16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 Yusuf Hacısüleyman Turizm uzmanı ANTALYA’DAN er yıl Kasım ayında H Londra’da Avrupa’nın en büyük turizm fuarlarından biri düzenleniyor “World Travel Market” adıyla. Bu yıl da yine Türkiye olarak oradaydık. Her ülke kendi karakteristik öğelerini fuar stand tasarımlarında kullanmaya çalışır, çünkü gelen ziyaretçileri hangi imajla etkilemek istiyorsa onu ön plana çıkartır. Bu nedenle turizm fuarları çok renkli ve güzel organizasyonlardır. Bizim standımız birkaç yıldır alışık olduğumuz üzere yine bu özelliklerin hiçbirini taşımıyordu, ne renklilik, ne güzellik ne de karakteristik bir öğe, maalesef hiçbiri yoktu. Ne yazık ki bu durum artık kimsenin dikkatini de çekmemeye başlamış, yani umutlar tükenmiş, heyecan kalmamış bu konuda, üstelik de tanıtımın bu kadar çok önemli olduğu bir dönemden geçerken. Diyeceksiniz ki standın güzel olmasıyla bu iş bitiyor mu? Hayır, ama iyi bir tanıtım stratejisinin ilk ışıklarını görür müyüz diye beklediğimizden dolayı herhalde hayal kırıklığına uğradık. İngiliz tur operatörlerine sorduk; 2007’yi, bizi ne bekliyor; rezervasyonlar Türkiye için nasıl gidiyor diye. Geçen yılın aynı günleri ile karşılaştırıldığında yüzde 26 daha düşük görünüyor rezervasyon sayılarımız. Bu azalmanın belirgin bir nedeni yok, o nedenle bunun önümüzdeki aylarda toparlanacağını Operadaki Hayalet düşünüyoruz. İngiltere’ye gitmişken Londra’nın o muhteşem tiyatrolarında sahnelenen müzikallere gitmemek olası değil. 17 yıl önce Viyana’daki bir sahnede görmüş olduğum, müzikal dahisi Andrew Lloyd Webber’in eseri olan “The Phantom of the Opera” (Operadaki Hayalet) müzikalini yeniden görmek için bilet aldım. Bu yıl 20. yılını kutluyor bu oyun. Salonda bin kişi var ve her akşamı böylesine dolu. Oyun yine muhteşem, müzik ve sözler tam bir uyum içinde, izleyicilerin tümü büyülenmiş gözlerle oyunu izliyor. İzleyicilerin neredeyse tümünü Londra’ya gezmeye gelen yabancılar oluşuyor; Almanca, Fransızca, Rusça ve daha birçok dilde sohbetler duyuluyor iki perde arasında. Turizmci gözüyle baktığınızda aklınızda hemen değişik hayallere dalıyorsunuz. Antalya’daki Aspendos tiyatrosunda bu oyun 20 yıl oynar mı? Eğer orada sergilense, İstanbul’daki sahnelerde oynar mı bu oyun? Evet oynar, hem de her akşam. Çünkü hem Antalya’nın hem de İstanbul’un turist kapasitesi ve yerleşik yabancı nüfusu ve sahne sanatlarına ilgi duyan Türk izleyiciler bakımından yeterli potansiyele sahiptir bu iki şehrimiz. Londra’yı Londra yapan unsurlardan bir tanesi bu müzikallerdir, dili anlamayanlar bile, şarkıların, müziğin, dekorun, dansların etkisinde kalmaktadır. İstanbul’da yaz ve kış, Aspendos’da HaziranEylül arası “The Phantom of the Opera”nın yanı sıra Cats, Les Misarables (Sefiller), Mamma Mia, Lion King (Aslan Kral), Chicago, Beauty and the Beast (Güzel ve Çirkin), Starlight Express, Chorus Line, Grease ve daha onlarca müzikal... Düşünmek dahi insanı heyecanlandırıyor. İstanbul’a gelen bir turist güzel restoranlarımızın dışında akşam nereye gidebilir? İstanbul ve Antalya’nın tanıtımı için kullanılabilecek çok kuvvetli bir cazibe unsuru olan bu sanat etkinliğini kesinlikle kullanmalıyız, mümkün ise başkaları kullanmadan... [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle