Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARJANTİN 11 Tangoda her biri ayrı ad taşıyan yedi temel figür, öne ve arkaya adımlar, tam ve yarım dönüşler, gittikçe artan çılgın tempo dansçılar tarafından zenginleştirilir. 1935 yılında çok genç yaşta ölen Carlos Gardel, söz ekleyerek tangonun müziğini şarkıya dönüştürmüş. Böylece de duygularını içine atanlar, hüzünlü aşklarını unutamayanlar, yurdunu özleyenler şarkılarda kendilerini bulmaya başlamış. Kimilerinin dediği gibi tango, kendini sürekli yenileyen bir kültürdür. Kimilerinin dediği gibi de Arjantinlileri cennette platonik bir tango beklemektedir. Tango kültürünün Buenos Aires’deki kalbi San Telmo bölgesidir. Pazar günleri sokakların ortasında, her gece de buradaki kulüplerde dünyanın en güzel görsel şölenleri izlenebilir. Ufacık bir sahnede inanılmaz danslar, doyumsuz bandoneon konserleri, piyano, gitar, mandolin ve halk çalgıları birbirinin içine girer. Ben de burada herkes gibi seksi giysili dansçılara tutuldum. Bandoneon çalanları gönlümde taçlandırdım. Oldum olası sevemediğim davuldan bile hoşlandım. Tam kendime tango okullarını araştırmak için söz vermiş, gönlümü müzik ve dansın içinde kanatlanmaya bırakmıştım ki, sevgili seyahat arkadaşlarımdan bazıları beni rüyadan uyandırdılar. Günaydın her şey... Huzurlu uyu Gardel... Cafe Tortoni’ye yine geleceğim. FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com MURADİYE ŞELALESİ Van’dan sonra göl kıyısından gider yol. DoğubeyazıtAğrı yoluna dönünce, Muradiye Şelalesi’ne ulaşırsınız. Şelalenin karşısına geçmek için, asma köprünün üzerinden geçmek gerekir. Köprü sallanır su aşağıda çağıldar. Mevsim ilkbaharsa, şelaleden fışkıran su zerrecikleri yağar gökyüzünden. Şelale yaz ve kışın durulur coşkusu azalır. Balıklar şelalenin önünde, yukarılara çıkmak için sıçrayıp dururlar. Köylüler sepet germişler şelalenin önüne yukarı doğru fırlayan balıklar bu sepetlerin içine düşüyor. Anadolu pratiği işte. Şelale bir çanağın içindedir. Su yere inince, aşağıya, Van Gölü’ne doğru süzülür gider. Su düzlüğe uyar, dinginleşir. Şelale estetik olarak ülkemizin en güzel şelalelerinden birisidir. Çok sayıda gezgin gelir buraya. Her mevsimi güzeldir. Bu fotoğrafta gökyüzü gördüğünüz gibi biraz fazla. Ancak bulutlar bu kompozisyona güç katmaktadır. Gökyüzünün oranının fazlığı sorun olmamakla birlikte daha çok katkı yapıyor. Doğrusu klasik kompozisyonlarda, gökyüzünün oranı üçte bir oranında olmalıdır. Makine Zenca Bronica, 6x7 objektif, 50 mm film, 100 asa.