Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna tunaturgay?yahoo.fr 10 KÜLTÜR KULELİ ASKERİ LİSESİ Türkiye’nin gururu Kuleli Askeri Lisesi, İstanbulluların gönlünde taht kurmuş okullardan biridir. Kuleli’nin ulusal bayram günlerinde Taksim Meydanı’nda ya da Vatan Caddesi’nde borazantrampet takımları ile yeri göğü inleten nameleri, ulusal duyguların şahlandığı yüreklerde bu okula duyulan coşku dolu sevgiyi daha da perçinler. Kuleli Askeri Lisesi’nin, gelişmiş kimi batı ülkelerinin kendi dengindeki askeri okullarından farklı bir yanı vardır. Kuleli öğrencisi aldığı çağdaş eğitimin yanı sıra Atatürk’ün laiklik ilkeleri yolunda, gerektiğinde vatan için kendini feda etmesini öğrenir. Boğaziçi’nin en görkemli yapıları arasında yer alan, önceleri bir süvari kışlası olarak kullanılmış Kuleli’nin tarihi II. Mahmut dönemine kadar gitmekte, Kırım savaşı sırasında kışlanın yanı sıra hastane olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Günümüzde yükselen ampir üslubundaki muhteşem bina, “Şeref Kapısı” üzerindeki kitabede de yazılı olduğu gibi, Abdülaziz döneminde yaptırılmış, daha sonraki yıllarda Çinili Köşk Müzesi Şengül Aydıngün Fotoğraflar: Haldun Aydıngün stanbul’un fethinden İ yaklaşık yirmi yıl sonra Fatih Sultan Mehmet Topkapı Sarayı’nın bahçesi içinde kendisine bir dinlenme köşkü yaptırır. Böylece İstanbul’daki en eski Osmanlı sivil mimarlık örneklerinden birisi 1472 tarihinde ortaya çıkar. Çini kaplı dış cephesinde 14 mermer sütun ve sivri kemerleri ve içteki sofa oda düzenlemeleriyle, köşk, ciddi anlamda Selçuklu mimarisi izlerini taşımaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in Çinili Köşk’te kaldığı dönemde kullandığı odanın içinde bir çeşme yer alır. Bu çeşmenin sultanın ihtiyaçları yanında devlete ait önemli konular konuşulduğu sırada akıtılarak içerdeki konuşmaların dışardan duyulmasını engellemesi amaçlanmıştır. Uzun yıllar sarayın bir bölümü olarak hizmet veren yapı, 1875 yılından sonra Müzei Hümayun yapılan ilavelerle genişletilmiştir. Denizden görülen binanın arka tarafı, eski kışladan kalmış büyük bir avluya ev sahipliği yapmakta ve binadan avluya giriş kemerli bir kapıyla sağlanmaktadır. Beşer katlı, sivri külahlı iki kule ve cephe tarafındaki “Şeref Kapısı” üzerinde yer alan Hünkar Kasrı, Kuleli’nin mimari görkemini yükselten en önemli özellikleridir. İstanbul’un işgali döneminde, İngiliz işgal kuvvetleri komutanlığı tarafından binaya el konularak, buraya Ermeni göçmenler yerleştirilmiş, okul öğrencileri de bir dönem Kağıthane’de kurulan geçici ordugahta, bir dönem de Maçka’daki karakol binasında eğitimlerine devam etmişlerdir. Kurtuluş Savaşı sonrası, Türk ordusunun İstanbul’a girmesiyle birlikte şanlı okul yeni baştan eğitim vermeye başlamıştır. Atatürk’ün de eğitim programları üzerinde titizlikle durduğu Kuleli’de okuyup feyiz almış ünlüler arasında Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Ömer Seyfettin, dünyaca ünlü doktor Hulusi Behçet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Aziz Nesin, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay gibi isimler yer almaktadır. Kuleli’nin adı fazla bilinmeyen ünlüleri arasında yer alan bir isim de, bu okuldan mezun olmuş ve bu okulda uzun yıllar tarih dersleri vermiş olan Şefik Can’dır. Şefik Can’ın kaleme almış olduğu Klasik Yunan Mitolojisi, bugüne dek Türkiye’de yayımlanmış ve birçok baskı yapmış, anlatımı en güzel, en akıcı mitoloji kitabı olmuştur. (İmparatorluk Müzesi) olarak kullanılmaya başlanır. Bunun nedeni 1846 yılından itibaren Aya İrini’de toplanan müzelik eserlere yeni bir yer aramaktır. Çünkü Aya İrini 1869’da Müzei Hümayun adını alarak iyice büyümüş ve zamanla sergi mekanları yetersiz kalmıştır. Öncelikle arkeolojik nitelikteki eserler dönemin müze müdürü Dr. Dethier tarafından Çinili Köşk’e taşıtılır. Köşk Müzei Hümayun’un bir bölümü olarak, Osman Hamdi Bey’in mimar Vallaury’ye yaptırdığı yeni müze, şimdiki Klasik Arkeoloji binasının 1891’de açılışına kadar göreve devam eder. Osman Hamdi Bey bu yapıyı resimlerinde birkaç kez dekor olarak kullanmıştır. Çinili Köşk Müzesi, 1953 yılında Türk ve İslam eserlerinin sergilendiği Fatih Müzesi adı altında ziyarete tekrar açılır.1981 yılında konumundan ötürü İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne dahil olur. Son yıllarda yeniden düzenlenen müzenin özelliklerinden