Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 leniyor. MANİSA Sardes’in adı Hellen yazımında kentin adının “Sardeis” ya da “Sardis” olduğu belirtilirken, Lidyalıların kendi dilleri olan Lidçe yazımında kente “Sfardis” veya “Sfarda” olarak seslendikleri biliniyor. Kent, Lidçe’de “yıl” anlamına geliyor. Ozan Archilochus (Arşilakus)’un milattan önce 7. yüzyılda yazdığı şiirlerinde kentin adı ilk kez Sardes olarak kullanılıyor. Kent, Türklerin eline geçtiğinde adı Sardes olarak kabul edilirken, daha sonra Türkçeye uyarlanarak “Sart” vela “Sard” şeklinde söylenmeye başlanmış. yılında Maden Teknik Arama (MTA) prospektörlerinden Mustafa Çelik’in bölge de yaptığı çalışmalar sırasında bulundu. Alan sadece insan ayak izi değil, aynı zamanda yere oturup kalktığı sanılan çocuk, hayvan ve sopar gibi izleri de barındırıyor. İki kilometrelik alan yayılan izler, geçmiş döneme yönelik hayalleri canlı tutuyor. Salihli Hamamı ve Himayei Etfal Binası İlçe merkezine girdiğinizde modern yapıların yanı sıra tarihi evler dikkatinizi çekiyor. Kent içinde yapacağınız yolculukta tarihi 1900’lü yıllara varan Salihli Şehir Hamamı, Salihli Belediyesi tarafından restore edilmiş yapısıyla sizleri karşılıyor. Himayei Etfal binası ise 1930’lu yıllarda kimsesiz çocukların gereksinimlerini karşılamak amacıyla kahvehane olarak yapılmış. Osmanlıca’da kimsesiz çocuklar anlamına gelen bina, restore edilerek, kentin kültür sanat etkinlikleri için kullanılıyor. Salihli Garı karşısında yer alan bina, çınar ağaçlarının gölgesi eşliğinde kültür sanat etkinlikleriyle nefes alıyor. Salihli’nin Kuruluşu Sardes’in önemini yitirmesiyle birlikte 1400’lü yılların sonra doğru antik kentin dokuz kilometre doğusunda Veledi Salih (Salihoğlu) adıyla yeni bir köy kuruldu. Türk Oğuz boylarından Üçoklar’a bağlı Salur kabilesi’nin bugünkü Manisa’ya göç ettikleri ve Salihoğlu aşiretinin de Salihli’ye yerleştikleri anlatılıyor. Ancak kenti adını veren iki Salih olduğu vurgulanıyor. Bunlardan biri Oğuz boylarından Salurların Salihoğlu Aşireti, diğerinin de Karamanlı Hancı Salih Dede olduğu belirtiliyor. Kentteki yaygın söylenceye göre, Salih Dede, kentin kurucusu olarak kabul ediliyor. 1790 yıllarında, kimilerinin teninin renginden dolayı Arap Dede, kimilerininse adından dolayı Salih Dede olarak andıkları Karamanlı bir kişi, bölgede han açıyor. Hanın bulunduğu çevre, Kırım, Kafkasya göçmenleri ve gayrimüslim göçleriyle kısa sürede gelişir ve burada Salih’in köyü doğar. Ortada iki Salihli vardır. Birisi Salihoğlu köyü, diğer Salih’in köyüdür. 1875 yılında Suuçtu Şelalesi demir yolunun geçmesiyle bu iki köy arasındaki bir kilometrelik yolu devrin İzmir Valisi Mithat Paşa açar ve iki mahalleyi birleştirerek Salihli’yi ortaya çıkarır. İlk insanın ayak izleri Salihli ve çevresi, eski çağlardan beri çok sayıda yerleşime sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Yolunuzu DemirKurşunlu Kaplıcaları köprü Barajı‘na doğru çevirdiğinizde, baraj gölünün batı kıyılarında on binlerce yıl öncesine ait insanların ayak izlerini görebilirsiniz. Kula yanar tepelerinin çıkartığı tüflerin yer aldığı alanda bulunan izler, iyi korunmuş bir kül konisi eteğinde bulunuyor. Yaklaşık 12 bin yıl önce neolitik döneme ait olduğu tahmin edilen ayak izleri, 1969 Demirköprü Barajı 1954 yılında inşaatına başlanan Demirköprü Barajı, 18 Mayıs 1960 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in hizmete açtığı son tesis olarak tarihteki yerini alıyor. Su taşkınlarını önlemek, elektrik enerjisi üretmek ve tarım arazilerini sulamak amacıyla yapılan baraj, çevresine insan eliyle oluşturulan bir güzellik yansıtıyor. Toprak kaya dolgu olarak yapılan barajın temel yüksekliği 74 metre, üst genişliği de 10 metre, hacmi 4 milyon 560 bin metreküp. Hidro elektrik santrali 69 MW güçle yılda 193 gmh elektrik üretimi sağlıyor. Baraj gö