Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAPAK 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr ZAMAN TÜNELİ alınabiliyor. Belek Gazi heykeli Harput’un en uç noktasında ovaya bakar. Haçlı seferlerine karşı büyük mücadele vermiştir Belek Gazi. Tam bir tatil beldesi. Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından mavi bayrakla ödüllendirilmiş. Keban Barajı’nın göllenmesinden sonra, Elazığ ve çevresindeki doğal görünüm çok değişti. Birçok köy sular altında kaldı. Atatürk zamanında yapılan ülkenin önemli köprülerinden birisi sayılan Pertek Köprüsü de bu yıllarda sular altında kalmış, Elazığ TunceliErzincan karayolu için Kovancılar’da yeni bir köprü yapılmış. Keban Baraj Gölü, ovada daracık vadilerin içinde, ilginç görünümler sunuyor. Keban Baraj Gölü’nün kıyılarında güneyin Yolu izi bilinmeyen müzelerimizdeki derin bir yalnızlıktan söz edip, hayatı çoğaltmak, zenginleştirmek ve keşfetmek adına en yakın müzeye gitme önerisiyle noktalamıştık geçen hafta Ege’nin İmbatı’nı. Ardından yola düştük, İzmir Tarih ve Sanat Müzesi’ne doğru. Louvre’un, Hermitage’in, British Museum’un, Berlin Müzesi’nin önündeki kuyruklar yoktu, doğal olarak. Ne yaman bir çelişki. Anadolu’dan yağmalanıp götürülen eserlerle ün yapan müzelerin önünde kuyruk, bizde derin bir yalnızlık. Birkaç çocuk, iki üç emekli ve iki turistle dünya uygarlığının beşiği Anadolu’nun bu devasa zenginliğini, büyük kültür mirasını inceledik bir kez daha. Geçmiş birikimlerinin korunduğu kültür ve eğitim merkezi olarak ne büyük bir olanağa sahip olduğumuzu anımsadık yine de. Zaman tünelinde uzun bir yolculuğa çıktık. Işıklar içinde yatsın Ahmet Priştina’nın girişimleriyle ulaşımı, trafiği sorunlu Konak’taki yerinden Alsancak’a, fuarın içine taşınan müze, yeryüzünde eşi bulunmayan arkaik dönem eserleriyle büyük bir hazine taşır. Kaç kişi farkında bilmem. İzmir Sanat ve Tarih Müzesi üç bölümden oluşuyor. Değerli bilim adamı Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’a ithaf edilen girin karşısında İzmir ve Ege’de yaşayan uygarlıkların, arkaikten başlayıp sonraki dönemlere uzanan binlerce örneği sergileniyor. Taş eserler salonunda bilgi panoları aydınlatıcı. Karşımızda tarihi bir kimlik, şair, görkemli İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı, büyük bir İzmirli duruyor: Homeros. Gözleri kör Homeros’un, milattan önce 5. yüzyılda yapılan heykelinin öyküsü de ilginç. 1950 yılında Klaros’ta (Ahmetbeyli) yapılan kazılarda gövdesi bulundu, aynı yerde beş yıl önce yapılan çalışmalarda ise bu kez başı ortaya çıkarıldı. Tartışma ve araştırmaların ardından baş, gövdeye oturdu, Homeros oldu. Yanında arkaik dönemde İzmir’in simgesi iki aslanla karşılıyor ziyaretçileri şimdi. İzmir’in tarihinde ilk kurulduğu yer, Bayraklı Tepekule’deki mimari buluntular ve panolar, Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarının Anadolu’daki İyonya uygarlığıyla oluşturduğu ilginç sentezi gösteriyor. Bilimde dünyaya önderlik eden, altın çağını yaşayan Anadolu’nun bu sürecine ait diğer heykeller, takılar, eşyalar, mimari parçalar ve diğer bulgular da baş döndürücü. Zaman tünelinde kronolojik bir sırayla dizilmişler. Milattan önce 700600 arasındaki heykel sanatının ilk ortaya çıktığı dönemdeki genç kız ve genç erkek heykellerinin dünyada eşi benzeri yok. Agora kazılarında bulunan Poseidon ve Demeter heykelleri ve tartışmalı metro kazılarında yüzyıllar sonra yeniden gün ışığına çıkarılan heykellerin kaideleri, ne oldukları bilinmeyen sahiplerini anımsatıyor ister istemez. Üst kattaki arkaik dönem Belevi mezar anıtı, Milet ve Teos tiyatrolarından getirilen heykellerle ziyaretçileri karşılıyor. Seramik Salonu’ndaki pişmiş toprak heykelcikleri ve eşyalar, Kıymetli Eserler Salonu’ndaki sikke ve takılar, cam eşyalar, kandiller, Sardes’te (Salihli) üretilen tarihin ilk elektron sikkeleri, Anadolu’nun büyük zenginliğini kanıtlıyor. Kış gezilerinde yeni müze yolculuklarında rastlaşmak dileğiyle. Giden ve kalan Elazığ Elazığ’ın; Ağın, Alacakaya, Arıcak, Baskil, Karakoçan, Keban, Kovancılar, Maden, Palu, Sivrice adlarında on ilçesi var. İlçeler, tarihleriyle, değerleriyle önemli yerleşim birimleri olmuş. Elazığ’ın Sivrice’deki Hazar Gölü’nün doğal güzelliği insanı çok etkiliyor. Bu gölün kıyısında Güney illerinde görebileceğiniz nitelikte yerleşimler var.