24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

koruma ÇABALARI, safari VE KÂRLI İŞLERİ... 5 2 MART 2020 yeniden fethinde Fotoğraf sanatçısı NICK BRANDT’ın, “Factory With Chimpanzee” (Şempazeli Fabrika) isimli çalışması 2014 tehdidin önlenmesine yönelik eylemler, yerel ihtilafların varlığını, özellikle de milli parklar ve arazi kaynaklarının yönetimiyle ilgili olanları dikkate almalıdır. (7)” Pendjari’deki rehberlerden biri meslektaşının öldürülmesine neden olanların soru işaretleri doğurduğunu itiraf ediyor: “Bir intikam eylemi söz konusu olabilir mi?” Kesin olan bir şey var: Bu sınır bölgesinde, korucular da turistler gibi cihatçılar, yol kesiciler ve sınır ötesi ticaret yapanlar arasındaki çıkar ittifakları ile sembolik hedefe dönüşebilirler. ‘İhalesiz, şeffaf olmayan süreç’ Orman korucularından birine göre, Pendjari Parkı’nın güvenlik merkezi “Beninli güçlere oranla çok daha sofistike bir teknolojiye sahip”. Wilhelm, “Burada ikinci bir olay meydana gelmesi halinde Pendjari’nin sonu olur” diyerek ekliyor: “Artık askeri bir model üzerinden organize olduk ve istihbarata öncelik verdik. Kıyıda yaşayanlara bizlere bilgi getirmeleri için para veriyoruz. Satranç oyunu gibi: bir adım ileride olmak lazım.” Park müdürü, Beninlilerin desteğine ihtiyacı olduğunu bildiğinden onların vatansever duygularına hitap edecek açıklamalar yapmaktan çekinmiyor: “Bu park milli gurur kaynağı ve bizler sizin yanınızdayız” ya da “Bugün burada söylüyorum: Ben Afrikalıyım”. Benin Cumhurbaşkanı Patrice Talon için durum riskli ve sonucu ağır olabilir: Pamuk sektöründen zengin olan bu iş insanı için Pendjari Parkı, “Fark edilen Benin” isimli, özellikle de turizmi ön plana koyan kalkınma ve yatırım programının en önemli projesi. 2016 yılında cumhurbaşkanı seçilen Talon, AP’yi Ağustos 2016’da Kigali’ye düzenlediği resmi ziyaret sırasında keşfetti. Talon, STK’nin 2010 yılından bu yana ortak yönetimine sahip olduğu Akagera Milli Parkı’nda Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame’nin hayat verdiği liberalotoriter modelin taraftarı olduğunu saklamıyor. Benin’in muhalefet partisi, “Umudu Yeniden Tesis Et” eski milletvekillerinden Guy Doussou Mitokpe, “Benin’deki Afrika Parkları kuruluşu şeffaf olmayan bir şekilde, hukukçuları dahil etmeden, ihale yapılmadan ve de bizler sözleşmeden tek bir kopya bile temin edemeden gerçekleştirildi… Bu da bir sürü soru işaretini beraberinde getiriyor. Kendi uçak pisti olan, isteyenin istediğini yapabildiği bir milli park, Benin devletinden ayrı işleyen bir merkez olamaz” diyor. AP, muhalefetin Cumhurbaşkanı Talon’a yönelik sert eleştirilerini beslemeye devam ediyor. Tanguieta’daki turizm profesyonelleri, Güney Afrikalıların geldiklerini duyduklarında rahatladıklarını itiraf ediyorlar. “Nere deyse her gün gözyaşı döküyordum. Kaçak avın vardığı boyut yüzünden park bitiş noktasındaydı. Herkes herhangi bir kontrol olmaksızın giriyordu” diye anlatıyor Pendjari Turist Rehberleri ve Taşıyıcıları Birliği Başkanı Adamou Akpana. Sömürge idaresinin eski avlanma alanı üzerine 1961 yılında kurulan park, 1996 yılında Bölge Hayvanlarını Koruma Alanı Ulusal Yönetim Merkezi (Cenagref) ve Pendjari Bölge Hayvanlarını Koruma Yönetimi Köy Dernekleri’ne (Cenagref) devredildi. Yapılan toplantılar sonucunda, park çevresinde yaşayanların dini törenler gibi süresi belli etkinlikler için koruma bölgesindeki bazı kısımlara erişim koşullarının esnetilmesi sağlanmıştı. Köylüler park sınırındaki “denetimli işgal bölgesi” denilen tampon bölgede toprak ekebiliyor, hayvanlarına su içirtebiliyor, balık yakalayabiliyor ve avlanabiliyorlardı. Akpana, sözlerine şöyle devam ediyor: “2011 yılından itibaren bazı orman korucuları tarafından yönetilen “idari kaçak av” artış gösterirken Avigref ile Cenagref arasındaki ilişkiler gerilmeye başladı. Pendjari ise siyasi çevre ile ilişkileri olan bölgenin bazı büyük tüccarları için açık hava pazarına dönüştü. Ve tıpkı hayvanlar gibi, değerli ağaçlar da yasadışı ticaretin bir parçası oldu.” ILO’ya suç duyurusu Benin hükümetinin de desteği ile AP, Cenagref’i Pendjari’den çıkardı, “eğitimi yetersiz olan on beş kadar korucuyu” ekipten temizledi ve çevredeki köylerden yeni “ekogardiyan”ları işe aldı. Bu temizlik daha siyasi bir hal de aldı. Benin’in 700 km. güneyde bulunan ekonomik başkenti Cotonou’da, Yüzbaşı Patrice Trekpo, 2017 yılından bu yana kamuda yeniden çalışabilmek için beklemekteydi. Ordunun rütbeli askeri ve Ulusal Su, Orman ve Av Sendikası (SYNAEFC) geçici genel sekreteri de olan Trekpo, aynı yıl Golfe TV Afrika kanalında “Pendjari’nin programlı özelleştirilmesini” ve imtiyazda belirtilen su ve orman silahlı güçlerinin parkta devriye gezmelerini yasaklayan “müdahil olmama ibareleri”ni ihbar eden açıklamalar yaptı. Trekpo, geçici olarak görevden alındıktan ve altmış gün hapis yatıp disiplin konseyine çıkarıldıktan sonra “ait olduğu grubun üyelerini isyana teşvik çağrısında bulunarak isyan ortamı oluşturmaktan” bakanlar kurulunca görevinden alındı. Haziran 2019’un başında Benin İşçi Sendikaları Konfederasyonu (CSTB), Benin hükümet ve parlamentosunun “işçilerin çalışma hakları ve özgürlüklerinin ihlali” gerekçesi ile Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) suç duyurusunda bulundu. “Ama Patrice Trepko’yu destekleyen çok az kişiyiz, buna misillemeden korkan su ve orman memurları dahil” diyor Benin Özerk Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Anselme Amoussou. Dünyanın hayırsever kapitalizminin kaymak tabakası tarafından desteklenen AP, sendikalardan hiç hazzetmiyor. Johannesburg’daki yönetim kurulu iş dünyasına yakın. Yönetim kurulu üyelerinden Valentine Chitalu, Zambiya’nın en zengin kişilerinden biri. Kimliğini açıklamak istemeyen Zambiyalı bir gazeteci şu sözlerle anlatıyor Chitalu’yu: “1990’larda yaklaşık 230 firmanın satışından sorumlu Zambiya Özelleştirme İdaresi’nin genel müdürü idi. Sorun şu ki Chitalu özelleştirilmesine şahsen yardım ettiği firmaların bazılarının yönetim kurulundaydı hatta yönetim kurulu başkanlığını bile yaptı. Zambiya devletinin Liuwa ve Bangweulu milli parklarının Afrika Parkları’na imtiyazlarının verilmesinde olan da buydu.” Otel, golf sahası... Peki ya fillerin geçiş yolu... Aslına bakılırsa milyoner iş insanı, Zambiya Doğal Yaşam Kurumu (ZAWA) yönetim kurulu üyesi ve ülkenin milli parklarından sorumlu idi. Gazeteci, “AP onun aracılığı sayesinde bu yetkileri elde etti” diye devam ediyor. Chitalu’nun şirketlerinden Mukuba Emlak Geliştirme Firması, UNESCO tarafından dünya mirası olarak sınıflandırılan Victorya Şelalesi kıyısında, MosioaTunya Milli Parkı içerisine dört yıldızlı bir otel, golf sahası ve konferans merkezi inşa etmeyi planlıyor. Doğa savunucuları ve bölge halkı ise şu soruları yöneltiyor: “Bu proje fillerin geçişini sağlayan kalan son geçitlerden biri olan bu alanı kaybettirmeyecek mi? (8)” Üstlendiği sorumlulukların herhangi bir tutarsızlık yaratacağından endişe duymayan Chitalu, Afrika’da tarıma dayalı sanayiye yönelik çalışan Phatisa yatırım fonlarının da başında. Commonwealth Kalkınma Grubu (İngiliz kalkınma finansmanı fo nu) ve Proparco (Fransa Kalkınma Ajansı bankası) ile beraber çalışan Phatisa, Kanadalı grup Feronia’nın Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde bölgedeki topluluklar tarafından birçok kez itiraz edilen palm yağı üretimine yatırım yapmakla suçlanıyor. Temmuz 2019’da Ulusal STK’lere Bilgi ve Destek Ağı RIAORDC’nin bir üyesi, Feronia’nın güvenlik görevlisi tarafından öldürüldü (9). AP’nin patronu Fearnhead genel ama bir o kadar da temkinli açıklamalar yapmakla yetindi: “Bu ikilemler insan doğasında var. Hepsi yaratılan zenginliğin başka bir alanda işe yarayabileceğine ve olumlu etkileri olabileceğine inanıyor.” 92 km’lik elektrikli çit Her ne olursa olsun AP’nin iyilik perileri için çevresel endişeler cüzdanlardan pek de uzakta değil, başka deyişle bir yandan kazançlı ağlar geliştirirken bir yandan marka imajlarını güçlendirme durumu söz konusu. Amerikan web sitesi Atlas Obscura tarafından Angola’da yapılan bir ankete göre, “Hepsi bu alanların korunmasını istiyor ancak en çok da buna katkı sağlayan olmak ve bunun herkesçe bilinmesini sağlamak istiyor.” (10) 2020 yılında AP mevcut av tablosuna dört görev daha ekleyecek. STK Angola’nın güneybatısındaki Iona Milli Parkı’nın imtiyazını almak üzere. Benin ve Nijer’de iki ülkenin sınırında bulunan W Parkı’nın imtiyazının alınması ise an meselesi. Pendjari çevresindekiler ise yakın zamanda parkın güney sınırında Güney Afrika’dan ithal edilen malzeme ile yapılacak 92 kilometre uzunluğundaki elektrikli çitlerin dikilişine tanık olacaklar. (*) Gazeteci. “Pandemi: Kolera’dan Ebola’ya, Bulaşıcı Hastalıkların İzinde” ve “Bir Sonraki Büyük Göç: Hareket Halinde Yaşamın Güzelliği ve Korkunçluğu” kitaplarının yazarı Çeviri: Sedef Atam (1) 1960’lı yıllarda Kenya’da bir veterinerin günlük yaşamını tasvir eden televizyon dizisi. (2) Tom Warren et Katie J. M. Baker, “WWF işkenceci, insanları öldüren koruculara fon sağlıyor”, Buzzfeed, 4 Mart 2019, www. buzzfeednews.com (3) Referans makalesi : Lire Anouk Batard, “Protestan lobisinin Uganda’ya saldırısı”, Le Monde diplomatique, Ocak 2008. (4) David Quammen, “Doğal yaşamı korumak, Afrika hükümetleri özel yönetimlere dönüyor” National Geographic, 12 Kasım 2019, www. nationalgeographic.com (5) Flore Nobime, “Kaynaklara erişimde zorluklar: Pendjari çevresinde diş gıcırdaması”, L’Evénement précis, Cotonou, 9 Ekim 2019. (6) Referans makalesi: Lire Rémi Carayol, “Afrika’da bir Fulani cihat hayaleti”, Le Monde diplomatique, Mayıs 2017. (7) Michaël Matongbada, “Benin kendini bölgedeki terörizmden koruyabilir mi?”, Institute for Security Studies, 8 Mart 2019, https://issafrica. org (8) Cité par Dan Nosowitz, “Angola, korumacılar yeni milli park için dava açıyor”, Atlas Obscura, 15 Ocak 2019, www.atlasobscura.com (9) Karen McVeigh, “İngiltere kalkınma bankası Kongolu aktivist cinayetine ilişkin araştırma başlattı”, The Guardian, 27 Eylül 2019. (10) Dan Nosowitz, “Angola’da, korumacılar yeni milli park için dava açıyor”, art. cit. Medyanın bozgunu SERGE Halımı Bernie Sanders hakkında on altı saat içeri sinde on altı eleştirel makale yayımlandı! Washington Post dört yıl önce sergilediği performansı (1) tekrar yakalamakta zorlanacak gibi. Ancak solcu aday, basını tavlamak için hiçbir şey yapmadı. Medya kendisinden nefret ediyor, o da bunu biliyor. Kampanyasında bunu da kullanıyor. Bugünlerde yaptığı etkili bir miting konuşması sırasında destekçilerine soruyor: “Geçen yıl Jeff Bezos’un ne kadar vergi ödediğini biliyor musunuz?” Dinleyiciler, “Sıfır!” diye cevaplıyor. Vermont Senatörü şöyle devam ediyor: “Sürekli bunun hakkında konuşuyorum ve sonra, aynı zamanda Amazon’un da sahibi olan Jeff Bezos’a ait Washington Post’un hakkımda neden çok iyi makaleler yazmadığını merak ediyorum. Nedenini gerçekten de bilmiyorum (2).” Ancak diğer mecralarda yayımlanan makaleler iyi değil. Belki de aynı nedenlerden ötürü: Büyük paralar kazanan güçlü medya kuruluşları, Sanders’in vergi programının kendilerini ıskalamayacağını idrak etmiş durumda. Ayrıca bir kişinin kendisini sosyalizm taraftarı olarak ilan etmesi, hatta bu “demokratik” bile olsa onun televizyonda hızlı kariyer yapacağı anlamına gelmiyor. Sam Donaldson onlarca yıldır ABC’nin yıldız muhabiriydi. Michael Bloomberg’i desteklediğini yeni açıkladı. Sanders’e karşı çok daha sağcı bir milyarderi desteklemenin, devamında Donald Trump’ı yenmenin, Amerika’nın “Ronald Reagan’ın betimlediği ve tüm dünyayı kıskandıran tepedeki parlayan şehir (3)” olarak kalmasını sağlamanın tek yolu olduğuna inanıyor. Donaldson’un ABC’deki halefi, Clinton’ın eski Beyaz Saray Sözcüsü (19932001) George Stephanopoulos; Sanders’in vaatlerinden biri olan servet vergisi projesinin halk tarafından tutulmayacağına o kadar ikna olmuştu ki, ona tam tersini açıklayan konuklarıyla çelişti. Ve nihayetinde hatasını kabul ederek “Bu benim Manhattan’da yaşadığımı gösteriyor. Bu vergilendirme projesi Manhattan’da desteklenmiyor” dedi. (20 Ekim 2019). Stephanopoulos ABC News’dan yılda 15 milyon dolar kazanıyor. Başka bir televizyon yıldızı ve aynı zamanda Demokrat olan Christopher Matthews, MSNBC kanalında görev yapıyor. Parası için değil, çocukluğuna dayanan bir kaygı yüzünden hayatı için endişeli olduğunu söylüyor: “Soğuk Savaş’ı hatırlıyorum. Eğer Fidel Castro ve kızıllar kazansaydı, Central Park’ta infazlar yapılırdı ve diğerleri alkışlarken ben mahkumlar arasında olurdum.” Kendisine diğerleri kim diye sorulduğunda ise “Bernie’nin o yıllarda kimi desteklediğini ya da ‘sosyalizm’ (4) ile ne demek istediğini bilmiyorum” diyor. Sanders önseçimleri kazanmaya başladığından beri, Trump rakip adayın 1988’de balayı için seçtiği Moskova gezisini düzenli olarak hatırlatma fikrini pek sevdi. Ancak, Goldman Sachs’ın eski başkanı ve CEO’su, Clinton destekçisi bir demokrat olan Lloyd Blankfein, Sanders’e daha da acımasız davrandı. 12 Şubat’ta yaptığı açıklamada “Sanders, Trump kadar kutuplaştırıyor ve ekonomimizi mahvedecek. Ordumuzla dalga geçiyor. Eğer Rus olsaydım bu kez Sanders’i seçerdim” dedi. Gelecek kasım ayında New York’lu emlak zengini ile Vermont Senatörü arasında bir düello olması durumunda, Moskova’nın kimi tercih edeceği bilinmez. Fakat, biri kadar diğerinden de nefret eden Amerikalı gazeteciler için, bu çatışmanın İsa’nın çile yolu olacağını şimdiden biliyoruz. Çeviri: Diane Dilek Cat (1) Referans makalesi: Lire Thomas Frank, “Bernie Sanders’a toplu saldırı”, Le Monde diplomatique, Aralık 2016. (2) New Hampshire’daki miting, 13 Ağustos 2019. (3) CNN röportajı, 14 Şubat 2020. (4) MSNBC, 7 Şubat 2020.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle