02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Armağan KULOĞLU Emekli Tümgeneral u analiz, ABDİran anlaşmazlığının çatışma noktasına geldiği, çatışmanın çıktığı, cereyan ettiği ve sona erdiği varsayımına dayanmaktadır. Savaşın askeri sonuçları ile birlikte politik, ekonomik, psikososyal gibi birçok sonuçları vardır. Bunları birbirinden ayırt etmek oldukça zordur. Çünkü bu sonuçlar birbirleri ile yakından ilgilidir. Ancak bu yazıda "Çatışmanın askeri sonuçları ve Türkiye’ye etkileri" konusunu, mümkün olduğu kadar askeri çerçevede kalarak ifade etmeye, zaman zaman da konunun askeripolitik sonuçlarını değerlendirmeye çalışacağız. B Kutuplaşma artar, asimetrik saldırı yöntemleri güç kazanır, bölgesel dengeler değişir… C S TRATEJİ belirlendiği ifade edilmektedir. Harekâtın sonucunda İran’ın nükleer kabiliyetinin ve kapasitesinin tamamen yok edilmesi beklenmemelidir. Aynı şekilde diğer tesislerin de tamamen etkisiz hale geleceği düşünülmemelidir. Sonuçta nükleer teknoloji çalışmalarının inkitaya uğrayacağı, nükleer silah elde etmesinin gecikeceği, askeri, endüstriyel ve ekonomik gücünü yeniden kazanmasının zaman alacağı kıymetlendirilmektedir. Böyle bir harekâttan elde edilecek sonuçların derecesinin, yukarıda belirttiğim üzere İran’ın ön alma ve karşı koyma durumuna bağlı olarak değişeceği değerlendirilmektedir. Önemli olan askeri harekât sonrası İran’daki politik ve psikososyal durumun nasıl bir gelişme kaydedeceğidir. İran’da milliyetçilik duyguları artarak direnç mi oluşacak? Yoksa rejimin değişmesine yol açacak bir durum mu ortaya çıkacak? ÇATIŞMANIN GALİBİ OLUR MU? ABDİran çatışmasının sonuçları İran ile ABD arasındaki gerginlik iki ülkenin yanı sıra bölge ülkelerine de ciddi şekilde yansıyor. İki ülke arasında olası çatışmanın, etkisi hem bölgesel hem küresel anlamda değerlendirilebilir. ABD’nin İran’a verdirmeyi planladığı zayiatta azalma olacağı gibi, İran’ın ABD’ye verdirebileceği kayıplarda da artma olabilecektir. Bu çatışmanın mutlak bir galibinin olmasını beklemek ve çatışmanın sona ermesi ile her şeyin sona erebileceğini düşünmek oldukça zordur. ABDİran gerginliğinin çatışmayla sonuçlanması, bölgede ve uluslararası dengelerde değişikliklere, mevcut kutuplaşmaların derinleşmesine, yeni kutupların oluşmasına ve ayrıca asimetrik güçlerin mücadele yönteminin daha da ön plana çıkmasına imkân yaratacaktır. Çatışmada her iki tarafın da kayıplar vereceği beklenmektedir. Ancak ABD’nin İran’a, İran’ın da ABD’ye verdireceği kayıpların, İran’ın elindeki askeri imkânları kullanma fırsatına ve kabiliyetine bağlı olacağı düşünülmektedir. Savaşı ABD’nin başlatacağı beklenmektedir. Eğer İran, çatışmanın kaçınılmaz duruma geldiğine kanaat getirir ve elindeki askeri imkânları ABD’den önce kullanmayı göze alırsa, BASRA KÖRFEZİ HAREKATI ABD HANGİ HEDEFLERİ SEÇER? Çatışmanın sonuçlarını değerlendirmek, savaşın ne şekilde cereyan edeceğini de bağlı olan bir konudur. ABD’nin sadece hava ve füze harekâtı ile yetinmesi ve sonucu bu şekilde almayı düşünmesi halinde, çatışmanın başlıca çıkma nedeni olarak nitelendirilen, İran’ın nükleer silah üretme ve bu kapsamdaki teknolojisini ortadan kaldırmayı ve bu nedenle öncelikli hedef olarak nükleer tesisleri seçeceği beklenmektedir. ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nin son yayımladığı raporda İran’ın Nükleer silah yapımı konusundaki çalışmalarını 2003 yılında durdurduğu belirtmekte ve bu bilgi Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından da doğrulanmaktadır. Ancak İran barışçıl amaçlarla da olsa nükleer teknolojisini geliştirmekte ve uranyum zenginleştirme çalışmalarına devam etmektedir. Bu durum İran’ın nükleer silah üretmesine engel olunmasının ötesinde, ABD’nin bölgede İran’ın etkisini kırmayı, kendisinin tam etkinlik sağlamasını ön planda tuttuğunu göstermektedir. Bu nedenle ABD’nin askeri seçeneği sürekli gündemde tutacağı, bu seçeneği kullandığında da nükleer tesislerini hedef almanın yanında İran’ın askeri, endüstriyel ve ekonomik alandaki gücünü de kırarak uzun bir süre tehdit olmasını önlemek ve bunu yeniden tesis etmesini geciktirmek maksadıyla, nükleer tesislerle eş zamanlı olarak askeri tesis ve üslerini, komuta kontrol ve hava savunma sistemlerini, petrol ve endüstriyel bölgelerini de hedef alacağı değerlendirilmektedir. Bu maksatla hava ve füze harekâtı için bir çok hedef Hava ve füze harekâtına paralel olarak Basra Körfezi’nde icra edeceği deniz harekâtının sonucu da aynı çerçevede düşünülebilir. İran’ın Rus teknolojisi, Çin desteği ve kendi ekonomik ve endüstriyel kabiliyeti ile geliştirdiği ve bir kısmını da çeşitli ülkelerden aldığı, havahava, karahava, karakara, denizdeniz ve denizhava füzeleri ile ABD kuvvetlerine zaiyat verdireceği beklenmektedir. Füze savunma sistemleri ile de ABD’nin füze etkisini azaltabilmesi de mümkün görülmektedir. İran’ın kendisine yapılacak bir saldırıya, çok geniş çaplı bir füze taarruzu ile cevap verebilme kabiliyetinde olduğu unutulmamalıdır. Ancak İran füze sistemlerinin güdüm sistemi ve isabet ihtimali konusundaki zafiyetlerinin devam ettiği de bilinmektedir. ÇEVRE ÜLKELERDEKİ ETKİLERİ Ön alabilmesi ve ABD taarruzunun etkisinden kendisini bir müddet koruyabilmesi halinde İran’ın, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Körfezdeki ABD hedeflerini vurabileceği de hesaplanmaktadır. Ayrıca Lübnan Hizbullahı’nın İsrail’e karşı füze taarruzları, Filistin Hamas ve İslami Cihat Örgütlerinin de yine İsrail’e karşı eylemlerde bulunabileceği düşünülmelidir. Afganistan’daki Şii Hazaraların ve Taliban’ın gerek koalisyon güçlerine, gerek ise yönetime karşı eylemler düzenleyebileceği dikkate alınmalıdır. ÇATIŞMA SONRASI Harekâtın başlangıcında ABD’nin bir kara harekâtına girişeceği düşünülmemektedir. Çünkü ABD’nin İran’ı karadan işgal edebilecek kapsamda bir kara gücünü toplaması oldukça zor görünmektedir. Ancak deniz, hava ve füze harekâtını takiben Irak’taki direnişin artacağı, hatta bazı İran birliklerinin de bu direnişin içinde yer alacağı, güneydeki Şiilerin direniş ve ayaklanmaya teşebbüs edebileceği, kuzeydeki etkili olduğu bazı Kürt grupların da ABD’ye karşı tavır alabileceği, bazı terör hücrelerinin de yeniden hareketlenerek Irak’taki ABD ve diğer güçlere karşı eylemlerde bulunabileceği beklenmektedir. İran’a karşı düzenlenen bir harekâtın sonucunda asimetrik güçlerin mücadele yöntemi olan şiddet ve terörün ön plana çıkması muhtemeldir. Sadece bölgedeki değil, diğer çeşitli ülkelerde, hatta ABD için de dahi ABD yurttaşları, tesisleri, büroları, şirketleri İranlı veya ElKaide dahil diğer örgütlerin hedefi haline gelebilir. Ayrıca İran’a müdahaleye destek veren, ABD askeri üslerine ev sahipliği yapan, hatta ABD’den yana tavır alan bölge ülkeleri de çeşitli eylemlere maruz kalabilir. Bush
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle