Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PORTRE NERGİS KUMBASAR Kaos seven şehir kadını MEHMET ALİ ERBİL Akraba gibi Artık arkadaş kelimesi bile yetersiz kalabilir. Akraba gibi. Nergis Hanım konuşurken hissediyorsunuz, seviyor onu. Sürekli Mehmet Ali Bey dedikçe onun Erbil diye bahsetmesi dikkatimi çekiyor. Hep Erbil diye seslenmiş kendisine. Zaten yakın çevresi Erbil dermiş Mehmet Ali Erbil’e. Çok iyi oyuncu, niye şovmenliğe verdi kendisini diye hep söylenir. Acaba o ne düşünüyor? Söz konusu Erbil olunca Nergis Hanım yine defansta: “Evet, iyi oyuncuydu. Küheylan’daki rolünü bizler de ağzımız açık izlemiştik. Fakat İstanbul’a geldi ve tiyatrolarda da bir durgunluk vardı. Neticede çocuk okutuyordu. Sunuculuk teklifi gelince kabul etti. Ne yapsaydı?” Hani belki bundan sonra oyunculuğa kırsa dümeni? “Olabilir. İstiyor da. Fakat sahiden gelen senaryolarda iyi bir rol çıkmadı karşısına. Yoksa neden olmasın.” Kitabında "İstanbul’dan uzaklaşayım, sakin bir yerlere yerleşeyim” gibi planlar yazmıyor. Çok sıkılırsa gidiyor, gittiği yerden sıkılınca da dönüyor. Çünkü şehir seviyor, kaos seviyor... Bugünlerde en çok izlenen dizilerden olan Kiralık Aşk'ın çok konuşulan Neriman'ı o... Neriman'la Nergis'in benzer yanı var mı derseniz, olsa olsa büyük şehirden sessizliğe çekip gidemeyecek kadar şehirli olmaları... Ankara’da orta halli bir aile. Baba Abidin Kumbasar doktor. İç hastalıkları ve sonrasında kardiyoloji uzmanı. Doktorluk ailede genetik adeta. Dede Sadeddin Sami Kumbasar doktor, erkek kardeş Deniz de büyüyecek ve doktor olacak... Baba Abidin Kumbasar’ın kızı, ailenin büyük çocuğu Nergis’i ise başka bir gelecek bekliyor. Podyumlarda zarafetle arzıendam etmesine giden yol "erkek gibi kız" olmasından geçiyor. Şöyle ki: TED Ankara Koleji’nde sıkı bir eğitim almaya devam eden Nergis’in annesi, kızının kot pantolon üstü tişört giyen, erkek gibi oturup kalkan halini değiştirmek için onu bu eğitimi Türkiye’de başlatan isimlerden Tülin Okan Arı’nın Zarafet ve Mankenlik Okulu’na göndermeye karar veriyor. Başta oturup kalkmasını öğrenmek için başlayan hikaye, birkaç yıl içinde İstanbul’da devam eden ciddi bir mankenlik kariyerine dönüşüyor. Tabii bu arada Ankara Ticari ve İdari İlimler Akademisi’nde devam etmekte olan iktisat eğitimi de güme gidiyor. 4 Küçükken babasının eğitimi nedeniyle yuvaya ABD’de başlayan, oradan dönünce Ankara’da bale ve folkor öğretilen Nergis’e aile, üniversiteyi bırakma kararına kadar hep destek oluyor. Sonrasında da destek sürüyor tabii ama okulu bırakma aşamasında aileden gelen "Okulunu bitir yine yap mankenliğini” uyarıları fayda etmiyor. BÜYÜK PİŞMANLIĞIM Nergis Kumbasar "en büyük pişmanlıklarımdan biri" diye anlatıyor bu kararını: "Ama gençtim. Kendi yaşamımı idare ettirecek, ev tutmaya, tatile çıkmaya yetecek parayı kazanıyor olmam çekici geldi." İlk etapta sadece Ankara’nın küçük moda çevresinde, akabinde arada bir İstanbul defilelerinde başlayan mankenlik kısa sürede İstanbul’un en çok aranan isimlerinden biri haline gelmesiyle devam ediyor. Bir yandan da reklam oyunculuğu başlıyor. “O zamanlar reklam oyuncuları hep manken ajanslarından seçilirdi” diye anlatıyor: "Çok reklam filminde oynadım o dönemde. Bir gün Eray Özer @erayozer Fotoğraf: Can Erok bulaşık yıkıyordum, ertesi gün iş kadınıyım, sonra spor yapan birisi." Türkiye’de reklamın yeni yeni patladığı Özallı, Papatyalı yıllar... Nergis Kumbasar’ın reklamla başlayan oyunculuk arzusu zamanla kendisini daha uzun soluklu işlerde bulmasına neden oluyor. TRT için 1985 yılında çekilen Peyami Safa uyarlaması Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda Nüzhet rolü oyunculuğa attığı büyük adım oluyor. İki dizi senaryosu yazdım ama sonra anladım ki bana göre iş değil. Ben detay insanıyım. Hem mükemmel olsun, hem detayları ıskalamayayım, hem de zamanında yetiştireyim derken bütün hayatım senaryo olmaya başladı. Bıraktım. BİR YOLCULUK VE AŞK Oyunculukmankenlik ikilisinin yanına zaman içerisinde bir de sunuculuk ekleniyor ve 20’li yaşlarını sürmekte olan Nergis’in hayatı, dönemin popüler isimlerinden bi26 TEMMUZ 2015