Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şiddete uğrayan kadınların kadın avukatları tehdit altında "Seni Kavacık ormanına götürüp .... yapacağım" diye tehdit edeni... Adliye koridorlarında saçından tutup merdiven boşluğuna sürükleyeni... Aralıksız telefonlarla taciz edeni... Elini silah gibi yaparak "Sıra sende" tehdidi savuranı. Cezasının dolmasını beklerken, hapishaneden çıktığında nasıl intikam alacağını kuranı... Hepsinin hedeinde mağdur ettikleri kadınları savunan avukatlar var. Gelin o avukatları dinleyelim... avukat Serap kaya bir duruşma çıkışı adliye koridorunda sanığın saldırısına uğradı, saçlarından sürüklendi. avukat Selin nakıpoğlu: “Bazı sanıklar adımızı Google’dan tarıyor, sonra mahkemede "Bu zaten azılı feministmiş, feministler de malum" gibi savunmalar yapıyor. cumhurbaşkanı erdoğan’ın feministlerle ilgili yaratmaya çalıştığı algı gelip mahkemede de bizi buluyor.” Özgecan Aslan’ı vahşi bir şekilde katletmek suçundan yargılanan Suphi Altındöken’in eşinin boşanma davasını üstlenen avukat Ebru Çatıkkaş, "Sonun Özgecan gibi olur!” diye tehdit edilince Türkiye’nin gözünde bir perde daha aralandı: Kadına yönelik şiddet davalarında, tehdit altında olan, –eğer hâlâ yaşıyorsa sadece davacı değildi. Onları savunan avukat kadınlardı da aynı zamanda. Bu konuda yaptığımız hızlı bir araştırma bile, kadın avukatlara sayısız tehdit, hakaret, saldırı olayına ulaştırdı bizi. Üstelik tıpkı şiddet mağduru kadınlar gibi, avukatlatı da koruma altında değildi. 10 söZ sAVuNMANINsA ŞİDDET DE sAVuNMAYA Kadına şiddet davalarında avukatlığı üstlenenler, genellikle yine kadınlar. Ya şiddet mağduru kadınlar daha çok kadın avukata güvendiğinden, ya bu davalarla daha çok kadınlar ilgilendiğinden ya da ikisi birden! Pek çok kadın örgütü, hemcinslerine psikolojik ve hukuki destek sağlayan birimlere sahip uzun yıllardır. Başka çareleri mi var; hangi devlet kurumu bu konudaki görevini tam anlamıyla yapıyor ki! Onlar da bir yandan herkesin kendi görevini yapması için politi emel armutçu @earmutcu kalar üretirken, bir yandan da güçleri yetiğince kadın mağdurların davaları için koşturuyorlar. İşte bu yazının konusu tam da bu noktada ortaya çıkıyor; bunu yaptıklarında, onlar da bizzat saldırganın hedei haline geliyorlar. Ve sistem bu konuda eşitliği bozmuyor: Vatandaşı olan kadını, evinde, işyerinde, sokakta erkeklerden koruyamayan erkek devlet, mahkeme salonunda ya da koridorunda da kadın avukatını korumuyor. Yani kadına yönelik suçlarla ilgili davalarda söz savunmadaysa, şiddet de savunmaya! Olaylar şöyle gelişiyor: Genelde erkek olan savcılar, yüzde 99,5 erkek olan saldırgan hakkında mütalaa veriyor ve pek olmuyor ya, diyelim ki yüksek bir ceza istiyor, ardından yine genelde erkek olan hakim cezayı kesiyor. Onlara “sayın”lı, “efendim”li cümlelerle saygıda kusur etmeyen sanık, karar verilir verilmez genellikle gözünü kadın avukata dikiyor. O sırada savcılar ve hakimler kendilerine özel kapıdan mahkeme salonunu terk ediyor. Devlet işini bitirmenin huzuruyla cübbesini alıp dava mahalinden ayrıldığında, kadın avukat saldırganla baş başa kalıyor. Çünkü bu saldırganlar genelde tutuklu da olmuyorlar! Selin Nakıpoğlu bu anları çok yaşamış avukatlardan biri. Kaç duruşmadan sonra kaleme sığınıp saldırgan gidene kadar beklediğini hatırlayamıyor. “Hapisten çıkınca bana ne yapacağını bilmediğim beş kişi var şu anda” diyor: “Karardan sonra sanıkla aynı koridora çıkıyoruz. Oysa biz de tıpkı hakim ve savcılar gibi kamu görevi yapıyoruz. Bu ayrımcılık avukatları çok riske sokuyor.” sAYIsIZ KüFüR VE HAKARET İŞİTİYORLAR Gerçi tutuklu olsalar da bir şey fark etmiyor, götürülürken bile bağırıp tehdit eden, “Seni bulacağım” diye avukatın adını defalarca haykıranlar çok oluyor. “Biz daha çok mağduru düşünüyoruz, kaçırıp taksiye bindiriyoruz ilan. Ama o arada biz de sanıkla aynı yerde olduğumuzu unutuyoruz” diye devam eden Nakıpoğlu, sayısız küfür, hakaret işitmiş de “Seni Kavacık ormanına götüreceğim, şunu yapacağım, bunu yapacağım” diyen sanığı unutamıyor. Bir de dava çıkışında, meslektaşını saçından tutuğu gibi merdiven boşluğuna sürükleyen saldırganı… O avukat Serap Kaya. 10 yıl devam eden davasında, kızına defalarca tecavüzden yargılanan babanın 18 yıl aldığını duyunca, bunun tek sorumlusu olarak kendisini gördüğünü düşünüyor. Yine de böyle bir saldırıyı hesap edemiyor; koridorda zabıtları incelerken saçından yakalayan, küfür ve hakaretler eşliğinde merdivenlere doğru çeken saldırganı, çığlıkları 21 HAZİRAN 2015