17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KOCAM|'MAT3 HAYATI VE ESEDLEBl Yazan: RESAT EKREM I Tıp kongresinde \f Sehîr ve memleket haberlerî Ufürükçülük Neler görüşülecek? Türbedarlık eden bir kaBilhassa gıda mes'elesi dın muhakeme ediliyor 4000 esnfın ancak 1200 ü Ağırceza mahkemesinde dün şamünakaşa edilecektır cemiyete mukayyet yani dikkat bir davanın muhakemesine başlanmıştır. Bu davada maz nun İffet H. isminde bir kadındır. Kendisine atfedilen cürüm de ufürükçülük yapmaktır. Davanın sebebi şudur: Edirnekapı'sının dışındaki n e • zarhklar arasındaki Kemal Ef. isminde birinîn mezarı varmış. Bu zatın cinlere karışmış bir evliya olduğu rivayet edilir ve kırk günlük hasta çocuklar bu mezarın üstüne götü • rülüp bırakılırsa iyi olur diye bir itikat varmış. Bir çok kimseler bu rivayetin tesirine kapılarak Kemal Efendinin türbesini ziyaret etmekte imişler. Bu mezarın türbedarhğını ifa etmiş olan tffet Hanımın babası öldükten sonra İffet H. buraya türbedar olmustur. tffet H. gene bir gün buraya gelen ziyaretçilerin çocuklarını mezar üstünde dolaştırır ve tesbihten ge çirirken zabıta cürmü meşhut ha linde bunları yakalamış ve mahke meye vermiştir. tffet H. dün mah kemede şunları söylemiştir: Pederim buranın türbedarı idi. öldükten sonra ben yerine geçtim. Fakat kanun çıktıktan sonra artık türbedarlık yapmıyordum. Yalnız vak'a günü, oranın bir itnamı kapıyı kırar'ak içeriye bir ziyaretçi kabul etmiş. Ben de tesadüfen orada bu Iunuyordum. Beni de yakaladılar. Kabahatim yoktur. Mahkeme bazı şahitleri dinlemiş, şahitler çocukların mezar üzerine yatırılarak gezdirildiklerini söyle mişlerdir. Heyeti hâkime, bu türbenin set ve temhir edilip edilmediğinin Ev kaftan sorulmasına ve zabıt vara • kasında îsimleri olan şahitlerin ce] bine karar vermiştir. "Cumhuriyet 20 Eylul I Siyasî icmal Harp borçları ve Amerika Amerika'nın ağustos zarfındaki ticareti hariciyesine dair neşrolu * nan resmî malumata nazaran bu ay« daki ihracat 165 milyon ve ithalât 166 milyon dolara baliğ olmustur. Bu rakamlar dünyanın en zengin ve müreffeh memleketi sayılan Ame rika'nın iktisadî cihetten gittikçe müşkül bir vaziyete düştüğünü beliğ bir surette gösterdiğinden çok mâ • nidardır. En mühim noktası ithalâtın ihracattan bir milyon dolar fazla olmasıdır. 1926 senesindenberi Ame rika'nın ticareti hariciyesinde itha lâtın ihracata nisbetle fazlalık gösterdiği vaki değildir. Bundan başka Y * eçen ağustosta Amerika'nın ihracatı geçen senenin ayni ayına nis • betle 132 milyon dolar noksandır ki memleketin ticareti hariciyesînin ne kadar şiddetle sukut eylediğine bundan bariz bir delil olamaz. Amerika'nın iktisaden günden güne sukut etmekte olması Amerika efkârı umumiyesini ve bilhassa ik tisadî ve malî işlerin içyüzünü pek iyi bilen Amerikan bankerlerini tethiş ve müessir çareler dü şünmeğe sevk ve icbar ediyor. Amerikan bankerlerine göre Amerika' daki ticaretin sukutu cihan ahvalî iktisadiyesinin fena olmasından neş'et ettiğinden her şeyden evvel bunun düzeltilmesi lâzımdır. Fakat tamirat ve harp borçları gibi iktisadi olmaktan ziyade siyasî olan bu borç« ların tediyesine devam edildikçe cihan ahvali iktisadiyesinin tevzin ve ıslahına imkân yoktur. Bunun için Amerikan bankerleri tamirat ile harp borçlarının hiç olmazsa beş sene müddetle tecil edilmesî için Reisicumhur Mister Hoover'i tazyik etmektedirler. Berberler Cemiyetinde... Her büvük adam gibi Sinan'ın da düşmanları vardı. Onu cinnetle ittiham ediyorlardı 7 Bu camlar «nice kerre yüz bin pâre gunagun hu»da camlar ile şükufe!er ve esmai hüsna hatları ile müzey1 ven 'di Uî jevyaha" b«»rrü bahr içre memduhu âlem» idi. Hayatına dair, yaptığı camlardan baska hic bir malumatımız olmıvan Sarhos Ibrahim, alcıdan kalıolar icine al, yeşil, mor, binbir renkli cam parçalarını, melek vüzlü bir saki eiinden alınan gül renkli şarabın verdiçi bir sar hoşluk gibi tatlı ve hulyalı bir a • henkle imtizac etMrnvsti. Günesin ışıkları bu camlara vurunca «her dem bahar bir müzeyyen gülşen olur: «Camlar çvn şehperi ruhuVemin Resminin hayranı nakka^anı Çin. » Ahmet Semsettini Karahisarî'ye gelince, o, hattatların yedi büyük üstadindan birisiydi. Sülüs ve nesih yazıvı Yahyaüssofî'den meşketmişti. Hattı celideki ketnali ise misilsiz idi. Süle^manive inşaatı başladığı sene 87 yaslarında bir piri muhterem idi. Kaleminîn ve fırcasının ucundan dökülen harfler ise bir ceylân ta • ravet ve zarafetile dizilirlerdi: Hattı hub ıçre beyaza çıkaran kendi ozünü 'azınm Karahisarîdir ağartan yuzunü* Mihrabın üzerinde zehebi lâcivert ile: «Küllema dahale aleyha zeke riyelmihrap» ayetini yazmıştı. Talebesi Hasan Çelebiye gelince, bilhassa sülüste, üstadı âyarında bir hattat idi. Ahmet Karahisarî'nin öJ*:rnünden sonra Mimar Sinan'ın en kıvmetli bir mesai arkadaşı olacaktı. Nihayet kubbe kapanmış (962). Hasan Çelebi, kubbenin ortasına AI lahü nurussemevati velarz» ayetini yazmıştı. Kapıların üzerine yazılan kitabeleri senktraslar ve nakkaşlar naht etmekle meşgul idiler. Maahaza, camiin^,ta^njmen bitmesi için daha pek çok işi vardı. O sırada Sü leyman Edirne'de bulunuyordu. Bütün büyük adamlar gibi, Sinan'ın da pek çok düşmanları vardı. Süley maniye inşaatının altı senedenberi devam etmesi padişahı sabırsızlan dırıyordu. Hatta o dereceye varıl • mıştı ki Sinan'ın san'atından şüphe biie edilmeğe başlanmıştı. «Binayı kara çamurdan bile cıkarmağa kadir değildir. Ayıbı zâhir ola» diye Süleymaniye kubbesinin bir gün çöküvermesini bekliyorlar, kubbenin metin ve vakur durduğunu görünce de: «KubV>enin durmasında süphe var dır. Herif ona hayrandı. Heman giinün geçirir. Tedarikten kahnış, sevda galebesile cünun vadisine varmıştır* diyorlar, koca san'atkârı cinnetle ittiham ediyorlardı. Dedikodular yalnız Mimar Si nan'ın üzerinde toplanmıyordu. Halk, bina emini ile kâtipleri de, Süleymaniye inşaatını bahane ittihaz ederek «kendi gamhanelerin tamir eylemekle» ittiham ediyorlar ve bütün bunlan camî inşaatının gecik mesine sebep gibi gösteriyorlardı. Istanbul halkının ağzında dolaşan bu sÖzler ta Edirne'ye, Süleyman'ın kulağına kadar gitmişti. Yalnız bir kisi, Mimar Sinan, «bu ahvalden gafil, mermerciler kârhanesi olan mahalde mihrabi şerifin ve minberi münifin tarh ve taksimi» ile meş guldü. Bir gün, yine mermerciler kâr hanesinde iken, ânî olarak Sultan Süleyman'la karşılastı. Padişah, hiç haber vermeden, sırf Süleymaniye in şaatını bizzat teftiş etmek için, E • dirne'den gelmişti. Mimar Sinan hükümdarı kemali edeple selâmlıyarak karşısında el pençe divan durdu. Padişahın yüzünden hiddeti ve endişesi okunuyordu. Gözlerini üstat Sinan'a dikerek sordu: Niçin benim camiim ile mu kayyet olmayup mühim olmıyan nes neler ile tatili evkat eylersin? Ceddim Sultan Mehmet Han mimarı sana nümune yetmez mi? Bana bu bina ne zamanda tamam olur, tîz haber ver. Yoksa sen bilürsün! Padişahın bu ânî gazabı karşısında Koca Sinan şaşırmıştı. Mebhut ve lâl olmuştu. Gözlerini muazzam eserinin tamamlanmamış aksamına çevirmiş, ağzından, hiç tereddüt etmeden şu sözler dökülmüştü: Saadetlu Padişahımın devletin de iki ayda inşaallahu tealâ tamam olur! Padişah Mimar'ın bu kadar kat'î olarak cevap vermesine hayret et mişti. Vakıa kubbesi kapanmıştı ama, daha camiin iki aydan çok fazla süreceği bir bakışta görülüyordu. Sinan'a camiin kat't olarak ne zaman biteceğini tekrar sordu. Padişahın sualini maiyetindeki ağalar da tekrarladılar: Mimar Ağa! Saadetlu Padişah ne buyururlar işitir misin. Bu bina kaçan kapısı kapanup tamam olur? Dediler. Sinan birinci cevabında ısrar etti: fki ay tamam olunca bina da tamam olur. Süleyman, mimar başısının bu sözlerine itimat edemiyordu. Süleymaniye'nin daha pek uzun işi olduğu bir bakışta görülyordu. Hükümdar, mermerciler kârhanesinden ayrılırken, Sinan'ın sözüne yanmdaki ağaları da şahit tutarak: Mimar! Dedi. Hele iki ay o lunca tamam olmazsa seninle söyleşürüz! Mabadı var I I Uçüncü Tıp kongresi salı günü Ankara'da açılacaktır. Kongreye iştirak edecek aza bir, iki gün denberi Ankara'ya gitmeğe başlamışlardır. Kâtibi umumî doktor Fahrettin Kerim Bey de hazırhkları ikmal etmek üzere dün aksamki trenle Ankara'ya gitmiştir. İlk içtimada evvelâ şehirde ve köyde gıda mes'elesi üzerinde müderris Server Kâmil ve doktor Zeki Nasır Beyler tarafından hazırlanan rapor ve öğleden sonra da çocuklarda gıda mes'elesi üzerine müderris Kadri Ra*it Paşa ile doktor Hâmit Osman Beyin raporları okunacaktır. İkinci günü öğleden evvel ço cuklarda görülen Raşetizm beslenme hastalığı hakkında doktor Ali Şükrü ve muallim Ali Murat Beylerin raporları okunacak, bu raporlar üzerine münakaşa cereyan edecektir. Son zamanlarda bütün dünyada gıda mes'elesi çok ehemmiyetli bir mevzu olduğu için kongrenin de bu mevzuu in tihap etmesi çok faidelidir. Bundan başka ayrıca serbest bazı tebligat ta yapılacaktır. Bu hususta şimdiye kadar isimlerini kaydettirenler; muallim Abdülkadir, Mazhar Osman, Behçet Sabit, Sani Yaver, İsmail Hakkı, Fahrettin Kerim, Feridun Şevket, Şevket Aziz, thsan Hilmi, Fuat Sabit, Tevfik Haili ve Denizli'den doktor Tevfik Beylerdir. Diğer bir kısım doktorlar da tebliğlerini Anka ra'da Kitabeti umumiyeye vereceklerdir. Kongre azasına trenlerde yüzde elli tenz'lât icra edildiği gibi otellerde de tenzilât yapılacaktır. İstanbul ve Anadolu'dan bugüne kadar beş yüze yakın aza kaydedilmiştir. Raporlar tabedilmiş ve azaya tevzi edilmekte bulunmuştur. Bunlar müzakerat esnasında aynen neşredilecektir. Berberler Cemiyeti sabık reisi tsmail Hakkı Ef. evvelki gün Yeni Gün refikimize cemiyet hakkında ma • lumat verirken cemiyetin inhilâl etmek ve nihayet üç aya kadar ka panmak üzere olduğunu söylemişti. tsmail Hakkı Ef. nin bu sözleri cemiyet azasında hoşnutsuzlukla karşılanmaktadır. Dün kendisile gö rüşen bir muharririmize cemiyetin ikinci reisi Hüseyin Hilmi Ef. bu hususta şu zahatı vermiştir: « Cemiyetin ne idare heyeti ve ne de efradı arasında hiç bir ihtilâf yoktur. Yalnız malî vaziyeti bozuktur. Buna da sebep dört bin berber mevcut olduğu halde ancak bin iki yüzü cemiyete mukayyettir. Eğer Belediyece cüzdanlar lâyıkile kontrol edilse bu cihet anlaşılır. Esna fın cemiyetlere kayıtları mecburî olduğu halde bir çok kimseler tara fından bu husus ihmal edilmekte dir. Biz buna bir çare düşündük. Kahveci, Iokantacı ve berberler cemiyeti idare heyetlerinden intihap edilecek birer kişiden ibaret üç ki şilik bir heyet bütün dükkânları birer birer gezerek cüzdan soracak ve neticeyi bir raporla Ticaret Müdi riyetine bildirecektir. Cemiyetin ihtilâf yüzünden kapanması mevzuubahs değildir. Fakat belki malî vaziyeti hasebile kapanabilir. tsmail Hakkı Ef. bunu gazetelere bir ha vadis olsun diye söylemiş ise buna bütün esnaf teessüf eder. Yok, eğer vaziyet fena diye cemiyete yardım etmek istiyorsa o başka...» Gayrimübadiller Bono tevziatı salıya kadar tatil edildi Gayrimübadillere yapılmakta olan bono tevziatı dünden itibaren salıya kadar tatil edilmistir. Buna sebep küçük kıymetli bo • noların bitmiş olmasıdır. Az is üsküdar Şile yolu tihkak sahibi olanlara büyük boUsküdar ile Şile arasında 500 met nolarla tevziat yapılmamakta Belediyeden iş istiyen bir ecnebij relik bir yolun inşası dün ihale edilmiştir. Yol 10 ayda inşa olunacaktır. dır. Bu münasebetle Takdiri kıy met komisyonu tarafından ihzar edilen küçük kıymetli bonolar Gayrimübadiller Cemiyeti Reisi Celâl Bey tarafından imzalanmış ve Emlâki Milliye Umum Müdürü Rüştü Bey tarafından Maliye Vekâletince tasdik edilmek üzere Ankara'ya götürülmüştür. Küçük kıymetli bonolar imza • landıktan sonra yarın akşam şehrimize getirilecek ve salı günü tekrar tevziata başlanacaktır. Maaş yoklama işleri Şimdiye kadar yoklama muame lâtı için maaş tevzi şubelerine mü racaat etmiyenlere verilen mühlet yarın bitecek ve bundan sonra mü racaat kabul edilmiyecektir. Bunu müteakıp müracaat etmiyenlerin vaziyetleri tetkik edilerek şimdiye kadar istimal ettikleri cüzdanların hakikî sahipleri olup olmadıkları tes bit edilecektir. İki dafa alınan vergi ( Blrincı sahıfeden maocit ) cak Eminönü maliye şubesinin iki numaralı kısmına verilmesi Iâ zım gelirken bir numaralı kısmına verildiğin> ve binaenaleyh cezaen tekrar tahsil edilmesi icap ettiğini söylüyor. Aradan bir hafta geçiyor, ardiye kazanç vergisi için 1200 küsur lira tedivesi hakkında bir ihbarname gelivor. ttiraz edivorurp İtiraz komisyonunca bu ceza 500 küsur liraya indi rilivor. Temyiz ediyorum. Bir se nedenberi temyizden de çıkmıvor. Bu arada memurlar geliyor ve bu paravı benden alıvorlar. Meğer Eminönü m?'''vı> sube sini. sraliba işlerin çokluğundan olacak. iki kısma ayırmıslar. Bu iki kısun avni catı altında ve avni oda dahilind»dî»\ Vezneleri ve âmir leri WHir. M a Ş 8 2 a l a n d» îVive avırmıslar. Oturdu&um ma&azayı bir numaraya. ardi^evi de iki numarava vermisler. Bizim bundan haberimiz yok. Bî> vergiyi bir numaralı kısma veriyormuşuz. Halbuki magazanın yergisjnî bir numaraya, ardiyenin vergisini iki numaraya vemnek icap edermiş. Mademki öyledir bir numaralı kı sım memuruna vergiyi verirken memur efendi beni neden ikaz etmemiştir? Kendisine ait olmıyan vergiyi neden almıştır? Yanıba şındaki masada oturan ikinci kısım memuruna elindeki kâğıdı niçin vermemistir? Bu hal dort sene devam ettiği halde beşinci sene gelip mükelleften esasen devlet hazinesine verilmiş bir vergiyi dört beş misli olarak tekrar tah sil etmek doğru mudur? Bnden bu vergi tahsil edil dikten sonra bir numaralı kısma müracaat ediyor ve ardiyeye ait olan verginin iki numaralı kısım tarafından cezaen tahsil edi'^'^inden kendilerine sehven verdiğim dört senelik verginin iadesini talep ediyorum. Bu vergi bir numaralı kısımca tahakkuk etmiştir, iadesi kabil değildir diyorlar, verdiğim istidaya da o suretle cevap veri yorlar. Muhterem Beyefendi, farzediniz ki Temyiz dairesi muameleyi haksız bulmustur. Acaba benden haksız olarak tahsil edilen bu paranın istirdadı kabil olab''<*e?k mîdir? Devlet hazinesine yatırılmış bu gibi paraların istirdadı icin senelerce u^rasmak ve bir o kadar da masraf ihtiyar etmek icap ettiği emsaHle mü*bet olduğu malumu âli'eridir. Bilvesüe takdimi hürmet eyle rîm efendim!» Mr. Hoover bir senelik tecilin kongre tarafından nasıl telâkki e dileceğini anlamadan evvel yeni ve uzun bir tecil için teşebbüste bulunmak istemiyor. Fakat bankerler böyle bir tecile yalnız iktisadî cihetten » değil, ayni zamanda siyasî cihetten dahi kat'î bir lüzum gördüklerin Belediye tarafından her ay neşreden tesir ve tazyiklerini gittikçe ardilen mecmuanın daha asrî bir şe tırmakta olduklarmd^n Reisicum • kilde neşri kararlaşmıştır.Mecmuada hurun kongrenin îctimautdan. evvel tecil mes'elesi hakkında kat'î bir fibulunacaktır. Mecmua ile yeni Bele j kir ve kanaat izhar etmesi bekleni • diye mektupçusu Haluk Bey meş ; yor. Amerikan bankerlerine göre gul olacaktır. Mecmuaya bütün BeAlmanya ile Fransa arasında mu lediye mensubini mecburî abone karenet husulü için senelerce zemin kaydedilmişlerdir. Abone parası mehazırlamak lâzımdır. Bu uzun müdmurların maaşlarından kesilmekte dir. I det zarfında tamirat bedellerinin tediyesine devam edildiği takdirde mukarenet için müsait bir hava ih Paris şehircilik enstitüsünden medas edilmiş olmıyacaktır. Zaten Alzun olduğunu söyliyen Janremo is manya'nın bir senelik tecilin müdminde bir ecnebi Belediyeye istida ile deti bittikten sonra tamiratı eskis! müracaat ederek iş istemiştir. Jan gibi tediyeye devam edebileceği çok' Remo Belediyecilikte çok fazla ih şüphelidir. Mr. Hoover ötedenberi tisası olduğunu beyan etmektedir. harp borçları ile terki teslihat araBelediye bu müracaati tetkik et sında bir rabıta ve münasebet tesis mektedir. etmek tasavvurunda idi. Lâkin A • merika'nın ve dolayısile bütün cihanin iktisadî ahvalinin fenalaşmakta Maliyece yapılan tetkikat netice berdevam olması mumaileyhin pek sinde tstanbul nümerotajının ekseyakında bir vaziyet almasını icap riyetle yanlış olduğu anlaşılmış ve bunun için tashih edilmesi Beledi etmektedir. yeye bildirilmiştir. Belediye bu hu • MUHARREM FEYZt susta tetkikat yapmaktadır. Maa • mafih nümerotaj işlerile meşgul olan zevatın iddiasına göre şehirdeki nümerotaj yanlış değildir. Hatta o zaman yapılan tarz Defterdarlıktan Belediye mecmuası Nümerotaj tashih edilecek Harîcî borçlar 31 bin liralık ihtilâs Konya Tuz İnhisarı İdaresinden 31 bin küsur lirayı zimmetine gecirerek ortadan kaybolan veznedar Hafız Sadık Efendi Abdürreşit Söresin • de yakalanmıştır. Adliyece yapılan tahkikat neticesinde ihtilâs edilen paradan 19 bin küsur lirası tüccar dan baba Hasan oğullarından Mehmet ve Mustafa isminde iki kişinin evlerinin bahçesinde bulunmuştur. Gene bu paradan 3410 lirası da evde ele geçirilmiştir. Mehmet ve Mus tafa ile anaları tevkif edi'mislerdir. sorulmuş ve muvafakat cevabı da aImmıştı. Etabli vesikası tevzii temdit edildi Muhtelit Mübadele Komisyonu Türk, Yunan ve bitaraf reisleri dün bir içtima aktetmişlerdir. Dünkü içtimada etabli vesikası tevziatına 20 gün daha devam edilmesine karar verilmiştir. Şimdiye kadar etabli vesikası a • Ianlann miktarı 75 bini bulmustur. Komisyonun dördüncü bürosu da dün içtima ederek 1912 senesinden evvel Yunanistan'da bulunan Rum'ların vaziyetini tetkik etmiştir. Terkos müdirinin iddiasi doğru mu? Maçka yangmında musluklarda su bulunmadığmdan dolayı Müddeiu mumilikçe Terkos şirketi aleyhine bir dava ikame edilmiş ve şirket mü • dürü M. Kastelno da yangından evvel ve yangın devam ettiği müddetçe musluklarda su bulunduğunu ve bunu civarındaki ahalinin imzalarını havi bir varaka ile isbat edeceğini söylemişti. Belediye Fen işleri mü dürü Ziya Bey bu hususta demiş tir ki: « Yangın esnasında bir çok erkân, Vali, kumandanlar, gazeteci ler, evi yanan ve yanmıyan bir çok halk musluklarda su bulunmadığını ve itf aiyenin de suyu nasıl tedarik ettiğini gördüler. Yangında bulunan bu zevatın sözleri yalan mıdır?» Düyunu umumiye meclisinin yeni bir mektubu Paris'te toplanan Düyunu Umu • miye Meclisi Maliye Vekâletine gönderdiği bir mektupta tediye edilen taksit miktarımn 1928 senesinde Paris'te imza edilen mukaveledeki miln tara çıkarılmasını istemiştir. Maliyd Vekâleti bu mektuba cevap vermiş ve hâmiller vekillerile yapılan muvakkat anlaşma dairesinde ve yeni bir itilâf yapıhncıya kadar bu su • retle tediyatta devam edileceğini bü* dirmiş, 192(fmukavelesi imza edilir* ken hükumete yapılan vaitler ha tırlatılmıştır. Yarın aleyhine davamız Başmuharririmiz Yunus Nadi Bey tarafından «Yarın» gazetesi sahibi aleyhine açılan hakaret davasına dün ikinci cezada devam edilmistir. Başmuharririmizin vekili Vasfi Raşit Bey, dünkü celsede «Yarın» ın neşriyatını birer birer tesrih ederek ha karetin delillerini göstermiştir. Di ğer taraf vekili cevap vereceğini bildirmiş, muhakeme çarşambaya ta IJl ^U Zonguldak Ereğli treni ( Birinci sahifeden mtibait ) sür'atle ilerlemektedir. Filyos'tan başhyan inşaat Ballıkısık mevkiine vâsıl olmustur. Bu mesafe 40 kilo • metredir. Diğer taraftan Ankara'dan gelen hat Çankırı'nın Yıldızım mevkiine vâsıl olmustur. Türkiye'nin en bü • yük tüneli olmak üzere yapıldığını yazdığımız tünel bu hatta ve bu mevkidedir. Hat, nihayet bir buçuk sene tonrs ikmal edilmiş olacaktır. Sami Günzberg B. Berayi tetkik Viyana ve Paris'e giden diş tabibi Sami Günzberg B. evvelki gün şehrimize avdet etmiş ve hastalarını kabule başlamıştır. larla Cenubî Amerika'ya gidip gelme üc sevaat yapmış olduğundan amelî surette Okvanos üzerinde bir nakliyat servisinin küşat resmini yaomıştır. Graf Zeplin, Avrupa Brezilya postasına hareket ve muvasalata ait iltisak servislerine ve vapur ile icra e dilen nakliyata nazaran 10 ilâ 16 gün kazandırmaktadır. Filim talimatnamesi Belediyenin sinema filimleri hakkında yaptığı talimatname Daimî encümen tarafından son defa tetkik edilerek kabul edilmistir. Filimlerin muhafazası için bir depo ihdası mukarrerdir. Bu deponun Rüstempaşa medresesinde yapılması için tetkikatta bulunulmaktadır. Talimatname de bir iki güne kadar neşredilecektir. Bir adamı çiğniven şoför mahkum oidu Saüh çavus isminde birini çiğniyerek ölümüne sebebiyet veren şoför Niko'nun muhakemesi hitam bulmuş, maznun on ay hapse 25 lira nakti cezaya ve 1500 lira da tazminata mahkum olmustur. Tevellüt Aadana meb'usu ve Türk Sözü Başmuharriri Ferît Celâl B. arkadaşı mızın bîr kızı dünyaya gelmiş ve Güner tevsim edilmistir. Yavruya uzun ve mes'ut ömür temenni eder, ebeveynini tebrik ederiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear