02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GOP Haritası Müslüman göçmenlerin tüm Avrupa’da alarm zillerinin çalmasına neden olan vandal eylemlerinin Batılı çevrelerde ortak bir ‘İslam korkusuna’ dönüşmüş olması, GOP’un yaşama geçirilmesindeki endişeleri öteleme sonucuna eşlik etmiş ve İslam, terörizmle özdeşleştirilerek Batı için ‘öncelikli tehdit’ olarak algılanmaya başlamıştır. Danimarka’da ortaya çıkan ve İslam dünyasını rencide eden ‘karikatür krizi’ bu bağlamda ve bilinçaltı korkuların saldırganlığı öne çıkaran bir tür savunma refleksi olarak değerlendirildiğinde gerçeklere daha da yaklaşılmış olur. Öteden beri; aşağılanan, küçük görülen, dışlanan, horlanan ve sahip oldukları doğal kaynakları bu bağlamda ‘hak edilmeyen bir zenginlik’ olarak görülen Müslüman ülkelerin anonim bir suçlamanın çerçevesi içine alınması için elbette terörizmle İslam’ın örtüştürülmesi ve bunun esasen Batıda yerleşik olan yaygın görüş ve inançları pekiştirmesi gerekmekteydi. GOP konusunda AB ülkelerinin endişelerinin ötelenmesi ve İslam’ın öncelikli tehdit algılaması biçiminde ortaya çıkan/çıkarılan son olayların rastlantı teorileri içinde değerlendirilmesi, önümüze konulan fotoğrafın vizöre yansımayan yönlerinin irdelenmemesi ile eş anlamlı olmalıdır. Nitekim, Transatlantik ittifakın en önemli siyasi tartışma platformu olan Münich Zirvesi’nin bu yıl ki toplantısında, geçmişte NATO’nun işlevleri konusunda ayrışan görüşleri seslendiren Almanya ve Fransa ile ABD’nin sergilediği uyumla, daha önceki açıklamalarında Avrupa’yı ‘ihtiyar’ olmakla suçlayan Donald Rumsfeld’in attığı geri adımlar bu bağlamda değerlendirilmelidir. Münich Zirvesi’nde Avrupa’yı; ‘ABD’nin ayrılmaz bir parçası olarak niteleyen, ortak tarih, eş siyasi ve kültürel köklere sahip’ olarak tanımlayan ABD Savunma Bakanı Rumsfeld’e göre ‘şu anda uzun bir savaş yaşanmaktadır..’ ABD ile birlikte Avrupa’nın da içinde yer alması gerektiği Rumsfeld’in sözlerinden anlaşılan bu ‘uzun savaş’ geçmişte yaşananlar olamayacağına göre herhalde Başkan Bush’un Irak işgali öncesi seslendirdiği ve bilinçaltının yüzeye vurumundan çok bir dil sürçmesi olarak algılanmasına çaba gösterilen ‘Haçlı Seferleri’ olmalıdır. Kısacası temelini din farklılığında bulan ‘uygarlıklar savaşı..’ Aynı toplantıda Alman Şansölyesi Bayan Merkel’in; ‘NATO’yu Avrupa’nın güvenliğinde birincil öneme sahip bir örgüt’ olarak nitelemesi, Fransa Savunma Bakanının; ‘Avrupa ile ABD arasında yeni bir stratejik ortaklık kurulmasına’ ilişkin önerisi, AB’nin lokomotif iki üyesinin ABD ile ‘ortak tehdit’ algısına sahip olduklarının bir göstergesi sayılmalıdır. Bu ortak tehdit ise Paris olayları, El Kaide’nin İspanya ve İngiltere’de koyduğu eylemlerle karikatür krizinin tetiklediği korku hipnozunun yarattığı İslam tehlikesidir. Bu tehdidin yarattığı sonuç ise ABDAB yakınlaşması, özetle Batı blokunun yeniden yapılandırılmasıdır. İşte bu noktada denilebilir ki ABD, GOP’u gerçekleştirme çabalarına ivme kazandırma konusunda daha özgür ve güçlü bir konuma ulaşmıştır. Kuşak ülkelerin demokratikleştirilmesi, radikal C S TRATEJİ 21 olan ‘milliyetçi reflekslerin’ erozyona uğratılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. CIA’nın Türkiye’de uzun yıllar istasyon şefliği görevinde bulunan Graham Fuller’ın ‘..Türkiye’de sessiz sedasız farklı türden bir İslami Devrim gerçekleşiyor ve bu devrim Ortadoğu’ya örnek olacak’ sözü anımsandığında sanırız önümüze konulan yapay gerçeklerle, görülmesi gereken gerçeklerin hiç te benzeşmediği ortaya çıkmaktadır. Türkiye’deki sürpriz iktidar değişikliği ve mevcut iktidara gerek ABD gerek AB çevrelerinde gösterilen hoşgörünün perde arkası bu gözlükle irdelenirse, yaşadığımız değişim ve dönüşümlerin anlamı daha da belirginleşecek ve Türkiye’ye biçilen ‘model ülke’ deyimi daha açık bir biçimde algılanacaktır. Bu gözlük hiç kuşku yok ki mevcut iktidarın Arap dünyası ile ilişkileri ve neo Osmanlı yaklaşımına da açıklık getirebilecektir. Türkiye’de, yirmi yıl öncesinin toplum genelinde benimsenmeyen ve karşı çıkılan uygulamalarının günümüzde bir refleksle karşılaşmaması, ulus devlet kimliğini pekiştiren milli değerlerden sistematik olarak uzaklaşılıp tepkisiz, algısız, duyarsız bir yığına dönüşülmesinin, örnekleri yakın geçmiş ve günümüzde başka yerlerde görülen dağılma sürecini tetiklediğini hala algılamayanlar ya da farkındalığı yadsıyanlar, toplumsal dokudaki ayrışmanın denetim dışı bir yırtılmaya dönüşmesi halinde bir bütün olarak kalıp kalamayacaklarının muhasebesini çok iyi yapmak durumundadırlar. Seneca; ‘..suyun üzerindeki bir saman parçasının hareket ediyor görünmesine karşın aslında durduğunu, onu hareket ettirenin suyun akış yönündeki ivmesi olduğunu’ söyler. Kum saatinin çalışmaya başladığı gelinen bu noktada; Türkiye ya su olup yatağını bularak tarihteki akışını sürdürecek ya da başkalarının suyunda bir saman parçası olarak kendi istenci dışında sürüklenip yaşamını sürdürecektir. ve marjinal grupların sistem içine çekilerek legalize edilmeleri temel felsefesinden yola çıkan, böylelikle görünürde aşırılıklardan arınmış, insan hakları ve bireysel özgürlüklere saygılı bir sistemi bölgede egemen kılmak isteyen GOP için elbette ‘İslam ve Demokrasinin’ bir arada yürüyebileceğine ilişkin bir örnek ya da modele gereksinilecekti. Türkiye’nin; laik ve demokratik sosyal hukuk devleti kimliğinde ortaya çıkan bu modelin, bölgede kabul edilebilir olması için gereken ise ‘İslamın devlet ve toplum içindeki ağırlığının daha da arttırılması’ yani ‘ılımlı İslam’ modelinin Türkiye’de yaşama geçirilmesiydi. Bu bağlamda denilebilir ki GOP’un ilk uygulaması Irak’ta değil Türkiye’de gerçekleştirilmiş, ılımlı İslama dayalı demokrasi sentezi örneklemesinin ilk adımları Türkiye’de atılmıştır. Arap Sosyalizmi ve Arap Milliyetçiliğini öne çıkaran Baas denemelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra bölgedeki tek seçeneğin ‘radikal İslama’ dönüşmesi ve bu dönüşümün eşlik ettiği tehlikelerin görülmesi ‘ılımlı İslam’ karşı seçeneğini gündeme getirerek pilot uygulama alanı olarak Türkiye seçilmiş, liberalizmin küresel anlamda başarıya ulaşması için Batıyla uyumlu Ilımlı İslam’ın geçerli tek reçete olması ise bu bağlamda ABDAB ittifakını gündeme getirmiştir. Bu modelin Türkiye’de yerleştirilmesi ve örneklenmesi için ise Kemalist ideoloji, milliyetçi ve laiklik anlayışı ile devletçi geleneklerin tasfiyesi, böylelikle GOP’a örnek oluşturmanın önündeki en güçlü bariyer Rumsfeld
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle