19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Açık havada kıraat Parkta gezinti Aile saadeti Tai chi saati Parkta dans dersi BUGÜN ETKİNLİKLER VUKU BULACAK Bugün, yani şu eki kaçta kahvaltı ediyor da elinize alıyorsunuz bilinmez tabii de, Şişli Belediyesi’nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden izin alarak parkı kullandığı sportif etkinlikler vuku buluyor olacak. 21 Haziran’ın Dünya Yoga Günü olması hasebiyle, sabah 08.30’da başlayacak olan yoga dersine büyük katılım bekleniyor. Günün geri kalanında da eğitmenler eşliğinde farklı spor etkinlikleri sürüyor olacak. İzin mizin faslında aklı karışanlar için de mevzu açalım: Maçka Parkı’nın büyük alanı, birçok belediyede olduğu üzre Büyükşehir Belediyesi’ne, belli bir alanı, mevcut durumda, Maçka Sanat Parkı, Şişli Belediyesi’ne bağlı. Mesela, Kadıköy Belediyesi’nin de mevzuudur bu. Ben AVM ile butik arasındaki ilişki diyeyim, siz anladığınızı anlayın artık. Eskilerin “Aman da hele gün batımından sonra parktan geçme uf olursun, bak sonra seni tinerciler kapar” faslına falan da hiç denk gelmedim. Ha, tinercilere denk geldim; sigara istediler, verdim. Bazen de ben onlardan sigara istemişimdir, vermişlerdir; ne ki?.. MAÇKA DEMOKRASİ PARKI Maçka Demokrasi Parkı’nda bir gün. Diyeceksiniz ki parkta bir gün işte; enteresan ne yanı var? Bundan doğal ne olabilir? E, soru da bu zaten. Nasıl bir yazsa bu, küresel ısınmadan dolayı artık çaktırmadan muson ikliminde ilan yaşıyor olmamızdan mıdır, siyasi iklimin memleketin üzerine basmış gerilim ikliminden midir, handiyse temmuzu gördük, başımızı kaldırıp iki lokma güneşli gökyüzü görmek nasip olmadı. Fakat nihayet, mevsim anormallerine inat, leziz bir haziran günü yaşanıyor, ayın 14’ünde Maçka Demokrasi Parkı’nda. Çoluğunu çocuğunu, eşini dostunu, kankasını manitasını, köpeğini, pet maymununu, matını kilimini, topunu frizbisini, çaykahve termosunu, şarabını birasını, kitabını deterini kapan gelmiş, bir ağaç altına konuşlanmış. Herkesin yüzünde güller açıyor. Ki işin içinde algıda seçiciliğin payı nedir, onu da bilemem ama zaten son iki yıldır, memlekete, 16 İZLENİM Ebru Çapa @ebrucapa Fotoğraf Can Eskier Slackline meraklıları Herkesin keyi yerinde parkların kıymeti, sanki eskisine nazaran daha iyi biliniyor. Gezi Parkı’nın etrafına Çevik’ti, TOMA’ydı yığdırıldıkça; park, az gelişmiş mutfak armatürüymüşçesine açılıp açılıp kapandıkça, sadece Gezi’nin popülaritesi artmakla kalmadı; memleketin dört bir köşesindeki parklarda da inadına hayat canlandı. Ne yapalım, hayat bu; etkidikçe tepkiyor haylaz… Maçka Parkı’nda rüzgar estikçe mayhoş bir manolya kokusu yayılıyor; az ilerideki –burada tek tük rastlansa da memleketeki her açık alanın olmazsa olmazı mangal kokusundan sapıyorsunuz ki, ötesi buram buram ıhlamur... Belirtmeden geçemiyor insan: Hani yani muktedirin aklına beton düşürmek gibi de olmasın ama Maçka Parkı, İstanbul’un en kalabalık arterlerinden bazılarının ortasına, Dolmabahçe, Maçka, Harbiye, Nişantaşı arasında Kadırgalar Vadisi’nde konuşlanmış, bitki örtüsü açısından zengin bir alan. Ayaklar yere basmadan tepeden görmeye imkan tanıyan, 1993’de hizmete giren Taksim Taşkışla ile Maçka arasında hizmet veren, Demokrasi Parkı ile Beyoğlu Evlendirme Dairesi arasına kurulu olan iki istasyonlu teleferiği de her gün bine yakın şehir sakini kullanıyor. Toplu buluşma PARK DEDİĞİNİZ MATRUŞKA Park deyince yalınayak çimene toprağa basmak insani bir güdüdür. Tamam da, parkın esas sakinleri olan kuşlar mı ilham veriyor bilinmez, bir yandan da ayakların illa yerden kesilesi geliyor galiba. Şöyle ki: Meraklısı gitikçe artan denge sporu slackline meraklıları parkın uygun bir köşesindeki ağaçların arasını mesken tutmuş, tabiri caizse ip üstünde yürüyor. Acemiler, eğitmenler eşliğinde, diz hizasındaki bant halatlar üzerinde, elini kolunu doğru kullanarak durabilmek adına gayret sarf ederken tecrübeliler, boyu geçen irtifalarda geri geri mi yürüsem, artistik bir igür mü denesem hallerinde, şov sergiliyor. Park dediğiniz matruşka. İçinde ayrı ayrı çocuk parkı da var, köpek parkı da… Havadar iklime saldığınızda enteresan bir şekilde, çocukların da köpeklerin de lüzumsuz gürültü patırtı çıkarmadığını müşahade edebiliyorsunuz. Ki kabul edelim, çocuk tatavasının esas müsebbibi ebeveynlerdir. Yeşilin müsekkin etkisinden olsa gerek: Yok “Neslisu, çok yükseğe tırmanma, düşersin!” yok “Berkcan, düzgün tutun, berelenme!” yok 21 HAZİRAN 2015 Çocuklara özel “Evladım yavaş kay, üstünü kirletme!”, yok “En göndere sen tırman!” yok “En alçaktan sen süzül!” ilan gibi gergef model endişelerle yüklü “proce” çocuk ebeveynlerine bile bir sükunet gelmiş. Çocuklar, iki satır rahat bırakıldıklarında doğal olarak yaptıkları üzre, gülüm oynaş oyununu oynuyor; ebeveynler de kitabında, sohbetinde… Ne çocukların ne ebeveynlerin kafası dört duvar arasında monitöre gömülü… Tuhaf… Şu parktan bin milyon kere geçtiysem, bir kere bile çocuk ağladığını duymadım, bunu da ateyizler açıklasın. Şimdi, hassas ebeveynler bunu mukayese kabilinden alıp köpürmesin ama köpekler de keza, tasmasından çekiştirilmediği sürece havlamıyor; parklar şahit. Hâlihazırda parkın içindeki havuzun boş olmasından yana sıkıntıya mahal yok. Bilakis... Gün boyunca çocukların scooter ve paten alanı olarak kullandığı alan, akşamüstü saatlerinde rock’n’roll ve swing pisti olarak kullanılıyor. Çocuklar kenara çekilip koreograi eşliğinde dans eden yetişkinleri izliyor. Akşam 19.00’da tai chi dersi var diye biliyoruz; nerede vuku bulduğuna dair koordinat bilgisi almak için aranırken o kadar samimi, o kadar içten bir buyurun geliyor ki, insanın biz bakmak için sormuştuk, katılmak için değil demeye dili varmıyor. Sonunda yerini yurdunu anlayıp da tam dersin kenarında izlemeye çökmüşken, parkın üstünden, yukarılarda dibinden gelen cıstak bir dükkan müziği, toparlanıp gidelim durumuna yol açıyor. Park geniş, dert değil. Ekip toparlanıp, alan değiştiriyor. BAK O ZAMAN NE GÜZEL OLUR Ömrümün büyük kısmı buralarda geçti. Maçka Parkı, Açıkhava’ya çıkan, Nişantaşı, Beşiktaş, Taksim arası bir trans yol da olduğu için, yolumun sık geçtiği bir yerdir. Gece gündüz… Gündüzleri havlu eşofmanla sabah sporunu yapan teyzelereamcalara da rastlarsın; her saate, köpeğini gezdiren her yaştan insana da. Arkadaşın çocuğunu sana emanet etmiştir, gününü geçirtmek için parka yollanır, çocuğu salıncakta da sallarsın. Evsizler uzaylı değildir, yarın bir gün onlardan biri olmayacağının garantisi de yoktur, iki insan gibi muhabbetini koyar, iki satır dertleşir, iki lokma paylaşırsın. Yaz gelmiştir, güneşe; kış gelmiştir çamura bağlamamış temiz, beyaz kara ihtiyaç duyarsın. İkiüç ağaç görmek, yaprak koklamak istersin… Bunca süli toki toka tokuşturma hallerinin içinde, yaşam doğasından yana en mülteit olan nefes alanlarıdır parklar. Diyeceksiniz ki parkta bir gün işte; tüm bunların enteresan ne yanı var? Haber değeri nedir? Doğru… Neticede bildiğin, olması gerektiği üzre, bir şehir parkı bu. Kamu alanı… Semt sakinleri de tatil gününü parkta geçiriyor. Bundan doğal ne olabilir? Olağanı olağan şekilde yaşamanın olağanüstü hal sayılmadığı normal zamanlarda bir daha konuşuruz. Daha doğrusu, konuşmaya gerek kalmamış zamanlarda, bir daha konuşmamıza gerek kalmaz belki; bak o ne güzel olur… Parkta şekerleme Spor köşesi Sen, ben ve köpeğimiz 21 HAZİRAN 2015 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle