22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KAPAK 5 daha küçük teknelerle ama yaklaşık yirmi dakikada tamamlanan yolculuk Halime Hatun Kümbeti’nin karşısından kalkan teknelerle daha uzun sürüyor ama tekneler daha büyük ve daha güvenli. Gölün üzerinde yaklaşık bir saat süren gezi de çok keyifli oluyor. Her iki iskele de Van şehir merkezine yaklaşık 40 kilometre mesafede bulunuyor. Son zamanlarda karadan ulaşım yolu özel mülkiyetin içinde kalan Çarpanak Adası’na da Çitören Köyü burnundan tekneyle gidilebiliyor. Akdamar Adası, bölgenin badem ağacı yetişen tek bölgesidir. Bu adada, 10. yüzyıla tarihlenen kiliseye ev sahipliği yapar. Çarpanak Adası’nda da, St.Jean adına ithaf edilen Ctouts Manastırı vardır. Van Gölü’nün sodalı suyunda, endemik yani yalnızca bu gölde bulunabilen bir balık türü olan inci kefali yaşar. Ne yazık ki son senelerde bu balığı da yeterince değerlendiremiyoruz. Gölün kirlenen suyunda azalmaya başlayan inci kefali, ne yazık ki üremek için gittiği dere yataklarından dönüşte, köylülerin tarlalarını sulamak için suları çekmesiyle geçecek yer bulamadığından telef oluyor. Ayrıca aşırı avlanmanın da çok önemli bir tehdit oluşturduğu da biliniyor. Her şeye karşın yaklaşık 45.000 ton olan toplam ülke iç balık üretimimizin 15.000 tonu bu gölde tutuluyor. Mayıs ve haziran aylarında bölgedeki akarsularda inci kefalinin üreme göçü izlenebiliyor. Van mutfağında inci kefalinin ızgarası, buğulaması çok seviliyor. İçki masalarında ayran aşı ve İnci Kefali en aranılan yemekler olmaya devam ediyor. Van’dan Gevaş’a doğru giderken, şehrin en önemli sayfiye merkezi olan Edremit’ten geçersiniz. Burada göl kıyısın Van Kalesi Van Gölü’nde gün batımı da çok sayıda ev, kamping, dinlenme alanı ve iki tane de otel vardır. Edremit civarından ayrılan Çatak yolunu alırsanız Ganisipi Çağlayanı’nı görebilirsiniz. Burada sular yaklaşık 100 metre yüksekten dökülür. Yeni bir yol açıldığı için artık şehir merkezinin Bahçesaray ile olan bağlantısı da kış aylarında kardan dolayı kesilmiyor. Gevaş’taki 14. yüzyıldan kalan Selçuklu Mezarlığı’nı ve son yıllarda restore edilen Halime Hatun Kümbeti’ni görmeden geçmeyin. Kümbet, son senelerde restore edilmiş ama mezarlığın bakımlı olduğu söylenemez. İlçenin içindeki İzzeddin Şir Camisi de vakti olanların mutlaka görmesi gereken bir yapıdır. İki renkli, düzgün kesme taşlar kullanılarak inşa edilen cami de son senelerde restore edilmiş. Van kedisi Van yöresinde, kediye “pişik” denir. Bu bölgede insanlar kediye, avcı veya süs olarak değil, dostları ve ailelerinin bir bireyi olarak bakarlar. Şehrin insanın hayatında Van kedisi ile ilgili türküler, maniler vardır. İşte bu türkülerden bir tanesi. Van Kedisi’nin uzun, beyaz, yumuşak tüyleri vardır. Vücudu uzun, kuyruğu kabarıktır. Cana yakındır, temizdir, oyun oynamayı çok sever. Sahibine çok bağlıdır. Ayrıca her kedi gibi çok hisli ve alıngandır. Eğer kovulursa bir daha geri dönmediği bile söylenir. Van Kedisi’nin en önemli özelliği farklı göz renklerine sahip olmasıdır. Van kedileri, göz renk lerine göre üçe ayrılır; her iki gözü mavi, her iki gözü kehribar (sarı ve tonları), tek göz (Bir gözü mavi, bir gözü kehribar) Van Kedileri, aynı ortamı paylaştıkları kümes hayvanlarına saldırmazlar. İnsanlarla birlikte yaşamayı severler. Suyla oynamayı ve yüzmeyi seven tek kedi türüdür. Kedicik, eve girerken ayaklarını bile silermiş. Van Kedisi’nin özellikle erkeği çok güzeldir. 100. Yıl Üniversitesi’nde çip takarak kardeş kedilerin çiftleşmesini önlemeye ve Van Kedisi soyunun bozulmasını engellemeye çalışıyorlar. Van şehrinin dışında bu kedilerin yaşayamadığını söylüyorlarsa da ben iyi bakıldıkları taktirde her yerde yaşayabileceklerini düşünüyorum. demirdurak@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle