16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sonbahar ve influenza A(H1N1) öngörüleri CEM SUNGUR Kuzey yarımkürede sonbahar yaklaşıp toplu halde yaşanılan yerlerde nüfus yoğunlaşırken ve insanlar kentlere geri dönerken influenza A(H1N1) (domuz kökenli grip) pandemisi (çok geniş bir alana yayılan salgın) konusunda tedirginlik artıyor. Pandemiden en çok etkilenen ülke olan İngiltere’de salgın son ay içinde hız kesti ama otoriteler rahatlamış değil. Çünkü influenza salgınlarının tarihçesine bakılırsa ilk dalgayı mutlaka ikinci ve daha uzun süreli bir dalga izlemiş. ABD’de geçen hafta yapılan toplantıda, halkın yarısının enfeksiyondan etkilenebileceği açıklandı. Bütün ülkelerde hastalara teşhis konulması ve gerekli merkezlere yönlendirilip tedaviye başlanması için standart tanımlardan yararlanılıyor. Tanımlar değişik belirti ve bulguların hastalanan kişide bir araya gelmesine dayandırılıyor. Ülkemizde ateş, grip ve soğukalgınlığı gibi kavramlar konusunda çok farklı inançlar ve tanımlar var. Bu kavramlar netleştirilmedikçe salgından etkilenenlerin saptanması konusunda karışıklıklar ve gereksiz panikler yaşanabileceği, sağlık sisteminde de aşırı yüklenmeler meydana gelebileceği öngörülebilir. Virüslerle bakteriler arasında çok önemli farklılıklar olmasına karşın, günümüzde nedense bütün mikroplar virüs olarak adlandırılıyor. Virüsler antibiyotiklerle yok edilebilen mikroorganizmalar değildir ve influenza enfeksiyonuna virüsler yol açmaktadır. İnfluenza A(H1N1) enfeksiyonu olduğu düşünülen hastalarda antibiyotik değil antiviral ilaçlar verilmesi gerekmektedir. Solunum yolu enfeksiyonu yakınmaları ve ateşi olan insanların zamanında ve doğru ilaçlara erişiminin kolay olmayacağı da ikinci öngörü olabilir. Her sonbaharda başlayan ve kışın yaygınlaşan olağan mevsimsel influenza enfeksiyonu ile influenza A(H1N1) enfeksiyonu tüm kuzey yarımkürede ve ülkemizde aynı anda yaygınlaşacaktır. Bu iki enfeksiyon arasında belirti ve bulgular açısından hiçbir fark olmayacaktır. Dünya Sağlık Örgütü önerileri doğrultusunda Ağustos ayı sonunda toplumda bir aşı kampanyasının başlatılması mevsimel infleunza enfeksiyonunun görülme sıklığını ve komplikasyonlarını azaltacaktır. Mevsimel influenza aşısı kampanyalarını ulusal sağlık politikası olarak yaygınlaştırabilen ulusların yeni salgını daha kolay göğüsleyebileceği öngörülebilir. İnfluenza virüsleri vücuda girdikleri zaman solunum sistemi hücrelerine doğrudan zarar verirler. Ayrıca bağışıklık sistemini uyarıp salgılanmasına neden oldukları kimyasal maddeler havayollarının daha fazla hasar görmesine, oksijen girişinin azalmasına ve solunum yetmezliğine neden olurlar. Yoğun bakım ortamında ve bir solunum aygıtı aracılığıyla tedavi gerektiren bu sorun influenza sonucu gelişen ölümlerin asıl nedenidir. Şu ana kadar Avustralya ve ABD’de hastalanan insanlardan elde edilen veriler, bazı insanların solunum yetmezliği açısından risk altında olduklarını göstermiştir: 1) Gebeler, 2) Lohusalık dönemindeki kadınlar, 3) Kilosu fazla olan insanlar (obez kişiler), 4) Virüsün dolaşım sistemine çok miktarda geçtiği ve sağlık sorunları olan bireyler. Salgın yaygınlaşırsa yoğun bakım yataklarının ve yapay solunum aygıtlarının yetersiz kalma olasılığı olacaktır. Altyapı planlamalarını yapan ülkelerin solunum yetmezliğinden daha az insan kaybedecekleri öngörülebilir. Etkili ve güvenli bir influenza A(H1N1) aşısı geliştirilene dek stratejiler belirlenmeye çalışılmaktadır. Birçok ülke toplumun yarısının etkilenebileceği bir salgına hazırlık yapmaktadır. Hazırlığı olmayan ülkelerin salgından çok zarar göreceği de kolayca öngörülebilir. [email protected] figenatalay?yahoo.com 5 EYLÜL 2009 CUMARTESİ 5 Kimlikli bebekler çocuklara kişilik kazandırıyor Çocuklar Evi’nde uygulandı. Çocuklar her konuda olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi “farklılıklar” konusunda meraklıdırlar. Merkezi (BUPERC) bünyesinde yürütülen Kendilerinden farklı dili ve Hollanda Başkonsolosluğu Matra Kap konuşan, ten rengi FİGEN Fonu tarafından desteklenen Barış Eğitimi kendisinden daha koyu Projesi kapsamında Uluslararası Lions olan, farklı giyinen ya da ATALAY Vakfı’nın (LCIF) sahip olduğu Lions Quest fiziksel engeli olan Yaşam Becerileri Eğitimi Programı ile çocuklarla oynamak birlikte geçen Mayıs ayında Mardin’de istemezler ya da onları kızdırırlar. düzenlenen bir seminerde de, okul öncesi Çocuklar, bir erkek ya da bir kız olmanın eğitim öğretmenleri ile tanışan Kimlikli “doğru” yolunu, engelli olmanın ne anlama Bebekler, MOKİD Derneği ile ortak Mardin geldiğini, zengin olmanın yoksul olmaktan ili toplumsal kalkınmasına yönelik mesleki daha istenen bir durum olduğunu; sahip eğitim ve istihdam çalışmalarını içeren bir olmanın, gücün ve kontrolün kaynağı projenin de hazırlığında olduğunu öğrenirler. yer alıyor. Çanakkale Kimlikli Bebekler, Küçük çocukların Üniversitesi Onsekiz çocukların duygularını farklılıklarla Mart Üniversitesi tanışmalarında ve onlarla Eğitim Fakültesi ifade etmeleri, diğer yaşamlarını İlköğretim Bölümü kişilerin hissettiklerini zenginleştirmelerine Okul Öncesi anlamaları, farklı yardımcı olabilecek Öğretmenliği Anabilim kimliklerdeki ve “Kimlikli Bebekler”in Dalı öğretim üyesi Dr. özelliklerdeki insanlara (Persona Dolls) Ebru Aktan’a göre, yaratıcısı California’da Kimlikli Bebekler ve saygı göstermeleri için okul öncesi öğretmenliği hikâyeleri, küçük dünyanın çeşitli Kay Taus. çocukların, çok erken ülkelerinde kullanılan bir yapan 1950’li yıllarda farklı yaşlardan itibaren uygulama. kültürlerden ve etnik karşılaştıkları gruplardan gelen önyargılarla ve çocuklardan oluşan ayrımcılıkla mücadele etmelerinde son derece güçlü bir araç olarak sınıfında çok fazla materyal ve kaynağı olmayan Taus, sınıfındaki farklılıkları kullanılabilir. Rahatlatıcı, sıcak ve çocuklara tanıtmak, onları bu farklılıklarla destekleyici bir hikâye dinleme ortamında zenginleştirmek ve saygı duymalarını çocuklara, önyargı ve ayrımcılık sağlamak amacıyla çeşitli bebekler yapmış. konularında neler düşündüklerini ve Bu bebekler, fiziksel özellikleri bakımından hissettiklerini sorma şansı elde edilebilir. birbirlerinden son derece farklı olup sınıftaki değişik kültürlerden gelen çocukları temsil edecek şekilde hazırlanmış. Ülkemizde ilk Kimlikli Bebekler Taus bebeklere giysiler dikerek onları uygulaması, Dr. Ebru Aktan ve Marmara giydirmiş; ardından da onlara hikâyeler Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi yazarak çocuklarla bu hikâyeleri paylaşmış. İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Bu konuda zaman zaman okul öncesi Öğretmenliği öğretim üyesi Dr. Işık öğretmenleriyle atölye çalışmaları Kamaraj tarafından erken çocukluk gerçekleştiren Dr. Ebru Aktan, “Amacım döneminde barış değerinin çocuklara orijinalleri İngiltere’den gelen bu kazandırılmasına yönelik bir uygulama bebekleri bizim kadınlarımızın yapması örneği olarak bir araştırma kapsamında ve okul öncesi öğretmenlerinin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi sınıflarında kullanmaları” diyor. ‘Bizim kadınlarımız yapsın’ Farklılıklara saygı duyarak büyüsün Dr. Ebru Aktan, “Kimlikli Bebekler”in ne işe yaradıklarını şöyle anlatıyor: “Kimlikli Bebekler, çocukların duygularını ifade etmeleri, diğer kişilerin hissettiklerini anlamaları, farklı kimliklerdeki ve özelliklerdeki insanlara saygı göstermeleri için Amerika, Avustralya, Güney Afrika ve İngiltere gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde kullanılan bir uygulamadır. Erken Çocukluk Eğitimi’nde 1.5 yaşından itibaren kullanılması uygun olan bu bebekler çocukların, kimlik ve güven duygularının gelişmesinde; toplumdaki önyargılarla mücadele etmelerinde; kendilerinden başka kişilere karşı empati ve saygıya dayalı ilişkiler kurmalarında, eğlenceli ve yenilikçi bir bakış açısı getirmektedir. Kimlikli Bebekler Uygulaması, okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin ve çocuk gelişim uzmanlarının, önyargı konusundaki bilgi ve anlayışlarının arttırılmasında; çocuklarla ve kurumdaki diğer meslektaşlarıyla empati kurmalarında; kişisel duyarlılık ve tutum değişikliklerinin oluşmasında; duygu ve düşüncelerini ifade etmelerinde; kendine güven duygularının gelişmesinde son derece olumlu yönde bir etkiye sahiptir. Ayrıca ailelerle ve meslektaşlarla işbirliği sağlanması, bebeklere ait hikayelerin ve kimliklerin oluşma sürecinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır.” Çocukların barış kavramı hakkındaki görüşleri: Çocukların “barış ve huzur dolu bir sınıfta/okulda /dünyada yaşamak nasıl olurdu?” sorusuna verdikleri yanıtlar: Tabanca kullanmamak, başkalarının eşyalarını izinle almak. Sevişmek, sarılmak. (Berke, 5 yaş) Dünyada arkadaşlarımızı dövmemek, bir de arkadaşını ittirmemek, öğretmenine şikâyet etmemek, özür dilemek, sınıfta düşürmemek. (Öykü, 4 yaş) Bazı kimselerin aileleri öldü. Toprağın altında, ben müzesine gittim, televizyonda izledim. (Duru, 5 yaş) Her bebeğe bir hikâye ? Kimlikli Bebekler, çocukları, kendileri ve geldikleri kültür hakkında iyi şeyler hissetmeleri yönünde cesaretlendirirken, farklı kültürlerden gelen çocuklara ve kültürlerine saygı duymayı öğretir. ? Kimlikli Bebekler çocukların önyargıya yönelik davranışlarını engelleyerek çeşitli problem çözme becerileri ve alternatif stratejiler geliştirmelerini sağlar. ? Bir kimlikli bebek hakkında yaratılan hikâye, çocukların daha önceden öğrenmiş oldukları önyargıların ortadan kaldırılması yönünde olumlu bir etki yaratmaktadır. ? Kimlikli Bebekler, çocukların eşitlik, adalet vb. konulardaki duyarlılıklarını ve anlayışlarını arttırmayı amaçlar. ? Çocukların hikâyelerden zevk almalarını ve aktif olarak meşgul olmalarını sağlar. ? Güçlü ve pozitif kimlik geliştirerek, kendileri hakkında iyi duygular beslemelerine yardımcı olur. ? Bir kimlikli bebeğin hikâyesi anlatılırken çocuklar, kendi yaşantıları ile bağlantı kurarlar; kim oldukları, kimlikleri, tutumları, nereden geldikleri hakkında güçlü bir farkındalık geliştirirler. Grup çalışması Kimlikli bebekler, genellikle çember zamanı ya da grup çalışmaları sırasında ziyaretlerini gerçekleştirirler ve çocuklar onları arkadaşları olarak kabul ederler. Rahatlatıcı, sıcak ve destekleyici bir hikâye dinleme ortamında çocuklara, önyargı ve ayrımcılık konularında neler hissettikleri ve neler düşündükleri sorulabilir. Yaratıcılığa önem veren bir anaokulu Çocukların zihinsel ve kişilik gelişiminin yüzde 70’i, 06 yaş arasında tamamlanıyor. Yani okul öncesi eğitim çok önemli. TESUD Özel Anaokulu uyguladığı eğitim metotlarıyla, öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alarak bedensel, sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve kültürel gibi çok yönlü gelişimlerini sağlamayı amaçlıyor. Bostancı’daki anaokulunda, okulveli iletişimi de öncelikli konular arasında yer alıyor. Gelelim anaokulunda uygulanan eğitimlere... Türkçe Dil Etkinliği, bunlardan biri. Çocuğun dil gelişimine yardımcı olan duygu ve düşüncelerini rahat ifade etmesine olanak sağlayan özgün şiir, hikâye, tekerleme üretmesini sağlayarak, yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini geliştirmeleri, yeni kelimeler öğrenerek kelime dağarcıklarını geliştirmeleri hedefleniyor. Okumayazmaya hazırlık çalışmaları ise çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel yönden olgunlaşmasını sağlıyor. Öğrencilerin öğrenme ve araştırma meraklarını artıracak deneyler, geziler, gözlem ve proje çalışmalarının yapıldığı Fen ve Doğa Etkinlikleri’nde amaç, öğrencilerin yaşayarak, deneyerek keşfederek ve gözlem yaparak öğrenmelerine olanak sağlamak. Ayrıca anaokulundaki sanat etkinlikleri ile öğrencilerin hayal güçleri ve yaratıcılıklarına da hitap ediliyor. Yabancı dil, müzik, bilgisayar eğitimlerinin de verildiği okulda, çocuğun beden ve ruh gelişimini sağlayan, neşe veren, iyi davranışlar ile alışkanlıklar kazandırmaya da yarayan oyun da ihmal edilmiyor. Yemek, sağlık, okul servisi ve güvenlik hizmetlerinin bulunduğu okulun kayıtları başladı. Tel: 0216 464 10 55 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle