Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
p Cumhuriyet TEU3RAFLAR Japonya ile Çin Arasında harp başladı! Japon'lar Mukden'i bombardıman ettiler, Mukden ve Çintay işgal edildi Pekin 18 (A.A.) Dün akşam Japon'Iarın Mukden'e anaızm hücum etmeleri neticesinde yetmiş yahut seksen kadar Çin'H asker telef ol muştur. Japon kuvvetleri saat 22 de Mukden'i bombardıman etmeğe başlamışlardır. Çin'Iiler mukabelede buIunmamışlardır. Bununla beraber şehre her on dakikada bir mermi düşmekte devam etmistir. Maresal Chang Hsuech Liang Japon taarruzunu haber veren telgrafı alır almaz Çin kıtaatma silâhlannı deppoylara bırakmalarını ve mu kabelede bulunmaktan çekinmele • rini emretmiştir. Mançuri valisi bulunan Mareşal Chang Hsuech Li ang'a gelen bu telgrafta bir Japon müfrezesinin mühimmat ve cephane deposuna ateş açmış olduğu ve Ja pon'larm Mukden şehrini ve karargâhını topa tutmağa başladıkları ilâve edilmiştir. Pekîn'de hasıl olan fikir ve kanaate göre Japon askerî makamatı Japon erkânı harbiyesine mensup bulunan ve geçen haziranda Mukden ordusuna dahil Çin'H askerler tarafmdan öldürüldüğü zannolunan yüzbaşı Nakamura'nın katli dolayısile ortaya çıkan mes'elenin halline Çin'lileri mecbur etmek için bu suretle ansızın harekete geçmişlerdir. Japon hükumetinin protestolarına Çin'in cevap vermekte gecikmesi Japon askerî mehafilinde büyük bir hiddet ve infial uyandırmış bulu • nuyordu. Tokyo 19 (A.A.) Japon as kerleri Mukden etrafmdaki surları ve meydanları isgal etmişlerdir. Şimdi talim meydanına ve deppoylara taarruz etmektedirler. Japon kuv vetleri akşam olmadan evvel mü • him mevkilerin hepsini ele geçire ceklerini ümit etmektedirler. TienTsİn 19 (A.A.) Ahnan bir habere ?öre Japon'lar Mukden ve NewChang şehirlerini işgal et mislerdir. ANKARA MEKTUPLAR1 : Ankara civarında efsanevî bir mesire: Kızılcahamam Kızılcahamam'ın biraz ilerisinden itibaren ucsuz bucaksız bir çam ormanı vardır Ankara, eylul (Hususî) Dünkü yazımızda Ankara'lının yaz ayla rında nasıl tstanbul'a can attığını tasvir ederek küçük memurların ve az kazançlı insanların bütçeleri için büyük bir tehlike teşkil eden bu mevsim hastalığının ilâcı olmak üzere tabiatin Ankara civarındaki zenginliğinden istifade edilebileceğini kaydetmis ve bu münasebetle Kızılca hamam'a yaptığımız seyahati an latmağa başlamıştık. Kızılcahamam seyrek çamlı üç dört tepenin eteğindeki bir vadi içinde tek caddeli küçük bir kasa badır ki ona kasaba bile denemez. Zira bütün nüfusu müdekkik bir seyyahın notlarına göre 852 kişi den ibarettir. Kasabanın bulunduğu vadi bir kilometre kadar devam ettikten sonra garbe doğru sık çamlıklar arasında kayboluyor ve artık Gerede ve Bolu üzerinden Karadeniz sahillerine kadar uzayan geniş bir orman sahası başlıyor. Kasabadan çıktıktan bes on da kika sonra bu uçsuz bucaksız or mana giren insan kendisini inişli yokuslu bir çam denizinin içine düş müş zannediyor. tnsana bu hissi veren şeylerden biri de rüzgârın za man zaman bütün çamları ayrı ayrı ihtizaza getirerek kabarık ve coş kun bir denizin azametli sesile u ğuldaması ve haykırmasıdır. Ankara veya tstanbul'daki bir sehiçli akasya veya söğüt gölgesi al tında, hatta Ada çamları dibinde oturup ta burasını tahayyül bile edemez. Zira burada tabiatin enginliği bir hiç mesabesinde kalan insanı ve maneviyetini bütün azametile sarmakta ve onu eğer yal nızsa, eğer ormanın sesini bir dakika durup dinlenmişse yüz binlerce sene evvelki iptidaî hem cinsi gibi hasyet ve korku içinde bı rakmaktadır. Hulâsa ormanın da, umman gibi, sahra gibi ilâhî ve düsündürücü bir sırrı var, zevki ve engin bir güzelliği var. Biz, bu yesil deniz içinde kalabalıktık. Mütemadiyen sağa, sola ge zerek, birbirinden güzel manzara • lar ve yerler keşf ederek çok eğlen celi, çok sevinçli bir gün geçirdik. Yanımda kardeşim, o kadar methettiği tsviçre ormanlarının bundan fazla güzel olmadığını itiraf etti ve büyük bir memnuniyet içinde muhtelif resimler aldı. • Kızılcahamam'm bütün cazibesi yalnız çam ormanlarından ibaret değildir. Orada güzel menbasuları var, madensuları ve sıcak banyolar var. Peri masallarını hatırlatan bu efsanevî dekor içinde hususî ve resmî sanatoryomlar yapılabilir. Oteller inşa edilebilir ve bu oteller yalnız yaz mevsiminde değil, kıs mevsi minde de kış sporları yapmak üzere gelecek kalabalık ziyaretçiler bulabilirler. Hiç süphe yok ki; bugünkü do lâmbaçlı, tash yol; yarın yapıldığı ve yetmiş kilometreye indiği, altlarındaki ahırlara hayvan bağlanan bugünkü otellerin yerine çamlar a rasında modern oteller yükseldiği gün Ankara'h, Etlik Palâs'a gider gibi, otomobiline atlıyarak Kızılcahamam'a gelecek, otelin terasında nağmeleri çamlara akseden orkestrayı dinliyerek aksam yemeğini yedikten sonra gece Ankara'daki evine dönebilecek ve cumasını behemehal gene orada geçirecektir. Yani Kızılcahamam Ankara'nın bir mahallesi olacaktır. Dinlenmek ve eğlenmek istiyen ler için bugün bile yapılacak en iyi şey Kızılcahamam'a gitmektir. Zira bir tstanbul seyahati dört kişilik bir aile için aşağı yukarı bir Avrupa seyahatine tekabül ediyor. Bu ailenin yalnız tren ücreti gidip gelme 150 lira tutmaktadır. Bu seyahatin bir ay devam edeceğini farzedersek, gezip eğlenme, oturma masrafları, yemek içmek masrafları ve buna ilâ vesi zarurî olan mubayaat ta düşü nülecek olursa bu aileye lâakal 400 lira Iâzımdır. Senede 1200 lira ka zanan orta halli bir memur buna nasıl tahammül eder, bütçesinde açılan rahneyi ne kadar zamanda kapata bilir? Halbuki ayni aile 20 lira ile Kızılcahamam'a gidip gelebilir ve bir ay zarfında yapacağı masraf hiç bir l u ı u n yüz lirayı geçmez. Görülüyor ki mantık ve iyi hesap Ankara'lıya kendi muhitinde eğlen meği emrediyor. Büyük davaların halli mes'uliyetini üzerine almış bir nesle mensup insanların muhitin kötü şartlarına mutavaat etmeleri, on ları değiştirmek cesaretini göster • memeleri tenkide değer. Bütün bu fikirlerle fstanbul düş manlığı yapmıyoruz. Sadece Ankara'lının muhitini kendisine intibak ettirmesini bilen modern bir insan olmasını istyoruz. HEM MIHINA Tren, rakı, tütün! Haydarpaşa Pendik hattının, ortalık karardıktan sonra hareket eden trenlerinde Müskirat İnhisar İdaresinin velinimeti olan zevat fazlaca olacak ki akşamları, vagon Iarda, hammların lâvanta, beylerin ter kokuları yerine Çeşme anasonunun rayihası yayılıyor. Minimini şi • şeler ağızdan ağza dolaşıyor, rakı lar susuz hatta bazan da mezesiz yuvarlanıyor. Eğer banliyö vagon Iarında, büyük hatlara mahsus vagonlann kompartimanlarında olduğu gibi pencerelerin önünde açıhr ka • panır birer küçük masa bulunsa, eski, fakat yeni harflere yaraşmaz tabirile seyyar bir «mastabai işi nuş» kurulacak ama bereket versin ki bu masacıklar yok! Bir kaç akşamdır, ayni anason kokusunu duyarak Erenköy'üne gider • ken düşündüm ki vagonlarda «rakı içmek memnudur» levhasını asmak pek te lüzumsuz bi tedbir olmıya cak. Fakat hemen vaz geçtim, çünkü ben böyle yeni bir levha asmağı düşünürken karşımda «Tütün içilmez» levhası sigara dumanları içinde boğulmuş ve kaybolmuştu. Din lenmiyecek olduktan sonra masraf edip bir levha daha koymakta ne fayda var! Ecııebi liseler Mezunlan Karar eski mezunlara şamil değildir Ankara 19 (Telefonla) Ecnebi liseler mezunlarmın bakalorya imtihanları mes'elesi hakkında Maarif Müsteşar vekili Avni Bevle görüştüm. Avni Bey şu beyanatta bu lundu: « Mes'elede bir sui tefeh hüm vardır. Ecnebi Iiselerinin mezunlarına verecekleri şeha detnameler askerlikte ve sair hususatta muteberdir. Ancak bu talebe Darülfıinuna girmek isterlerse bir sene sonra lise derslerinden bakalorya vermek üzere kabul olunacaklar ve devama baslıyacaklardır. Bu bir senelik Darülfünun tahsili de bittabi mahsup edilecektir. Bu gibi ecnebi mektep ida releri son sınıf talebelerine şimdiden vaziyeti anlatacaklar, bakalorya imtihanlarını ya resmî mekteplerden birinde, yahut ta bir sene sonra Darülfünunda vermek sıklarından birini tercih ederek hazırlanmalarını bildireceklerdir. Kararın makabline şümulü yoktur. Yani ge • çen senei dersiye sonunda ec nebi liselerinden şehadetname almış talebe Darülfıinuna eskisi gibi girebileceklerdir. Karar bu sene son sınıflarda okuyan talebe hakkındadır.» Çinktaoya Japon kuvvetleri çıkarıldı Çinktao 19 (A.A.) Bu sabah Çinktao'ya Japon askerleri çıkarılmıştır. Mahallî Çin hükumet memur ları sükun ve asayişi muhafaza için bazı tedbirler almaktadırlar. IIHMUnmııuıııııntıı Teşviki sanayi Kanunu tadil edilecek Ankara 19 (Telefonla) S a nayi Umum Müdürlüğü teşviki sa • nayi kanunu etrafında tetkikat ic rası ile mesguldür. Umum Müdür Serif B. İstanbul, tzmir ve Bursa'da f abrika sahipleri ile temaslarda bulunmaktadır. Şerif B. bundan sonra Vekâlete yeni tekiifler yapacaktır. Avam Kamarası Feshediliyor Teşrinievvelde yeni intihap yapılacak Londra 18 (A.A.) Hükume tin teşrinievvelde müntehiplerin re yine millî hükumet sıfatile müra • caat etmeğ%naün hemen hemen ka • "•***•••«•»*" Mnftu haber alınmıştır. Millî hükumet bu intihabat neticesinde tarife usulünü kabul Ve tatbik vazifesile iktidar mevkiinde kalacak olursa M. Baldwin başvekâlete geçecek, M. Makdonald meclis Lort reisliğini ve M. Neielle Chamberlin Maliye Nezaretini deruhde edecek • tir. Ancak Liberal fırkası şu sırada umumî intihabat yapılmasının önüne geçilemiyecek olursa intihap yapılmasına muhalefet edeceğini ve günün en mühim mes'elesinin ticart mizanının düzeltilmesinden ibaret olduğunu ihsas etmiştir. Her hangi bir millî hükumet programına tarife mes'elesinin her hangi bir suretle dahil olacağı umumiyetle beyan ve teslim edilmek • tedir. Londra 18 (A.A.) Malî mer keze mensup mehafil ile Liberalle rin umumî intihabatın yakında yapılmasına muarız oldukları söylenmektedir. ((Dumlupınar Şairi istiyoruz!» Edebiyatçılar Ankara'da bir içtima yaptılar Ankara 19 (Telefonla) Edebiyat Cemiyeti bugün bir içtima aktetmiştir. Bu içtimada muhtelif hatipler söz söylemişler, fantazi ?iirler ve çairin paretzit olmaktan Bari panayiri ve Ismet Pş.yı tebrik Ankara 19 (A.A.) Bari şeh rinde tertip edilen sark panayirinin açılmacı müna»ebetile Ismet Pş. Hz. ile panayir reisi M. Larocco arasında su telgraflar teati edilmiştir: «Türk pavyonunda gördüğüm büyük intizamdan dolayı tebriklerimi arzederim. Türk pavyonu Kral ve Kraliçe Hazretleri tarafından da çok beğenilmiştir. Dost miletlerimizin iktisadî inkisafına ait temennileri • m iblâğ ederim.» «Larocca» ttmet Pf. Hazretlerinin eevaplan «Türk pavyonu hakkında nazikâ ne îhzar ettiğinîz duygulardan dolayı samimî teşekkürlerimi beyan ederim. Bu mühim ve görülmeğe şayan olan panayirîmi tertip edenleri sa • mimî surette tebrik eder, tam bir muvaffakıyet temenni eylerim.» ttsmet» italyan Maslahagüzarı Ankara 19 (Telefonla) Hariciye Vekili bugün ttalya maslâhat • güzarını kabul etti. kurtulması mevzuları etrafında hararetli müzakereler cereyan etmiştir. Neticede bir Dumlupınar edebiyatı istendiği ileri sürülmüş, şair Behçet Kemal Bey: « Onlar bizim neslîmizin arızî mensuplarıdır. Biz Dumlupınar çocuklarıyız!» Diye bağır • mıştır. • Yeni Gün büyüyoı «Yeni Gün» refikimiz karilerinin arzusu üzerine kıt'asını büyütmeğe karar vermiştir. Arkadaşımız yeni şeklile aziz okuyucularının bütün fikir ihtiyacatmı tamamen tatmin edebilecek bir mesai ile hazırlanj maktadır. Dahilî ve haricî hadisat ile iktisat ve halk işleri, vatan, memleket mes'eleleri «Yeni Gün» neşriyatımn istinatj ettiği en mühim kaidedir. Umumî ihtiyaçlar üzerinde bizzat kendi davası ehemmiyetile çahşılacaktır. Bundan başka fikriyat, gençj lik, spor, çocuk, sinema, dünya şüunu, mizah, mahallî hayatj akisleri, kadınlık, tarih ve saire' sahifelerile gazete Türkiye efkâri umumiyesinin bir makes ve ifade vasıtası olacaktır. Yeni Gün neşriyat sahasındai en küçük noktayı bile ihmal et| miyen en büyük akşam gazetesidir. Yeni Gün, yeni şeklile üç büyük ve mükemmel roman takdim etmektedir. vamı takdirinde bu tarifeden de tenzilât yapabileceklerini bildirmişlerdir. kablelvuku hisler vardır ki mahiyetine nüfuz edebilmek bugün için biz âcizlere müyesser olamıyor. Ne vakit doktor Şomberg'in şatosuna girdinîz? Bu akşam, saat dörde doğru. Sebebi ziyaretimi Matmazel dö Radeski öyle tehalükle dinliyor ki... Fakat asıl ben kendisinden bir an evvel izahat almak için sabırsızlanı yordum. Orlik'te ne işiniz vardı Matmazel? Niçin oraya gittiniz? Cevap vermiyor. Beni süzüyor. Küçücük ellerile kanapenin yanlarını sıkı sıkı tutmuş beni tetkik ediyor. Şimdi ben de istediğim gibi ser bestçe onu temaşa edebilivordum. Sonbahar yapraklarının rengin • deki kadife ile kaplanmış albümün içinden ablasınm bana gösterdiği fo toğrafisile mukayese ediyordum. Ayne çekingen, ayni muztarip sîma. En ufak hareketlerinde bile a»alet var. Maoadt var Trenden atlıyan iki köylü Ankara 19 (Telefonla) tstanbul treni bugün buraya iki saat teahhurla geldi. Buna sebep Hereke civarında vukua gelen bir kazadır. Tren yolcularından iki köylü katarın gideceklerî köyün yakımndan geçtiğini görerek yarıyolda atla mışlar, tren bu sırada son sür'atle gittiğinden yaralanmışlardır. Makinist bir kaç dakika sonra kazanın farkına varmış, tren durmus, mecruhlar içeri alınmıştır. Köylülerin birisinin yarası ağır, diğerininki hafiftir. ALt SÜREYYA Bergama yolunda Bir otomobil faciası îzmir 19 (Hususî) Uçü kadın, ikisi erkek beş yolculu bir otomobil Bergama'ya giderken devrildi. Yolculardan Bergama eşrafından Yenişehir'li Rıza Bey ölmüştür. Uç kadın, bir erkek yaralıdır. Otomobili idare eden şoför Mehmet Efendi tevkif edilmiştir. İzmir'de Vapur tarifeleri indi İzmir 19 (Hususî) Norveç vapurunun rekabeti üzerine nakliyat tarifesinde tenzilât yapmalan Deniz Ticaret Müdürlüğü tarafından kendilerine tebliğ edilen (Vanderze) ve (Hanri fsperko) acentalarının (40) şilin olan üzüm ve incir tarifelerini (35) siline indirmişlerdi. Deniz Ticaret Müdürlüğü bu tenzilâtı az görmüş, bundan başka palamut ve tütün tarifesinde de tenzilât ya pılmasını istemiştir. Acentalar Müdürlüğü bu tebliğ üzerine 931 senesi içm muteber olmak üzere son ve kat'î bir tarife tesbit ederek müdürlüğe bildirdi. Bu tarifeye göre incir ve üzümden (35), palamut ve hulâsa sından (25) şilin alınacaktır. Tütün tarifesi de (70) den (55) e tenzil olunmustur. Acentalar rekabetin değimi istiyen bir insanın mevcudiyetini bu gece öğrendim... Yok, yanlış söyledim, öğrendim değil, hissettim... İşte isbatı, tereddütsüz dairemden çıktım, koridorları geçtim ve doğruca odanıza gelerek kapınızı vurdum. Hem de bunu hiç korkmadan, ve ziyaretimi yanlış tefsir etmeniz ihti malini nazari ilibara almadan yap • tım... Halbuki benim için tamamile yabancı bir insansınız değil mi? Tesadüf size bundan fazla yardım edemezdi, Matmazel. Hususile önünüzde sizi arıyan namuslu bir erkek varken... Tesadüf demiyiniz!.. Siz, tah sil görmüş bir insansınız... Beyinsiz insanlar sürüsünden, inatcı beyin sizler güruhundan değilsiniz. Akıllarının ermediği seyleri bayağı lâti feler olarak telâkki eden inatçı ukaIâlardan olamazsınız. O halde size çelmemi, beni görmek istiyen size celmemi, sırf bir tesadüfe atfetmi • yiniz. Haklısınız Matmazel... öyle Yerli tezgâhlar kapanıyor İzmir 19 (Hususî) Japon'Iarın yerli pamuklu mensucatımız üzeri • ne açtıkları rekabet neticesinde Ka dıköy ve Boldan'da yerli tezgâhlardan kırkının kapandığını Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti reisi Hasan Bey söyleinistir. Mumaileyh 7 teş rinievvelde Ankara'da toplanacak olan Ticaret Odaları umumî kongresinde hazır bulunarak bu vaziyeti izah edecektir. Amelî Ziraat mektebi mezunlan Muhasebei Umumiye müdlirü mezuniyet aldı Ankara 19 (Telefonla) Amelî Ziraat mektebi mezunlarının Ankara'da açılacak olan ziraat enstitüsüne kabulleri düşünülmektedir. Devlet Bankasında yeni tayinler TürkSovyet ticaret muahedesi Ankara 19 (Telefonla) Cumhuriyet Merkez Bankası muamelât müdürlüğüne Ziraat Bankası Mu amelât müdür muavini Abidin Bey tayin olunmuştur. Ankara 19 (Telefonla) Türk Sovyet ticaret muahedesi bugün Soriç yoldaşla Hariciye Müsteşar vekili Haydar Bey arasında teati olunmustur. Bir, iki saniye tereddütten sonra birdenbire açtım ve şaşkın bir halde geriledim. Koridorun karanlıkları içinden bir hayalet belirdi. Bu bir kadındı; Matmazel dö Radeski'yi tanımakta müşkülât çekmedim. • * * Kenarları mat yeşil ile brodeli gümüşî satenden mamul bir Çin el bisesi. Perişan kesik saçlar. Kenarları işlemeli terlikler geçirilmiş minimini çıplak ayaklar. Dirseklere kadar çıplak kollar. Derunî büyük bir heyecanın ateşile parhyan muhteşem iki gözden baska mücevherden âri bir baş: Lilâ dö Radeski... Bir mu cize karsısmda idim. Koridora ka çan Ariman'ı düşünmeğe lüzum bile görmeden hemen kapıyı kapattım ve ziyaretçimin önünde ihtiramla iğilerek. Matmazel dö Radeski ile teşerrüf ediyorum değil mi? Dedim. Evet efendim.... Kiminle te • şerrüf ettiğimi bilmiyorum. Fakat odamdan çıkıp habersizce buraya Ankara 19 (Telefonla) Muhasebei umumiye müdürü Faik Bey bir ay mezuniyet almıştır. işçi meb'us Sadettin Bey bir imalâthane açtı İzmir 18 îzmir'in işçi meb'uslarından Sadettin Bey Gazi bolva rında büyük bir traktör ve alâtı zi raiye imalâtanesi açmıştır. Sadettin Bey bu suretle meb'us intihap edil diği takdirde filî iş sahasından çekilmiyeceği hakkında söylediği sözü yerine getirmiş oluyor. laylaştırdınız. Lilâ dö Radeski kendisi için yazdığım ve kim olduğumu, ne istedi ğimi anlatan mektubumu okuyor. Başını salladı ve parmaklarının ucunda titriyen mektubu bana iade ederek: Ah! Mösyö... Bütün bunlar ne korkunç şeyler... Size söyliyecek o kadar çok şeylerim var ki bunların hepsini anlatmak için koca gece yetmez... Biçare kardeşim Marta'yı gördünüz değil mi?... Vaziyetimden çok en dişe ediyor mu? Bu hususta kendisini tatmin ediyor ve: Her şeyden evvel, Matmazel, odama nasıl ve niçin geldiğinizi an latmanızı rica ederim. Diyordum. Burada mevcudiyetimi nasıl öğren diniz ? Bunları izah etmemi istemiyi niz. Bırakınız, size her şeyi olduğu gibi bütün sadeliği ile anlatayım... Bu duvarların arasında, benim iyili Terkos müdürü dönüyor Ankara 19 (Telefonla) Terkos Müdürü M. Kastelno İstanbul'a hareket etti. geldim. Çünkü böyle icap ediyordu. Dışarıda bekçiye tesadüf et mediniz mi? Hayır. Nöbetçinin saat kaçta nerelerden geçtiğini biliyorum. Odamın önürıden tekrar geçmesi için daha üç çeyrek saat kadar vakit var. Rica ederim matmazel, şu koltuğa oturunuz... Ne kadar sararmışsınız... Rahatsız değiî&iniz ya?.. Bi risi sizi tehdit mi etti?.. Rahatsız değilim mösyö ve beni kimse t»thdit etmedi. Matmazel dö Radeski koltuğa yaslandı. İri gözleri üzerimden ayrıl mıyor. Matmazel kendîmi derhal takdim edeyim: Ben «Filip Jak Mond» um. Hemşireniz Matmazelin bir dostu... Pek yeni olmakla beraber tamamile itimat edebileceği bir dostu... Memnun oldum... Esasen hemen bu gece şu mektubu size isal edebilmek çarelerini aramakla mesguldüm. Vazifemi ko • EDEBİ TEFRtKA: 30 Kadife alev MAUR1CE DEKOBRA'dan Halbuki Aritnan dik siyah kulaklarile bir şeyler istiyor • du. Muhakkak benim kulak zarlarıma tesir edemiyen bir ta • kım sesleri dhıliyordu. Merakim son haddine varmjştı. Fakat Ariman birdenbire kulaklarını kısıp. sırtını kamburlaştırarak dört ayak üzerinde dik bıyıklı dudaklarının gizliyemediği bevaz dişlerinin arasından kifffff!.. diye bir ses çıkarınca merakım ürpermeğe münkalip oldu. Bu apaşikâr hem korku hem de hiddet alâmetî idi. Korîdorda ve kapı mm arkasmda mutlaka birisi veya bir şey vardı ki Ariman bu vaziyeti almıştı. Açmak üzere idim... Kapıma Sstüste ve sessizce dört beş defa vuruldu.