Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ESTONYA 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr ÇİÇEK GİBİ BADEMLER Akşam saatleri... Acaba bu hafta nereyi yazsam? Hadi burada açıkça itiraf edeyim: Bir ilham perisi peşindeyim, sihirli değnekli. Derken.... Büromuzun Haber Müdürü Yusuf Özkan, “İyi akşamlar Ağabey” dedi, “Eyvalah...” Nereye? Köye... Dedi ve şimşek çaktı bende: “Bademler...” Yusuf’un köyü. İzmir’i bıraktı, köye yerleşti. Bir köy. Ama nasıl! Öyle, böyle değil. Güzelbahçe’den Seferihisar’a giderken yol üstü, olağanüstü! Yetiştirdiği çiçekleri, çiçek ülkesi Hollanda’ya ihraç eden. Çiçek gibi, ilklerin köyü.... Tiyatrosu, kütüphanesi, oyuncak müzesi, kooperatifi, yüzde yüzlük okuma oranıyla özel... Doğasıyla güzel.... Çalışkan, aydınlık insanlarıyla ayrıcalıklı... Sanata, müziğe, doğaya,emeğe, insana, dostluğa, dayanışmaya, Atatürk’e hayran bir köy.... Yoksulluk ve susuzluktan kıvranırken Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” kazanan ilk Türk filmi Susuz Yaz’ın çekildiği, kendi dramını oynayan köy... Okuma odasını 1932’de, 1933’te tarım kredi kooperatifini, 1960’lı yılların başında tarımsal kalkınma kooperatifini kuran köy. Bir sanat köyü... İzmir’de devlet tiyatrosu kurulmamışken, 1930 yılında “Yarım Osman”ı, 1936 yılı 23 Nisanı’nda Çeşmebaşı’nda “Çoban Memiş”i sahneleyen, 12 Kasım 1969’da imece usulü tiyatro binasını yapan köy. Gündüz çoluğu çocuğu, erkeği kadını, genci yaşlısıyla bağda bahçede çalışan, gece sahnede rol alan, ışıkçı, perdeci, dekorcu olanların köyü... Geçen ay Sera Tokay yönetiminde Suna Kan’ı ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nı ağırlayan köy... Necati Cumalı’nın yazdığı pek çok eserin ilham kaynağı, politikacı, kooperatifçi, halk adamı Mahmut Türkmenoğlu’nun köyü. Türkiye’nin ilk köy senatosu burada. Arkeolog Dr. Musa Baran’ın kurduğu Türkiye’nin ilk çocuk oyuncakları müzesi burada. Daha neler neler. Bademler’e yer yetmiyor, haftaya devam... olan 2. Osman biraz göbekli tasvir edilmiş bu tabloda. Estonya tipik bir kuzey ülkesi. Kış aylarında eğer güne başlamak için güneşin doğmasını beklerseniz günü kaçırabilirsiniz. Yaz aylarında ise kararmayan bir gökyüzü sizi bekler. Başkent Tallinn yaklaşık dört yüz bin nüfusuyla ülkenin en büyük kenti. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine aldığı kentin tarihi yapısını bozmamaya özen gösterilerek yapılan yeni binalar ülkenin modern yüzünü yansıtıyor. Tarihi yapıların birçoğu kireçtaşı kullanılarak inşa edilmiş olan Tallinn kentinin 15. yüzyıldan bu yana yüzde 80’inin korunduğu tahmin ediliyor. Tallinn’de bulunan RoccaalMare açık hava müzesini tarihi Estonya çiftlik evlerini ve değirmenlerini gezmek de olası. Karlı ve sert bir iklime uygun olarak yapılmış ve 300 yıldır ayakta olan ahşap evlerin çatılarında baca olmaması ise oldukça ilginç. Evlerin içindeki ocaklardan çıkan is ve duman, yıllar içinde ahşap duvarların kararmasına neden olmuş. Bacasız çiftlik evlerin içine girdiğinizde hafif bir yanık kokusu sizi karşılıyor. Ev içindeki duman çatıdan sızarak dışarıya çıktığı gibi, isin çok artması durumunda ev halkının dumandan etkilenmemesi için kapılar da açık bırakılırmış. Orta çağın bu ilgi çekici kentinde, mutlaka Olde Hansa‘ya gidip bir akşam yemeği yemenizi tavsiye edilir. Ballı biranın yanında damak tadımıza yakın et yemeklerinden yerken orta çağ müziği dinlemek istiyorsanız Tallinn’de gideceğiniz tek adres Olde Hansa olacaktır. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren kendinizi 500600 yıl öncesinden kalmış bir atmosferde bulacaksınız. Estonya’nın önemli turistik kentlerinden biri olan Par ?