13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KAPAK 7 perde, kurutulmuş meyve, ıhlamur, pestil, yörede yetişen ürünlerden yapılan çeşitli reçeller ve marmelatlar, ev yapımı tereyağı, kesik süzme yoğurdu, kızılcık tarhanası, kanlıca mantarı, kestane, çekme helva, taş fırında odunla pişmiş köy ekmeği... yılında dönemin Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa tarafından dönemin baş mimarı Balaneski’ye planları çizdiriliyor. Ve bütün sokakların birbirine açılmasını istiyor. Binalar ahşap değil kagir olarak yapılıyor ve bunların bazı örnekleri günümüze kadar gelmeyi başarmış. Sokaklara, aynı 1880’li yılların görüntüsü hakim. altıyedi metre genişliğinde. Nasıl gidilir? Yola İstanbul’dan çıkıyorsanız 590 kilometrelik yolu Gerede’den KarabükSafranboluKastamonu ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın acil koruma altına Ne yenir? Her sabah, mevsimine göre balıkçıların getirdiği FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın balıkları ve yöresel yemekleri tadabilir, mevsimine göre yöreye özgü doğal kokulu domates, salatalık, biber, dağ çileğiyle ve gül reçeli ile kahvaltı yapabilir, köy kadınlarının evlerinde bakraç kovalarda yaptığı yoğurdu yiyebilirsiniz. Sadece sabahları bulabileceğiniz İnebolu usulü güveci; yörede yetişen dut, incir, böğürtlen, kiraz ve eriği dalından kopmuş haliyle tap taze tadabilirsiniz. Gözleme, etli ekmek, pide, katmer, el mantısı ve ev baklavasını da ihmal etmeyin. aldığı Küre Dağları’nın manzarası ve 33 kilometre uzunluğundaki teleferiğin yol arkadaşlığı ile (Küre Dağlarından maden taşımak milyar dolarlar harcanarak kurdurulan bu teleferik şimdilerde hiç kullanılmadan kaderine terk edilmiş havada asılı duruyor) 7 saatte alabilirsiniz. Ankara’dan geliyorsanız 335 kilometrelik doğa ile iç içe ÇankırıIlgazKastamonu üzerinden 4 saatlik bir yolculuk yaparsınız. Ayrıca İstanbul Esenler otogarından İnebolu’ya Soner, Metro, AbanaBozkurt ve Kastamonu Özlem Turizm otobüs şirketleri sefer yapıyor. hayri@cumhuriyet.com.tr lutfi?lutfiozgunaydın.com HÜSNÜ AĞA’NIN DEĞİRMENİ Balıkesir in Karakol köyü. Fotoğraf sanatçısı Prof. Dr. Mehmet Bayhan 17 yıldır bu köye gidip geliyor. Çok merak ediyordum, bu kez bende gittim Karakol’a. Hüsnü Ağa ile tanıştırdı beni. 84 yaşında Hüsnü Ağa. Hoş sohbet, nüktedan. Karakol köyünü, yel değirmenini anlattı bana. Köyün altı tane yel değirmeni varmış. Çevre köyler yıllarca buğdaylarını alır gelirlermiş, Karakol’a. Elektrik enerjisi gelince, motorlu değirmenler yapılmış. Yel değirmenleri de bir bir yıkılmış. Bir tane kalmış köyün üst başında. Onu bir öğretmen satın almış bakımını yapmış. Değirmene şimdi köylüler değil fotoğrafçılar geliyormuş. Köyün üst başına çıkarken Hüsnü Ayaz heyecan içinde köyünü anlatıyordu. Bir zamanlar kervan yolu üzerindeymiş Karakol. Zeytinyağı taşıyan kervanlar buradan geçermiş. Buraya kervancıları korumak için karakol yapılmış köyün adı da Karokol olmuş. Yel değirmenin önünde durdu, cebinden piposunu çıkartıp yaktı objektifime baktı öylece. Yıllar akıp gitti makinenin vizöründen. Eski bir dostuna yaslanır gibiydi. Geçmişin içinde böyle nice değer var. Onlar geçmişin belgeleri, imzası zamanın. Makine dijital FinePix objektif 16 mm İSO 100, program 0.5 çekim. Hediyelik eşya Ev ve kayık maketleri, yerli dokumalar, kilimler, örtüler, bağlama çarşaf,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle