Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MİLAS 13 GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com YÜKSELEN PAZAR RUSYA Yıl 1994... Türk turizm tarihinde yeni bir sayfa açılıyor. Rusya’dan ilk “charter” uçaklar Antalya Havaalanı’na iniyor ve ilk Rus tatilciler Akdeniz’in sıcak güneşi ve denizi ile tanışıyor. Aslına bakarsanız tanışan yalnızca güneş ve deniz değil, Türk insanı ve Rus insanı da, Osmanlı ve Çarlık Rusyası arasında aralıklarla da olsa yüzyıllar süren savaşlar dışında, bugüne değin birbiriyle hiç bir geliş gidişi olamamış ve birbirini deyim yerindeyse oluşan bu turizm köprüsü ile ilk kez tanıma fırsatı bulmuşlardır. Bu tanışmada hemen bazı ortak özelliklerimiz kendini belli etmiştir. Yemeği, içmeyi ve eğlenmeyi seven, dostluğa değer veren ve misafirini iyi ağırlamayı bilen iki halkız. En sevdiğimiz içecek olan “çay”ın adı onlarda da çay. Herhalde bu nedenle olsa gerek Rusya’ya gittiğimizde en kolay anlaşılır sipariş olduğu için Türkler olarak hep çay içeriz. 1990’lardan sonra Rusya’da ekonomik ve sosyal hayatta daha önce anlatılsa kimsenin aklının almayacağı kadar büyük değişiklikler yaşandı. 150 milyon nüfuslu bir ülke baştan aşağı yeniden yapılandı ve yabancı sermaye için yeni bir dev pazar halini aldı. Bu sermaye ve yatırım akışından kırsal kesimlerde yaşayan yüzde 73 oranındaki halk fazla bir pay alamazken özellikle şehirlerde yaşayan ve çalışan kesimlerde gelir ve refah düzeyi arttı. Son yıllarda petrol fiyatlarındaki artışlar ülke ekonomisinde her yıl yüzde 5 ila 8 arasında bir büyümeye olanak tanıdı. Devlet Başkanına halk tarafından duyulan güven bu dönemde en yüksek seviyelere ulaştı ve ülke yönetimi belli bir istikrara kavuştu. Tüm bunların sonucunda yurt dışına tatil kavramı hızlı bir şekilde gelişti. Yurtdışına tatil amaçlı çıkan Rusların sayısı bugünlerde 7.5 milyon kişi olarak hesaplanmaktadır. Türkiye almış olduğu yaklaşık 2 milyon kişilik pay ile Rus turistlerin birinci sırada tercih ettikleri tatil ülkesi konumundadır. Gelen Rus misafirlerin büyük bir oranla Antalya’yı tercih etmiş olmaları yine bu seyahatlerin ana motifinin deniz, güneş, kum üçlemesinin olduğunu göstermektedir. Zaten bizden sonra ikinci sırada Mısır’ın, sonra İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan ve İtalya’nın geliyor olması bu seyahat motifini teyit etmektedir. Türkiye’nin güneyinde Mayıs ve Ekim aylarının iklimsel olarak oldukça bu motifteki tatile elverişli olmakla birlikte rekabet içinde olunan özellikle Mısır’ın bu aylar için Türkiye’ye ciddi rakip olduğu son yıllardaki gelişmelerden görünmektedir. Her ne kadar önümüzdeki yıllarda tatil amaçlı yurtdışına çıkacak Rus turist sayısında önemli artışlar ve buna paralel olarak Türkiye’nin de buradan yine büyük bir pay alacağı varsayımından hareket edilse de, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu aylara yönelik Rusya’da özel bir tanıtım kampanyası yürütmesi zaruridir. Yükselen bu pazar ile ilgili yapılması gerekenler tabi ki bununla sınırlı değildir, devamı gelecek sayıda. çiftlerden seçiliyor. Çift düğün başına yaklaşık 100 yeni lira alıyor. Törenlerdeki kaynana, yenge gibi kişiler içinse köy içinde bir ekip var. Davul zurna komşu köyden, cümbüş ve darbukadan oluşan grup Milas’tan geliyor. yafetleri, ipek dokumacılığı, geleneksel el işleri olan “yaneş”leri, nazarlıkları, zeybek oyunları ve dört gün süren düğünleri ile görülmeye değer bir çok özelliğine sahip. Ulaşım Çomakdağ, Bodrum’a 60 kilometre mesafede. Yolları dar olan Çomakdağ’a Milas otogarını geçtikten sonra Kafaça ve Epçe köylerinin yoluna saparak ulaşabilirsiniz. Köyde otel yok, bazı köylüler evlerini pansiyon olarak kiralıyorlar onlarda kalmanız mümkün. Çomakdağ Köy Muhtarı Ali Üsküt (0. 252 544 80 01), Milas Kaymakamlığı (0. 252. 512 10 01), Milas Bodrum Havalimanı Danışma Bürosu (0.252.523 01 01, eposta: mehtapyildiz48@gmail.com) Köy hakkında Milas’ın dağ köyü olan Çomakdağ Kızılağaç yaklaşık 1200 nüfuslu. Yüzde 98’i okuma yazma biliyor. Köyde bir ilkokul ve bir sağlık evi var. Geleneklerini koruyarak günümüze taşımayı başarmış olması nedeniyle ayrıcalıklı bir konumda. Çomakdağ köyü; 400 yıllık taş evleri, mozoleyi andıran ilginç bacaları, ahşap oyma kapıları, pencereleri ve tavanları, günlük yaşamda bile kullandıkları altın takı ve kı