Katalog

KÜLTÜR 11 Doğal olarak 2 bin 500 yıldır kesintisiz olarak yaşayan bir şehrin en eski bölümünde bu kadar büyük bir hafriyata girişirseniz, bir de ana ulaşım terminalini varlığı uzun zamandır unutulmuş antik çağın en büyük ticaret noktası Teodosius’un limanının üzerine kurmayı planlarsanız, binlerce, hatta milyonlarca parça tarihi eser çıkması gerekirdi ve de hepsi de çıktılar. Ek olarak da şu anda sayıları otuza ulaşan 711. yüzyıllara tarihlenen, çok iyi durumdaki Bizans tekneleri geldi. Bu konuyu American Archaeology Magazine’nin TemmuzAğustos 2007 sayısında, derginin editörü Mark Rose ile birlikte yazmıştık. Dergi İngilizce dilindeki, hem bilimsel özelliği hem de yayılımı gereği dünyanın en önemli, en çok okunan arkeoloji dergisi. Yazı çıkar çıkmaz hemen etkisini hissetmiştim. Birkaç ya yıncıdan epostalar geldi. Türkiye’yi tanıtmak için devletin yaptığı tüm çabalara rağmen Türkiye hala yabancı kuruluşların gelip film çekmekte zorlandıkları, bürokrasiye ayaklarının çok çabuk dolaştığı bu yüzden de gelemedikleri (ve de bizi tanıtamadıkları) bir ülke. Sanırım “onlar yaptıysa biz neden yapmayalım” inancı ile saldırmışlardı. İçlerinden en çok ilgimi çekeni National Geographic Televizyonu oldu. NGTV sadece televizyon karşısında “zap”larken takılıp aslanların aşk hayatını seyrettiğimiz bir belgesel kanalı değil, aynı zamanda kendimizi bildik bileli bize hep uzak diyarları çağrıştıran, macera kokusu saçan bir marka. Açıkçası heyecanlanmıştım. Mark Rose ile işlediğimiz Marmaray Kazıları ile ilgili konuyu televizyona aktarmayı istiyorlardı. [email protected] ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna [email protected] KAR FOTOĞRAFLARI Green Park Otelleri, kar fotoğrafları yarışması için, basın mensuplarını Kartepe’ye götürdü. Cumhuriyet Dört Mevsim Gezi dergisinden bu gezi için beni çağırmışlardı. İki gün süreyle Kartepe’de fotoğraf çektik. Karla insan buluşmasını yorumlamaya çalıştık… Başka bir dünyadaydım sanki. Yüzlerce insan, büyük bir mutluluk içinde kar üzerinde kayıyorlardı. İnsan ve kar ilişkisinin ruhsal sonuçlarını düşündüm. Anadolu’da kar hep beklenir. Tarım kesimindeki insanlar, “ Kar berekettir.” Derler… Bir de karın güçlüğüne katlananlar var. Aylarca yollar izler kapanır, hastalar yolarda ölür. Beyaz örtünün üstünde kayıp giden insanların yüzündeki fırtınaya dönüşmüş heyecan gerçekten insanı düşündürüyor. Yerlerde sürüklenen insanların kahkahalarına ne demeli. Ben fotoğrafçı gözüyle değerlendirmeye çalışayım. Karda ışık yansıyor, önce bunu hesaba katmalısınız. Düz ışıklar da duyguyu pek yakalayamıyorsunuz. Ters ışıkta, insan vücudunun kar üstündeki formları daha belirgin oluyor. Kayak yapan insanların fotoğraflarını çekerken eğer tümüyle netlik isterseniz, yüksek enstantane de çekim yapmalısınız. Bunu sağlamak için de İSO’yu yükseltmelisiniz. Normalde İSO’nun 100 olması gerekir, 400’e kadar çıkabilirsiniz. Daha yüksek ayalarda da fotoğraf elde edersiniz ama fotoğraflarınızın üzerinde noiz oluşur.