23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 SİMİ Tanrıların susuz adası Yazı ve fotoğraflar Ümit Otan ünyanın ne kadar güzelliği varsa gelip buraya özenle yerleştirmişler. 68 kilometrekarelik bu küçük ada, sabah güneşiyle sanki ressamın yeni bitirdiği bir tablo gibi. Birbirinin ışığını kesmeyen evler bizim Kayaköy’ün kopyası. Tek fark Kayaköy kimsesizliği, Simi turizmi yaşıyor. Prehistorik dönemden D beri yaşama hiç ara verilmeyen adaya, Lelegler, Rodoslular, Romalılar, Bizanslılar, St. John şövalyeleri ve en sonunda 1522’de Osmanlılar konuk olmuşlar. 19121945 yılları arasında İtalyan işgali yaşayan Simililer, sonuçta Yunanistan’a bağlanmışlar. Ege’de sürekli yaşanan depremler sonrası yıkılan evler, 1800 yılından sonra yeniden yapılmaya başlanmış ve bugünkü kiremit çatılı, pastel renkli ‘‘güzelim dünya’’ yaratılmış. Simi çorak bir ada, suyu yok. Bu nedenle ‘‘tanrıların susadığı yer’’ olarak biliniyor. Su Rodos’tan geliyor. İdari bakımdan da Rodos’a bağlı Simi. Turizm gelirlerinden bir bölümünü doğal olarak Rodos’la paylaşıyor. Adını Paseidon’un eşi Simi’den alan bu küçük kara parçasına Osmanlılar Sömbeki adını vermiş. Bunun nedeni de yörede sünger avcılığında kullanılan ‘‘sümbek’’ denilen küçük kayıklar. Neo klasik evler arasında gezinirken çok sayıda kilise ve manastır dikkat çekiyor. Eğer komşu kent Horio’ya ulaşmak isterseniz 375 basamağı tırmanmayı göze almalısınız. Önemli ticaret yollarının üzerinde olması ekonomik bakımdan güçlenmesini sağlarken, Simi’nin yüzyıllarca en önemli geliri süngercilikten olmuş. 1866 yılından sonra adaya özel dalma elbisesi ve dalma başlığının gelmesiyle sünger avcılığı iyice gelişmiş. Yöre geçmişten gelen geleneksel tahta oymacılığı ile de ünlü. 12 Adalar’ın en küçüklerinden bir Simi. Burada bir yanlış anlamaya da açıklık getirmek gerekiyor: ‘‘12 Ada’’, Osmanlıların adalarda uyguladığı özel bir yönetim şekliyle ilgili, yani adaların sayısıyla ilgili değil. 12’li denen bu sisteme göre her ‘‘10 hane’’ birer temsilci çıkarıyor, bu temsilciler de aralarından bölgeyi yönetecek ‘‘12 kişilik bir ihtiyar heyeti’’ seçiyor. ‘‘12 Ada’’ adı önce Türkçe’den Yunanca’ya ardından tüm batı dillerine aynen çevriliyor. Simi, Datça’nın hemen önünde. İki komşu taraf her yıl 1 Eylül’de birbirlerine konuk oluyor ve Dünya Barış Gününü birlikte kutluyorlar. Yine sormadan edemeyeceğim: Sahi, iki adım yakınlıktaki iki komşu arasındaki şu vize sorunu ne zaman çözümlenecek? Hiç olmazsa adalara bir günlük gidişler için şu vize engeli ve yurt dışı harcı kaldırılamaz mı? Karşılıklı gidiş gelişlerin artması iki komşunun da çıkarına değil mi? Limanda her ülkeden yatlar dizili. Kıyıdaki küçük dükkanlarda yöresel el işleri, sünger, tahta oymalar pazarlanıyor. Labirent sokaklarda, dik mermer merdivenlerde gezmekten yorgun düşenler kafeteryalarda ‘‘huzur’’u yaşıyor. Tersaneleriyle, ürettiği gemileriyle, tüm Avrupa’ya sattığı süngerleriyle adından hep söz ettiren Simi, bugünlerde gelirinin büyük bölümünü turizmden elde ediyor. Barışın ve sessizliğin yeri olarak tanımlanan Simi, doğrusu bunu hak ediyor. umitotan@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle