02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] Küresel ısınmaya karşı küresel önlemler alınmalı… C S TRATEJİ 21 BM İklim Zirvesi'nden çıkan sonuçlardan bizim için en korkunç olanı da bu zaten. Türkiye sera gazı üretiminin dünyada en hızlı arttığı ülke. Sera gazı şüphesiz atmosferde bulunması gereken hatta yaşamsal öneme sahip olan bir gaz çeşidi. Ancak bu gazın gerekenden fazla miktarda veya yoğun olarak bulunması adeta buharlı bir tencerede yaşamak gibi. Dolayısıyla sera gazı emisyon hacmi yüksek olan Türkiye de ABD, Çin, Hindistan gibi dünyanın yok olmasına katkıda bulunuyor. Tahminlere göre Türkiye’de 2030 yılına kadar sıcaklıklar kışın 2 yazın 2 veya 3 derece artacak. Akdeniz’in su seviyesinin 2050 yılına kadar 14 ila 38 cm, 2100 yılına kadar ise 35 ila 65 cm kadar yükseleceği tahmin ediliyor. Buzulların erimesi sonucu kıyı şeritlerinin sular altında kalabileceği tezi, bundan etkilenecek dünyanın en büyük şehirleri arasında İstanbul’un da olmasını mümkün hale getiriyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz için bu anlamda sıkıntılı günler kapıda gibi gözüküyor. Küresel ısınmayla gelen iklim değişiklikleri, kış aylarında baharı yaşamamız daha şimdiden susuzluk ve kuraklık endişelerini artırmış durumda. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'de yağış miktarında yüzde 20 civarında bir azalma olacağı tahmin ediliyor. Bu durum tarımımızı, sanayimizi, ekonomimizi kısaca tüm yaşamımızı etkileyecektir. Küresel ısınma tehdidine karşı bir an önce alınması gereken önlemleri, tüm bireyler olarak gözden geçirmemiz kaçınılmaz bir hal aldı. Yaşanabilir bir dünya için herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli. En başta kullanılan enerjinin azaltılması yolunda bilinçlenerek ilk adım atılabilir. Basit önlemlerle kullanılan enerjinin yüzde 25’inin tasarruf edilebileceği ispatlanmış durumda. Evlerimizde bugün hoyratça kullandığımız elektrik, su, doğalgaz gibi enerji kaynaklarımızı daha dikkatli kullanmak bile bir başlangıçtır. Bunun için de kullanmadığımız radyo, televizyon, bilgisayar, elektrik düğmelerini kapalı tutarak işe başlayabiliriz. Çöpü azaltıp geri dönüşüm uygulanması için daha bilinçli olmak, araçlarımızda az yakıt tüketen modelleri, karayolu yerine demiryolu taşımacılığı tercih etmek, hatta mümkünse ağırlıklı olarak toplu taşıma araçlarını kullanmak, zorunlu haller dışında faks, posta taşımacılığı yerine teknolojiden yararlanarak elektronik posta kullanmak. Sularımızı sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi savurgan kullanmamak, ağaçların küresel ısınmayla mücadeledeki en önemli silahımız olduğunu unutmamak ve fidan dikmek, bireysel olarak yapabileceklerimizin sadece en basitleri. Bütün bunları yapıyor olmak bile küresel ısınmayla mücadele için bir adım sayılır. Bireysel önlemler şüphesiz önemli. Ancak asıl önlemin hükümetler bazında alınması, çevreyle ilgili önlemlerin devlet politikası haline getirilmesi gerekiyor. Bunların başında da fosil kaynaklı yakıtlardan bir an önce vazgeçilmesi geliyor. Fosil kaynaklı yakıtlar olarak adlandırılan petrol, kömür, doğalgaz gibi enerji kaynakları çevre kirliliği dolayısıyla da küresel ısınmanın önemli bir sebebi olarak kabul ediliyor. Küresel ısınmayı tetikleyen bu yakıtlar yerine güneş, rüzgar ya da biyoenerji gibi alternatif enerji kaynaklarını kullanmak çok önemli. Dünyamızı geç olmadan kurtarmak adına küresel ısınmayla mücadelede ciddi paya sahip olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek için acele edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde kıyamet tahminimizden önce kopacak! D ünya ısınıyor, pek çok canlının soyu tükendi ve pek çoğu da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Doğa, insanlar, hayvanlar küresel ısınmayla birlikte hiç de alışık olmadıkları durumlarla karşı karşıya kalıyorlar ve kendilerince çözüm üretmeye çalışıyorlar. Canlıların yok olma endişesi taşıması üzerine çözüm önerilerinde bulunsalar da insanlar, dünyanın sonunu hazırlayan felaketleri önleyemiyor. Son günlerde küresel ısınmanın etkileri ile ilgili söylenenler "felaket senaryoları diye" nitelendiriliyor. Bu senaryolarda değişmeyen başrol oyuncusu ise "insan". Kıyamet erken kopacak İNSAN YOK EDİYOR BEKLENEN Şubat ayı başında Paris’te düzenlenen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli için dünyanın dört bir yanından 500 bilim adamı biraya geldi. İlk olarak 1988 yılında Dünya Meteoroloji Teşkilatı ve BM Çevre Programı öncülüğünde oluşturulan Panel’in son toplantısında ortaya çıkan korkunç sonuçlar tüm dünyayı dehşete düşürmüş durumda. Üstelik küresel ısınmanın nedeni olarak insan 6 İklim değişiklikleriyle beraber sel, kasırga gibi faktörünün önemli bir yer tuttuğu sonucuna varılınca doğal afetler artacak, bunun sonucunda da panel daha da itibar gördü denebilir. Yani bugünkü milyonlarca insan yaşamını yitirecek, durumun sorumlusu yüzde 90 insan. 2001 yılında 7 Canlı türleri giderek yok olacak, (Kuzey açıklanan raporda bu oran yüzde 66 idi. Zaten insanın kutbundaki kutup ayıları ve penguenler şimdiden eliyle kirlenmenin artış hızı bu hususta daha önemli evsiz kalmaya başladılar bile.) hale geliyor. 8 Global anlamda ekonomi giderek kötüleşecek Rapora göre gelecekte yerküreyi bekleyen ve felaketlerin verdiği zararlar karşılanamaz hale sorunların başında sıcaklık artışları yer alıyor. 2100 gelecek, yılına kadar atmosfer ısısı 1,8 ile 4 derece arasında 9 2100 yılına gelindiğinde dünyanın üçte biri artacak, uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgaları sık çölleşecek, sık yaşanacak, şimdikinden daha şiddetli fırtınalar 10 Göller küçülecek, akarsular kuruyacak görülecek, kutup buzulları eriyecek. Dolayısıyla kısacası dünyanın dengesi bozulacak. Antarktika kıtasının gelecekte var olup olmayacağı meçhul. Bangladeş’ten Hollanda’ya kadar pek çok E YAPMALIYIZ? kıyı ülkesi sular altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Küresel ısınmaya karşı ne kadar tedbir Türkiye 2004 yılında imzaladığı İklim Değişikliği alınırsa alınsın küresel ısınma ve deniz seviyesinin Çerçeve Anlaşması gereği, düzenli olarak BM yükselmesi asırlar boyunca sürecek. Yüz milyonlarca sekreteryasına sera gazı envanterini bildirmek insanın yükselen sular ve kuraklık neniyle göçe zorunda. İlk kez 2006 yılında hazırlanan rapora göre zorlanacağı, canlı türlerinin yüzde 40’ının yok Türkiye yıllık 357 milyon tonluk sera gazı emisyon olacağı, her altı kişiden birinin içme suyu problemi hacmiyle dünyada birinci sıraya yükseldi. Paris'teki yaşayacağı rapordan çıkan sonuçlar arasında. Buzulların erimesi dünyayı tehdit ediyor... Küresel ısınma sonucu doğada oluşan tahribatın kaynağı yüzde 90 insan. Küreyi korumak için bireysel önlemlerin yanı sıra küresel ölçekte politikaların geliştirilmesi gerekiyor. N FELAKETLER Panelden çıkan sonuçlara göre; 1 Sıcaklıklar giderek artacak ve kuraklıklar başlayacak, 2 Salgın hastalıklar artacak, 3 2017’de 200 milyon insan aç kalacak, 4 Kuzey Kutbu'nun buzulları tamamen eriyecek, (Uydudan çekilen fotoğrafları inceleyen bilim adamları, buzulların 1979 yılından bu yana yüzde 9'unun eridiğini ve 100 yıl içinde buzulların tamamen eriyeceğini açıkladı.) 5 Buzulların erimesiyle birlikte okyanuslarda su miktarı artacak, denizlerin seviyesi yükselecek ve deniz kenarları su altında kalacak,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle