02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kıskacından kurtarmak için çalışıyor. Bu kapsamda; İngiliz Armstrong şirketi Gürcistan’ın Ocean Shipping şirketini 161 milyon dolara satın alırken(8), ABD Gürcistan’ın petrol boru hattını Rus şirketi Gazprom’a satmasına karşı çıkıyor.(9) Rusya’yı Ermenistan’a bağlayacak bu hattın Gürcistan’ın elinde tutulması stratejik nedenlere dayanıyor. UKRAYNA’NIN ENTEGRASYONU Ukrayna’nın halihazır politikaları AB ve Batı yanlısı bir çizgide devam ediyor. Rusya ise, Ukrayna’yı ekonomik ve politik açıdan zorlayıcı ve taraf değiştirmeyi amaçlayan stratejiler izliyor. Ukrayna Devlet Başkanı Yuşenko Ukrayna’nın AB’ye giriş için 2007’de müzakerelere başlayacağını açıkladı. Yuşenko, Ukrayna’nın NATO ve AB üyeliğinin Rusya’da endişe yaratacağı korkusunu üzerinden atmış.(10) AB’nin Ukrayna’ya olan desteği, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja’nın Ukrayna’nın 15 yıl içinde AB üyesi olabileceği sözleri ile açıklık kazanıyor. Üyelik gerekçeleri olarak Türkiye gibi jeopolitik (geopolitical considerations) sebeplerin öne çıktığını itiraf ediliyor.(11) Ancak real politik açıdan bakıldığında, AB ve ABD’nin bu konuya biraz daha kontrollü yaklaştığı görülüyor. RusyaABD ve RusyaAB ilişkilerinde Rusya’nın, bir numaralı enerji ve stratejik mineral sağlayıcı konumu devam ediyor. Bu nedenle Ukrayna’nın Batıya entegrasyonu Rusya’nın kabul ettiği koşullarda ve zamanda olacak veya Rusya’nın ekonomik, politik ve askeri alanda zafiyet içinde olduğu bir anın gelmesi beklenecek. Bulgaristan’daki Sivastopol ve Kırım NATO tatbikatından... Yarımadası’nın 2017’den sonra Rusya’ya bırakılması bu konuda Rusya’yı ikna edici güçlü bir argüman olarak öne çıkabilir. Ukrayna 2008 yılına kadar NATO’ya girmeyi hedefliyor. Bu maksatla askeri doktrin güncelleştirildi ve yasa hazırlandı.(12) Bu gerçekleştiği taktirde, Rusya açısından, Ukrayna’nın AB üyeliğinden daha ciddi ve karmaşık sorunlar oluşabilir. Çünkü özellikle Rusya’nın hava ve deniz güvenliği çok hassas bir duruma gelecek. Bu bölge Rusya için çok önemlidir. Özellikle 2017’de (eğer yeni bir anlaşma olmazsa) Sivastopol’dan çekildikten sonra bu hassasiyet daha da artacaktır. Rusya’nın Ukrayna’nın NATO üyeliğine bakış açısı; Putin’in, " Ukrayna’nın AB üyesi olmasından Rusya’nın sadece memnun olacağını, ancak, biz NATO’nun genişlemesi konusunda daima olumsuzuz."(13) sözleri ile açıkça yansıtılıyor. Bu yaklaşım RusyaAB ilişkilerindeki kaçınılmaz jeopolitik gerçeklerle de uyumlu. Bu açıdan Ukrayna’nın AB üyeliği gerçekçidir. Ancak NATO üyeliği bambaşka bir siyasi ve askeri perspektif yaratır. Çünkü NATO, binlerce kilometre uzaklıktaki başka bir kıtadan gelerek Avrupa’da güç merkezi oluşturan ABD varlığının hukuki dayanağını ve gerekçesini temsil ediyor. Irak’taki varlığına hala bir gerekçe bulamayan ABD, NATO gibi çok başarılı bir organizasyonu hem AB’yi hem de bölgedeki diğer ülkeleri kontrol etmek için bir araç olarak çok başarılı bir şekilde kullanıyor. Bulgaristan, Romanya ve Gürcistan’daki ABD askeri varlığının stratejik bir taarruz için yeterli seviyeye çıkarılması silah ve ağırlıkların deniz yolu ile taşınmasını gerektiriyor. Bunun tek yolu da Türk Boğazlarının kullanılmasıdır. Böyle bir gelişme, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin güvenlikleri açısından son derece kritik bir durum yaratıyor. Böyle bir yığınaklanma için Türkiye’nin kendini yakın bir savaş tehlikesi içinde görüp(14) Boğazlar yolu ile taşınacak askeri malzeme trafiğini durdurma hakkı doğabilir veya en azından Rusya tarafından bu trafiğin engellenmesi talep edilebilir. Köstence’de kurulacak ABD deniz üssünde konuşlanacak ABD savaş gemileri Montrö Sözleşmesi’ne göre 21 günden fazla kalamıyor. Bu durumda Türkiye, bölgede siyasi tansiyonu artıracak iki seçenekle karşı karşıya kalabilir. Birincisi, Montrö Sözleşmesi’nin değiştirilmesi; İkincisi, ABD gemilerinin kolaylıkla Karadeniz’e girip çıkmasını sağlamak maksadıyla Marmara Bölgesi’nde ABD’ye C S TRATEJİ 9 üs olanağı tanınması. Her iki seçenek de Türkiye’nin hem Boğazlar üzerindeki egemenliğini tartışmalı hale getirir hem de Karadeniz’deki deniz tehdidini artırır. Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin dışındaki yabancı bir deniz gücünün varlığı Rusya’ya yönelik büyük ölçüde tehdit yaratırken, Türkiye’yi de Rusya ve Batı arasında politik bir açmaza sokabilir. Yukarıda açıklanan olası gelişmeler sonunda, Lozan Anlaşması’nda tek emperyalist leke olarak kalan Boğazlar Sözleşmesi’ne son veren ve Türkiye’nin bağımsızlığını tamamlayan Montrö Sözleşmesi’nin delinmesi tehlikesi ortaya çıkabilir. Böyle bir durum hem Türkiye, hem de Karadeniz havzası için çok tehlikeli ve geri dönülmez jeostratejik değişimlere neden olur. TÜRKİYE NE YAPMALI? SSCB ile 1978’de imzalanan Kıta Sahanlığı’nın Sınırlandırılması ve deniz yan hududu anlaşmaları değişiklik yapılmadan Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan ile de imzalanmalıdır. Türkiye, Bulgaristan deniz yan hududu en kısa zamanda belirlenmeli ve anlaşma imzalanmalıdır. Köstence’de kurulması gündeme getirilen ABD deniz üssünün yaratacağı politik, askeri ve hukuki karmaşa ve gerginliğin tehlikeli boyutlara ulaşacağı ABD yönetimine kararlılıkla anlatılarak bu projenin iptali sağlanmalıdır. Deniz üssü hangi ülkede olursa olsun Montrö Sözleşmesi’ne aykırı uygulamalara ve sözleşmenin tadil edilmesine kesinlikle izin verilmeyeceği açıklanmalıdır. Bu konuda zaman kaybetmeden Rusya ile ortak bir deklarasyon dahi yayımlanabilir. DİPNOTLAR (1) The World Defence Almanac 1995.96, p. 196 (2) New Europe No: 620 p.2 (3) Milliyet Gazetesi 18 Sorun, ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. ABD’nin NATO aracılığıyla Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve Gürcistan’a yerleşme girişimleri, Montrö ile Türk boğazlarında oluşan statüyle çelişebilir. Türkiye, oluşacak riski müttefiki ABD’ye kararlılıkla anlatmalı. Kasım 2005 (4) 1828’de Gürcistan’da ilk Rus üssü kurulduğu zaman Rus generai Paskaviç’in bölgeye yerleştirilmiş Ermenilere yönelik söylediği " Bu topraklarda güçlü durun, korkmayın, çünkü Rus ordusu her zaman arkanızda olacaktır " sözleri halen boşaltılmakta olan Rus üssünün kapısında yazılı durmaktadır. Bkz. Cumhuriyet Strateji Eki 9 Ocak 2006 s.15 (5) New Europe No: 620 p.41 (6) New Europe No: 600 p.41 (7) New Europe No: 607 p.45 (8) New Europe No: 611 p.41 (9) New Europe No: 618 p.45 (10) New Europe No: 614 p.37 (11) New Europe No: 608 p.10 (12) New Europe No: 623 p.36 (13) New Europe No: 604 p.33 (14) Montrö Sözleşmesi Md. 21’e bakınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle