27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

JAPONYA 7 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr KWAİ KÖPRÜSÜ İkinci Dünya Savaşı deyince akla ilk Avrupa’nın ortası gelir... Bir de Japonya... Polonya’daki Auschwitz kampı, öteki toplama kampları, yok olan şehirler ve hayatlar... Japonya’da da Hiroşima ile Nagazaki; atom bombası şehirleri... Bütün bu yerler bugün “turistik” oldu, insanlığa bir şeyler söylemeye çalışıyor. Tabii anlayana! Bugün İkinci Dünya Savaşı’nın acılarını can evinde hissetmiş olan Tayland’daki bir köprüden söz edeceğiz; filmlere, romanlara konu olan Kwai Köprüsü’nden... Başkent Bangkok’un 150 kilometre kadar kuzeybatısındaki Khwae Noi ırmağı, yeşillikler arasında kıvrıla kıvrıla akan güzel bir su... Ama savaşta? Müthiş bir geçiş yolu ya da geçişi engelleme olanağı... İkinci Dünya Savaşı’nın en ateşli günleri... Japonya, Tayland’ı işgal etmiş, güney denizlerinden Asya’yı kuşatıp hakim olacak... Bunun için Tayland ile Burma arasında bir demiryolu hattına gereksinim var. 415 kilometrelik hattın çoğu dağlık, zor araziden geçiyor. Japon mühendisler bölgeyi dolaşıp demiryolu hattının yapım süresini saptar: En az 5 yıl! Bölgenin Japon komutanı süresini emreder: En çok 1.5 yıl! Çin, Hindistan, Endonezya, Singapur, Malezya, Burma ve Tayland’dan zor kullanılarak 100 bin işçi getirilir. Buna savaşta esir alınan 30 bin İngiliz ve Hollandalı asker de eklenir. 100 bin işçinin 45 bini, 30 bin esirin 16 bini yapım sırasında değişik nedenlerle ölür. Demiryolu 15 ay, 9 günlük bir çalışma sonunda 25 Aralık 1943’te tamamlanır. Hattın en zorlu bölümü Khwae Noi ırmağından geçiştir. Yani o günkü adıyla Kwai köprüsüdür... Bu bölge zaman zaman saldırılara uğradığı için yapım daha da zorlaşmış. Köprünün hemen ötesindeki müze verilerine göre köprünün her metrekaresi için 38 kişi ölmüş! Bugün köprünün karayla bağlantılı yerleri yosun tutmuş, tatlı bir yeşilliğe dönüşmüş. Raylar üzerinde çocuklar koşturmaca oynuyor. Altından akan su, tarihin akışına inat güzelliğini hiç bozmamış... Tabii insanoğlunun el attığı bölümler hariç! Kwai köprüsünü görmeye gittiğinizde, yaşı çok ilerlemiş, gözlerini bir noktaya dikmiş, öylece duran insanlar görürseniz... Bilin ki onlar, İkinci Dünya Savaşı’nın bu bölgedeki acılarını yaşamış kişilerdir! Gezekalın... Todalji ve 49 metre yüksekliğindeki en büyük bronz Buda heykelini de görerek devam ediyoruz. “Başkentlerin başkenti” anlamını taşıyan Kyoto’da, yürürken bile nezaketi hissedebiliyorsunuz. Uzakdoğu’nun gelişen dünyasını keşfetmeye devam ederken diğer bir mola yerimiz de Hiroşima. Yakın tarihte büyük bir trajedi yaşayan kentte ABomb Dome dışındaki tüm yapılar yeniden inşa edilmiş. Şehrin bugünkü görünüşü ise son derece modern. Fakat savaş izlerini her an yaşayabiliyorsunuz. Bunu özellikle “çocuk barış anıtında” daha çok hissediyorsunuz. 1955 yılında radyasyonun etkisi ile kansere yakalanan bir çocuğun; kağıttan (origami) bin turna kuşu yapılırsa kurtulacağına inanıyorlar. Ancak tamamlayamadan ölen çocuktan sonra okul arkadaşları bir kampanya ile bu anıtı yaptırıyor. Şehrin II. Dünya Savaşı sırasındaki rolünün anılarını yaşatan Peace Memorial Parkı’nı ve Müzesini ziyaret ediyoruz. Gezimizin 10.gününde Kyoto’dan 50 kilometre uzaklıkta bulunan Osaka’ya doğru ilerliyoruz. Osaka Kalesi, Imeda Bölgesi ve gökdeleni ziyaretinden sonra şehirde son bir alışveriş molası veriyoruz. Gördüklerimiz yaşadıklarımızla gidecek çok rotamız olduğunu bir kez daha anlıyoruz ve doğrusu bu kenti bırakmak hiç istemiyoruz. www.heytraveltrends.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle