02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası [email protected] İki ülke Himalayalarda tarihi sınır kapısını açtı C S TRATEJİ alındı. Böylece Asya’nın nükleer güce sahip devleri arasındaki anlaşmazlıklar, karşılıklı ortak güvenlik ve işbirliği antlaşmalarıyla etkinliğini kaybetme yoluna girdi. Varılan antlaşmalar ile taraflar; sınır sorununun ilişkilerin gelişmesini olumsuz etkilemesine izin verilmemesi, güç kullanılmadan dostane yollarla çözülmesini kararlaştırdı. Ç in ile Hindistan’ın 6 Temmuz’da, 44 yıl önce kapattığı Himalayalar’daki Nathu La sınır geçişini yeniden açmasıyla dikkatler yeniden iki ülke ilişkilerine yoğunlaştı. Yaklaşık iki buçuk milyarlık nüfusu ve son yıllardaki ekonomik atılımları, nükleer güç olmaları nedeniyle PekinYeni Delhi yakınlaşması bölgesel ve küresel aktörleri yakından ilgilendiriyor. Ekonomik ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesi açısından önemli olan Nathu La kapısının açılışı, Çin ve Hindistan’ın, 1962’deki sınır savaşından bu yana uzlaşamadıkları sınırlar konusunda, 2005 yılında vardıkları prensip kararının yaşama geçirilişinin ilk adımıdır. Ayrıca Çin’in iddialarından tamamen vazgeçtiğinin de göstergesidir. Siyasi önemi ekonomik öneminden büyük olan sınır ticaretinin, iki ülke arasındaki sorunların giderilmesine yardımcı olacağı düşünülüyor. Nathu La, yüzyıllar boyunca ticaretin sağlandığı tarihi İpek Yolu’nun önemli geçişlerinden biriydi. Çin ve Hindistan’ın yoğun müzakereler sonucu açılması için uzlaştıkları Nathu La, 4.300 metre yükseklikte ve Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Sikkim eyaleti ile Çin’in Tibet bölgesi arasında bulunuyor. Tüccarlara açılan kapının çok yakında turistlere de açılması bekleniyor. Nathu La geçidinden yapılacak ticaretin şimdilik yerel halkın ihtiyaçlarıyla sınırlı kalacağı, ancak ilerde milyonlarca dolarlık bir ticaret kapısı olacağı belirtiliyor. İki ülke arasında son on yılda açılan iki küçük sınır geçişindeki ticaret hacminin 100 milyon dolar olduğu düşünüldüğünde Nathu La’nın siyasi güveni sağlaması, diplomatik, ticari ilişkilerde ileri adımlar atılmasına neden olması bekleniyor. Sınır kapısından aşamalı olarak çeşitli malların ticaretine iki tarafın da izin vermesi, Nathu La’nın Çin ile Hindistan arasındaki en önemli kara ticaret noktası olması bekleniyor. Çin ile Hindistan’ın savaşsız mücadelesi süresinin 1962’de dolmasıyla, sınır savaşı başladı. Hindistan’ın kaybettiği savaşta, 8900 Hint askeri öldü, 300 top, 5 uçak, 10 tank, 400 araç, 6300 silah ve sayısız mühimmat Çin’in eline geçti. 2400 ölü ve yaralı veren Çin, Hindistan’ın Arunachal Pradesh bölgesini işgal etti, Hindistan’ın Tibet’le olan bağlantısını kesildi. Daha sonra Çin, Hindistan’ın kuzeydoğu sınırında 90.000 km2’lik bir alanda hak iddia ederken, Hindistan Çin’i, Keşmir bölgesinde 38.000 km2’lik alanı işgal etmekle suçladı. 1980’den sonra Çin ve Hindistan, sorunu müzakereler yoluyla çözmek için konuyla ilgili olarak birçok görüşme yapmıştı. Fiili durum 1993 ve 1996 anlaşmalarıyla sabitlendi. Anlaşmalar mevcut sınırın her iki tarafında da 2 km’lik alanda ateş açmayı ve 6 km’lik alanda uçuş yapmayı yasaklıyor. 11 Nisan 2005’te Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yaptığı dört günlük resmi ziyaret sırasındaki görüşmelerde, sorunlar ele HİNDİSTAN’IN TEHDİT ALGILAMASI Çin ile Hindistan ilişkileri Tibet ve Keşmir bölgesi nedeniyle tarihsel bir boyut taşıyor. İlişkiler zaman zaman çatışma boyutuna ulaştı. Günümüzde ise iki ülkenin savaş dışı yöntemlerle mücadeleyi sürdürmek istedikleri görülüyor. ÇİNHİNDİSTAN İLİŞKİLERİ Soğuk savaş döneminde, Hindistan’la sınır sorunu bulunan Çin, bu ülke ile sorunlu bir diğer ülke olan Pakistan’la ortaklık kurdu. Bunun karşılığında Yeni Delhi Moskova ile denge arayışına girdi. Soğuk Savaş sonrası ortağını yitiren Hindistan, Rusya’nın yanı sıra ABD ile ilişkilere de önem vermeye başladı. Hindistan, ilişkilerini görüşmeler zemininde kabul etmesine karışın Çin’den tehdit algılamayı sürdürüyor. Bunu günümüzde, Hindistan’ın ABD ile yakınlaşmasından anlayabiliriz. Zaman zaman Hintli yetkililer de bu yönde çıkışlarda bulundu. Sınır sorunun görüşmelerle çözümlenmesi yönündeki iki tarafın iradesine karşın dönemin Hintli Savunma Bakanı Fernandes, 3 Mayıs 1998’de Hindistan’ı tehdit eden en büyük gücün Pakistan değil Çin olduğunu, Çin’in Keşmir’in bir kısmını işgal ettiğini ve bunun göz ardı edilemeyecek bir gerçek olduğunu açıklamıştı. Başbakan Vajpayee de, ülkesinin nükleer silah denemesinin, nükleer silaha sahip kuzey komşusu Çin’in verdiği güvensizlikten kaynaklandığını dile getirmişti. Sonuç olarak, ÇinHindistan ilişkilerinin geleceği, Tibet sorununun ve sınır probleminin çözülmesine bağlı. Hindistan, Tibet’in Çin’in özerk bölgesi olduğunu kabul etmek ve 1904’teki Simla Anlaşması’ndan doğan hakları konusunda ikilem içinde bulunuyor. Çin ise Tibet’in tarih boyunca Çin toprağı olduğu iddiasından vazgeçmiyor, Mcmahon hattını kabul etmiyor. ABD ve Rusya gibi Çin de Hint Okyanusuna yayılmaya çalışıyor. Pekin’in Hint Okyanusu ve Pasifik’teki etkinliği, büyük güç olabilmesi ve ulusal güvenliğini sağlama hedefleri açısından önemli. Çin’in bu stratejik girişimi, Hindistan’ın yaşamsal çıkarlarını tehdit ediyor. Bütün bu sorunlar, Himalayalar’da inişliçıkışlı bir ilişkinin süreceğini gösteriyor. Tarihte Budizm ve Budist kültürü, Çin ve Hindistan ilişkilerinin geliştirdi. 10. yüzyıla doğru Budizm’in Hindistan’da etkisini yitirmesi, Çin’e Nathula bölgesinde Hintlilerle Çinli askerler karşı karşıya... özgü bir Budizm’in gelişmesi ikili ilişkilerin zayıflamasına neden oldu. Hindistan’ın İngiltere’nin sömürgesi olmasıyla ilişkiler kopma noktasına geldi. Hindistan’ın 1947’de bağımsızlığını ilan etmesi, Çin’in 1949’da yeni bir hükümet kurmasıyla birlikte iki ülke, 1 Nisan 1950’de diplomatik ilişkileri yeniden başlattı. 1950’de Kore Savaşı’nda Washington ile diplomatik ilişkisi olmayan Çin, ABD ordusunun 38. paralelden geçmemesine ilişkin notayı Hindistan aracılığı ile gönderdi. Aralarındaki anlaşmazlık ise, Tibet sorunuyla ortaya çıktı. İngiltere, Hindistan ve Tibet arasında yapılan anlaşmaları tanımayan Çin, tarihsel Tibet topraklarının kendisine ait olduğunu savunuyor. Tibetlilerin 1959 isyanının Çin ordusu tarafından bastırılmasının ardından, Dalai Lama ve yakınları Hindistan’a kaçtı. ÇinHindistan arasında 1954’te yapılan anlaşmanın İKİ ÜLKE TİCARETİ Sınır ticaretinin 44 yıl önce yasaklanmasıyla, iki ülke ürünleri sadece deniz yolu ile el değiştirebiliyordu. Çin Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Hindistan’la ticari ilişkiler son yıllarda hızla gelişti. Çin, Hindistan’ın en büyük üçüncü ticaret ortağı, Hindistan ise Çin’in 11. ticaret ortağı konumunda. Hindistan Çin’den daha çok elektronik ürün, kumaş, meyve ve meyve suyu, porselen ve cam alıyor. Çin ise, Hint tarafından tarım ürünleri, bitkisel yağ ve kumaş ithal ediyor. 2005 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi bir önceki yıla oranla yüzde 37.5 oranında artarak 18.7 milyar dolara ulaştı. Çin’in açığı yaklaşık 83 milyon dolar. İki ülke, ticaret hacmini 2008 yılında 20, 2010 yılında da 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Çin, 2005 yılında Hindistan’a 47 milyon 500 bin dolarlık yatırım yaptı. Hindistan’ın Çin’deki ortaklığı 196 sektörde 421 milyon dolar olup, toplam yatırımı 122 milyon dolar düzeyinde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle