Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAPAK 7 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr BEYRUT’TA GÜN BATIMI Yaşamla ölümün kol kola olduğu kentler sıralamasında listeye girmesi kesin yerlerden biri Beyrut olsa gerek. Hakkında çok şey okuduğum bir kente geldiğimde, genellikle yabancılık çekmem. Şaşırtıcı şeylerle de karşılaşmam. Zaten o kentte, o ülkede nelerle karşılaşabileceğimi bilirim... Hazırlıklıyımdır... Ama Beyrut öyle olmadı. Cıvıl cıvıl bir yaşam... Savaşta ölenlerin duvarlardan taşan fotoğrafları... Lüks araçlarla dolu bir otopark... 1950’den kalma aracını bağırta bağırta süren bir kişi... Balkonları, pencereleri, her tarafı ayrı bir işçilikle, özenle yapılmış evler... İç savaşın en acımasız günlerinin yaşandığı1980’li yıllardan kalma yıkık bir sokak... Tabii bir de güvenlik! Hamra Caddesi ile çevresindeki yollardan deniz kıyısına ulaşmak 20 dakikalık bir yürüyüş... Cadde boyu 5 güvenlik noktasından geçmek gerekiyor. Manara’dan Akdeniz kıyısına iniş ise tam bir Ege keyfi! isterseniz Altınşiş (0.424. 212 29 64) ve Baranlar (0.424. 266 32 15) lokantalarına uğrayın. seferleri yapılıyor. İlin en önemli karayolu bağlantısı; Ankara, Kayseri, Malatya üzerinden gelerek, Tunceli ve Erzurum’a giden yol. Günün her saati Elazığ’a otobüsler kalkıyor. Elazığ; İstanbul’a 1221, Antalya’ya 1064, Ankara’ya 770, Malatya’ya 101, İzmir’e 1320 kilometre uzaklıkta. Ulaşım Elazığ, demiryolu ve havayolu ulaşımına da sahip. Keban Barajı’nın yapımıyla Elazığ’ın bazı ilçeleri ve komşu illere bağlı ilçeleriyle Keban Baraj Gölü’nden feribot Hani Ege’nin Martında, Ekiminde denizden, soğuk ama insanın içini ısıtan bir rüzgar eser... Öylesine şiddetli, serin ve iç ısıtan rüzgarla sarmaş dolaş deniz kıyısına inerken, hüzün veren yıkıntıları görmemezlikten gelmek olanaksız. Zira bağırıyorlar, nasıl duymazsınız! O yıkıntıların hüznü içimi doldururken, balkonlarında ağaç yetişen binalar gözümü aydınlattı. Tabii bir de deniz... Beyrut sahillerini ‘savaş yaşamı durdurmadı’ yazılı fotoğraflardan anımsıyorum. İç savaşın çok yoğun olduğu dönemlerde çekilen bu fotoğraflar gösterişli Beyrut gençlerini sayfalara taşırdı. Sahil yolu aynı zamanda Beyrutluların spor yeri. Karşıdan gelen her 34 kişiden biri eşofmanlıydı. Kıyıda yürürken dev dalgalara dikkat etmek gerekiyor. 56 metreyi bulan dalgalar duvarı döverken birden kaldırımı sulamaya başlıyor. Beyrut için ne denir? Ortadoğu’nun Paris’i! Kıyı şeridinin en güzel bölümlerinden birine Paris Bulvarı adını verip bunu tamamlamışlar. Bulvardan Beyrut Limanı’na doğru ilerlerken arkamda güneş batıyordu. O güzelim kızıllığını irili ufaklı Beyrut yapılarının üzerine döken güneş, çok bekletmeden bütün renklerini toplayıp kayboluverdi. Limana ramak kala, kentin iç kesimlerine giden caddelerden birine girdim. Yıkık bir yapının duvarlarını Hizbullah lideri Nasrallah’la Humeyni’nin yan yana asılı resimleri dolduruyordu. Az ötede bir güzellik salonun ışıkları genç kızları içeri davet ediyordu! Gezekalın!