13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 ANTALYA’DAN Ticaret ve Sanayi Odaları ve Türkiye’nin tanıtımı üzerine Yusuf Hacısüleyman Turizm uzmanı icaret Odaları ne iş yaparlar? T Çoğumuzun aidat zamanı geldiğinde bir de faaliyet belgesi veya oda sicil kaydı gibi evrakları temin etmek gerektiğinde hatırladığımız bir kurum gibi geliyor bana. Ancak çok önemli bir görevleri olduğu muhakkak. Her şeyden önce şehrin ticari hayatında faaliyette bulunanları bir araya getirirler ve şehirdeki ticari hayata bir şekil ve düzen verirler. Yurtiçindeki ve yurtdışındaki diğer şehirlerdeki ticaret odaları ile bir araya gelirler, ürün arz ve talepleri birbirlerine bildirirler ve işbirliği anlaşmaları yaparlar, kısacası, ilgili şehrin ekonomik hayatının gelişmesinden sorumludurlar. Türkiye’nin ekonomik hayatının önemli bir parçası turizm hareketi ve gelirlerinden oluşmaktadır. Ülkemizin turizm geliri bu kadar önemli bir yer kaplarken küçük birimlerin, yani şehirlerin ekonomileri de doğal olarak turizm gelirlerinin önemli bir paya sahip olması demektir. Bazı şehirlerimizde ekonomik hayat başka sektörlere daha fazla dayalı olabilir tarım, tekstil, petrol veya otomobil üretimi gibi. Ancak yine de bu şehirlerimizde üretilenleri görmek, satın almak veya başkaca sebeplerle bir çok ziyaretçi gelir. Şehrin ekonomik hayatı denince aslında insanın aklına o şehre gelen insanların yani turistlerin sayısının arttırılması için bir çok faaliyetin yapılması sonucu çıkmıyor mu? Ülkemizdeki Ticaret ve Sanayi Odalarının çalışmaları maalesef bu yönde hiç olmadı, onlar hep ‘‘mal’’ üretimi ve satışı üzerinde yoğunlaşıp ‘‘hizmet’’ üretimi ve satışı konusunda atıl kaldılar hatta uzak kaldılar, sanki bu onların sorumluluğunda değil, devletin ve otellerin sorumluluğunda olduğunu düşündüler. Oysa ki turizm liginde başa oynayan Amerika ve Avrupa’daki bildik rakip ülkelerin şehir aktivitelerine ve her şehrin kendi turizm faaliyetlerine bakarsanız bu ‘‘turist ekonomisi’’nin ister yerli, ister yabancı olsun, şehir hayatı ile ilgili politikalarda ne kadar önemli bir rol oynadığını görürüz. Birçok yazılarda tanıtım konusunda eksiklik, yetersizlik, beceriksizlik veya yaratıcı olamadığımız gibi eleştiriler okuyoruz. Halbuki devlet eliyle, yani Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı eliyle yapılması gereken yalnızca ülke imajının bulunduğu mevcut konumdan daha da yükseltilmesi ve iyileştirilmesidir. Bunun dışındaki tanıtımı her şehir kendisi yapmayı öğrenmelidir ve kaynakları da o şehir insanları tarafından karşılanmalıdır. Bunu yapma görevi ise Ticaret ve Sanayi Odalarınındır. Çünkü onlar şehrin ekonomik hayatının geliştirilmesinden sorumlu örgütlerdir. Bu tanıtım faaliyetleri ilgili şehrin öne çıkarmak istediği bir mal veya hizmet üzerine olabildiği gibi aynı zamanda bir varlık üzerine de oturtulabilir. ‘‘Bölgesel tanıtım’’ seyahat acentelerinin veya otelcilerin veya Kültür ve Turizm Bakanlığının işi değildir, bu konudaki faaliyetlerin tümü ilgili şehrin Ticaret ve Sanayi Odalarının asli görevidir. Çünkü o şehre gelen her ziyaretçi şehrin ekonomisine katkıda bulunur, ister leblebi alsın isterse dolmuşa binsin, hepsi şehir ekonomisine gider. Şehrin tanıtımı ile ilgili gerekli bütçenin oluşturulabilmesi için o şehirde ticari faaliyette bulunan tüm kişi ve kuruluşlardan bir formül bulunarak tanıtıma katkı payı alınmalıdır. Bu konuda Ticaret ve Sanayi Odaları yasasında bir değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlar biran önce yapılmalıdır ki şehirlerimizin tümü devlet kaynaklarının yetersizliğinden şikayet etmek yerine kendi tanıtım kaynaklarını oluşturabilsinler. Bu konuda çok geç kaldık, çok! Gerçi görünen köy kılavuz istemez demişler ama, biz yine de yazmış olalım... yhacisuleyman@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle