Katalog

ülke çıkarlarına sahip çıkma bilincinden yoksun bir kısım halk kitlesi de geleceğimizin tehlikelerle dolu tuzaklarından adeta habersizdir. TUZAKLAR Tehlikeli tuzaklara bakarsak; ? PKK terörü ve Irak’ın Kuzeyindeki Kürt oluşumu ABD’nin himayesinde tekrar azmış ve Ortadoğu’daki yeni stratejik gelişmeler ışığı altında ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve Cumhuriyetimizin bekasını tehdit edici boyuta ulaşmıştır. ? Bugün hemen hemen her şeyin, AB adına düzenlendiği ülkemizde yabancılara toprak satımına hangi boyutta ve ne amaçla izin verildiği tam olarak bilinmemekte ve Cumhuriyetimizin kazanımlarının kaybedileceği kuşkusunu uyandırmaktadır. ? İrtica’ın varlığı adeta reddedilerek, MGSB’ye konulmasının engellenmesi gericiliği tırmandıracaktır. Özgür ve milli bir bütünlük içinde yaşamayı hak eden çocuklarımızı Irak benzeri bir felakete sürüklemeye hakkımız yoktur ve böyle bir gelişme bütün şehitlerimizin aziz ruhlarına da bir saygısızlık, hatta hıyanet olacaktır. ? Bütün bunlara karşı son müdahale makamlarından, Cumhuriyetimizin bize kazandırmış olduğu bağımsız ve güçlü yargı erki bile, üzerinde yoğunlaştırılan fiziki ve manevi baskılarla tehdit altındadır. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede hukuk devleti ve işlevsel bir Cumhuriyet’ten söz edilemeyecektir. ? Söz konusu tehdidin varlığı bir tarafa geçtiğimiz günlerde Danıştay’a yapılan saldırı, Cumhuriyetimizi koruma ve kollama görevini üstlenmiş kurumlarla ilişkilendirilmek istenmiş, bu kurumlara duyulan güvenin zedelenmesi suretiyle cumhuriyetin geleceği karanlıklaştırılmak istenmiştir. ? AB ülkeleri, Ermenileri ve Kürtleri bize karşı kışkırtmakta ve bizden onlar lehine İlk Körfez harekatında kuzey Irak’tan Türkiye’ye kaçan kürtler plana itercesine yeni kimlikler uydurma yaklaşımları ve bu yolda AB istekleri doğrultusunda korkunç bir gafletle atılan adımlar da Cumhuriyetimizin, Misakı Milli sınırlarımızın ve 24 Temmuz 1923 Lozan anlaşmasının ruhuna aykırıdır. Bu günlerde 70 milyonun üzerine çıkmış Anadolu Türklüğünün kurmuş olduğu Cumhuriyet’in 300 milyonluk bir Türk Dünyası’na yol gösterici, birleştirici bir çimento ol(a)maması için içimizdeki hayalci Batı muhibbi, Arap muhibbi, AB, ABD ve Siyonist yanlılarının maddi, manevi; bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde gösterdikleri çabalar Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyeti’ni zayıflatmak amaçlıdır. Günümüzde söz konusu Terör örgütünden ele geçirilen mühimmatlar çabalar aynı "hainler" tarafından daha önce kazanımlar ve ödünler koparma ve defalarca denedikleri parçalama oyunlarının Cumhuriyetimizi aşındırma çabasında kararlı bir kendilerince son perdesi olarak şimdi de bir Kürt şekilde yol almaktadırlar. milliyetçiliği yaratmak şeklinde hayata geçirilmek ? Hortumcuları, bölücüleri, irticacıları zaman istenmektedir. Ancak son perdeler olarak aşımlarıyla kolladığına dair söylentiler olan, düşünülen oyunlara "Çılgın Türkler"in verdiği bağımsızlık ilkelerinden uzaklaştırılarak yanıtlar da hatırlardan çıkarılmamalıdır. yönlendirildiği iddia edilen iddia makamı sistemi, iş, ülke çıkarlarını korumak ve bölücülere karşı URZON’UN AMACI vatanı savunarak görevini yapanlara geldiğinde üç Sonuç olarak; haftada karar alabilmekte, şehit cenazesinde terörü Cumhuriyetimiz kurulduğundan bu yana ona protesto edenlere akıl almaz cezalar bazen açıkça, bazen mevcut siyasal güçten cesaret verebilmektedir. Bu Cumhuriyetin temellerini alarak saldıran karanlık emelliler, ortamın tahrip edici zihniyetin yol almış olduğu mesafeyi uygunluğundan bugün alabildiğine yararlanarak açıkça ortaya koyan bir göstergedir. daha büyük mevziler kazanmışlardır. Kendilerini ? AB’nin uyguladığı baskıyı bahane ederek Türk hissetmemenin, hissedememenin zavallılığını, verilen tavizler, birkaç yıl önce dizginlenmiş terörü Cumhuriyetimize kast ederek kendilerine göre tekrar hortlatmıştır. zafere dönüştürmek istiyorlar. Öfke ve düşmanlık ? Silahlı Kuvvetlerimiz ve onun göz bebeği birikimlerini Cumhuriyetimizin kazanım ve Özel Kuvvetleri son günlerde çete söylemleriyle değerlerine saldırarak kusarken, beynelmilel sağ, hedef alan yabancı güçlerin yerli işbirlikçileri, sol, bölücü ve köktendinciler olarak bir bütünlük Cumhuriyeti yıpratmak ve yıkma yolunda içindeler. Bağımsız Cumhuriyetimiz ve Atatürk sistematik bir çaba içindedirler. Amaç, Silahlı ilkelerine karşı sinsi veya açık bir savaş açmış Kuvvetleri de etkisizleştirerek yanlışlara ve durumdalar. Maalesef bu hiç olmamasını haksızlıklara karşı oluşan milliyetçiulusalcı dip dilediğimiz savaşın bizi sürükleyeceği noktada, dalgayı sindirmektir. Bu yolda modern psikolojik rejimimiz, Cumhuriyetimiz ve temel ilkeleri tehdit harbin bütün unsurları dış destekli faaliyetlerle altına girebilecektir. Demokrasimiz, teokrasi aşama aşama tehdidi altındadır, bağımsız yargı ve hukuk devleti geliştirilmektedir. anlayışı tehdit altındadır, üniter yapımız, bölünmez Hedef halkımız bütünlüğümüz tehdit altındadır ve bölücülerin tarafından her zaman sistematik çabaları aynı emelleri taşıyan diğer en güvenilir kuruluş bütün hainlerle el ele vererek ülkemizi paramparça olarak nitelendirilen etmek istemektedir. Lord Curzon’un da amacı Silahlı buydu. Sevr’in de ötesinde bir amaç güdülüyordu Kuvvetlerimizdir. ve bu da Türklüğü Avrupa’nın daha ötesine, Yine, kimi Asya’ya doğru yeni bir Haçlı seferiyle atmaktı. yöneticilerin dini istismara yatkınlıkları Dipnot: da tehlikeli bir (1) Cengiz Aytmatov’un "Gün Uzar Yüzyıl Olur" yaklaşımdır. Bugüne adlı eseriyle dünya literatürüne giren "Mankurt", kadar, yüce öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren Atatürk’ün "Ne mutlu düşmanının kuklası haline gelmiş bir zavallı insan Türküm diyene" tipidir (köle). Mankurtlaşmak, ulusal kimlikten söylemine uygun uzaklaşma, topluma ve kültüre yabancılaşma, olarak hiçbir kimlik egemen güçlere ve süper devletlere yaranmayı ile sorunumuz içeren sosyolojik bir kavram olarak olmadığı halde, kullanılmaktadır. Türklüğü adeta ikinci C S TRATEJİ 15 C