02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

görmektedir. Rusya yükseliyor, bağımsız bir güç merkezi olacaktır. Çin küresel güçtür. AB bağımsız stratejik güçtür, ABD’yle müttefiktir ama kendi bağımsız pozisyonunu da korumaya çalışmaktadır. Bu tablo içinde Hindistan, hiçbir ittifakta yer almadan, küresel güç olmayı, bunun için de, birbiriyle rekabet eden güçler arasında dengeli bir şekilde yükselmeyi amaçlıyor. Hindistan küresel ölçekte, stratejik konumu itibarıyla çok hassas bir yerdedir. Küresel politikalar oluşturup, uygulayabilme konusunda Hindistan’ın kendisini eğitmesi, kriz yönetimi alanında çak başarılı olması gerekir. ABD’yle ilişkileriniz nasıl? ABD süper güçtür, küresel stratejilerini bir takım ittifaklarla desteklemektedir ve Hindistan’ın dış politikasında önemlidir. ABD ile kimi alanlarda stratejik ilişkileri olsa da Hindistan birbiriyle çatışan ortamlara girmek istemez. ABD ile stratejik ilişkiler, bize çok önemli kazanımlar sağlamamıştır. Ayrıca ilişkilerdeki bu yakınlaşma, Çin ve Rusya’nın bize şüpheyle yaklaşmasına neden olmuştur. İlişkileri belirleyen stratejik kazanımlardır. ABD, geçmişte Hindistan’ın Bağlantısızlar ile birlikte hareket etmesini hoş karşılamasa da Hindistan ona karşı hasmane bir tutum almamıştır. Hindistan’ın küresel güç denkleminde yükseldiğini gören ABD’nin Güneydoğu Asya stratejisi başarısızdır. 50 yıldır izlediği Pakistan odaklı politikası çökmüştür. Geçmişte Hindistan ABD stratejik ortaklığı tam olarak gerçekleşseydi ki stratejik sebeplerle gerçekleşmemiştir dünya dengeleri değişebilirdi. Ama yine de iki ülke çok önemli anlaşmalar imzalamıştır. ABD, Hindistan’dan savunma ihaleleri almak istiyor ama yine de Hindistan’a karşı kimi çekinceleri, farklı bölgesel, küresel algıları var. Bize yardımcı oluyor ama stratejik güç olmamızı, etkinliğimizi daha geniş bir coğrafyaya yaymamızı istemiyor. ABD’de başkanlar iki ülke ilişkilerini geliştirmek isteseler bile kongre engel oluyor, BM’de daimi üye olmamıza muhalefet ediyor. ABD’nin 11 Eylül sonrası attığı adımlarda da, İran konusunda da görüşlerimiz farklı. Şu anda ikili ilişkiler bir düzlüğe çıktı. Hindistan, zamanın lehine işlediğini görüp, sabırlı olmalı, dış politikada stratejik işbirlikleri geliştirmek isterken, ABD ve diğer ülkelerle ilişkilerini zora sokmamalı. Ama ABD de, Hindistan’la işbirliği yapmak ve Asya’da varolmak istiyorsa, iki ülke ilişkilerinin soğumasına izin vermemeli. Rusya’yla ilişkileriniz hangi boyutta? Yarım yüzyıldır Rusya’yla stratejik ortağız. Yeltsin dönemi hariç stratejik ortaklığımız hep sürdü. Ruslar stratejik hassasiyetlerimize her zaman saygı duydular. Batılılar bizi hiç desteklemezken, savunma teknolojileriyle de bizi desteklediler. Stratejik olarak canlanan Rusya’nın bize verdiği C S TRATEJİ 11 nedeniyle stratejik ikilemler de vardır. Çin ve Hindistan, Güney Asya’da stratejik rakip olan iki büyük güçtür. Büyük güçler bizim gelişmemize olumlu yaklaşırken, Çin’in bunu kaygıyla izlemesi, ÇinHindistan ilişkilerini daha da karmaşık hale getiriyor. Hindistan, Çin’in iyi niyetini de dikkate alarak, Çin’e karşı olumsuz bir siyaset izlemeyecek, dengeleri gözetecektir ama Çin de bölgedeki stratejik alanı Hindistan’la paylaşması gerektiğini kabul etmelidir. Ekonomik ilişkileri geliştirmek, diplomatik manevra sahasını kullanmak gerekir. AB ile ilişkileriniz ne düzeyde? Hindistan ile AB arasında stratejik ortaklık gündemdedir. AB Hindistan’ı stratejik ortak olarak seçmiştir. En az sorun yaratacak ortaklık da budur. AB üyelerinin bir kısmı NATO üyesidir zaten. AB bir bütün olarak, Hindistan’ın yükselen bir güç olduğunu görmüştür. Hindistan ile AB arasındaki stratejik bir ilişki AB üyesi ülkeler için de çok yararlı olur. Çünkü Asya’da Hindistan, AB’ye en yakın ülke olarak görülmektedir. Hindistan ile AB arasında siyasi, ekonomik, bilimsel işbirlikleri vardır. Hindistan, ihracatının yüzde 22’sini AB’ye yapmakta, ithalatının yüzde 20’sini ise AB’den karşılamaktadır. Ayrıca başta Almanya, Fransa ve İngiltere olmak üzere AB’nin önde gelen, büyük ülkeleriyle ikili ilişkilerimiz gelişmektedir. AB’nin stratejik ortağı olmamız, bizim önümüzde yeni olanaklar açmaktadır. Irak konusunda ABD ile görüş farkınız var. ABD’nin Irak’ta düştüğü durumu nasıl yorumluyorsunuz? Irak, Hindistan’ın çok iyi dostuydu. Ama Irak’ın ABD tarafından işgali sonrasında gelişen olaylar sonucu geri adım atmak zorunda kaldık. ABD’nin bölge politikalarını değiştirmek için Hindistan’ın yapabileceği bir şey yok. Öte yandan Hindistan’da 160 milyon Müslüman yaşıyor ve bu vatandaşlarımız da meseleye duyarlılar, bu konuyla çok yakından ilgileniyorlar. Irak sorununun gelmiş olduğu noktada ABD’nin meselenin çözümünde bize biçtiği bir rol de yok, bizim orada kendimize biçtiğimiz bir rol de yok. Gandi ve Nehru’nun Atatürk’e olan hayranlığı, Türk Kurtuluş Savaşı’na Hindistan’ın duyarlılığı ve desteği biliniyor. Hindistan’ın Türkiye ile ilişkileri ne düzeyde? Tarihsel bağlar, iki ulus arasındaki duygusal bağlar güçlü olsa da ekonomik, siyasi, kültürel olarak yapılması gereken çok şey, atılması gereken çok adım var. İki ülke insanlarının birbirlerini daha iyi tanımaları, birbirleri hakkında daha bilgili olmaları, eğitim kurumlarının bu konuya eğilmeleri lazım. ‘ABD, bize yardımcı oluyor ama stratejik güç olmamızı, etkinliğimizi daha geniş bir coğrafyaya yaymamızı istemiyor. Yarım yüzyıldır Rusya’yla stratejik ortağız. Ruslar stratejik hassasiyetlerimize her zaman saygı duydular. Batılılar bizi hiç desteklemezken, savunma teknolojileriyle de bizi desteklediler.’ destek, bizim küresel güç olarak ortaya çıkmamız açısından çok önemli. Birleşmiş Milletler’de veto gücü olan Daimi Güvenlik Konseyi’nde yer almak istiyoruz. Rusya, son iki yıldır ABD ile Hindistan arasındaki stratejik yakınlaşmaya ses çıkarmadı. Ama kimi anlaşmalardan memnun olmadığını da hissettirdi. Hindistan, ABD ile yakınlaşsa bile, Rusya’ya sırt çevirmeyeceğini göstermeli. ABD ve Rusya ile olan stratejik ilişkilerinde dengeyi gözetmeli. Çin’le ilişkilerinizi nasıl dengeliyorsunuz? Çin’in son yıllardaki büyük gelişmesi, ABD başta olmak üzere Batı ülkelerini ve komşularını endişelendiriyor. Çin, diğer güçler için de, bizim için de en zorlayıcı ülke. Son 50 yıl içinde Çin’le bazen silahlı çatışmalarımız oldu. Silahlı çatışmalara hazır bir ülke olan Çin, 1950’lerde güvenliğimiz için tehditti. Güney Asya’da Hindistan’ı hep dengenin dışına itmeye çalıştı, Pakistan’a silah sağladı. Ama biz 1962’deki ÇinHindistan savaşının geride kaldığına inanıyoruz. Geleceğe ilişkin soru işaretleri olsa da, somut adımlar atılsın istiyoruz. Stratejik ortaklık akla yatkındır. Bugün Asya’daki tek küresel güç olan Çin, Hindistan’ın ekonomik gelişmesini ve nükleer çalışmalarını yakından ama şüpheyle izlemektedir. İki ülke arasında ticari ilişkiler artmaktadır. Şu an ilişkiler iyi yoldadır ama geçmişteki anlaşmazlıklar Dipnot: 1 "Küresel Rekabette Yeni Bir Güç: Hindistan", TÜSİAD Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Yayını, 2007, s: 1 ve 12.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle