24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr KIYIDA… İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı’nda, Tekirdağ’da çalışan, emekliliklerine birkaç yıl kalmış öğretmen çift yanıma geldi. “Sizin yüzünüzden Altınoluk’tan ev aldık, emekliliğimizi Kazdağları’nın eteklerinde geçireceğiz. O güzelliklerin kaybolmaması için mücadele edeceğiz...” Ege’nin İmbatı, Kazdağları’nı adres göstermiş onlara. Sevindim... Yazılardan tanış olduğunuz bir okur daha sordu, “Ege’de nereye yerleşsek?” diye. Düşündün, nereyi önersem diye. Ege’nin o denli güzel beldeleri, kasabaları var ki. Hangisini söylesem, bilmem... İnsanın yaşama bakışıyla, beklentileriyle ilgili olmalı daha çok. Ne istiyoruz? Günlük koşuşturmaların biriken ve artık dayanılmaz hale gelen yorgunluğu mu? İlkinden farklı, hayal kırıklıklarını aşan ikinci bir hayat mı? Sakin, kalabalıktan arınmış bir dönem mi? Kendi başına kalmak, bir kaçış, yalnızlık arayışı mı? Bahçesinde domates, biber, ekilecek, çiçekli bir taş ev mi? Yeni dostlar, arkadaşlar arayışı mı? Yeni heyecan arayışları mı? Geçmişi temize çekme hesabı mı? İlişkileri ve tüm yapısıyla kent kirliliğinden arınmak mı? Her sabah uyandığında dağları görmenin özlemi mi? Ormanın uğultusunu da duyacak bir yamaç mı? Büyük bölümü sakin, ama belirli ölçülerde toplumsal yaşamı paylaşmak mı? Her sabah mavi bir huzurla uyanmak mı? Deniz kenarında balık tutar gibi yapmak mı? Bir sandal keyfi mi? İşten güçten arınmış bir zamanda, resimle uğraşmak mı? Sevdiğine, sevdiklerine daha büyük özen gösterme isteği mi? Kütüphanede yıllardır el değemeden bekleyen kitapları okuma fırsatı mı? Liste uzar, gider... Gerekçeleri birbirinden farklı olsa da büyük kentlerden kaçmak, doğaya yakın yaşamak isteyenlerin sayısı giderek artıyor. Geçim, iş güç, çoluk çocuk derdi olmasa genç yaşlarda bile küçük sahil kasabalarında yaşama eğilimi yükseliyor. Ben ne istiyorum acaba? Karamüezzinler köyü sınırları içinde yer alan Acarlar Longozu (Gölü), İğneada ormanlarından sonra ülkemizin ikinci su basar ormanlarını ağırlar. Sakari’nin 67 kilometre batısına kadar uzanan ve kış yağmurları ile sulara gömülen orman, yaz kuraklığında gerçek kimliğine döner. Longozun taban seviyesinde ise su menekşesi, dişbudak, nilüfer yaşar. Yöre, sulak olduğundan kuş cenneti sayılır. Acarlar Gölü nemli bir yol uğrağı; gerek Karasulu beyler gerekse Denizköy sakinleri orman balıkçılığı yaparak bu noktada dinlenir. Kimi deniz memleketlerimiz, orijinal konumunu terk ederek iç karaya doğru kaçmaya başladı. Karasu’da tersi bir durum söz konusu; sırtını dağa yaslayan ve sahile uzak eski ilçe, zamanla denize doğru gelişmiş. Ve iki yakası, ortadan geçen anayol ile bıçakla ayrılmış gibi. Denize sıfır pansiyonların ve Ekşioğlu Otel (Otel Karasu)’in önünde uza nan sahil yolu, Gelibolu’nun sahil parkuruna benzer. İlçe halkı yüzyılların geleneğini sürdürür; Hicran, Hercai Hanımlar, Hilmi Bey gibi konuk severler sadece “hoş geldiniz” demekle kalmaz evlerine buyur ederler. Yenimahalle’de denize dökülen Sakari, bulanık akar burada, kara bir su yani!. Ancak hala önemli bir ekonomik kaynak. Yenimahalle, Karasu’nun en uzak mahallesi. Balıkhaneleri ile nehir girintisine yerleşmiş. Liman Başkanlığı’nın da bulunduğu Arnavut kaldırımlı İpsiz Recep Caddesi’nin sonunda, bir düzen içerisinde konuşlanmış olan balık lokantaları ve önlerine park etmiş takalar ve tekneler, mırnav takımının ekmek kapısı olagelmiş. KarasuKandıra arasındaki köy bakkallarında hatta benzinliklerde, manda kokulu Kandıra yoğurdu satılır. Adapazarı çıkışında ise AkyazıAnkara istikameti takip edilerek betonarme evlere doğru yol alınır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle