02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KAPAK 7 GEZEKALIN Mustafa Balbay [email protected] PİRAMİTLERİN ALTINDA “Piramitler şöyle kurulmuştur: Önce kimilerinin bildirmelik, kimilerinin kurban kesme yeri dediği sahanlıklar üst üste sıralanmıştır. Bunlar yapıldıktan sonra taşlar kısa kesilmiş ağaçlardan yapılma makinelerle yukarıya çıkarılıyor. Bu makine taşı yerden alıp birinci sahanlığa bırakıyor. Bu sahanlıkta da bir makine var. O makine taşı alıp ikinci sahanlığa çıkarıyor. Orada bir vinç var. Ne kadar sahanlık varsa o kadar makine var... Böylece ilk yapılan yer piramidin tepesi oluyor. Sonra bir alt bölüme iniliyor. En son taş, yapının en altına, toprağa en yakın olan yerine yerleştiriliyor. Yapı boyunca işçiler ne kadar turp, ne kadar soğan, ne kadar baş sarımsak yemişler, piramidin üzerinde bunları gösteren ve Mısır harfleriyle yazılmış yazılar vardır...” Herodot, İsa’dan önce beşinci yüzyılda kaleme aldığı dokuz ciltlik tarih kitabının, tümünü Mısır’a ayırdığı ikincisinde piramitlerin yapımını böyle anlatıyor. Yazı aramızda ben kendi kendime “tarihte kimin yerinde olmak istersin” sorusundan çok, “kimin çırağı olmak istersin” sorusunu sorarım. Onlardan biri Herodot’tur... Dolaştığı yerlerle ilgili öylesine ilginç bilgiler, ayrıntılar veriyor ki... Mısır gezimi de hayalimce Herodot’un cebinde yaptım desem, yeridir. Piramitler bölümünde bol bol yürüdüm, durdum, yürüdüm... Keops, piramitlerin en büyüğü. Yapımına İsa’dan önce 2790’da başlanmış. Kefren ve Mikerinos, onun yanında koç karşısında merinos gibi! İnşa edildiğinde 146 metre yüksekliğindeymiş, bugün 137 metre. Herodot ustamın dediğine göre yapımında 2 milyon 300 bin blok taş kullanılmış. İnşaatta çalışan işçi sayısı 100 bin kadarmış... Keops’un etrafında turladıktan sonra bir kişinin belini iyice eğerek girebileceği bir delikten 5060 metre kadar yürüyüp, piramidin kalbine girdim. Karanlık mı karanlık, mezar bölümüne gelince elindeki yarı ölü fenerle gelenleri karşılayan bir Kahireli gülümsedi. Karanlığın ortasındaki koyu teni, sarı dişlerini nasıl beyaz gösteriyor... Ortası mezar oyuğu, çevresi Mısır yazılı blok taşlarla örülü odada soluklanınca elim doğal olarak fotoğraf makineme gitti. Görevli fenerini sallaya sallaya uyardı: “No foto!” Burada resim çekilmez mi? Nedenini sordum, söylemiyor... Tek bildiği “no foto”... Taş duvardaki yazıların fotoğraf çekmelerden etkilenmediğini Mısır gezimin öteki bölümlerinden biliyorum... “No foto”yu gülümseyerek söyleyince, uyandım... Hemen cebimde bu tür durumlar için ayırdığım Mısır liralarının bulunduğu bölüme el attım. 2025 Mısır lirası çıkarıp gülümseyerek sordum: “Yes foto...” O da gülümsedi: “Yaaa, yes foto...” Böyle bir yere gelip fotoğraf çekememe endişesinin ardından, deklanşöre en keyifli bastığım anlardan biriydi... Gezekalın... ra el sanatları satış merkezi haline gelen tarihi Yemeniciler Arastası ve çevresindeki dükkanlarda Safranbolu’ya özgü hediyelik eşya satılıyor. Safranbolu tarihi eserleri ve evlerinin yanı sıra ilgi çekici doğal güzelliklere de sahiptir. Yoğun orman alanları, kanyonlar ve vadiler piknik yapmaya elverişli olduğu kadar yürüyüş, tırmanma ve bisiklet gibi diğer turistik etkinliklere de olanak sağla maktadır. Kentin dışında insanı etkileyecek, gezilip görülecek çok güzel yerler var. İncekaya su kemerlerini mutlaka görün. Görsel açıdan muhteşem. Kente on üç kilometre uzaklıktaki Yörük Köyü, açık hava müzesi niteliğinde. Yörük Köyü’nü görmeden, Hıdırlık tepesine çıkmadan ve yöresel yemekleri yemeden dönmeyin. Safranbolu’yu yaşamakla öğrenir insan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle