Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İZLENİM Malumu ilam gibi olacak ama Çeşme, Alaçatı, son yılların en popüler tatil mekanlarından biri. Hele ki bayrama denk gelen tarihlerde rezervasyonsuz ayakta duracak yer bulmak bile mümkün değil. Kurban Bayramı için niyeti bozacaksanız şimdiden yer ayırtmayı düşünebilirsiniz... Alaçatı daha çook su kaldırır Bayram’da Çeşme nasıl bir şeydi diye soran olursa, İstanbul’daki kontak kapattıran türden köprü trafiğinin 40 derece sıcaklıkta yaşandığını söyleyin. Yolunu Alaçatı’ya düşürenler için yaya trafiğinin de söz konusu olduğunu ekleyin. Abartı yok, otoparktan ulaşılacak mekana giderken, bir adım atıp bir dakika kadar önünüzdeki insanın ensesine bakarak durma ihtimalini göz önünde bulundurun. Varılan noktada, muhtemelen cüzdanı komple bırakmak gerekeceğini de hatırda tutun. Şaka değil, haziran sonu Çeşme’deki evi kapatıp eylül başına kadar yazı İzmir’e geçirmeye giden insanlar tanıyorum. Son 10 yılda geldiği noktada, eski yazlıkçı sakinlerinin durumu bu kıvama gelmiş vaziyette, çünkü kendileri Çeşme sakini olabilir ama konunun içinde sakin kelimesinin geçmesi abesle iştigal. Özellikle İstanbullu turist rağbet göstermeye başladığından beri, 31 Mayıs’ta çocuğun karnesine kadar hâl hatır muhabbet koyduğunuz esnaf, 1 Haziran dedi mi "Duydunuz zilin sesini!" ataklığında sizi tanımaz olup çıkıveriyor. Ta ki 1 Eylül’e kadar. Sonra yine gelsin “Abla nasılsın, özlettin kendini”ler, gitsin “Bak, sen bu köşeyi seversin, böyle geç”ler... Esnafın argümanı da hiç değişmez: “N’apalım, Çeşme’nin sezonu kısa!” 10 BEBEKLİĞİMİN ÇEŞMESİ... Bebekliğimden beri Çeşme’ye giderim. Altın Yunus, Turban gibi birkaç otelin, Şantiye Evleri'nin ve Boyalık, Ege Çeşme, Yıldız, Erdil gibi mütevazı sitelerin, Dalyanköy’deki balıkçıların dışında pek bir şeyin bulunmadığı, henüz İzmirÇeşme arası otobanın yapılmadığı zamanlarda okulun kapandığı gün toparlanılır, Çeşme’ye göçülür, okulun açılmasından bir gün öncesine kadar dönülmezdi. Kıyı yolundan ulaşım iki saate yakın sürdüğünden, baba tayfası ancak hafta sonları gelir, yaz aylarını yaz bekarı olarak İzmir’de geçirirdi. Hayat annenin pişirdiği yemek, babanın tüttürdüğü mangal, soğuk karpuzkirazşeftali tevazuunda akardı. Çeşme’nin efsanevi diskosu 9 ½’un açılması bile ortaokul yıllarıma tekabül eder ki, ömrümün en güzel dönemini gömdüğüm mekanın yerinde, Serdar Ortaç’lı, Demet Akalın'lı falan programlarıyla Cece dikiliyor epeydir. Bundan 15 yıl kadar önce ardı ardına mekanlar açılıp beach’inden restoranına çeşit çeşit atraksiyon pıtrak gibi üremeye başladığında “Çeşme gürül gürül akıyor” başlıklı bir yazıyla, Bodrum’a rakip bir yere dönüştüğünü muştulamıştık. Çeşme oldu artık derken, aslında dünyadan haberimiz yokmuş, başımıza daha neler geleceğini bilmiyormuşuz nitekim. yine aynı dertten mustarip farklı tanıdıklarını, mekan da tanıdık olduğu için, Fly Inn’e yönlendirmiş bir başka sefer. Daha sonra nasıl geçti diye sormak için aradığında “Valla Hindistan’da Ganj Nehri’ne bünyeyi bandırıp çıkarmış kadar olduk işte” şeklinde cevap almış. 700 KİŞİNİN 300'Ü VIP Bu sene Alaçatı tarafında bir Zio Beach’tir gidiyor. İçindeki Zio Pino’nun mutfağında Papermoon’un şefi Giuseppe Pressani’nin olduğu, gururla beyan ediliyor. Çark Plajı’ına açılan mekanın 700 kişilik beach, 300 kişilik de VIP alanı var. Düşünün ki devasa mekanın yarıya yakını VIP. Ben yakında 18 yaşındaki Bentley’li gençlerin (Ya da ne bileyim Ece Erken’in filan) herkes VIP’se ben kendimi nasıl özel hissedeceğim hesabına isyan çıkarmasından korkuyorum. Belki o 300 kişilik alanın içinde yüz kişilik, matruşka model bir VeryVeryIP filan açarlar. Fotoğraf Oğuz Yıldız PLAJA TORPİL LAZIM Alaçatı’nın gözde mekanlarından birinin sahibi bir arkadaş, hâli pür melâlini şöyle özetledi: Yıllardır yaz kış Çeşme’de yaşadıkları için, gelen giden ahbaplardan nerede yiyelimnereye gidelim diye soranı bol oluyormuş. Geçtiğimiz bayram İstanbul’daki doktoru ki adam profesör. yana yakıla telefon açmış, “Bizi plaja almıyorlar, rezervasyonsuz denize girebileceğimiz bir yer önerir misin?” diye. Rezervasyonunuz yoksa plaja torpille girebiliyorsunuz yani, kıvam bu kıvam... Bu tecrübeden yola çıkıp SOKAKTA GELİN AKIMI Bilmeyeni dövüyorlar, iki yıldır, özellikle de bu sene Alaçatı’nın Hacı Memiş muhiti popüler. Akşam saati Adı Memish’e doğru yürürken yolda, önündeki profesyonel fotoğrafçıya tuhaf pozlar veren bir gelin görüyoruz. Damat kenarda durmuş, sırıtarak müstakbel eşinin artistik performansını izliyor. 26 TEMMUZ 2015 Ebru Çapa @ebrucapa