02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 Şubat 2008 Marburg’da yine bir Türk ailenin evi 2 saat arayla 2 kez kundaklanmak istendi evin duvarlarına Hass (nefret) yazan iki şüpheli, olay yerinden ormana kaçarken görüldü, 19 Şubat 2008 Berlin’de bir Türk’e ait işletmenin de bulunduğu binada kuşkulu bir yangın çıktı, 20 Şubat 2008 Hamburg’da bir Türk ailenin oturduğu dairede çıkan şüpheli yangından dolayı ağır hasar oluştu, 21 Şubat 2008 Münih’te evleri yakılan Türk aile yangını erken fark edince ölümden döndü. Baba ile oğlu dumandan zehirlendi, 21 Şubat 2008 Berlin’de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg semtinde 5 yerde yangınlar çıktı, 24 Şubat 2008 Menden’de Türklerin oturduğu bir bina mum kullanılarak ateşe verilmek istendi 24 Şubat 2008 Ruthen’de yine bir Türk evi mumla yakılmak istendi. Bu listenin daha uzun olduğu ve olayların toplamının 3 Şubat’tan bu yana 18’e ulaştığının söylenmesi Türk toplumunun rahatsızlığının boşuna olmadığını gösteriyor. Esasen Türklere karşı düşmanlığın bir başka örneğinin geçtiğimiz ay içinde ortaya çıkması ve bir Türk vatandaşının polis karakolunda ölmüş olması da değinilmesi ayrıca gereken önemli bir husus. Alman basının verdiği habere göre geçtiğimiz Mart ayı başında Almanya'nın Hagen kentinde polisler tarafından dövüldüğü iddia edilen Samsunlu Adem Özdamar hayatını kaybetti. Avukatı Özdamar’ın kolunda kelepçe izleri ve boynunda morluklar olduğunu belirtmişti. Yangınların Türklerin oturduğu evlerde yoğunlaşması dikkat çekiyor C S TRATEJİ 19 yer almıştır. Benzeri olaylar 1822’den sonra bütün hızıyla Atina, Dervenaki ve Nevplia’da sürmüş ve Yunan hayranı Batılılar bunları görmezden gelmişlerdir. Aynı görmezden gelme ve hatta dolaylı yardımın katil Sırplara Bosna ve Srebrenica’da Müslümanların öldürülmesinde de yaşandığını unutmamak gerekir. YOK SAYILAN OLAYLAR Türklere yönelik bu kadar çok yangının meydana geldiği Almanya’da bugün artık vatandaşlarımız evlerinde her an yangın çıkarılacakmış gibi yangın söndürme tüplerini hazır tutuyorlar. Bu noktada Ludwigshafen olayından sonra Alman itfaiyesine güvendiklerini de söylemek maalesef mümkün değil. Alman basını Türkiye ve Türk basınına karşı, olayları gerektiği şekilde ciddiye almamız nedeniyle yaygara kampanyası başlatmış durumda. Yani onlara göre Almanya’da yangın olmuyor, Türkler yakılmadı veya yakılmak istenmedi, olan olaylar da onlara göre esasen basit zabıta vakasıdır. Olayları bulunduğu görev icabı tarafsız ve soğukkanlı değerlendirmek mecburiyetinde olan İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin ise Türk kamuoyu ve medyasını aşırı sorumsuzlukla suçlaması anlaşılır gibi değil. Hâlbuki Ludwigshafen’deki olayın önemi ve Türk kamuoyu ile Türk medyasının Ludwigshafen yangınını Alman basınının aksine ciddiyetle ele alması nedeniyle harekete geçen Türk hükümeti Almanya’ya başta Başbakan olmak üzere çeşitli düzeylerde gitti. Konu olması gerektiği gibi önemle ele alındı. Ancak yine her zamanki gibi o günlerdeki heyecan çabucak geçti. Adeta unutuldu. Bizim bu alışkanlığımızı da her halde iyi değerlendiren Almanlar şimdi kıs kıs gülüyorlardır. Olan, Ludwigshafen’da, Solingen’de ve daha birçok yerde evleri ve kendileri yakılan vatandaşlarımıza oldu. Hâlbuki Almanlar disiplinli bir şekilde ve bütün siyasal güçleriyle, tecavüzle suçlanan Marco W.’yi usanmadan kurtarmak için uğraştılar. Hatta yalnız bize karşı değil, küçük yaştaki İngiliz kızının hakkını savunmak isteyen İngiliz kamuoyu ve basınına karşı da başarılı oldular. Şimdi merakla beklenen husus, Alman polisince öldürüldüğü iddia edilen Adem Özdamar adlı vatandaşımızın ölümüne sebep olan polislerini nasıl kurtaracakları veya olaya ne gibi bir bahane bulacakları. Maazallah bu olayın tersi olsaydı, yani bir Alman Türkiye’de Türk polisince öldürülseydi ne olurdu, sözde demokrat, liberal, adil ve insan haklarından yana Alman basını olayı nasıl verirdi diye düşünmek dahi istemiyoruz. Fotoğraf: Erdem SEVGİ Disipliniyle bilinen Alman toplumu, Solingen olaylarında gösterdiği duyarlılığı, ülkelerinde gözle görülür bir şekilde artan yabancı karşıtlığında sergilemiyorlar. Arka arkaya Türklerin evlerinin yakılması olaylarının çözülmesi için çalışılacağına, olayın üzerine giden Türk basınına tepki gösteriliyor. olaylar zaman sürecinde Mora Yarımadası, Tesalya ve Makedonya’da kendini gösterdi. 5 Ekim 1821’de Mora’daki Tripolitsa kentinde 10.000 Türkün öldürülmesi ve özellikle bir kısmının elleri ayakları kesildikten sonra diri diri yakılması ile ilgili vahşet bizzat İngiliz Dışişleri raporlarında TARİHTE YAKILAN TÜRKLER Avrupalıların sözde Batı uygarlığının beşiği olarak gördükleri Yunanlıların bu konudaki ustalıkları, vahşetlerini burada hatırlatırsak belki de yakma konusunda Almanların nereden, nasıl etkilendiklerini Nazilerin anlamamıza da Yahudileri yardımcı olacaktır. yaktığı 1800’lerin Auswitsch... başlarından itibaren Avrupalı patronlarından cesaret ve yardım alarak Osmanlı İmparatorluğu’na isyan eden Yunanlılar, sistematik bir şekilde bugünkü Yunanistan’da yaşayan Türkleri öldürmeye ve çoğunlukla da diri diri yakmaya başlamışlardı. Öncelikle Mekke’ye Hacca gitmekte olan Türk gemilerine saldıran Hidra, Spetsa ve Psara Adaları halkı, yakaladıkları Türkleri yakmaları ile başlayan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle