02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

söyleniyor. C S TRATEJİ 11 YENİ BİR ULUS İNŞASI Bu kavram, Irak’ın işgal edildiği sıralarda oldukça popülerdi. ABD, Irak’a demokrasi getirerek, tıpkı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya ve Almanya’da yaptığı gibi yeni bir ulus meydana getireceğini söylemişti. Fakat bugün gelinen noktada Irak’ta yaşananlar ortada. Tayvan’da da aslında buna benzer bir süreç yaşanmış, belki de hala yaşanmaya devam ediyor. 1971 yılında Tayvan BM’den çıkarıldıktan sonra yola farklı bir şekilde devam etmeye karar vermişler. ABD’nin yardımıyla Çin’i ele geçiremeyeceklerini görünce Tayvanlı yöneticiler, Tayvan’ın bağımsız bir siyasi birim olduğunu göstermek için ulus kimliğini yeniden tanımlama surecine girmişler. Bu bağlamda, binlerce yıllık Çin kültüründen uzaklaşılarak, Çinli olmalarına rağmen yeni bir etnik köken türeterek kendilerinin Çinli değil Tayvanlı olduklarına inandırmaya başlamışlar. Bu yeni ulusun geçmisi pek yok. Oluşturulan bütün değerler tamamen yapay. Aslında, Tayvanlılar, ABD’nin İkinci Dünya Savası’ndan sonra Almanya ve Japonya’ya yaptığını kendi kendilerine yapmaya çalışmışlar. Yeni bir ulus inşasından çok küçük bir ABD yaratılmış bu adada. ABD’nin her şeyi ile tam bir küçük kopyası. Kültürüne varıncaya kadar almışlar. Beyzbol oyununu milli sporları olarak görüyorlar ve en favori spor aktivitesi. Çince’nin yanında Tayvanca diye farklı bir lehçede Çince geliştirmişler. Ancak toplum yekpare değil. Eski kuşak Tayvanlılar Japon geleneklerini daha iyi biliyor ve iyi Japonca konuşuyorlar. (Japon sömürge dönemini yaşamış Tayvanlılarla konuşmak istediğimizde torunları Japoncalarının iyi olmadığı için iletişim sorunu çekebileceklerini söylediler. Gerçekten de bir tercüme problemi yaşadık.) Kısaca eski kuşak ile yeni kuşak farklı diller kullanıyor. Adada dil birliği yok. TV programlarında veya toplu taşıma araçlarında anonslar Çince (Mandarin) Tayvanca ve Japonca yapılıyor. Aslında Tayvan bir ulusdevlet, ama sanki çok uluslu bir devletmiş gibi iç dinamikleri var. Gerçekte genç kuşak bundan rahatsız. Zira kendilerini tanımlamaları istendiğinde duraklıyorlar. Tayvanlı diye bir şeyin olduğuna kendileri de inanmıyor. Dünyada giderek artan Çin kültürünün etkisi onları da etkilemiş durumda ve bundan gurur duyuyorlar: ancak komünist Çin’den o denli nefret ediyorlar ki, ya da etmeleri için şartlandırılmışlar ki bu, sağlıklı düşünmelerini engelliyor. Tayvanlılar her gün Çin ile olan ilişkilerin geleceği ile yatıp bununla kalkıyorlar. Ülkenin diğer sorunları hiç gündeme gelmiyor. İktidar partisi DIP bağımsızlık yanlısı. Milliyetçi Parti ise, sırf ona muhalefet olsun diye Çin’le birleşme yanlısı olmuş. Böyle diyorum çünkü bir zamanlar azılı bir komünist Çin düşmanı olan Milliyetçi Parti 2000 yılında DIP’in iktidara gelmesinden sonra söylem değiştirerek Pekin’e barış elini uzattı. Pekin, bu eli boş çevirmedi ve parti liderlerini 2005 yılında Çin’e davet etti. 2008’de seçimler oldukça çekişmeli geçecek gibi gözüküyor. Tayvan’ın uluslararası gündemde KKTC ile bezer konuma getirilmesi Tayvanlıların tepkisine neden oluyor. Tayvanlılar, ‘Eğer KKTC bağımsız bir ülkeyse Tayvan’ı tanısın. Tayvan da bu ülkeye yatırım yapsın’ değerlendirmesini yapıyor. Tayvanlılar, bilgisayar donanımı üretimindeki başarılarından da gurur duyuyor. edilmesi gereken husus Tayvan ordusu içerisindeki Çin yanlılarının tutumu. Çin’in bu kişiler üzerinden orduyu maniple etme ihtimali oldukça yüksek. Tayvan gazetelerinde son günlerde çıkan haberlere bakılırsa ABD, artık yavaş yavaş Tayvan’ı kendi kaderiyle baş başa bırakmaya başlamış. Tayvan’ın ve DIP’in bugünlerde en büyük korkusu ABD’nin Tayvan’dan desteğini çekmesidir. Çin’in önündeki en büyük engel ABD duvarıdır. Yoksa Tayvan’ın hiçbir silah gücü Çin’i durduramayacaktır. bilgisayar donanımları açısından Tayvan’a bağımlı olduğunu söylüyorlar. Microsoft’un yeni işletim programı geliştirmesi için Tayvanlı şirketlerin yeni donanımlar üretmesine bağlı olduğu hatırlatılarak, "Biz yeni donanımlar üretmezsek Microsoft hiçbir şey yapamaz". Kısaca, söyledikleri ekonomik ve buna bağlı olarak politik gücün yoksa, dünyada söz sahibi olamazsın. Eğer KKTC de Tayvan gibi bir teknoloji ve ekonomi üssü olsaydı, borsası dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip olsaydı o zaman tanınmaya bile ihtiyacı olmazdı. Tayvanlı uzmanlardan Prof. Wencheng Lin, Tayvan Modelini söyle özetliyor: "Bu Tayvan’a özgü bir model, daha çok ekonomik bir model. Bunun yanında ABD ile de askeri ilişkileri düzenleyen bir model. Bu modelin temel felsefesi kendi kendine yetebilecek bir ekonomik gücün olması" oysa KKTC her açıdan Türkiye’ye bağımlı. Ankara ekonomik yardımı kestiği an adada hayat biter. Ekonomik güç olmadığı zaman dışa bağımlı olursunuz. Böylece, AB gibi kimi güçler para yardımı yaparak adadaki eğilime müdahale edip değiştirebilirler. Tıpkı Annan Planının kabul edilmesinde olduğu gibi. Obur tarafta ekonomisi kendisine yeten Rumlar, AB ve ABD’nin sözde dayatmalarına rağmen Annan Planını kabul etmemiştir. Sonuç olarak, KKTC’de en kısa zamanda yüksek teknoloji merkezi haline getirilmelidir. Bu bağlamda Tayvan ile işbirliği yapabilir. KKTC bağımsız bir devlet ise, derhal Tayvan’ı diplomatik olarak tanıyıp aynı şekilde Tayvan’ın da tanımasını kazanmalıdır. Böylece, Tayvan’in yatırımlarını adaya çekebilir. Bu durum Çin’e de bir mesaj olacaktır. Rumlarla silah ve petrol anlaşmaları yapan Çin en azından böylece dengelenebilir. Tayvan üzerinden KKTC, ABD’nin de ekonomik olarak tanımasını kazanabilir. Türkiye de bir zamanlar Asya’da siki müttefiki olan ve tam bir Atatürk hayranı olan General Cang Kaysek’in ülkesiyle KKTC üzerinden ilişkilerini geliştirebilir. Böylece, son yıllarda Avrasya’da hemen her yerde önüne çıkan Çin engelini de aşmak için elinde yeni bir koz olur. Dipnot: (*) Tayvan sorunu konusunda daha geniş bilgi için bkz. Barış ADIBELLI, Çin Dış Politikasında Tayvan Sorunu, IQ Kültür, Sanat, Yayıncılık, İstanbul, 2006. KIBRIS’IN TAYVAN’DAKİ YANSIMASI Tam olmasa da yüzeysel bakıldığında Kıbrıs ile Tayvan birbirlerine çok benziyorlar. Tayvan’ı yirmi küsür devlet tanıyor ve bu devletlerin çoğunun adını ve yerini haritalarda bulmak zor. Çoğu küçük ada devletleri ve Tayvan’dan aldıkları ekonomik yardım için tanıyorlar. ABD de eski müttefikine yönelik ahde vefa ilkesi gereğince buna göz yumuyor üstü kapalı destek veriyor. Bilindiği üzere KKTC’yi sadece Türkiye tanıyor. Burada Kıbrıs sorununu gündeme getirdiğimde Tayvanlı uzmanlar tepki gösterdi. Onlara göre KKTC’nin Tayvan’la benzeştirilmesi kabul edilebilir bir durum değil. Onlara göre, Tayvan 1950’den 1971’e kadar BM Güvenlik Konseyi üyeliği yapmış saygın bir devlet. Dünyada ekonomik açıdan büyük bir güç. ABD’nin yüksek teknoloji ve TAYVAN ORDUSUNUN ROLÜ Cang Kay sek’in kurmuş olduğu ve onun öğretilerini takip eden Tayvan ordusunun bütün bu süreç içerisinde nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu. Hali hazırda ordu resmi bir şey söylemiş değil. 2000’lerden sonra Sivil Toplum Kuruluşlarının da (STK) sayıları artmış durumda, özellikle dış müdahalelerin kaçınılmaz olduğu aşikar. Burada dikkat Hu Jintao
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle