlarına atar. Bu kesif hayretle müşahede edilir. O sade kıya hayatiyet içinde bh Bulgar genci kitaptan ve tabiatten ne almak kabilse hepsini fetlerin şekli albnda, ruh ve dimağ, darülfünun ocağınm atesinde pise pise, alarak yetisir. en yüksek hislere ve en irişümez fürirtlmin ve sporun bu derece harcı âlem lere daha kolay çıkabilmek vasıta ve imoimasıdır ki Bulgar gencine, Balkan'lı kânını bulmuş gibidir. Tahsilin bu dere seciyesine rağmen, o tamamen Avrupaî cesidir ki, Bulgar mületinin Bulgaristan 'düşünuş ve duyuş kabiliyetini veriyor. işlerine sıkı alâka göstermesi, herkesin Merkezin münevver muhitlerile temasa bir ftrkaya, yani bir programa bağlan gelince, Bulgar genclğindeki bilgi askma ması hâdisesmi vücude geb'riyor. Bu suhayran olmamak kabil olmadığı gibi, retle muallâkta hiç bir fikir kalmıyor bilginin Snobizm şekfllerine girmemiş ve her fikir kendi kanalı içinde akıp en halis vasıflannı kavramak yolunda ça gidiyor. Fakat bir taraftan da, Çar FerIışıldığmm farkma varmamak ta mümdinand'ın Büyük Bulgaristan fikrine ve kün değfldir. Bir caddeden geçerken teo mikyasa göre yetistirilmiş kesif mü nevver tabakasını «Nöyyi» hudutlarımn sadüf edeceğiniz genç erkeklerle kızdar çenberi içine sıkubrarak vaziyeti lardan hemen hepsmin behemehal jimde, gündengüne, ilîm ve münevveri, nan bitirmİş olduklanna gözü kapalı tehlikeli bh silâh haline koyuyor. tlim hükmolunabilir. Bunlarm yüzde sekseni ve ihtisas adamlanna iş bulmaktaki ya darülfünunu ikmal etmiş, yahut et müşkülât, muhalefeti ve komünizm amek üzeredirler. Sofya'da bir sene zar • letliğini bir nevi meslek haline getirmekte fmda görüştüğüm bir çok gençlerin hepgecikmiyor. Herkesin kendisinden havır si ya doktor, ya mühendis, ya avukat, beklediği ilmin, işsiz kalınca, çaluacak behemehal bir darülfünun mezunu idi saha bulmajnnca, bazan muzır olmağa ler. Mühendis ve kimyager knlar, başlıyabileceği yalan degildir. Bunun iparmakla gösterflecek kadar nadir meta çindir ki bir müddettenberi Bulgaristan'degildir. Kızlarm çoğu, hatta en zengin da bizim gibi «çocuklanmua nasıl okuve en güzel kuslar, bir gün hayatlarmı talnn?» mes'elesi değil, fakat «tahsüi kazanabilecekleri bir mesleği, albn bine zaman durduralım?» mes'elesi münalezik gibi behemehal kollarma geçir kasa ediliyor. mişlerdir. Bulgarisbuı'da irfamn büyük Bugünkü Bulgar gövdesi içinde bu cografya ve nüfus nisbetlerine rağmen bize nazaran ve bilhassa kadmhk arasm kadar kuvvetli bir darülfünun, üvil da çok mümtaz olduğunu, kendi hesabı kanfre siringa edilmis hasta kalbi gibi, Bulgaristan'a fazla çarpmta ve fenalık mıza teessüfle söylemek lânm gelir. veriyor. ^ . Bir sene içinde değistirdiğimiz dört AÜ NACİ hizmetçiden dördünün de projimnazı izmir'deki asansör kazası îzmir'in aşağı ve yukarı mahal • lâtı arasında bir nakil vasıtası olan 35 metre yüksekliğindeki asansörde bir kaza olduğunu ve 6 kisinin yaAnkarttda 30 a&vutot gvatu yapüan ralamhğmı yazmıştık. ykcrî merasimde hitabe irat edüirken Ankarctda zafer bayratm: Geçft remribi&en evvel atkerîn Aldığım mütemmim malumata göre bu feci kaza fren tertibatımn bulunmamasmdan ileri gelmistir. Sukut esnasında asansör içinde bulunan altı polis memuru &ğır ve iıafif olarak yaralanmışlardır. Yolcular asansöre geldikleri zaman asansörün bazı aksamı tamir edilmekte idi. Gene polis olan iki yolcu tamircilerin hiç bir şey anlamıyan ifçilerden olduklanm görerek asansöre binmekten vaz geçmişlerdir. Asansör yirmi metre irtifaa varMillî Mâdafaa Vehili Madanya tayya SuraarOa, tayyarelere at konma meradığı sırada tellerden biri kopmuş ve j BZrsa'da zafer bayramı intibalarıT aimimde bulanatdardan bjr.grup remnin örtütüna açarken araba müthiş bir surette sukut et Zekâi Bey ve meb'utlar geçit retnunde miştir. Kamışli ormanları yanıyor Adana'da bulunan Kamışli or • manlarında ağustosun yirmi beşinde çıkan yangın hâlâ söndürülememiştir. Yangının söndürülmesî için bütün vesaite müracaat edîlmistir. Bursa kaplıcalarına tehacOms Bu sene Bursa kaplıcaları sonbahar banyolan mevsiminde fevkalâde rağbet görmüştür. Şu günlerde kaplıcalarda bir kişilik boş yer bulmak mümkün degildir. Hemen bütün oteller ve evler dolmuştur. Bh çok büyüklerimiz de bu sene Bursa kaplıcalarına gelip gitmişlerdir. YQz tiralık koyonlar Bursa 3 0 (Hususî) tktisat Vekâleti Karacabey harastna verdiği bir emirde, koyunlarmm teksirini teşvik için Çanakkale'de iki çiftçiye yüz«r merinos ko ytmile beşer merinop koçunun reril mesmi bildirmişur. Beher koyunun fiab yüxe* liradır. MUM aftuto§ bayrammia* haOdmbir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear