Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman yhacisuleyman@yahoo.com Turizm Uzmanı 12 İSVEÇ DOLAPDERE MOSKOVA’DA Türk turizminin en büyük sorunlarından biri de henüz sezonluk olmaktan kurtulamamasıdır. Turistik yatak arzımızın bulunduğu kıyı şeritlerimizde, çeşitlilik artırma yönünde henüz fazla bir çaba gösterilmediğinden, denize girilebilen aylarda ülkemize gelen misafirler, kış aylarında başka ülkeleri tercih etmektedirler. Bir bakıma doğal görünen bu tercih, Mısır’ın cazip fiyatlarla piyasaya girmesinden bu yana, Türkiye’nin ekim, kasım ve mayıs aylarını yavaş yavaş alıp götürmektedir. Özellikle Batı Avrupa’dan gelen turist sayısındaki yerinde saymalardan sonra Rus pazarı ile hayat bulan Türk turizm sektörünün, bu aylardaki kayıplara uzun süre dayanması mümkün görünmemektedir. Mısır’ı tatilleri için tercih eden Rus misafirlerin sayıları her yıl artmaktadır. Mısır turizmi deyince aklınıza tabi ki hemen piramitler gibi kültürel ve tarihsel dokular geliyor olabilir. Ancak Rusların tamamı ve Batı Avrupalıların çoğu, aslında Sharm El Sheikh ve Hurgada gibi deniz turizminin merkezlerinin gidiyorlar. Bu gelişmeleri yakından takip eden turizmciler geçen hafta Moskova merkezinde “Antalya Moskova’da” adında küçük bir çalıştay ve ardından güzel bir gece düzenlediler. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından organize edilen bu çalışma, belki de bugüne kadar Rus Pazarı‘nda yapılan en önemli çalışma niteliği kazanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın da desteği ve katılımı ile bir araya gelen Anextur, Coral Travel, Mostravel, Pegas Touristik ve Tez Tur adlı en büyük tur operatörleri ile 26 beş yıldızlı otelin amacı, kış aylarında da ülkemize turist akışının devamını sağlamaktı. Bin seyahat acentesinin katıldığı bu çalışma, umarız ülkemiz turizmi adına yararlı olmuştur. Gecenin devamında sahne alan bir müzik grubunu ilk kez dinleme ve görme şansım oldu. “Dolapdere Big Gang” grubunun yarattığı müzik türü için ben bir isim bulamadım ama bu müzik sektörünün ileri gelenleri eminim ki bir isim takmışlardır bu türe. Batı Pop Müziği’nin oryantal tarzı sunumu, müthiş kıvrak bir sentez oluşturmuş. Bu müziği duyanlar kesinlikle yerlerinde duramazlar bu kıvraklığı bedenleri ile az veya çok eşlik ederler. Grubun solisti Emir Yeşil’in şarkılardaki mükemmel yorumu, olağanüstü bir sempatikle beraber birleşince bu grubun bir tanıtım elçisi olması gerekliliğine inandım. Anadolu Ateşi’ne gösterilen ilgi ve desteğin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca bu gruba da gösterilmesi son derece yerinde bir karar olacaktır. Sanat ve turizm her zaman birbirini tamamlar. farklı olan, dünyanın çeşitli yerlerinden sanatçıların tasarladığı süit odalar var. Gün içinde istediğimiz gibi yataklara uzanıp keyfini çıkarabiliyoruz. Yataklar buzun üzerinde ve üzerimizi örtmek için geyik derisi mevcut. Tüm otelin sıcaklığı eksi beş derecede sabit tutuluyor. Otelde kalanlara kaldıkları süre boyunca özel tulumlar veriliyor. Misafirler, donmasını istemedikleri eşyalarını buz otelin dışarısındaki emanet bölümüne bırakabiliyorlar. Çoğu ziyaretçi bir gece buz otelde, bir gece de aynı işletmeye ait normal otelde kalıyor. Böylece donmuş gölden balık avlama, kar motosikleti kullanma, husky köpeklerinin çektiği kızaklarla tura çıkma gibi imkanların hepsinden faydalanmış oluyorlar. Rehberden çeşitli bilgiler alıyoruz. Her kış sonunda, otelin bulunduğu yerden geçen donmuş nehirden buzlar büyük kütleler halinde kesilip alınıyor ve dev buzhanelerde saklanıyor. Bir sonraki yıl kış başında bu buzları kullanarak oteli yeniden, yepyeni bir mimari ile inşa ediyorlar. Aralık ayında kapılarını açan otel, nisan ayı ortasında ziyaretçilere kapatılıyor ve sonrasında eriyerek, geldiği yere, Torne Nehri’ne karışıyor. Bu nehirden elde edilen yüksek kaliteli buzu ve buzdan içki bardaklarını birçok ülkeye ihraç ettiklerini de öğreniyoruz. Otel sadece odalarıyla sınırlı değil. İçkilerin buz bardaklarda servis edildiği, buzdan masalarda oturabildiğiniz bir “Buz Bar” var. Otelin hemen yanındaki “Buz Kilise”de her sene yüzlerce çift evleniyor. “Buz Tiyatro”da ise Shakespeare klasiklerini bembeyaz bir ortamda izlemek mümkün. Kiruna’da “soğuk” olmayan etkinlikler de var. Dünyanın en büyük demir madenine düzenlenen turlar ile yerin 540 metre altına inebilir, ya da Uzay Üssü’nü ziyaret ederek farklı tecrübeler edinebilirsiniz. enginkaban@yahoo.com