Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KAPAK Puslu dağların coşkun sularında DOĞU KARADENİZ Fotoğraflar: Ayhan Altun Lütfi Özgünaydın onbahar da, Doğu KaradeS niz yaylaları anlatılamaz. Renkler, senfonik bir müziğe koşuttur. İnsan bu doğal renklerin önünde heyecana kapılıyor. Ayhan Altun’un muhteşem fotoğrafları ile, Doğu Karadeniz’de sizi biraz gezdirmek isterim. En doğudan başlarsak, Şavşat başlı başına muhteşem bir mekandır. Ormanın renkleri her an inip kalkan sisin içinde çıkıp gelir ve insanı şaşırtır. Şavşat’ta sadece doğanın renkleri değil, dağlardan kopup gelen duru derelerin suyu da insana heyecan verir. Renklerin arasından köpük köpük buz gibi sular iner aşağı. Şavşat’ta, ve Borçka’daki iki Karagöl ise sonbaharda anlatılamaz. Masmavi suyun üstüne renk renk ağaçlardan dallar uzanır. Borçka derelerinin kıyısından Karadeniz’e inmek gerek. Hırçın dalgalara bakarak sarp kapısına kadar gidip sonra dönmenizi öneririm. Kıyının güzelliklerine bakarak, heyecanını yaşamı izleyerek, Rize’nin Çam lıhemşin ilçesinde Fırtına Deresi uzunca konaklayıp gezeceğiniz bir başka mekandır. Çamlıhemşin’den dere kıyısından yukarılara doğru giderken suyun ormanla nasıl bütünleştiğini bu ikilinin nasıl da birbirine yakıştığını görürsünüz. Fırtına Deresi bir yerde ikiye ayrılır. Birisi Ayder’e çıkar dereyi izleyip giderseniz. Burası Çat Vadisi’dir. Ayder’de ilk görünen Gelin Tülü Şelalesi yörenin sembolü olmuştur. Şelaleden yukarı yaylalara çıkılır. Bu yön çok bilinir ve herkes Ayder’e gider. Oysa Çat Vadisi çok daha özgündür. Yol, bir Maçka Trabzon derenin kıyısına iner bir yukarılara çıkar. Dere hep yanı başınızdadır. Güzelliği şaşırtır, sesi yoldaş olur size. Bu derede Zil Kalesi yol üzerindeki tarihi mekanlardan birisi. Burayı takip ederek Elevit Yaylası’na kadar gidebilirsiniz. Yol, bir günde gezilemeyecek kadar uzun. Yol üzerindeki Cancik Otel, otantik bir mekan. Yaz sıcağında bile, yün yorganlara sarılıp yatarsınız. Sabaha kadar su sesi eksik olmaz kulaklarınızdan. Öğlen yemeğiniz için hazırlıklar öncesinden yapılmıştır. Kazanda her dem hazır olan, kaynayan tereyağına alabalıklar atılır. Sofra hazırdır. Çat Vadisi’nin güzelliği anlatılamaz. Bu vadide yaşayan insanların doğa ile ilişkilerinin sonuçları da çok ilginçtir. Doğayı bozmadan sevgiyle yaşar insanlar burada. Kış çok çetin geçtiği için insanlar kıyıya iner. Rize’de 16. yüzyıl İslam Paşa Camii ile Ceneviz Kalesi’nin kalıntıları mutlaka görülmelidir. Tüm yörenin harika panoramik manzarası Ziraat Parkı’ndan gözlemlenebilir. Atatürk Müzesi olan Mehmet Ma Zigana Geçidi Trabzon