01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İSTANBUL 21 nü’nün hareketliliği, canlılığı, meydandaki insan akışının etkisidir belki. Galata Köprüsü’nde balık tutanlar bile, teknelerden yayılan koku ile oltalarına takılacak balığın ızgaradaki düşünü yaşıyor. Yarım ekmek arasına soğanla giren turist Norveç palamutları lezzetini merak ederseniz anlatayım. Önceden mevsimlik balık kullanılıyordu. Şimdi ise yurt dışından Norveç veya Portekiz’den gelen büyük deniz balıkları gibi palamut balığı da dondurularak getirildiği için tazeliğini yitiriyor. Genç, yaşlı, çoluk çocuk tek solukta yediğine göre lezzeti kötü de sayılmaz. Yüzlerce kişinin itişip kakıştığı meydanın öbür yanına bakıyorum. Kimi simitçilerin kimi turşucuların, kimi de su satan satıcıların başında. Açık hava lokantası gibi koskoca Eminönü Meydanı. Kuş yemi satan satıcılar da azalmış tekneler gibi. Onlara da birkaç tezgah verilmiş. Tezgah sahiplerinden Fadime ile Halise teyze bu durumdan memnun. Fadime teyze “elli kuruş, elli kuruş” diye çevreye keyifle sesleniyor. Eminönü’nün daimi pozu olan Yeni Cami önündeki güvercinli pozlar hiç eskimiyor. Güvercine yem atarken, güvercinler ve cami, güvercinlerin peşinden koşan çocuklar gibi pozlar hem turistlerin hem bizim vazgeçilmezimiz. Cennetten koku transferi Caminin avlusunda, kokular satılan tezgahtaki şişelerin adları ilgimi çekti, cuma rüzgarı, ruh el musk, zemzem, dua el cennet, münevvere, azzaro, cennet ül baki, cennet ül naim, zehretül haliç, Mekke geceleri, altın damla, doğal cennet kokuları, buram buram üzerimize sinen balık dumanından sonra bize iyi geldi. İşte 2007 Eminönü Meydanı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle