02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmaları Masası [email protected] Dağlık Karabağ konusunda yeni karar alındı… C S TRATEJİ Grubu’nun tekliflerinin değil BM kararları doğrultusunda hareket edeceğini söylemesi Azerbaycan’ın kesinlikle taviz vermeyeceğinin açık ifadesiydi. Bu açıklamaların Azerbaycan Savunma Bakanı Sefer Ebiyev’in, "ordumuz işgal altındaki toprakları kurtarmaya hazırdır", açıklaması ile desteklenmesi, diplomatlarla askerler arasında koordinasyon olduğunu gösterdi. Son yıllarda Azerbaycan’ın petrol gelirlerine paralel olarak askeri bütçesinin artması ve saldırıya yönelik silahlanması dikkat çekmektedir. Askeri dengenin değişmesi Azerbaycan’ın söylemlerine de yansımaktadır. Hazar İbrahim’in açıklamasında dikkat çeken başka bir nokta Dağlık Karabağ’ın statüsü ile ilgili yaptığı açıklamadır. Hazar İbrahim, Dağlık Karabağ’ın statüsünün işgalin tamamen ortadan kalkmasından sonra konuşulabileceğini söylerken, İlham Aliyev Dağlık Karabağ’ın statüsünün yalnız ve yalnız Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve yasaları çerçevesinde çözülebileceğini açıkladı. Yani statü sadece Dağlık Karabağ bölgesinde değil bütün Azerbaycan’da yapılacak referandumla belirlenecektir. Ermenistan ise Dağlık Karabağ’ın statüsünün "kendi kaderini tayin hakkı" çerçevesinde çözülmesini istiyor. Mart 2008’de BM’nin 62. Genel Kurul toplantısında GUAM ve İslam Konferansı Örgütü üyesi ülkelerin desteğiyle, "İşgal Edilmiş Azerbaycan Topraklarında Durum" başlıklı bir karar kabul edildi. Bu kararla BM, Azerbaycan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğünü tanıyor; Ermenistan silahlı birliklerinin hiçbir şart koşmadan ve derhal Azerbaycan topraklarından çekilmesini ve kaçkınların geri dönmesini talep ediyor. BM kararı Ermenistan’da ve Azerbaycan’da Karabağ meselesine ilişkin diplomatik görüşmeler ve Minsk Grubu’nun güvenilirliğine yönelik farklı tartışmalar yarattı. Azerbaycan özellikle Minsk Grubu üyesi Rusya ve Fransa’nın üye devletlere yaptığı baskılarına rağmen kararın kabulünü diplomatik bir zafer olarak görüyor. Farklı sebeplerden dolayı da olsa son yıllarda BM’deki Karabağ’la ilgili oylamalarda Azerbaycan’ı destekleyenlerin sayısında belirli oranda düşüş gözleniyor. BM’de, 2001’de yapılan oylamada 51, 2002’de 41 ve 2008’de 39 ülke Azerbaycan’ın lehinde oy kullandı. 14 Mart 2008’deki oylamada ise Azerbaycan’ın lehine 39; aleyhine 7 (Angola, Ermenistan, Fransa, Hindistan, Rusya, ABD, Vanuatu) devlet oy kullanırken 100 devlet de çekimser oy kullandı. Oylamaya katılmayan İran daha sonra BM’ye mektup yazarak kararı desteklediğini ifade etse de geç atılan bir adım olduğu için oylamanın sonuncunu etkileyemedi. Türk cumhuriyetlerinden Kazakistan tarafsız kaldı, Türkmenistan ve Kırgızistan gibi ülkeler ise oylamaya katılmadı. Türkiye ve Özbekistan’ın kararı desteklemesi Azerbaycan tarafından memnuniyetle karşılandı. Ermenistan, Minsk Grubu eşbaşkanı olan ülkelerin BM kararının aleyhinde oy kullanmasını, "büyük güçlerle 14 BM’den Azerbaycan’a destek Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ bölgesine ilişkin BM Genel Kurulu’ndan çıkan karar Bakü’nün elini güçlendirdi. Rusya ve Fransa’nın karşı çabaları sonuç vermedi. Aliyev yönetiminin bu aşamadan sonraki ERMENİSTAN PANİKLİYOR tutumu merak ediliyor. ABD, Fransa ve Rusya’nın baskılarına rağmen Ermenistan’ın siyaseti örtüşüyor" şeklinde yorumladı. Fakat kısa bir araştırma Minsk Grubu ülkelerinin çok daha farklı nedenlerden dolayı bu kararın aleyhinde oy kullandığını göstermektedir. ‘ERİVANLI EŞBAŞKANLAR’ Oylamadan önce Azerbaycan’da Minsk Grubu’nun oylamada tarafsız kalacağı düşünülürken, grubun Kasım 2007’de sunduğu teklifin Azerbaycan’ı memnun etmemesi ve BM’deki karşıt tutumu nedeniyle Bakü, Minsk Grubu’na en üst düzeyde tepki gösterdi. İlham Aliyev’in ifadesiyle, Azerbaycan’da Minsk Grubu’na olan güvene darbe vuruldu ve bu güven görüşmelerde grubun tutumuna paralel olarak değişecektir. Zira Azerbaycan’daki bu güvensizlik diplomatik görüşmelere Minsk Grubu’yla devam edilmemesi yönünde seslerin çoğalmasına neden oldu. Minsk Grubu ülkelerinin daha sonra bir bildiri yayınlayarak, BM’deki taslak, sadece Azerbaycan tarafının görüşlerine yer verdiği için aleyhte oy kullandıklarını fakat Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdıklarını ve Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını tanımadıklarını ifade etmeleri bile tepkileri dindirmeye yetmedi. Çünkü Azerbaycan, bildiri ile BM kararı arasında hiçbir fark olmadığını düşünüyordu. Ayrıca BM’de Minsk Grubu eleştirilmiş olsa da kararda görüşmelere Minsk Grubu’yla devam edileceğine yer verilmektedir. Minsk Grubu’nun bu tutumu Azerbaycan’da iki şekilde yorumlandı. Ya Minsk grubu Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz derken yalan söylüyor ya da Minsk Grubu bu meseledeki kendi faaliyetlerine BM gölgesi düşürmek istemiyor. BM kararından sonra Trend haber ajansına oylama ilgili bilgi veren Azerbaycan’ın BM Büyükelçisi Akşin Mehdiyev, Minsk Grubu eşbaşkanlarından özellikle Rusya ve Fransa’nın tutumundan rahatsız olduklarını ifade etti. Çünkü Rusya ve Fransa bazı AB ve Kolektif Güvenlik Örgütü üyelerine baskı yaparak son dakikada tutumlarının değişmesine neden olmuştu. Oylamadan sonra açıklama yapan Azerbaycan Dışişleri Bakanı Yardımcısı Araz Ezimov, BM’de kararın aleyhine oy kullanan ülkelerle ilişkilerin yeniden gözden geçirileceğini söylerken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hazar İbrahim’in bundan sonraki diplomatik görüşmelerde Azerbaycan’ın Minsk Aliyev BM kararının kabulü, ardından Azerbaycan’dan gelen sert açıklamalar, Minsk Grubu ile ilgili tartışmalar ve 4 Mart 2008’de yaşanan çatışmada Ermenistan’ın verdiği kayıplar Ermenistan’da panik havası yarattı. Her ne kadar yansıtılmadıysa da Minsk Grubu’nun bildirisi de Ermenistan’da şok etkisine neden oldu. Azerbaycan’ın bu adımları ülkede sadece Ermenistan karşısında değil Minsk Grubu karşısında bir psikolojik üstünlük havası yarattı. İki ülke arasında devam eden psikolojik savaş çerçevesinde Ermenistan, BM kararının Minsk Grubu tarafından desteklenmediğini öne sürerek önemsiz havasını yaratmaya çalıştıysa da dünya basınının kararı kısaca "BM’den Azerbaycan’a Destek" şeklinde duyurması Ermenistan’ın başarılı olmadığını gösteriyor. Ermeni yorumcular da bu olayda Ermeni diplomatlarını eleştirmekten kaçınmadılar. Aslında Ermenistan’ın paniklediğinin en net ifadesi Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan’ın, "İlham Aliyev görüşmelerde BM kararlarında ısrar ederse barış görüşmelerinden çekiliriz", ifadesinde yatmaktadır. Çünkü eğer Oskanyan’ın ifade ettiği gibi, BM kararı tavsiye niteliğinin ötesine geçmediği için önemsizse, o zaman Ermenistan’ın bu kararı ciddiye almaması ve bu tür bir açıklama yapmaması gerekiyordu. Minsk Grubu çalışmalarından memnun olmayan Azerbaycan’ın Minsk Grubu’nun çalışmalarından imtina ettiğini yetkili ağızlardan açıklamamasında fayda vardır. Minsk Grubu’na yönelik radikal değişim eşbaşkan olan ülkelerin özellikle Fransa ve Rusya’nın açık bir şekilde Ermenistan’ı desteklemesine yol açabilir. Azerbaycan bu açıklamalara gerek duymadan bir taraftan barış görüşmelerinde Minsk Grubu’nun yetkili olduğunu vurgular diğer taraftan ise meseleyi Minsk Grubu tekelinden çıkarmak için çalışmalar yürütebilir. Ayrıca Minsk Grubu arabuluculuğuna son vermeden de görüşmelerde BM kararları doğrultusunda hareket edebilir. Temelde Minsk Grubu’nu reddetmiş olur fakat Minsk Grubu ülkelerine Azerbaycan’a baskı yapmak için koz da vermemiş olur. Nitekim herhangi bir devletin adına değil BM adına çıkan karar 1993’te BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen dört karardan farklı olarak açık ve net bir şekilde Ermenistan’ı işgalci devlet olarak tanıyor ve topraklarını işgalden kurtarmaya çalışan Azerbaycan’ın, BM’nin 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkını pekiştirecek özelliğe sahiptir. Azerbaycan’ın BM kararları doğrultusunda hareket edip etmeyeceğini ise zaman gösterecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle