17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık [email protected] 10 MUĞLA YEMEK DEYİNCE... İzmirli olmanın ayrıcalığından söz ettiğim Ege’nin İmbatı, döndü dolaştı internet üstünden elime ulaştı. Rüzgarı iyi geldi... İlişikteki küçük nota bakılırsa, beğenilmiş. Bir okurumuz da şoven bulmuş, olur ya, canı sağolsun... “İzmir’in İzmirlinin ayrıcalığı, yaşam sevgisinde, coşkusunda” demiştim. Yani boş bir söylem değil, kültürel boyutu var meselenin. Madem mevzu İzmir, sürdürelim... “Gezi kültürü” diyoruz ya. Tatil de, gezi de artık yan gelip yatma sayılmıyor. Farklı arayışlar, yaklaşımlar söz konusu. Yemeiçme kültürü örneğin. Gezginler, turistler son dönemde yöresel tatları önemsiyor. Farklı bir keşif arayışı... Yemek düşkünü sayılmam, kim ne yer, içer dikkat etmem ama damak tadını, lezzeti önemserim, sunumu da. Kırmızı etle aram yok, balık, ot ve zeytinyağından iyisi var mı? Yemek kültürü konusunda bilgi dağarcığımdakiler, ufak tefek. Yeri geldiğinde Akşam Gazetesi İzmir Temsilcisi Nedim Atilla ile Pasaport’taki Pasaj ve Tepekule Sergi ve Kongre Merkezi’ndeki Şehir Kulübü işletmecilerinden Gökhan Dökmeoğlu aklıma düşer. Her ikisi de uzmandır. Gökhan’ın özellikle yemek hazırlamaktan büyük bir keyif aldığına, sohbetine bile bayıldığına tanığım. Ege ve İzmir yemekleri konusunda, döktürür gerçekten. Hazırladığı fener balığının doyulmaz tadı da hâlâ durur damağımda. Atilla’ya gelince, Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı adıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınınları’ndan çıkan kitabına değineyim, yeter. Ama bu arada bir değerlendirmesine de kısaca yer vereyim: “Yaşamaktan hâlâ keyif aldığımız bu kentin yemeiçme kültürü gerçekten zor bir dönem geçiriyor ve hızlı dönüşümler yaşıyor. Modern yaşamın hızla yok etmeye başladığı eskinin güzel yemek kültürü, bütün baskılara rağmen lokantalarda yaşamaya devam ediyor. Anneannelerimizle birlikte kaç yemeğin öldüğünü de bilmiyoruz...” Özellikle otlar, börekler ve yöresel tatlarla ilgili sohbetlerini anımsadığım Betül Becerik’i de sayayım bu arada. Yeri geldi Ege’nin İmbatı’nda yayınlanan “İki Ay” başlıklı yazıma gelen bir düzeltmeyi de sizinle paylaşayım. Karaburun İskelesi’ndeki Albatros’ta, Ege mutfağının doyulmaz tatlarına, mezelerine değinirken Andrea Ayvaz’dan söz etmiştim. Albatros’u işleten Andrea’nın arkasında, o harika mezeleri hazırlayan bir uzman varmış oysa. Okurum Zerrin Özirs Öztan, mutfaktaki maharetli elin Berrin İnsuyu (Berrin Abla) olduğunu söyledi. Baktım doğru, haksızlık etmeyeyim, el emeği ne de olsa bu... Ozan Yayman’ın Selçuk’ta deve güreşlerinde çektiği fotoğrafa biraz dikkatle bakar mısınız? Egelinin yemeiçme kültürü bir başka doğrusu... yeri olmuş Amos’a bir saatlik bir yürüyüşle ya da kısa sürecek taşıt yolculuğuyla ulaşabilirsiniz. Bu yolu takip ederseniz yörenin en geniş koylarından olan Kumlubük’e ulaşabilirsiniz. Burada denize girmek diğer yerlere göre daha heyecan verici. Küçüktaşlı sahili aynı özellikle denize doğru devam ediyor. Suyun içinde gözlerini açtığınızda sanki metrelerce uzağı görebileceğinizi düşünüyorsunuz. Bölgede 5 bin yıllık olduğu tahmin edilen Damlataş Mağarası da yer alıyor. Henüz ziyarete açılmamış mağarayı bulmak için yöre halkından birinin yardımına gereksinim duyacaksınız ve de önemli ölçüde enerjiye! Mavi Bayrak mücadelesi Beldede 15 yıl önce başlayan çevre hareketi de devam ediyor. Türkiye’de bir çok kentte olmayan atık su arıtma tesisi Turunç’ta sorunsuz işliyor. Turunç’un bu arıtma tesisine kavuşmasının ardından mavi Fotoğraf: Ozan Yayman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle