10 Ocak 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Cihangir DUMANLI cdumanli@hotmail.com ürk dış ve güvenlik politikasında zaman zaman hakim olan söylemler ve sloganlar vardır. Soğuk savaş döneminde hakim söylem, komünizm tehdidi altında bulunan Türkiye’nin Batı savunması için çok önemli bir rol oynadığı, NATO’nun güney kanadını korumak için ekonomik gücünü zorlayan askeri güç bulundurmak zorunda olduğu ve bu nedenle askeri ve ekonomik yardıma gereksinim duyduğu şeklinde idi. O dönemde Batılı müttefiklerimizle yapılan hemen her görüşmede Türkiye’ye daha çok yardım yapılması, Yunanistan ile Türkiye’ye yapılan yardımlar arasında gerçekçi bir denge gözetilmesi, Türkiye’nin borçlarının silinmesi gibi istemler gündemin değişmez maddeleri idi. Türkiye’nin yararına olan yaklaşımın irdelenmesi… C S TRATEJİ yöntemle kullanarak Fransa’yı işgal etti. Bu yöntem "Yıldırım harbi" (Blitzkreig) idi. Müttefikler yıldırım harbine karşı birleşmediler, onun arkasındaki siyasi amaca ve faşizme karşı birleştiler. Benzer şekilde, terör sanki siyasi amacından bağımsız bir olgu imiş gibi, teröre karşı ortak bir mücadele aramak gerçeklerle bağdaşmaz. Türkiye’ye yönelik tehdidin siyasi amacı ülkemizi bölmektir. Bu amaca itirazı olmayanlar, hatta bu amacı paylaşan ve destekleyenlerden "teröre karşı ortak mücadele anlayışı" beklenemez. 21. Yüzyılı "Amerikan Yüzyılı" yapmak isteyen, bu maksatla "Büyük Ortadoğu Projesi"ni yürürlüğe koyan ABD, bu proje ile Ortadoğu’daki sınırları yeniden çizmek istemektedir. Buna (gücü yeterse) Türkiye de dahildir. Kuzey Irak’ta Kürt devletini kurdurması ve PKK’yı desteklemesi, ABD’nin Türkiye’nin toprak bütünlüğü ile Kuzey Irak’ta kendi güdümünde bir Kürt devleti arasındaki tercihini, ikincisi lehine yaptığını göstermektedir. Öte yandan, bu hali ile Türkiye’yi hazmedemeyeceğini açıkça söyleyen ve bölge suları üzerinde kontrol kurmak isteyen AB için de Türkiye’nin bütünlüğü önemli değildir. Onlara sorulacak soru şudur: Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunuyor musunuz? Bu soruya olumsuz cevap vereceklerin (söylemleri farklı olabilir), Türkiye’yi bölme planının bir parçası olan teröre karşı uluslararası dayanışma göstermeleri beklenemez. T Terörün amacına karşı birlik YENİ TEHDİT 1990lı yıların başında da Soğuk Savaş bitince bu söylemler geçerliliğini yitirdi. Türkiye’nin jeostratejik önemi sorgulanmaya başladı. Büyük güçler arasında doğrudan savaş olasılığı ve Sovyet tehdidi kalkmıştı, ama bu kez karşısındaki denge unsuru kaybolan ABD, dünyaya, öncelikle Ortadoğu’ya kendine göre bir şekil vermek istiyordu. Bunun için yeni bir tehdide ihtiyacı vardı. Hedef dünya egemenliği olunca tehdidin boyutu da küresel olmalıydı. 11 Eylül ABD’ye bu fırsatı verdi ve "köktendinci İslam motivasyonlu küresel terör" yeni tehdit olarak tanımlandı. Bu tanımlamanın gereği, ilk olarak Afganistan işgal edildi, daha sonra küresel terörle hiç ilgisi olmadığı ortaya çıkan Irak işgal edildi ve parçalandı. Afganistanda görevli Türk askeri... ABD’nin bu girişiminde Türkiye’ye biçtiği rol, radikal İslama karşı ılımlı İslam modeli ile diğer Ortadoğu ülkelerine örnek olmak, ABD’ye uluslararası terörle (!) mücadelesinde yardım etmek ve Ortadoğu’daki planlarını uygulamasını desteklemek (1Mart tezkeresi gibi) olarak özetlenebilir. Türkiye ise Soğuk Savaş’ın son yıllarında yoğunlaşan bir bölücü terör tehdidi ile karşı karşıya. Bu tehdit şimdiye kadar 30000’den fazla insanımızın hayatına mal oldu. Terörün ekonomik, sosyal ve siyasi boyutları da çok önemli tahribatlar yaptı ve yapmaya devam ediyor. İşte böyle bir ortamda, Türkiye ile başta ABD olmak üzere Batı’nın ortak bir terörizm tehdidi altında olduğu gibi yanlış bir düşünce ortaya çıktı. "Soğuk savaştaki ortak Komünizm tehdidi ve Türkiye’nin buna karşı desteklenmesi" hakim söyleminin yerine, "terörizme karşı uluslararası işbirliği" hakim slogan haline geldi. Şimdi hemen tüm uluslararası ve ikili görüşmelerde ve de resmi açıklamalarımızda, terörün ortak bir tanımının ? Hukuka bağlı olmaması, yapılması gerektiğini, teröre karşı uluslararası ? Devlet dışı kuruluşlarca yürütülmesi, işbirliğinin önemini, iyi terörist, kötü terörist ? Ülke içinden ve mutlaka ülke dışından (diğer olamayacağını, terörü destekleyen ülkelerin bir gün devletlerden) destek görmesi. terörün hedefi haline geleceklerini vurguluyoruz. Bu yeni söylemin gerçekçi olmadığı, teröre karşı uluslararası işbirliğinin olanaklı olmadığı, bu güne ÖNTEME KARŞI BİRLİK OLMAZ kadar bu söylemlerimize eylemli bir karşılık Terörün belirleyici unsuru siyasi bir amaç alamamamızdan anlaşılıyor. gütmesidir. Terör örgütlerini diğer suç örgütlerinden Evet, terörün uluslararası düzeyde üzerinde ayıran özellik budur. Bu anlamda terör, siyasi bir anlaşmaya varılmış bir tanımı yok (olamaz da), fakat amaç için silahlı güç kullanma yöntemidir. İşte bizi terörün bilinen bazı özellikleri var: teröre karşı uluslararası işbirliği ararken yanıltan ? Siyasi bir amaç gütmesi, husus budur. Yönteme karşı işbirliği yapılmaz. İkinci ? Meşru otoriteye karşı olması, Dünya Savaşı’nda Almanların Fransızlar kadar zırhlı ? Asimetrik silahlı güç kullanması, araçları vardı, ancak Almaya bu araçlarını yeni bir ? Örgütlü olması, Türkiye’nin birinci önceliği bölücü terörün siyasi amaçlarının engellenmesi amacıyla önlem alınması olmalı. Türkiye’nin bütünlüğünün korunmasıyla TEHDİT İTHALİ ilgilenmeyen ülkelerle ‘ulus Yeni tehdit olarak ortaya atılan "uluslararası terör" tanımıdır. Bundan maksat, küresel lararası terör’ için işbirliği ara ABD’nin düzeyde eylem yapabilecek, ABD’yi kendi veya dünyanın her hangi bir yerinde mak amaca hizmet etmez. kıtasında vurabilecek terör örgütleridir. Bizim de yeni Y tehdit olarak uluslararası terörü esas almamız "tehdit ithali"nden başka bir şey değildir. ABD ile bizim aramızda teröre yaklaşım açısından önemli ayrılıklar bulunmaktadır: ? ABD için terör, O’nun dünya egemenliğine yönelik bir tehdittir. Bizim ise ulusal ve ülkesel bütünlüğümüze yöneliktir. ? ABD küresel terörle ilgilenir. Küresel nitelikte olmayan (ABD’yi vurmayacak olan) terör bu ülkeyi ilgilendirmez. Bizim için küresel terör değil, bölgesel bölücü terör bir numaralı tehdittir. ? ABD için radikal İslam kaynaklı terör önemlidir. Ayrılıkçı terör ABD planlarına uygunsa ona dokunmaz ve dokundurtmaz. Oysa bizim için İslam motivasyonlu terör de söz konusu olmakla birlikte, öncelikli tehdit ayrılıkçı terördür. Bu farklılıklar ortada iken; bizim "uluslararası terörle mücadele" kapsamında (sanki böyle bir terör bizim için de öncelikli bir tehditmiş gibi) ABD’ye yardımcı olmamız, Afganistan’da, Lübnan’da ABD’nin tanımladığı teröre karşı askeri güçle katkıda bulunmamız, bize birinci öncelikli tehdit olan PKK’yı doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen ABD’ye Irak dahil her türlü desteği vermemiz ulusal çıkarlarımıza aykırıdır. Sonuç olarak, uluslararası teröre karşı işbirliği aramak gerçekçi ve bizim öncelikli amacımız olmamalıdır. Terörün siyasi bir amacı vardır. Asıl olan bu amaca karşı müttefiklerimizin tavır almasını sağlamaktır. Onların ise böyle bir niyetlerinin olmadığı ortaya çıkmıştır. O halde Türkiye, kendisine yönelik bölücü terör tehdidine karşı kimseden yardım gelmeyeceğini bilerek, hem bölücü teröre karşı, hem de onu destekleyen müttefiklerine(!) karşı gereken bağımsız tavrını göstermek zorundadır. Terörün arkasındaki siyasi projeyi desteleyenlerden teröre karşı tavır almalarını beklemek, terörün ortak bir tanımının yapılabileceğini sanmak ve her fırsatta "uluslararası terörizme karşı işbirliği" aramak reel politikaya uymayan idealist bir yaklaşımdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle