Katalog

JAPONYA 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr HOMEROS’UN VADİSİ... Kışın en soğuk günü kuzeye, Küçükkuyu’ya gitmeden önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’la sohbetteyiz. EXPO delegeleri, kentten bir gün önce ayrılmış. Ertesi gün CHP il kongresi var. Yoğun bir programın içindeyken Kocaoğlu sordu: “Homeros Vadisi’nin son halini gördün mü?” “Yok” dedim, “Ama birkaç kez haber yapmıştık...” “Gidelim o zaman” dedi, Oyan’ın da onayını alarak. Üç kişi Bornova sırtlarına doğru yola çıktık... Homeros Vadisi’ne ilişkin bilgilerim sınırlı. Bizim Serdar Ağır’ın yaptığı haberleri okumuşuz, anlattıklarını dinlemişiz, o kadar. Batılar Yunanlıların propagandasıyla farklı sanıyor ama biliyorsunuz Homeros İzmirli. Dünyanın, İncil’den sonra en çok okunan kitabı İlyada’nın yazarı, bizim topraklarımızın büyük bir değeri, Bornova çayının geçtiği vadide büyümüş. Bugünkü kent merkezine sekiz dokuz kilometre uzaklıkta sık sık geldiği bir mağarada da yazarmış. İzmir’in en önde gelen simgelerinden kısaca. Kocaoğlu, Homeros’un önemini kavramış. Bununla da kalmamış, Homeros’un adıyla, çok önemli bir projeyi yaşama geçirmiş... Kar yağmaya başladı. Kocaoğlu’nun kullandığı araç tepeleri aşıyor. Kayadibi Köyü’nü geçip, projenin başlangıç yerine ulaşıyoruz. Göletler kademeli biçimde, sıra sıra. Vadide beş bin ağaç dikilmiş, sayısız gölet oluşturulmuş, bazılarının yapımı sürüyor, gezi yolları, çevre düzenlemesi devasa bir yatırım kısacası... Doğrusu bu denli büyük bir proje olduğunu sanmıyordum. Şaşırmadım desem yalan olacak… Kocaoğlu büyük bir coşkuyla anlatıyor. Oyan da, ben de “İzmir’in yeni çekim merkezi yakında kentliyle buluşacak” diyen Aziz Bey’in heyecanını paylaşıyoruz. Kar, tipiye döndü, soğuğa aldırmadan yola devam... İş makineleri yeni göletleri hazırlıyor, taş, kaya toprak demeden. Abartısız söylüyorum, İzmir çok güzel bir mesire alanı kazanacak. Bir de Homeros’un bizim olduğunu anlatabilsek dünyaya... “Marka marka” diyorlar, işte marka!.. Panoramik gezimizde kısa bir alışveriş molasından sonra şehrin önemli bölgelerine geçiyoruz. Bunların başında Tokyo’nun Budist tapınaklarını görüyoruz. Tapınağın girişinde yöresel hediyelik eşyalardan; yukata adlı Japon yelpazelerini ve osenbei denen Japon bebekleri satan yerleri görüyoruz. Yolun sonuna doğru Asakusa Tapınağı mistik kokularıyla dikkat çekiyor. ?