23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 KÜLTÜR Belgeselcilerin yıldızı YENİKAPI Şengül Aydıngün erkesin bildiği gibi NaH tional Geographic televizyonu belgesel üretmek konusunda saygı duyulan bir marka. Hollywood ise tarihi gerçekleri filmlerinde doğru vermek çabası açısından çok iyi ünü olan bir kurum değil. Ancak yapımcımız Philip J. Day’i tanıdıkça gerçekleri en doğru şekilleri ile yansıtma konusunda çok samimi olduğunu fark ediyordum. Ve bir gün kamera geldi. Eğer göreviniz bir filme danışmanlık yapmaksa, bir gün mutlaka ortaya çıkacaktı ama gene de gelmesi her şeyi değiştirdi. Güneşli bir şubat günü, yazın Neolitik buluntuları yaptığım sahada, kendimi bu ürkütücü cihazın karşısında buldum. Yaz aylarında yüzlerce saat yaptığım araştırma işini rol gereği oynamak ve buluntularımı gösterip, İstanbul ve de dünya tarihi açısından neden önemli olduklarını anlatmam gerekiyordu. O günkü çekimler için yazın araştırmamda çalışan öğrencilerimi de çağırmıştım. Birlikte arama ve de bulma yapacaktık. Doğal olarak kızlar, kamera karşısına çıkacağını öğrenen her genç kızın yapacağı gibi, bakımlı, makyajlı, gayet güzel bir şekilde gelmişlerdi. Yazın birlikte olduğum, sıcaktan dili damağına yapışmış, yorgun, uykusuz, kir pas içinde kızlara uzaktan yakından bir benzerlikleri yoktu. Günün sonunda Philip çekimlerden çok memnun kalmıştı. Ben ise kahrolmuştum, tam da gerçek bir Hollywood yapımında olması gerektiği gibi, yaptığımız hiçbir rol bana gerçek gibi gelmemişti. Bütün bunların dışında aslında ana belgesel konusu Yenikapı kazılarıydı. Çekimlerin ağırlık noktası olan Yenikapı kazıları bize 7. yüzyıldan 11. yüzyıla dek uzayan bir döneme ait 30 Bizans gemisi sunmuştu. O dönem, bizim dünyamızın büyük olasılıkla en büyük limanı idi. Bu dönemin canlandırılması için mekan arayışına gidildi. Sadece bir hafta sonra Efes’te Agora’da durmuş çevremdeki faaliyete bakıyorum. Yıllardır bildiğim tarihi bir yer İstanbul’un Bizans dönemindeki canlı bir pazar yerine dönüşüyordu. Kameraman, kostüm tasarımcısı ve makyajcılar Los Angeles, Holywood’dan gelmiş, onların dışında 6. yüzyıl Bizans giysileri içinde dolananlar ve de pazar yerinde olması gereken hayvanları getirenler ve de kamera arkasında koşturan ışıkları yerleştiren, kameranın yürüyeceği rayları döşeyen, pazar yerini kuranlar ise İstanbul film endüstrisinin yıllanmış elemanları. Toplam sayımız yüz kişiyi bulmuş ve bir günlüğüne Agora’yı film çekimi için kiralamış durumdayız. Daha önceki iki gün içinde yerel ahşap kayıklar kamera hileleri ve basit giydirmelerle Bizans teknelerine dönüştürülmüş, Teodosius’un limanı canlandırılmıştı. Filmin montajı sırasında da arka plana 6. yüzyıl İstanbul’u eklenecekti. Ayrıca sıkı bir fırtına sahnesi yaratılıp bir tekne sözüm ona, batırılmıştı (Ama kaptanı gerçekten buz gibi suya düşmüştü). Ve arı gibi çalışan sanat ekibi tam da verdiğim resimlerdekine uygun bir şekilde daha birkaç ay önce bulduğum Neolitik köyü inşa et Fotoğraflar: Haldun Aydıngün
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle