Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MANİSA 11 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr İKİ AY... Bilmem neden, Çeşme’ye soğuk kaldım uzun dönem. Belki 70’li yıllardaki hâlini özlediğimdendir. Yıllarca uzak durdum, yüzlerce yazlık sitenin saldırısına uğramış kentten. Özellikle “kent” diyorum ki, Kuşadası’ndan sonra Ege’nin kentleşme sürecindeki diğer bir tatil beldesi kimliğindendir.. Ancak... Fikriyatımda ince bir değişiklik var son yıllarda. Bir sıcaklık, yakınlık, sevimli gelme hâli... Elbet, son dönemde Bodrum’a seçenek ve popüler olmasından, gazetelerde adının sık geçmesinden değil bu hâl. Bir farklılık algılıyorum. Yarımadanın özellikle yeni yerleşimleri daha bir planlı, doğaya ve insana saygılı. Merkezi yolların bakımlılığı ve çevre düzenlemeleri dikkat çekiyor. Ayrıca insan unsuru da önemli, değil mi? Yeni dostlar, yeni arkadaşlar da fikriyatımın ince gülüne dokunuyor. Olağanüstü güzel bir koy Ayayorgi’de 24 yıldan bu yana Paparazzi’yi işleten Bülent Gülcen, örnek bir turizmci. Ülkesine, insanına, doğasına, çalışanlarına, konuklarına, yaşadığı çevreye bir başka özeni var Bülent’in, eşi Özlem’le birlikte. Bir dönem gürültü kirliliğiyle bilinen koyda örnek bir turizm anlayışı sergiliyor. Çalışanlarının tümü sigortalı, vergide de şampiyon, sorumlu bir yurttaş ve işletmeci bilinciyle. Geçenlerde Esin ve Ziya Erdal Güç, Adalet ve Akın Atalay, Renin ve Can Karan, Mustafa Güngör, Ümit Zileli, Mustafa Denizli ve Hikmet Çetinkaya’ya birlikte dostlar sofrasını ve hayatı paylaştık... Ertesi gün Hikmet Ağabey’le ver elini Karaburun. Son dönemde Karaburun sevdalılarının sayısı artıyor. Bu eşsiz ve henüz büyük ölçüde doğasını koruyan coğrafyanın sevenleri çoğalıyor. İskeledeyiz, harika bir gece. Yine başarılı bir turizmci Ergin Ayvaz’ın Albatros’unda, bir yıldan bu yana Karaburun’u asıl mekan seçen, “Adeta yeniden dirildim” diyen Erbil Tuşalp, İzmir kaçkını Ahmet Vefa Tarhan’la, Andrea Ayvaz’ın hazırladığı nefis Ege mutfağının, doyumsuz tatlarını ve dost sohbetini paylaşıyoruz. Mezeler harika, topan kefalin tadı, doyumsuz. İskelede hafif bir rüzgar. Parakat atmaya gidiyor birkaç tekne. Erbil Ağabey söyledi, bir gece önce gökyüzünde iki ay birden varmış, Mars’ın tutulmasından. Otele dönüyoruz, tahta iskelede Harun Cici ve çocukları da gökyüzünde iki ayın peşinde. Sabaha karşı gün doğmadan telefonum çalıyor. Bu saatlerde iyi haber olmaz, değil mi? Kaygıyla açıyorum. Erbil Ağabey. “Gökyüzüne bak, iki ay göreceksin” diyor. Kalkıyorum, kıyıya adımlıyorum. İki ay yok, ne yazık! Bafa’daki yeryüzünün en güzel ayını düşünüyorum o sırada. Köpük köpük dalgaların arasında yürüyorum. Gün yaklaşıyor... Salihli Üretici Kadınlar Pazarı söylenceye göre bir Alevi dedesi dikmiş ve ağaç kutsal kabul ediliyor. Bu nedenle kimse kırık dalları bile alıp yakmıyor. Anıt çınar, 1999 yılında Salihli Belediyesi tarafından korunmaya alınmış. nuklarını ağırlayacak. Odun köfte ve maden suları Salihli’de gerçekleştirdiğiniz geziyi yol üzerindeki odun köftecilerde taçlandırabilirsiniz. Bu alanlarda odun köftenin tadına vararak yolculuğunuzu noktalayabilirsiniz. Taze kuzu etlerinden yapılan odun köfte ağızda farklı bir tat bırakıyor. Yemeğin ardından midenizi dinlendirmek için yöreye özgü maden sularından içmenizde yarar var. Doğanın armağanı maden suyu açısından Salihli bir cennet. Kentteki konut ve iş yerlerindeki çeşmelerden doğal kaynak suyu akarken, doğal soda, modern dolum fabrikalarında şişelenerek iç ve dış pazara sunuluyor. Su kenti Salihli, doğal ve tarihi güzelliğiyle, şifalı sularının varlığıyla keşfedilmek için yolculuğunuzu bekliyor. ? Şiir ikindileri Doğal güzelliğinin ötesinde Salihli, “şiirin başkenti” olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin tek uzun soluklu şiir etkinliği olan Salihli Şiir İkindileri, her yıl ilk ve sonbaharda şiir sevenleri ağırlıyor. İkindi zamanı, Türkiye’nin dört bir köşesinden şairler ve şiir sevenlerin katılımıyla Salihli Belediyesi Tiyatro Salonu’nda şölen yaşanıyor. Her yıl Dionysos Şiir Ödülü’nün de verildiği etkinlik, 1984 yılında dönemin belediye başkanı Zafer Keskiner ve Şadan Gökovalı‘nın girişimleriyle başlatılmış. İkindiler, yine bu sonbaharda kırkıncı kez koSalihli Tren İstasyonu