28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 Mart 1930 Camfmrtvef ~ Kadmlar, hoşlarma giden yalanlan ta be gırtlak yutarlar; kendilerine tatsız gelen bir hakikati yudum yudum içerier. Diderst * * * Ahzısar edebilmek için kadın olmak lâzımdır. * ** Kadınların hayatı, uzun bir hastahktır. Hippocrate * * * En faziletli, yüksek kadmlar, kendilerinden az bahsolunanlardır. Tüsidit * * * Hayat bir çiçek, aşk ta onun balıdır. V'ıctor Hugo * ** Bir genç kız, evlenecek çağa geldiği zaman, sükutunda bile izdivaç arzusu gizlidir. * ** Aşka karşı, halk arasında bulunmak tenhada bulunmaktan dahz emniyetlidir. Dikenlerden üzüm devşirilmez. * * * Fenalığın azı da çoktur. * ** Züğürtken yazı yazmak, eğlencelidir. A. de Musset * ** Ey, ölüm! Adımların ne kadar ağır, fakat ne kadar hesaplı! A. de Musset * ** Kadehim biiyük değil, fakat kendi kadehimden içiyorum! A. de Musset * ** fiıtfyarladıktan sonra tecrübe neye yarar, neye ilâç, neye şifadır? Tedbir Zahireci Kalopedaki, üç kere evIenmiş, üçünde de çocuğu olmamıştı. Kalopedaki, oğlan, kız, cinsine bakmıyor, bir tek evlâdı olsun istiyordu. İlk karısı; doğururken çocukla beraber ölmüştü. İkinci karısını komşunun oğlu kaçırmış, üçüncasü ile de geçinememiş, ayrılmışlardı. Kalopedaki'nin uzak, yakın akrabaları yok değildi. Lâkin, hepsi ie; ölsün, mirasa konalım diye, Kalopedaki'nin gözünün içine b^ kıyorlardı. Kalopedaki, bunu biliyor, birine yüz vermek şüyle dursun, için için nefret, kin besliyordu. Fakat yaşı hayli ilerlemişti. Akrabalarının umdukları olacaktı. Kalopedaki, ikide birde: Beş para bıragacaglardan degulum, anladıngı? Diye atıp savurmasına rağmen bir şey yapamıyacaktı. Günler, aylar geçtikçe Kalopedaki'nin uykuları kaçıyordu. Ne yapmalı idi? Kalopedaki, artık gayet itiz, huysuz, sinirli bir adam olmuştu. Vara yoğa kızıyor, çırakları haslıyor, ortalığı kasıp kavuruyordu. Ahpaplarına karşı bile eski neza ketini, samimiyetini kaybetmişti. pişirdiğim Onun bu halini gören akrabaları, bıyık altından gülüyorlar ve bu sinsi alay, Kalopedaki'yi büsbütün çileden çıkarıyordu. Dükkânına uğrıyamaz olmuştum. Geçen gün, köşe başmdan beni görmüş, hemen çıraklardan birini koşturmuş. Çaresiz gittim. Kalopedaki, dükkânının kapısında beni karşılamıştı. Buyurundu, çiğerim! Gayrik bütün bütün galpten sildin, çıhardın? Mutat hilâfı gayet neş'eli idi. Tersliği üzerinde olmadığı zamanlar Kalopedaki, bal gibi, şeker gibi bir adamdı: Ne ise biraz vaktim var! Bir kahveni içerim! Yüzü parıl parıl parlıyordu: Hebet içecegsin.. Yogsa gucenirim! Bir de kendine kahve ısmarlamıştı. Nihayet dayanamadım* Allah artırsm, keyfin yerinde, dedim! Bir kahkaha attı: Sen ne diyon gardaş! Agrabam olacag o yılanlara bir temiz hatlerini, hudutlarını bildirdim! Çok şey, ne yaptın? Evlendim! Demek son bir tecrübede daha bulunacaksın? Yoh gardaş; tecürübe degul... tşi sağlama bağladım! Nasıl? Despina'yı, gebe olarak buldum, aldım. Gayrik buğun tecrübesi olur mu? Kadın Artık bıçak kemiğe dayandı. Yapacağımı ben bilirim. Erkek Annene mi gideceksın. Kadın Hayır! Onu buraya çağıracağım! Fıkraîar * ** Ovide Mükâfat Matafora Rahmi, kafayı tuttu mu, çileden çıkar, zırdeli olur. Başına ne belâ gelmişse hep sarhoşluktan gelmiştir. Artık canına taketmişti; rakıyı bırakmaktan başka çare yoktu. Elini kalbine koydu, tövbe etti: Bu akşamdan itibaren meyhaneye ayak basmıyacağım. Hem vallahi, hem billâhi... O gün, bu yeminin, tövbenin kal bine verdiği huzuru sükunla Matafora Rahmi akşamı etti. Akşam, sular kararınca Rahmi'nin sinirleri hafiften hafiften gevşemeğe başlamıştı. Kahveden çıktı; serseri serseri dolaştı. Bir türlü vakit geçmiyordu: Ben sözümün eri, erkek adamımdır; dedi ve her gün uğradığı külüstür meyhaneye doğru yürüdü. Maksadı, kendini denemekti. Meyhanenin önünden geçecek, fakat girmiyecekti ve hakikaten dediği gibi yaptı, bu cesaret ve metaneti gösterdi. Matafora Rahmi, kahramanlığına kendi de hayran olmuştu, keyfe geldi: Ulan Matafora, kıyak numarasın be! E, aşkolsun, sözünün erisin! Dedi ve biraz ilerideki koltuk meyhaneye dalıverdi. Tabiî Hanım Böyle devam edecek olursan, başka bir hizmetçi tutacağım. Hizmetçi Çok iyi olur. jki kişi, evelallâh bütün işlerin hakkından geliriz! Hayvanları sever misinu Muhsin Bey? Evet hanımefendi, bilhat ıstakoz ve piliçleri! * * » Bir kadının ağzını koncaj benzetiyorlar, buna hayret ediyorum. Koncalar ekseriyetle kapalıdır. * * * Zevceniz sarışmdır, değil mi? Kadın Ahçı gitti diye esef ediyordun! Bugün benim Doğrusunu söyliyemiyeceğlı yemekleri nasıl buldun? Daha şimdi kuvaföre gitti! Erkek Dolma konservesi enfesti! * * * Feridun Bey yeni aldığı vezm M. Y. dara: Bir veznedarm vazifeleriı Para, diyip geçilmez, bunu hesize tekrara lüzum yoktur, zann< f pimiz ve ehemmiyetle takdir derim. f ederiz. Fakat her meslek erba Merak etmeyiniz efendiı J, bına, her mevki, sınıf eshabına Kasanızı kendi malım gibi kulh f göre, paranın adı değisir. Mesenacağım! •7*1 * * * * Memur: Maas. Cevat, Papağana bu fena SÖJ J Mütekait: Uç aylıklar. leri sen mi öğrettin? 2 Emanet erkânı: İkramiye. Hayır, anne, kat'iyyen değd Baba Tuhaf şey! Sofrada miOna o sözleri söylememesini tenbij safir olduğu zamanlar, Necip ta f Meclisi idare azalarırTahsisat f Hissedarlar: Hissei temettü. ettim! vuktan iki tabak yiyor. ? Garsonlar: Yüzde on. * * * Anne Neden yavrum? Edip terbiyei bedeniye dersindq Çocuk Misafir olduğu zaman 2 Kapıcılar: Vestiyer. 5 Aktörler: Par (hisse), kesim,^ elleri pantalonunun ceplerinde lar tavuk yiyoruz da! ? Ücret, yevmiye, aylık, kaşe. \ larak dolaşıyordu. Muallim sorduj * Çocuklar: Gündelik. Edip ellerin üşüyor mu? j Biletçiler: Bozukluk yok. Hayır efendim. Güzel nasıl olmalı imiş? 1 Amele: Yevmiye. O halde ellerini cebinden çı J Çıraklar: Bahşış. kar. Eski mecmualardan birinde bir î Muvakkat memurlar: Ücret. O zaman elerim üşüyecek, güzellik reçetesi çördüm. 1931 gü jj Kadro fazlası: Tazminat. fendim. Doktorlar: Vizite. zellik müsabakasında hakem ola* * * Malum mahaller: Gecelik. cak zevatın şimdiden nazarı dik Eğer ölürsem bir daha benir Külhaniler: Papel, oski, mankatlerini celbederim: gibi bir kocaya düşemezsin. giz, çentez. Hüsnü ânın kemali otuz şeyin Hiç olmazsa bu teselli var. Bazı memurlar: Aidat. tamamiledir. * * * Kumarbazlar: Fiş, bop, kav, Üç beyaz: Cilt, dişler, eller; İmtihan nasıl geçti yavrumi Üç siyah: Gözler, kaşlar, kir g rest, çip, dav. Çok iyi baba, muallimin yiî L Mal sahipleri: Kira, aylık, sepikler; zü gülüyor ve çok dua ediyordu. Uç kırmızı: Dudaklar, yanak M nelik, mevsimlik, taksit. Nasıl dua oğlum? I Muharrirler: Hakkı telif. lar, tırnaklar; Her cevapta ellerini yukanj mühlet, Uç uzun: Beden, saçlar, eller; | Alacakhlar: Vade, kaldırıyor Yarebbim, ya Resulal Üç kısa: Dişler, kulaklar, a I taksit, faiz güzeşte, alelhesap. lah diyordu. 5 lş adamları: Sermaye, fands,v yaklar; * * * Üç geniş: Göğüs, ahn, kaşla Jkambiyo, esham, tahvilât, İngi| Anneciğim, o kadar yorguı Z liz, isterlin, frank. dolar. I rın arası; Erkekler niçin peşimizden koşuyorlar? görünüyorsun ki... \ Terziler: Harç, masraf. Z Üç dar: Ağız, bel ve kanat; Bir kısmı bekâr, bir kısmı da evli oldukları için!.. Evet yavrum o kadar yorul Üç dolgun: Kollar, baldırlar, ^ Gazeteciler: Mahmut Bey, Naş dum ki elimi kaldıracak halim yol | il Bey, Ulvi Bey, v. s. | kaynaklar; O halde şimdi söyliyebilirh Uç narin: Parmaklar, dudakanneciğim. Sofadaki büyük aynaJ ^ Eğer eksik ve yanlış yazdım|I lar, saçlar; S. Bey, at merakhsıdır. GeçenlerGülhane parkının orkestra meyyı kazaen kırıverdim. ,| sa, karilerimden, tarnamlamala|j| Fakat maalesef «otuz» u tamamde, ona, satılık bir kısrak haber ver danmdaki sıralardan birinde kır lıyacak olan son «üç şey», yazılı | rını, düzeltmelerini rica ederim.â, mişlerdi. S. Bey, vakit geçirmedi, saçlı iki ihtiyar yanyana oturmuş değil. Acaba unutulmuş mu? yokkısrağın sahibini buldu. Hayvamn konuşuyorlardı. sa, karilerin ferasetine mi bırakılŞehadet huyu, suyu hakkında malumat alBiri içiniçekti: mış? Komşunun tavukları çahnmıştı. mak istiyordu: Biz çocukken daha bu park Bunu «Nalına mıhına» muharri Mes'ele büyüdü, nihayet mahkeme Kısark ürkek değil ya? böyle tanzim edilmemişti, değil rinden sorsak, müşkülümüzü hal lik oldu. Yandaki komşunun ahçıKısrağın sahibi, S. Beye acıyarak mi? sını şahit olarak çağırmışlardı. leder mi, dersiniz? baktı: Evet. Biz gelir koşmaca, köHâkim, şahidi tahlif etti: Urkek mi? Yattığı ahırı görOyıın Gördüğünü, duyduğunu. bil sen, senin içine ürküntü gelir. Hay şe kapmaca oynardık... Beli bükük ihtiyarlar da bizi seyrederlerdi. Fikri ile Sıtkı'ya anneleri sabah diğini doğru söyliyeceğine, yalan, vancık, tek başına, tam iki aydır, Dünya, değişmiş. Bak, şimdi o ihtikahvaltısında, pandispanya ver yanlış söylemiyeceğine; vallahi kuzu gibi yatıyor be? yarlar nerede? mişti. mı: Müşteri Bu eti yiyemedim, Sıtkı, gayet muktesit bir çocuk İşte senle, ben! Mevkuf Vallahi! • » ı ^ t ustanı çağır. olduğu için pandispanyanın hepsi Şimdi, söyle bakalım? Kerim, yeni nişanlı idi. Tesadüf Ikram! ni yemedi, yarısmı, yemek odasmettiği bir arkadaşı, sitemle güldü: Garson Nafüe, o da yiyemez. Ahçı kadın evvelâ yutkundu: daki büfeye sakladı. Neclâ Hanım, kızmın doğduğu IIIIMIIMMlIIDtllIIIIIIIIIIIIlll II11 • 1 f 11111II111111 f III111111111 • 111111 tl III HtltTll f> Hiç görünmüyorsun! Nereler Her gece sağdaki komşunun ö ğ l e yemeğinden biraz evvel, oğlunu yandaki eve arka kapıdan desin? gün, dostlarına mükellef bir ziya rica ederim, yiyiniz. annesi Fikri'yi büfeyi karıştırırken girerken görüyorum! Karşıki evin fet vermişti. Yemekler hakikaten Nişanlandım! Hizmetçi, yemeği dağıtmağa başgördü: mutena, enfesti. Sofraya, salçalı larken, ev sahibesi ilâve etti: Bu da mazeret mi? beyi karısını boşayıp hizmetçi kızı ' Ne yapıyorsun, orada? bir mantar yahnisi konmuştu. Daalacakmış diye, duyuyorum! Bizim Nişanlım bırakmıyor! Yabancı yerden gelmedi; Oyun oynuyorum! hanım; beyefendiye severek vardı, Demek daha tevkifanedesin! vetlilerden tereddüt edenler vardı, kaynanam göndermiş! Ne oyunu? diyorlar ama, ben, parası için var Hapisaneye girince, firar ettiğin Neclâ Hanım temin etti: îlk defa tabağa eli uzanan dav«t Dolapta fare var! dığını biliyorum! günlerde bizi gör, bari! Korkmayın efendim, buvurun linin kasıeı vere düşüverdil Elbette Paranın fsimİeri 1 | A Otuz sene evvel! Isbat Maz ... âti... Imkânsız
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear