Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Konser Sevilen disko ikilisi Setlerinde disco, dub, electro, funk, house, hip hop ve rock gibi birçok tarzı harmanlayarak dinleyicilerini dans pistinden indirmeyen Idjut Boys, bu akşam Otto Alaçatı’da sevenleriyle buluşacak. Dan ve Conrad’dan oluşan ikili kayıt yapmaya Conrad’ın kendi elleriyle yaptığı derme çatma stüdyosunda başladı. İnsanları eğlendirmek, Conrad ve Dan’ın 80’lerin sonunda Cambridge’de tanıştıkları ilk günden beri yaptıkları şey. 1994’te, ilk plak şirketleri ‘UStar Records’u kurdular. Kısa sürede efsane olan DJ setleri ve 2001 yılında çıkardıkları ilk albümleri ‘Life The Shoeing You Deserve’ ile tüm dünyada büyük yankı uyandırdılar. İkili şimdiye kadar Stockholm’den San Francisco’ya kadar pek çok yerde çaldı. (0216 556 98 00, biletler 34 TL) 4 22 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ İnternet üzerinden müzik indirip dinlemeye olanak sağlayan siteler gün geçtikçe çoğalıyor. Bu sitelerden indirilen şarkılar ise çoğaltılamıyor. Sistem fikir hırsızlığının önünde bir engel oluşturacak. Müzik ve sinema sektörünü büyük maddi kayıplara uğratan “internetten müzik ve film dosyası indirme” ZUHAL dönemi AYTOLUN Türkiye’de de kapanıyor. Yurt dışında müzik indirdiği için çok yüksek para cezalarına çarptırılanları okuyorsunuz gazetelerde. Türkiye’de ise böyle bir cezai yaptırım olmadığı gibi herkes bildiğini okuyor, müziğini indiriyordu. Ta ki bu hafta Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik’in yaptığı açıklamaya dek. Fikir hırsızlığına karşı yaptıkları çalışmalara son dönemde hız verdiklerini söyleyen Çelik, birçok ülkede bu suçu işleyenlere rekor cezalar geldiğine dikkati çekerek, kullanıcılara tıpkı yurtdışındaki gibi cezai yaptırımlar uygulanacağını söyledi. Yani artık Türkiye’de de sinema ve özellikle de müzik sektörüne darbe indiren korsan şarkı indirmenin önüne bir miktar da olsa geçilebilecek gibi görünüyor. Oysa internet üzerinden müzik dinlemek ve indirmek için yasal siteler mevcut. Dijital müzik pazarı, son Müziğin geleceği dijital dünyada yıllarda müzik sektörüne yeni bir soluk getiriyor. Hem de tamamen yasal yollarla. Müzik sektörü korsanla, telif haklarıyla savaş verirken, meslek birlikleri ve yapımcıların harcadıkları emeklerle ortaya konan ve gün geçtikçe geliştirilen bu platformların da bilinirlikleri gün geçtikçe artıyor. Gerek üyelik sistemiyle gerekse ücretsiz bir şekilde bu platformlardan hem müzik dinlenebiliyor, hem de indirilen şarkılar bilgisayara kaydedilebiliyor. İndirilen şarkı, çoğaltılıp dağıtılamıyor. Sistem buna izin vermiyor, yasal olarak da denetleniyor. 2006 yılından bu yana hizmet veren sektör artık yeni nesil telefonlarla da destekleniyor, hatta daha fazla imkan sağlayabiliyor. 3G’nin de çıkmasıyla beraber bu platformlar daha da pekişmiş durumda. Biz de Müyap, Powerclub ve Avrupa Müzik’e danıştık, hem korsanla mücadeleyi hem de yeni ve henüz yaygınlaşmış olan sistemi konuştuk. Salkım İzmir’de Yeşim Salkım’ın, 24 Ağustos Pazartesi akşamı İzmir/Karşıyaka Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu’nda konser verecek. Müzisyen bir babanın kızı olan Salkım, küçük yaştan itibaren müzikle içiçe büyüdü. Henüz 6 yaşındayken Saklambaç Gazetesi’nin düzenlediği yarışmada fotoroman kraliçesi seçildi. Müziğe karşı ilgisi ve yeteneğiyle dikkat çeken Salkım, yüksek öğrenimini müzik üzerine, İstanbul Belediye Konservatuarı Klasik Türk Sanat Müziği Bölümünde tamamladı. Konservatuardan mezun olduktan sonra 1993 yılında ‘Hiç Keyfim Yok’ adlı ilk albümünü çıkarttı. Şarkıcı, 1997 yılında da ilk oyunculuk denemesini Eşkıya filminde gerçekleştirdi. (0216 556 98 00, biletler 28.50, 34 ve 39.50 TL) Green Day’den yeni bir sert çıkış Amerikan rock müziğinin muhalif tavırlı grubu Green Day, sekizinci albümü “21st Century Breakdown” ile ZÜLAL yine müzik KALKANDELEN gündemine oturdu. Albümdeki şarkılar, gerçekten de dinleyenin kafasına balyoz gibi inen toplumsal hicivlerle dolu. Green Day’in hedefi, bu kez din ve muhafazakarlık baskısının öne çıktığı 2000’lerin ilk yılları... Bomba, silah, savaş, kan, protesto ve umutsuzluk temalarının işlendiği albümün zamanlamasının yanlış olduğunu düşünenler epey çok. Ne de olsa, Amerika’nın ilk siyahi başkanı, barış ve diyalog vaatleriyle Beyaz Saray’a yerleşti... Ama acaba kısa bir süre önce olanlar, hemen unutulabilecek kadar etkisini yitirdi mi? Yoksa birilerinin çıkıp hâlâ nasıl bir dünyada yaşadığımızı hatırlatması yerinde mi? karartıcı olabilir. Ama unutmayın ki, Bush’lu günlerin üzerinden çok fazla zaman geçmedi. Bu albüm, çok açık ki, o kaotik dönemin bir yansıması... Sistem korsanla mücadele ediyor Yasal olmayan internet sitelerinden hâlâ müzik indiriliyor olsa da aslında yasal çerçeveler çizilmiş durumda. Yasal platformlardan müzik indirildiği ya da dinlenildiği zaman hem sanatçıların ve yapımcının telifi ödeniyor hem de müziğe hemen ulaşılmış oluyor. Müyap’tan aldığımız bilgiye göre, son yıllarda fiziki albüm satışlarında ciddi düşüşler görülüyor. Bunun karşılığında ise ADSL abonelikteki artış da dikkat çekici. Örneğin 2004 yılında bandrol talebi 44 milyon adetlerdeyken 2008 yılı itibariyle bandrol talebi 14 milyon 500 bin adete düşmüş. Bunun karşılığında ADSL abonelik sayılarına baktığımızda 2004 yılında 450 bin adet olan abonelik sayısı 2008 yılı itibariyle 6 milyona ulaşıyor. İnternet kullanımı bu kadar yaygınken, dijital alanda müzik tüketimi de aynı oranda artıyor. Tüm dünyadaki dijital satışlar 2008 yılı itibariyle toplam müzik piyasasında yüzde 20’lik bir orana sahip. İnsanlar ürün almak yerine daha çok dijital ortamda müziği tüketmeyi tercih ediyor. Müyap’a göre 5 yıllık dönemde kaybolan 30 milyon adetlik satışın yüzde 20’si dijital alanda karşılanmış durumda. Altyapıları da oldukça gelişmiş. Türkiye, bu anlamda Avrupa ülkelerinin gerisinde değil. Hatta mobil ve internette her türlü yasal içerik temin etme olanağı var. Dijital platformlar, yeni albümlerin çıkışında dijital ortam için önemli bir dağıtım merkezi sayılabilir. Tabii fiziksel satışlara direk etkisi olduğundan söz edilemiyor. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de müzik sektörü, fiziki satışlarda gerçekleşen kaybı, yeni iş modellerinin geliştirilmesiyle birlikte dijital alanda telafi etmeye çalışıyor. Tabii internet servis sağlayıcılar, telekomünikasyon operatörleri, içerik üreticileri, internet dışı mağazaların da bilinçlenmesi zorunlu. Green Day ve Punk Rock Şarkılarda ele alınan temaların dışında, albümle, daha doğrusu Green Day’le ilgili süren bir tartışma daha var: “Green Day, punk rock grubu mu değil mi?” Beş yıllık bir aradan sonra bu bitmez tartışma, bugünlerde yeniden alevlendi... 1987’de kurulan Green Day, California punk rock sahnesinde doğup gelişti. İlk kayıtlarını bağımsız plak şirketinden yayımladıkları dönemde ana akımda başarı kazanmadılar. Ama ne zaman ki, Reprise Records ile anlaşıp 1994’te “Dookie”yi çıkardılar; büyük ticari başarı da ardından geldi. Artık punk olmadıkları, yaptıkları müziğin de radyolarda çalınmaya daha uygun melodik poppunk olduğu yolundaki eleştiriler de o sırada duyuldu. Bunlara karşılık, “Zaman içinde müziğimiz değişse de biz değişmedik. Punk, hayattaki duruşla ilgilidir” diyerek yanıt verdiler. Punk rock’ın hızlı davul vuruşları, deforme edilmiş gitarlar, bütün dünyayı karşısına almış gözüken kızgın vokalistlerin ötesinde bir duruş olduğu doğru. Fakat sorun, Green Day’in ilk dönemlerindeki o duruşun da değişmesi... Ticari başarı kazandıktan sonra yaptıkları tercihler de bunu gösteriyor. Bir kere, “düzen karşıtı” olduğunu söyleyen punk rock grupları, dev plak şirketlerinden albüm çıkarmaz. Çünkü milyonlarca albüm satıp ana akıma dahil olduktan sonra punk felsefesini savunmanıza olanak kalmaz. Gerçek punk rock grupları, MTV ekranlarında boy göstermez... Şarkıları, Hollywood dizilerinin müziği olmaz... Bu nedenle, ben bu tartışmaya yıllar önce, “Dookie” çıktığı sırada noktayı koydum: Green Day, belki punk etkili power pop grubu olabilir; fakat artık punk rock grubu değil... Fakat sonuçta bu, Green Day’in başarısının önüne geçecek bir tartışma da olmamalı. Yaptığı müziği kendi içinde değerlendirirsek, “21st Century Breakdown”, grubun bir önceki albümü “American Idiot”un izinden giden bir çalışma. Rock opera olarak tanımlanan o albümle “En İyi Rock Albümü” dalında Grammy kazanmışlardı. Bu yeni albüm de Grammy alır mı bilinmez; ama en az onun kadar ilgi çekecek gibi gözüküyor... www.zulalkalkandelen.com, kzulal@yahoo.com Alaçatı’da caz Ülkemizde caz müziği denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Kerem Görsev, Ferit Odman, Kağan Yıldız ve Engin Recepoğulları ile birlikte 26 Ağustos Çarşamba akşamı Babylon Alaçatı’da konser verecek. 2000’li yıllara Warm Autumn, Existence, Meeting Point, Orange Juice ve Back Again gibi albümlerle damgasını vuran Görsev, halen dünyada çok sayıda saygın caz festivalinin aranan isimlerinden. (0216 556 98 00, biletler 33.50 TL) Sektörün hatası geleceği görememek Peki bu platformlardan yapımcı ve sanatçının yararı ne? Avrupa Müzik Genel Müdürü Cengiz Erdem, bu hizmetlerin ardında ödenen ve düzenli olarak takip edilen telif sistemine vurgu yapıyor. Dijital platformdan indirilen bir şarkının telifi öncelikle dört meslek birliğine bölüştürülüyor. Daha sonra da yapımcı, emeği geçen besteci ve yorumcuya paylaştırılıyor. Erdem, “Yasal platformlardan müzik indirdikçe bize iyilik yapıyorsunuz. Çünkü biz oradan telif alıyoruz” diyor. 2006 yılından bu yana internetin gelişimiyle beraber buna göre hazırlandıklarını söyleyen Erdem, sektörün tek hatasının geleceği öngöremeyerek bu mecralara ürün verecek zeminler hazırlamamak olduğunu belirtiyor. “Müzik sektörü en büyük darbeyi duvara çarptıktan sonra anladı. Sonrasında bir kaç firma ve meslek birliğinin bir araya gelmesiyle dijital platformlar oluşturuldu. Türkiye’de sanatçılar da bilinçli artık. Çünkü sektör dibe indi, o yüzden iyiyiz. Daha aşağısı yok. Ama şimdi düğmeye basıldı. Yükselişe geçmek üzere kıpırdayış var. İnsanlar yasal kullanmak istiyor artık. Bedava kullananlardan ne kadarını yasal platformlara çekersek, o kadar kardır” diyor Erdem. Tabii internet sağlayacıların da yasal olmayan şarkı indirmeler için de uyarı yapması gerekiyor. Erdem, “Yasal olmayan siteleri kapatamayız diyorlarsa, bir araya gelelim. Dijital dünyada yok yoktur. Meslek birlikleriyle birbirimize kenetlendik. Üretim de devam ediyor. Ama yine de bilinçlendirme çalışmaları artmalı” diyor. Devlet, din ve muhafazakârlık baskısına karşı Bana sorarsanız, Gren Day’in her türlü baskıya ve politikacılar tarafından aptal yerine konmaya karşı gelişi, çok da yerinde. Üstelik bunu Christian adlı bir genç ile sevgilisi Gloria’nın aşk hikâyelerinin üzerinden anlatması, albümü daha da ilginç kılıyor. Grup elemanları, her ne kadar konsept bir albüm yapmadıklarını söyleseler de, şarkıların üç ayrı bölümde toplanması, bu görüşü çürütüyor sanki... Albüm, sanki uzaklarda çalan bir radyodan gelen sesle başlıyor: “Bize bombalardan ve sonsuzluktan daha gürültülü bir yüzyıl şarkısı söyle...” Ardından gelen “Kahramanlar ve Sahtekarlar” adlı ilk bölümün en vurucu şarkısı, albümle aynı adı taşıyan “21st Century Breakdown” (21. Yüzyılın Çöküşü). “Özgürlüğe methiyeler düzüyorum/ ‘İtaat Etme Özgürlüğüne” diyor şarkı... Sahte kahramanlara ve sahtekârlara inanmayı sürdüren Amerika’ya “kendine gel” uyarısı yaparken, John Lennon’ın “Working Class Hero”suna gönderme yapıyor. “Şarlatanlar ve Azizler” adlı ikinci bölümde, 11 Eylül ve Irak savaşından sahneleri hatırlatan çağrışımlar çıkıyor karşımıza. Son bölümse, “At Nalları ve El Bombaları”... Bu bölümde, her türlü kitle iletişim aracı kullanılarak uyutulan halkın acıklı durumu anlatılıyor. Yazının başında da belirttiğim gibi, bütün bunlar son aylarda yaşanan bir “Amerikan rüyasına” kendisini kaptıranlar için fazla iç BİRİLERİ İnsanlarda satın alma bilinci oluşmalı İlk yasal dijital müzik platformu olarak kurulan Power Club’un proje sorumlusu Tuğçe Soysaltürk, en önemli mücadelenin korsana karşı olduğunu dile getiriyor. Diğer müzik platformlarında olduğu gibi Power Club’ta da şarkılar korumalı. Bilgisayarlara indirildikten sonra 3 kez ses CD’si olarak basılıyor ya da mp3 player’lara kopyalanabiliyor. Dolayısıyla fiziksel satışta olan korsan burada yapılamıyor. Soysaltürk, dijital müziğin albüm satışlarını büyük ölçüde etkilediğini söylüyor: “Türkiye’de ‘single’ kavramı yokken, artık sanatçılar tek şarkı ve bu şarkının çeşitli remiksleriyle dijitale özel çalışmalarını websayfaları üzerinden promote etmeye başladılar. Albüm kavramının yok olmasının sebebi CD’lerin çok kolay ulaşılıyor olması, bir boş CD’nin maliyetinin çok ucuz olmasıyla beraber, bir albümün satışının yüksek olması tüketiciyi etkiliyor. Ne yazık ki müzikseverler albümde ödedikleri ücreti CD’nin plastiğine değil, esere verdiklerini hesaba katmıyor. Bu aynı dijital şarkıların neden ücretli olduğunu anlayamamak gibi. Bilgisayardan korsan şarkı indirmenin, bir müzikmarketten, bir albümü cebinize atıp, parasını ödemeden dükkandan çıkmaktan hiçbir farklı yok.” Bale festivali 7.Bodrum Uluslararası Bale Festivali başladı. Bu akşam festival kapsamında Bodrum Kalesi’nde saat 20.00’de Fransız Kafig Topluluğu Tricote isimli bir gösteri yapacak. Koreograf Mourad Merzouki, La Fontaine’nin ‘fabl’larından ‘Meşe ve Kamış’ gösterisini ‘hip– hop’ tarzında uyarlıyor. Festival 25 ve 26 Ağustos akşamları Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin ‘Harem’ gösterisiyle devam edecek. Bodrum Kalesi’nde sergilenecek balenin reji ve RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com koreografisini Türk tarih ve kültürüne bale çalışmalarıyla yaptığı katkılarla tanınan Merih Çimenciler üstleniyor. Osmanlı İmparatorluğunun en parlak dönemlerinden bir kesiti bale adımlarıyla anlatan ve bu konudaki tek Türk balesi olma özelliğini taşıyan yapıtın dekor ve kostümlerini dünyaca ünlü Rus tasarımcı Alexandre Vasiliev hazırladı. 29 ve 29 Ağustos akşamları Bodrum Kalesi Marsilya Devlet Balesi’ne ev sahipliği yapacak. Festivalin kapanış gösterisinde Marsilya Devlet Balesi, birbirinden güzel 3 farklı koreografi ile sanatseverlerle buluşacak. C MY B C MY B