Katalog

28 MANİSA Düşler diyarı Kula Fotoğraflar: Kula Doç. Dr. Belediyesi Ferlal Örs Adı yanık ülke, simgesi nar Kula evlerinin bahçelerinde hep nar ağaçları var. Evlerinin üzerinde de nar figürleri yer alıyor. Sonradan öğrendim ki, simgesi narmış Kula’nın. Manisa’nın İzmirAnkara karayolu üzerinde bulunan ilçesi Kula, İzmir’den 140 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Kula, çağlar boyu pek çok gezginin uğrak yeri olmuş. Bunlardan biri ünlü coğrafyacı Strabon. Strabon, ünlü eseri Geographika’da, Kula’dan ‘‘yanık ülke’’ anlamına gelen ‘‘Katakeumene’’ adıyla söz etmiş. Lidya, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyan Kula, özellikle 18. ve 19. yüzyıldan kalma evleri ile özgün bir kent niteliğine sahip. Bir dönem 3 bin Rum nüfusun yaşadığı Kula’da, o dönemlerden kalma kiliseler bulunuyor. eçen dönem meslek yüksekokulunda ders vermek G üzere gittiğim Kula, belki de yaşamım boyunca gördüğüm en sürprizli kent oldu. Çünkü dışarıdan hiç fark edilmeyen kültürel ve tarihi zenginlikleri saklıyor içinde. Bu zenginlikleri keşfedebilmek için çok çaba gerekmiyor. Birkaç adımda tarih kokan sokaklarında ve olağanüstü bir kültürün içinde buluveriyorsunuz kendinizi. İlk gezdiğimde adeta büyülendim. Her gidişimde, çoğu zaman öğrencilerimle, öğle arası ya da ders bitimi, bir solukta, arastaların içinden süzülerek sisli ve gizemli zaman yolculuklarına çıktık. Kula, birer maketi andıran Türk ve Rum evlerinin uyumlu birlikteliği, Anadolu’nun zengin kültürel mozaiğini, birlikteliği, barışı ve dostluğu duyumsatıyor... Ancak bu kiliseler ne yazık ki tahrip edilmiş ve harap durumda. Bir dönem Germiyan Beyliği’nin yazlık başkenti olan Kula’da, Gülhane Külliyesi ve Süleyman Şah’ın türbesi var. Kula özgün coğrafi yapısı ile özellikle yabancı turistlerin ve bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Volkanik bir bölge olan Kula’da, çok genç yeni volkan konileri ve lav kalıntıları dikkati çekiyor. Ayrıca benzeri ABD’de bulunan peribacaları da yöreye farklılık katıyor. Arastalar ve ıspanaklı pide Kula’nın arastalarında gezerken de tarih yolculuğuna çıkıyorsunuz. Buralarda bir çok lonca var. Bakırcılar, ayakkabıcılar, ekin, buğday loncası gibi. Geleneksel ahi örgütlenmesinin önemli yerleri olan loncalar kanalıyla, esnaflar, hem üretip hem de satıyorlar ürettikleri ürünleri. Yemekle rine gelince. Aslında Kula, kuzu güveci ile ünlü. Ancak ben ıspanaklı pidesini daha çok sevdim. Sözün özü Kula’ya her gidişimde nefis ıspanaklı pidesini yemeden, ağızda dağılan tahin helvasını ve kocaman köy ekmeğinden almadan da dönmedim. Gençler aslında tarihi çok sever, ne yazık ki tarih onlara yanlış yöntemlerle anlatılıyor. Bunu Kula’da daha iyi anladım. Çıktığımız Kula yolculuklarında öğrencilerimin yüzleri hep gülüyordu. Kulalı öğrencim Ahmet Alcı, ismi yüzünden hep listelerin en başında yer almasından ve bu nedenle sorumlulukların kendisine düşmesinden yakındıysa da, iyi bir rehberdi. Hatta doğuştan rehber olma özelliklerine sahipti ve Kula’yı çok seviyordu. Geziler boyunca ondan Kula’nın tarihinin yanı sıra, efsaneleri, gelenekgörenekleri, yemekleri, insanları