17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 savaşın önemli ve can alıcı bir kısmı bu ada ve çevresinde yaşanacaktır. TÜRK ASKERİ VARLIĞI Türk ordusunun Trakya cephesinde büyük bölümünü kullanacağı 23 kolordu ve bunlara bağlı yaklaşık 5 zırhlı, 8 mekanize ve 3 piyade tugayına karşı, Yunanlıların savaşın ilk günlerindeki beklentilerine erişemediklerini düşündükleri anda ana kuvvetlerini çok daha gerilere, Selanik yakınlarına bile çekmeyi düşünülebilecekleri de bir olasılıktır. Savaşın uzaması durumunda, ciddi ve düzenli bir seferberlik deneyimi olan ordumuzun, savaş alanında edineceği altıya bir üstünlükten ve terörle mücadeledeki deneyimlerinden de yararlanarak, Yunanlıların çok güvendikleri, Leopard II tankları ve Apache AH64A helikopterlerinin, HAWK, OSAAK, TOR1M ve Stinger, ASRAD gibi kısa ve orta menzilli yerden havaya uçaksavar füzelerinin süreç içinde azalmasından da yararlanarak zırhlı destekli üstün piyade güçleriyle Yunanistan içlerine girmesi ve belli bölgelerde Yunan güçlerini adacıklar halinde kuşatması söz konusudur. Seferberlik konusunda Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında beceriksizlik örneği veren ve skandallar yaşayan Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin yoğun savaş gücümüze yanıt verebilecek bir şekilde 300.000’in üzerine çıkarabilmeyi hesapladığı yedek güçlerini, savaşın uzaması sürecinde muharebe alanlarına intikal ettirmesi de yine çok güç olacaktır. Bu bakımdan Yunanistan’ın oyalama taktiği uygulayacağı ve süreç içinde ABD ve özellikle AB’yi arkasına almayı ve eğer elde edebilmiş ise Adalar Denizi’ndeki olası kazanımını korumaya çalışacağı, diğer iki cephede savunmada kalacağı düşünülebilir. Taarruz savaşında tarihsel ve geleneksel olarak çok başarılı olduğu bilinen Türk Kara Kuvvetleri’nin, azalmış olan Yunan hava unsurlarının yokluğundan da yararlanarak Yunan ana karasında süratle Vardar nehrine erişmeleri, savaş sürecinin uzamasına bağlı olan bir gelişme olacaktır. Özellikle böyle bir kara savaşında, Yunan birliklerinin kadrolarının genelde eksik olduğu ve seferberlik sistemlerinin iyi işlemediği de dikkate alınmalıdır. Adalar Denizi cephesi başta olmak üzere bütün cephelerde Türk ve Yunan Ordularına ait Özel Kuvvetler ve komando kuvvetlerinin, özellikle Deniz Piyade Tugayımız ve Yunan 32. Deniz Piyade Tugayı’nın tarafların cephelerinin gerisinde yoğun olarak kullanılacağı ve bunların tarafların stratejik noktalarını ve ikmal yollarını hedefleyeceği hususu da olası bir savaşın gelişmesinde önemli rol oynayacaktır. Yine Kardak’ta sessizce istediği noktaya sızma başarısını gösterebilmiş olan SAS Komandolarımızın özellikle adalarda önemli görevler üstleneceği de açıktır. "Megali İdea" çerçevesinde genişlemeyi amaçlayan ve Akbaba’lar gibi bir şekilde zayıflamamızı bekleyen Yunanistan, Türkiye’nin ekonomik, siyasi veya güvenlik konularında belli bir şekilde zafiyete uğradığına inandığında oyununu böyle bir konseptte oynamak isteyecektir. Bu bağlamda ilk günlerde, özellikle ada ve adacıklara yerleştirmiş olduğu hava savunma sistemleri ile öncelikle hava gücümüzün adalara çıkarma yapacak birliklerimize savunma ve destek şemsiyesini yok etmeye çalışacaktır. Bu bakımdan özellikle, Limni, Skiros, Santorini ve Girit’teki hava üslerinden ve diğer adalardaki tali ve sivil üslerden de yararlanmak isteyecektir. olan Yunan Kara Kuvvetleri’nin envanterinde; 42x3 MIM23B HAWK (Orta menzilli hava savunma füze sistemleri) 21 TORM1 (Kısa menzilli, savaş alanında kullanılabilecek, mobil hava savunma füze sistemleri), 31 OSAAK (SA8) (Kısa menzilli, alçak irtifa hava savunma füze sistemleri), 54 ASRADHellas (Kısa menzilli, çok hafif ve hareketli alçak irtifa hava savunma füze sistemleri), 1.237 FIM92 B/C Stinger (Omuzdan atılabilen, alçak irtifa hava savunma füze sistemi), Yunan Hava Kuvvetleri’nin elinde 4 Batarya (200 füzelik) PAC3 Patriot (Uzun menzilli, uçak ve füzesavar sistemi, 70 km. menzil, 24 km irtifa), 6 SKYGUARD/SPARROW (Velos sistemi12 batarya halinde füze, 30mm uçaksavar topu ve radarla teçhiz edilmiş), 2 SU300 bataryası (12 lançer halinde, uzun menzilli, uçak ve füzesavar sistemi), 4 TORM1’s (Kısa menzilli, mobil hava savunma C S TRATEJİ üslerinin yanı sıra son dönemde edindikleri 4 adet Katsonis sınıfı (1700 tonluk 214 tipi) ve diğer 4 adet Glavkos (209 tipi) denizaltıları, 4 adet Meko tipi Hydra sınıfı firkateyn, 10 adet Elli sınıfı firkateyn ve 4 adet bir zamanlar çok güvendikleri ancak süreç içinde işe yaramadığı anlaşılan ZUBR tipi Hoovercraft çıkarma gemileri ile gemilere karşı dizayn edilmiş yaklaşık 70 km. menzilli Exocet füzeleriyle Adalar Denizi’nde ciddi bir güç oluşturup, karasularını 6milin üzerine çıkararak, Türkiye’yi ekonomik, askeri ve siyasi açıdan sınırlı bir konuma getirmek istemektedirler. Ellerindeki güçleri ve silahlanmaya ayırdıkları ciddi parayı göz önüne aldığımızda hakikaten Adalar Denizi’nde karahavadeniz entegrasyonu ve bunları destekleyen askeri stratejileriyle etkin bir durum gösteriyorlarsa da, Türk Ordusu’nun gücü hesaba katıldığında Yunanlıların kendilerini içinde bulacakları konum özellikle Adalar Denizi’nde şöyle cereyan edebilecektir; Savunulması gereken yüzlerce Ada’nın önemli olanlarından bazıları Türk kıyılarından top menzili içerisindedir. Kuvvet yığmalarına karşın, kuvvetlerinin çok çeşitli adaya dağılmış olması nedeniyle, Türk Ordusu’nun nereye ağırlık vereceğini kestiremeyeceklerinden, özellikle kıyılarımıza yakın olanlardan taarruz edilen adalara yönlendirilecek yoğun topçu ateşimiz altında buralardaki kuvvetleri baskı altında tutulacaktır. Yunan Anakarası’na çok uzak, Türk kıyılarına çok yakın adalarda çıkarma gemileri ve helikopterlerle yapmayı düşünecekleri destek girişimleri, mesafenin uzaklığı ve hava üstünlüğünü sağlamadaki zorluklar nedeniyle başarısız olmaya mahkumdur. Buna karşın Türk çıkarma birlikleri birkaç saat içinde hava ve topçu ateşi desteğiyle bazı önemli Yunan Adalarını ele geçirebilir. YUNAN BİRLİKLERİ DAĞINIK DÜZENDE Yunanistan’ın bütün çabaları ve diğer ülkeleri de yanına alarak oluşturmaya çalıştığı savunma anlayışının birçok zayıf noktası bulunuyor. Türk anakarasına yakın olan önemli Ege adalarının savunulmasında çok ciddi sıkıntı yaşanabilir. Trakya ve Kıbrıs’ta olası harekatta Türk kuvvetlerine başarı sağlanması olası gözükmüyor. füze sistemleri), 9 CROTALE NG/GR bataryası (176 füzelik kısa menzilli, çok alçakorta irtifa) bulunmaktadır. Bütün bu sistemlerin ada ve adacıklara serpiştirilmiş olması ve Yunan Hava Kuvvetleri’nin yeni edinmiş olduğu 4 adet EMB145 ERIEYE uçağından oluşan 380. Hava Erken Uyarı Filosu’nun yanı sıra adacıklara serpiştirilmiş hava savunma füzelerinin radarlarından da yararlanılarak Türkiye içlerine kadar uzanabilen hava gözetleme sistemi Yunanistan’ın Adalar Denizi’ne ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Yine, edinmiş olduğu Patriot PAC3 sistemlerinin bir kısmının silahtan arındırılmış olması gereken Limni dahil diğer Adalar’a da yerleştirilmiş olması da önemlidir. Yunanlılar, adalara kurmuş oldukları kara ve hava Trakya, Adalar Denizi ve Kıbrıs’ta da güçlü Türk Kara Kuvvetlerine karşı, kara birliklerini ve dağınık adalarını destekleme zorunluluğunda olan Yunan Hava Kuvvetleri çoğunlukla savunma amaçlı konuma geçecek, Silahlı Kuvvetlerimizin Türkiye’deki stratejik noktalarına erişemeyecektir. Menzil kapasitesi ve operasyon süresi, ek yakıt tanklarıyla donatılmış F–16 Blok/52+ uçaklarıyla Girit’ten Kıbrıs’a geçmiştekinin aksine yetecek gibi gözüken Yunan Hava gücünün, diğer cephelerdeki meşguliyeti nedeniyle katkısı 1974 Barış Harekatı’nda olduğundan fazla olamayacaktır. Bu cephede Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu almış olduğu ve çok güvendiği T–80 tankları, Mi–35 taarruz yetenekli helikopterleri, TORM1 ve Skyguard (Aspide lançerli) hava savunma sistemi ile Türk Güçlerine bir süre karşı koymayı deneyecekse de böyle bir topyekun savaşın Yunanistan açısından en somut gelişmelerinden biri Kıbrıs’ın tamamen kaybı şeklinde ortaya çıkacaktır. Yine menzil sorunu olan ve her halde Anadolu’nun içlerine erişemeyecek olan Yunan hava gücü geçmişte bunu sağlamak için Suriye ile bu ülkenin hava üslerini kullanabilmek ve ülkemizi arkadan vurmak için bir anlaşma yapmıştı. Suriye’nin bugünkü ortamda buna izin veremeyeceği ve verdiği takdirde tarafımızdan kalıcı zararlara uğratılabileceği gerçeğinden hareketle Yunanistan’ın bize karşı kullanabileceği bir ikincil vuruş olanağının da ortadan kalkmış olduğu açıktır. Yani iki taraf hava kuvvetlerinin aynı anda veya ilk vuruşları birinin önceden yapması durumunda Türkiye’nin her halde ikincil vuruş olanağı olabilecek iken, Yunanistan göreceli olarak Araxos ve Andravida hariç bütün önemli hava üslerinin Doğu Yunanistan’da ve bunların her halde Türk uçaklarının menzili dâhilinde bulunması nedeniyle ikincil vuruş olanağından mahrum kalacaktır. İkincil vuruş kapasitesi tahribata uğramayacak Doğu Anadolu hava üslerinden kalkabilecek ve harekat menzilleri ile sürelerini İncirlik’de konuşlanmış olan 101nci (Asena) Tanker Uçak Filomuz’un KC135R uçakları vasıtasıyla uzatarak bu imkana her durumda sahip olacak olan ADALAR DENİZİ CEPHESİ Adalar Denizi’nde bir Yunan egemenliğine izin vermek istemeyen ve Yunanlıların hava sahalarını 6 milin ötesine çıkarmalarına karşı hemen her gün bunu tanımadığını kararlı bir şekilde göstererek söz konusu sahaya giren Hava Kuvvetlerimizin, dünyadaki sayılı ve deneyimli güçlerden biri olduğunu çok iyi bilen Yunanlılar, yine anlaşmalara aykırı olarak bu adalarda çok ciddi bir hava savunma ağı meydana getirmişlerdir. Bu bağlamda bütün askeri gücünü ve bu yöndeki harcamalarını Türkiye’ye karşı hazırlamış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle